SOLMASIN HAZAN KARANFİLLERİ
Yalnız, kimsesiz ve yılların hasreti ile düşünürken bir eylül sabahı hiç beklemediğin bir anda bir ışık bir nur doğarsa yüreğine, silerse bütün geçmiş düşünceleri kafandan o anda bir çiçek .
Bu çiçeğin güzelliği ile görürsen aşkı bir anda renklerine takılırsa ilk bakışta gözlerin, bir şeyler kıpırdar-sa yorgun kalbinde.
Eğer vakit çok geçmişse ömrünün hazanına girmiş, yılların son demini yaşıyor isen.
Fakat zorsa seni anlamaları çiçeklerin.
Birde yıllardır böyle bir sevda rüzgârını hiç görmedilerse çiçekler. Ve sen işte yılların beklentisi çiçek bu dersen.
Tanrıya iman gibiyse içindeki duygular. Bir çift gözdeyse açan karanfiller ve o gözlerin harelerinde kayboluverirse senelerin hüzünleri.
Bu tezatlar, bu zamansızlık içinde nasıl haykırabilirsin, nasıl inandırabilirsin onlara ömrünün hazanında açan tek gerçek karanfiller olduklarını
Her şeye rağmen verirsen bütün benliğini bütün sevgini, en kutsal duygularını , görürsen karanfillerin güzelliğini kalp gözü ile.
Yapacağın, sarılacağın tek şey kalemin kalır bu sevgini anlatmak için. Yılmadan bıkmadan dökersin ak kâğıtlar üzerine satır satır işlersin ismini mısra mısra nakış gibi hem kalbine hem de şiirlerine.
Ve sonunda öyle bir gün gelir ki bütün sevgilerin alınırsa elinden haksızca, anlamsız bir ayrılık fırtınasına kapılırsa en iyi dileklerin, kutsal duygular sevgisizlik ırmaklarında boğulur ise.
Hayatı hazanda sevdiren karanfillerin donup ta so-larsa buz gibi ellerde. Yaşananların hepsi çölde gördüğün bir seraptı denirse insafsızca. Rüya görmüşsün hayal di hep bunlar deyiverirlerse acımasızca yüzüne.
Bütün umutsuzluklara, bütün hayal kırıklıklarına rağmen tekse yinede bu sevgin gönlünde bir tek dilek ve bir cümle dökülüverir dudaklarından.
Solup kurumasın bundan böyle hazan karanfilleri.
Hayrettin Tarhan