BİZİM KEMAL
Karayaz zayıf bir çocuktu bizim Kemal tanıdı-
ğım zaman. Elinde çay askısı bir o odaya bir bu odaya koşturur durur çay taşırdı o zaman. Belediyenin çay ocağında çalışır çıraklık yapardı. İnsanlar onu tanımak istemez çocuk daha diye horlardı. Galiba ben görmüştüm gözlerindeki hırsı. Sessizdi konuşmazdı. Yalnızca söyleneni yapar isteyene çay isteyene kahve getirir başka bir şeye de pek karışmazdı. Öyle herkesle konuşmaz şaka yapmaz yapana kızar kendine yaptırmazdı.
Bizim kemal okumamış ilk okulu belki de zorlukla bitirmiş ama hayatı boşlamamıştı. Asıl amacı çoktan belliydi. Hayat okulunu bitirecek ama adam akıllı bir adam olacaktı. Bilmezdim ilk zamanlar nereli ve kimlerden olduğunu. Ama anlamıştım bakışlarından hem anadan hem babadan yanık fakirlik vurgunu olduğunu. Belliydi her halinden yoksul bir ailenin evladıydı. Belliydi küçük yaşta çalışmasından belliydi eve ekmek parası kazanmasından.
Günler durucu değil ya işte gelip geçti aylar oldu aylar toplandı yıllara erdi. Ben belediyeden bizim Kemal ise çaycılıktan ayrıldı. Kemal hırslıydı, Kemal azimli ve bir o kadar da çalışkandı. Ne iş olsa yapar ne söylense öğrenmeye çalışırdı. Okul yüzü pek görmemişti belki ama okuma azmi körelmemiş adam olma hevesi küllenmemişti.
Çaycılık bitti demiş sonunda kendi kendine. Hemen başlamış seramik dizmeye. Nasıl nerede öğrendi bilmem ama öğrenmiş hemen fayans ustalığını ve hemde en değerlisinden tekniğini. Çalışmış çeşitli yerlerde artmış ustalığı her işte. Gel zaman git zaman oluvermiş bizim Kemal aranır bir usta. Bizimde işimiz ya inşaat kesişti yolumuz tekrardan onunla. Ama bizim Kemal çok değişmiş. O çocuk kemal değil elbette artık. O karayaz çocuk bedenen değil belki ama akli olarak büyümüş. Bitmemiş yinede adam olma hırsı artmış ama bu zaman zarfında da çok büyük darbeler görmüş. Her şeyden önce kaybetmiş annesini babadan yoksunken bir de anadan olmuş. Kalmış hayatta yalnız başına. Yok değil belki kimsesi ama olanlar da nedense halâ muhtaç ona. Bir çok kardeş abi abla var hayatında ama hiç biri nedense değil yanında. Bizim Kemal elbette bunun farkında ama neylesin kalbi izin vermemiş kalleşliğe hiç bir zaman kendi kanından olana.
İnsanca düşünceler dolaşır bizim Kemalin aklında. Hep verir karşılığını almasa da. Böyle sürüp gitmiş. O çalışıp kazanmış ablası kardeşi yemiş.
Bir gün Kemal belki de ilk defa sevmiş beğenmiş bir kızı. Artık zamanı geldi demiş kurayım bende yuvamı.
Ama düşünmüş nasıl olacak bu ana yok baba yok ne kardeşten ne abla ne abiden fayda yok. Ben gidip istesem olmaz ki kızı. İşte bu zamanda karşılaştık tekrardan biz Kemalle ve üstlendik dünürcülük işini bizde. Topladık aileyi tarikatı düştük yola. Çaldık kapılarını kız evinin anlattık her şeyi açık dille. İstedik Allahın izni peygambe-rin kavli ile. Olmadı vermediler kızı hor gördüler Kemali.
Aradan çok geçmedi kararlıydı evlenmeye bizim Kemal. Bir dünürcülük daha düştü bize. Bu sefer şanslımı yoksa şanssız mıydık bilmem. İlk anda verdiler kızı ama bu sefer biz olmasın istedik. Kız iyiydi belki ama oda garipti el kapısında üvey anne elinde satılık mal gibi belledik. Başlık parası dediler peki dedi Kemal eşya dediler tamam dedi Kemal. Her şeye boyun eğiyordu yuva kurma uğruna ama gün geldi anladı sonunda zordu girmek böyle bir buyruğa. Bir gün Kemal geldi bitti dedi her şey ama kaybım çok maddi anlamda. Hayırlısı olsun kardeşim yine kazanırsın dedik takma kafana. Dinledi bizi sarıldı yeniden hırsla işe.
