- 647 Okunma
- 1 Yorum
- 0 Beğeni
Seni altın biliyordum...
Oldukça kalabalık bir grup,içkili yemek yemiştik
Mekanımız çok güzeldi:Yozgat Çamlık.
Yozgat Çamlık,ülkemizde Kafkas çamlarının ender bulunduğu yerlerden biridir.Kuzeye bakmakta ve denizden 1650 m yüksekte bulunmaktadır.Ve çamları da gerçekten çok güzeldir.Oldukça çorak olan İç Anadolu’da bir "vaha "görünümündedir.
Yemekte bir arkadaşımız "fazla" kaçırınca,ertesi gün yemek bize "siyasi fatura "olarak geri döndü.Sorun,Nazım’ı okumak...
Oysa şimdi siyasi parti liderleri bile Nazım’a yer vermekteler.Günümüzde,bunlar,bazılarına "basit" gelebilir.Ama gençliğimizde "suç" olarak nitelenen çok söz,şimdi gündelik hayatın doğal bir parçası oldu.-Şikayetim yok,tersine çok da mutluyum bundan.-
Ve benim arkadaşımı uyarmam gerekiyordu.Susmanın gereği yoktu.Hatta A.Lincoln’ün,"Konuşması gereken yerde susan kişi,korkaktır."sözü de vardı.
Açtım ağzımı,başladım söylemeye:Seni altın biliyordum,gümüşlüğüne de razıydım ama kalp çıktın...
Söyledim,söylenmedim.
Günlük hayatta bu iki kavramı çok karıştırırız.Söylemek için bilmek ve "sorumlu olmak" gerekir.Bilmek,bilgi sahibi olmak demektir.Ama ne yazık ki bilgi kolay kazanılmıyor.Emek,zaman,fedakarlık gerektiriyor.
Söylenmenin ise çok kolay olduğunu düşünüyorum:Bir konuda ileri-geri,düşüncesizce,tutarsızca ve zaman zaman kendi kendimize yaptığımız konuşmalar olarak algılıyorum söylenmeyi.
Ya da ninemin,"yellen yellen,diz ipliğe" dediği gibi bir şey...
YORUMLAR
Hocam; nazım benim hayat felsefeme çok ters biridir.Ama kitaplarını okumayı bir zenginlik sayarım.Abraham linköln den evel İslam peygamberi yasaklamıştır haksızlığa sessiz kalmayı.Sizin gibi kendini aşmış birini sırf kitap tercihi ya da siyasi görüş farklılıkları yüzünden egale edecekse biri; bence bu onun acizliğidir.Selamlar eder, hatıralarınızı paylaştıgınız için teşekkür ederim.