İsimsiz---1.Bölüm:Ne alırsan Bir Lira
1.Bölüm:Ne alırsan Bir Lira
-Ne alırsan bir lira, ne alırsan bir liraaa… Üste bakmadan geçme abicim. Deyip yakaldı kolumdan. Anlamış olacak yüzümdeki ifadeden hiç halim olmadığını ve kızgınlığımı yavaşça bıraktı kolumu. İşini yapması gerekiyordu ve sordu:
-Yukarı bakmadan geçme abicim,ne arasan var…
-Ne ararsam mı?
Cevap verdiğime sevinmiş olacak, daha bir neşeli çıktı sesi karşımda:
-Evet abicim, ne ararsan…
-“Peki”dedim. “ ama aradığımı bulamazsam sinirlenirim haberin olsun.”
-Bulursun abicim, bulursun… Bizde ne ararsan var. Çık yukarı bak eğer beğendiğin bi şey olursa bana haber et.
İçeri girdim, o da arkasını dönüp işine devam etti. Sıcaktı içersi… Dışarının durağanlığına inat, içerde canlılık vardı. Sanki bütün Bursa sokakları boşaltıp buraya doluşmuştu…Çıktım yukarı yavaş adımlarla. Her adımda insanlar önümden cüzzamlıymışım gibi çekildiler. Yukarıda bir eleman tarafından karşılandım:
-Buyrun efendim;nasıl yardımcı olabilirim?
Kafamı kaldırıp yüzüne baktım. Tanrım… Ne kadar güzeldi... Neden burdaydı ki sanki? Herhangi bir mankenlik ajansından kesinlikle reddedilmeyecek bir fiziği ve yüzü vardı. Sesindeki tını ise… İlk defa öyle br tını duymuştum hayatımda… Ben bunlara dalmışken içimde bir yerlerde tekrar etti:
-Beyefendi nasıl yardımcı olabilirim?
Bir rüyadan uyanmış gibi etrafıma bakındım,nerede olduğumu bilmeksizin. Bir milyoncuda olduğumu anladığımda ancak cevap verebildim.
-Eee şey… Ben, ben sadece bakıyorum öyle…
-O zaman ona yardımcı olayım? Baktığınız özel bi şey var mı bir milyoncumuzda?
Ne kadar tatlı gülümsüyordu…
-Var… Ben kendime yeni bir ben bakıyorum. Elinizde var mı acaba fazladan; bende hiç kalmadı, baya bi alacağım.
Söylerken kendimde miydim bilmiyorum bile. Bilinçaltı dedikleri olay buydu galiba. Beklediğim alaycı bir bakış ve bir sırt dönüştü fakat söyledikleriyle o kadar şaşırmıştım ki…:
-Onu burda bulmanız imkansız, gerçi burda mandal bile bulmak kimi zaman zor… Fakat burda işim 1 saat sonra bitiyor. İsterseniz size o zaman yeni bir “sen” buluruz. Çok da uzaktan değil. Tam içinizden…
Ne biçim bir sıcaktlıktı ki bu şimdi? İçimde koşan ata kalp adı mı verilmişti? Garipti… Hem de çok garip; ama bir o kadar da hoşuma gitmişti… Çok uzun zamandır ilk defa böyle oluyordum… Uzun zamandır bir insana -gerçekten- ilk defa gülümsüyordum. Aşk değildi bu. Bu kadar basit olamazdı… Ahh yine cevap vermeyi unutmuştum…
-Özür dilerim, sanırım haddimi aştım…
Arkasını döndü gitmeye yeltendi. Yanakları kızarmıştı. Gözünde de bir damla yaş… O an kendime geldim. Hafifçe kavradım kolunu gitmesin diye. Gitmesindi sadece…
-Hayır. Bilakis teklifiniz sadece beni şaşırttı ama asla yanlış bir şey düşünmedim… Lütfen beni mazur görün… Hayatımda ilk defa sizin gibi sıcak biriyle tanışıyorum ve sanırım sıcaklığınız beni şaşkına çevirdi bi miktar, cevap vermeyi dahi unutur oldum… ee şey; o zaman 1 saat sonra nerede buluşalım?
Döndü, gülümsedi.
-hmmm… Peki, affedilir ve gurur okşayıcı bir neden sundunuz. 1 saat sonra Falanca’da buluşalım. Olur mu?
-Tabi tabi…
Arkamı dönüp giderken aklıma geldi:
-Bir dakika ya. 1 saat sonra sizle buluşacağım ama daha bana bu şerefi bahşeden meleğin adını dahi bilmiyorum?
Hafifçe gülümsedi:
-Gerek yok bence isimlere takılmaya. Siz bana Melek deyin.
-Peki. O zaman sen de bana siz yerine sen de. Uyar mı?
Yine gülümsedi:
-Tabi “sen”.
Gülümsemeyle aşağıya indim. Bu seferde insanlar benim önüme geçip durmak için sözleşmiş gibilerdi. Aralarından geçmek beni eğlendirmişti. Kapıda yine çığırtkanla karşılaştık.
-Ne alırsan bir liraaa, ne alırsan bir liraaa gel abi geeelll.
Beni görünce duraksadı:
-Buldun mu abi istediğini?
-Sanırım koçum, sanırım tam istediğimi buldum…
Devam edecek…
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.