Bir ara kaybettim Kemalin izini. Koptu bizden çalıştı çok yerde. Düşmüştü yolu sonunda yine gurbete.
Bizim kemal üç dört yıl sonra çıktı geldi bir gün sessizce. Gördüklerim şaşırttı beni. O hırslı Kemal değildi karşımda duran. Neydi bu kadar kısa zamanda böyle bir insanı solduran. Otur dedim otur bakalım kardeşim anlat her şeyi anlat ta duyalım derdini öğrenelim işin aslını. Yuva kurmak tek amaçtı Kemale. Bunun için işte girince menfaatçiler araya düşünmeden binlerce derdi de yüklemişlerdi Kemale. Anladığım kadarı ile ablasıydı bunu yapan eliyle kardeşini yakan. Ne olduğu bilinmez yaşça kendinden bir hayli büyük biri kadın edilmiş Kemale.
Anlattıkları akıl durdurur cinstendi. Kemal dini bütün bir insan beş vakit namazını kılarken şaşırmıştı. içki nedir bilmeyen insan alkolik olmuş insanlık duygusu dolu kalbi bir anda kin nefret dolmuş. Evlendiği insan yaşı geçmiş olmasından öte kendisinden büyük olması da bir tarafa akıl hastası olması yetmiş Kemale. Gel zaman git zaman gitmiş Kemal de akıl ama olmuş bu arada bir çocuk. Kemal basmış her şeye rağmen evladını bağrına. Şansım bu demiş kaderim neyleyim. Ama olmamış anlamamış kimse bu feryadını ayırmışlar yavrusundan yuvasından bir hiç uğruna. Yılların yürek yorgunluğu taşırmış sabrını artık ve oda yitirmiş benliğini yorgun aklı uçmuş gitmiş.
Kemali tekrar bulduğumda işte bu durumdaydı
hastaydı bitikti. Kaybetmek değildi amacım bir insanı kazanmak lazımdı tekrardan Kemali. Hemen el koyup işe
önce girdik araya acaba tekrardan tesis edilir mi dağılan bu yuva. Baktık olmadı olması mümkün değildi. o zaman
Kemale tedavi gerekti. Bir gece şaşırmıştı pusulayı Kemal kırıp dökmüştü ortalığı. Sabah erkenden hastanede yapıldı iğnesi kendisi bindi ambulansa ve doğru Manisa ya. Üç hafta geçti aradan Kemal kendine gelmiş normale dönmüştü hiç olmazsa. Tedavi sonuç vermiş aklı başına gelmişti. hemen başladı mahkemesi ilgilendik alındı mahkemeden boşanma ilmuheberi. Yavrusuna bağlandı ayda yirmi milyon nafaka ve haftada bir hakkı vardı yavrusuna sarılmaya. İlaçları kullanması gerekirdi Kemal aksatmadan. Belli oluyordu hemen kullanmadığı zaman. Bir yandan çalışıyor oğlunun nafakasını karşılıyordu. İyi niyeti kaybolmadığından yinede ailesine yardıma çalışıyordu. bu nedenle kurtulmazdı başı dertten kimi gün ablasından kimi gün kardeşinden kaynaklanan borçları üstlenirdi.
Geçip gidiyordu hayatı bu şekilde. Beni düşün-düren se ne olurdu ileride. İşler zorlaşmıştı ekmek aslanın ağzından midesine inmişti. Kim iş verirdi bu garibe ben vermesem kim uğraşırdı ben sahip çıkmasam. Gün gibi aşikardı sokakta mecnun olması yıkılıp bir duvar kenarında kalması.
Ben böyle düşünürken Kemal bütün bu iyilik-lerime çok kalleşçe bir cevap vermekten çekinmedi ama ben yinede aslında ona kızamıyordum işi yarım bırakıp gitmiş hatta maddi açıdan da beni bir hayli zarara sokma-sına rağmen yinede kızamıyordum. Nedeni ise aklı yerinde olsa bunları yapmaz diyordum. Her şeye rağmen yinede gönlümdeki tek arzum vardı.
Tek dileğim var Allah tan kendime değil böyle insanlar için iş versin bize. Sahip çıkalım yinede bizler böyle gariplere. Halâ yanımda bizim Kemal çalışmakta.
Bizim Kemalin bu hikayesi her zaman içimi burkmakta.
Hayrettin Tarhan
18.05.2001
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.