Bir Yıl Daha Geçti... (Anı)
Her öğretmenler gününde sevgiyle hüznü birlikte yaşarım. Öğrencilerim ve arkadaşlarım kutlamalarını yaparken ta lise çağlarına dönerim ve öğretmen sözcüğünü her duyduğumda saygıyla andığım biri gelir aklıma: Hasan Ali KASIR...
Hasn Ali KASIR lisedeki edebiyat öğretmenimdi. İnsanları sevmeyi, edebiyat sevgisini ve bir çok şeyi ondan öğrendim. Edebiyat derslerini iple çekerdik; hiç bitmesini istemediğimiz bu dersler su olup akardı.
Ortaokul ve liseyi yatılı okudum. Evimden ve ailemden uzaktaydım. Tatil günlerinde gezmeye çıkardık. Sokakta karşılaştığımızda bizleri evine götürür; özlemini duyduğumuz aile ortamını aratmazdı.
Elazığlıydı Hasan Ali KASIR. Onun da sıla hasreti çektiğini bilirdk. Evinde bir yazı vardı:"Bir gün daha geçti yine sensiz."
Kim o, diye sorduğumuzda:" Bugün Annem,yarın babam, başka bir gün de gönlümüzün sultanı." diye cevap verirdi. Bizimle her konuda söyleşir, bize her konuda yardımcı olurdu. Çok güzel de şiir okurdu. O zaman onun gibi bir edebiyat öğretmeni olmayı ne çok istemiştim.
Liseden sonra Gazi Üniversitesi, İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi, Kamu Yönetimi bölümünü kazandım. Nedense bir türlü sevemedim okulumu. İki yıl okudum. Gençlik heyecanıyla bir sürü yanlışlıklar yaptım. Okul beni terketti, ben de okulu terkettim.
1990’ da Erciyes, Türk Dili ve Edebiyatı’nı bitirdim. Artık ben de bir edebiyat öğretmeniydim. Fatih Muallim Naci İlköğretim Okulu’nda göreve başladım. o ilk dersi asla unutamam: Derse girer girmez çoktan beri adını bile anmadığım biri, Hasan Ali KASIR geldi aklıma. Ben de edebiyat öğretmeni olmak istiyorum, dediğimde:"insan bir şeyi çok isterse Tanrı o şeyi verirmiş." derdi. Galiba çok istemişim. Sesim titreye titreye konuştum öğrencilerimle. Arka sıralarda gülümseyerek beni dinlediğini hissettim.
Yaz tatillerinde Kayseri’ye gelir, arkadaşlarımdan hep onu sorardım. Birkaç yıl sonra izini de buldum: Çukurova Radyosunda çalışıyormuş. ilk fırsatta gidecektim onu görmeye. Ellerinden öpüp teşekkür edecektim. Belki edebi tartışmalar yapacaktık...
Tatil olmuştu. Develi’ye gittim. Bir arkadaşımın dükkanına vardım. Beni derinden sarsan o berbat haberi aldım: Öğretmenim, lanet olası bir trafik kazasında yaşamını yitirmiş... O anki duygularımı asla sözcüklerle anlatamam. Neden sevdiklerimiz yanımızdayken onlara gereken ilgi ve sevgiyi vermediğimizi sordum kendime.
Bütün ğretmenler günleri artık sensiz geçecek;ama seni her zaman özlemle, sevgiyle, saygıyla,rahmetle anacak birilerinin yaşadığını bil. Bizlere teslişm ettiğin eğitim meş’alesini, birilerine devrdinceye kadar gücümüzün yettiğince sımsıkı tutacağımızdan emin ol! Ruhun Şad olsun öğretmenim.