- 1341 Okunma
- 7 Yorum
- 0 Beğeni
BİR ALTIN GÜNÜNÜN MANZUM HİKAYESİ
BİR ALTIN GÜNÜNÜN MANZUM HİKAYESİ
Hava erken karardı.
Semoş’u telaş sardı.
Ne çabukta gelmişti.
Gününe çok az kaldı.
Temizlik falan derken.
Yine kalktı erkenden.
Yapacakları çoktu.
Kızıda çalışıyor.
Yardımcısıda yoktu.
Kafasında kurdu.
Bir tatlı iki tuzlu.
Birde dolma sararım.
El içine çıkarım.
Ne koysan hep yiyorlar.
Fevkalade diyorlar.
Her günün bitiminde.
Diyete giriyorlar.
Fişte fırın harladı.
Böreklerde kızardı.
Görüntüsü çok güzel.
Koku salonu sardı.
Gezindi orda burda.
Bir şey yok odalarda.
Saata son kez baktı.
Hazırlıklar, tamamdı.
Çıkardı eskileri.
Giyindi yenileri.
Sıra makyaja geldi.
Hemen banyoya girdi.
Bakıverdi aynaya.
Hafif bir ruj sürdü.
O kalın dudaklara.
Kendine çokça baktı.
Saçlarını kabarttı.
Yana döndü birazca.
Yine kilosu fazla.
Kokuyu raftan aldı.
Sürecekken kendine.
Kapının zili çaldı.
Gelen Hülya, Zerrin’di.
Buyursunlar dedi.
Çabucak görüştüler.
Ayakta öpüştüler.
Peri, Demet, Ayşe’yle.
Nimet, Nuran, Neşe’yle.
Gonca, Deniz, Gülay’ı
Getirmişti, Zehra’yı
Gelenler hepsi tamam.
Karşılıklı bir selam.
Salona oturuldu.
Hal hatırlar soruldu.
Hepsi birbirini çaktırmadan süzüyor.
Yeni bir şey giyen kalkıp boy gösteriyor.
Ayşe güleç yüzüyle,
Başladı anlatmaya,
Unuttuğu yerde bakıyordu Hülya’ya,
Gülay iki de bir basıyordu kahkaha,
Salon şenlik içinde başlamıştı tantana.
Ev sahibi çok mutlu devamlı gülümsüyor.
Açık saçık fıkralar, gülmekten öldürüyor.
Sırası vakti geldi.
İkramlara geçildi.
Bu gün olan bir ilkti.
İkram self servisti.
Masada nar gibi tepsi, tepsi börekler.
İki tuzlu bir tatlı, pasta ile çörekler.
Yanında yalancı dolma,
Çaylar büyük fincanda.
İştahla herkes yiyor.
Hemen tarif istiyor.
Ev sahibi havalı.
Durmadan anlatıyor.
Siyaset moda derken, Hepsi biraz gerindi.
Konular hep aynıydı , evlatlara gelindi.
Sırası gelen kimse, bir, bir anlatıyor.
Hepside gerçek değil, birazda abartıyor.
Börek çörek nefisti, çoğu fazla yemişti.
Erir belki diyerek, sodalar istemişti.
Ev sahibi çok cömert durmadan veriyordu.
Sodasını içenler ha bire geğiriyordu.
Olmadı sıkıntı var, Deniz kalktı ayağa,
Teyp hızlı çalarken başladı oynamaya.
Aman herkes dopdolu hiç durmadan, oynuyor.
Kurtlarını dökenler yorulup oturuyor.
Artık yeter dediler. Kuraları çektiler.
Getiren altınları, birer, birer verdiler.
Hepsi teşekkür etti.
Gün zor başlamıştı.
Böyle neşeyle bitti.
Semoş çok rahatladı.
Yetmeyecek sanmıştı.
Dolu, dolu her şeyden,
Bulaşıklar kalmıştı.
Nuran yolda giderken,
Yavaşladı birden,
Dedi dolma pişmemiş, börek biraz yanmıştı.
Yerken çok nefistide, belliki kıskanmıştı.
Nimet eve girmişti.
Günde o çok yemişti.
Hapı aldı ağzına,
Uzandı divanına,
Duramıyordu artık,
Hemen uykuya daldı,
Koca eve gelmişti.
Gürültüye uyandı.
Evde bir şey yok dedi
Bu gün ben çok hastaydım,
Devamlı yataktaydım.
Derken telefon çaldı.
Ahize ellerinde,
Konuşmaya başladı.
Arayan Goncay’dı.
Hal, hatır soruyordu.
Nimet hanım gündeydi, çok yedi çok oynadı,
Baş ağrısı geçtimi? şimdi nasıl diyordu.
Adamda şafak attı.
Telefonu kapattı…
TACETTİN YILDIRIM
2008 NİSAN ÇANDARLI
YORUMLAR
Altın günlerinin umumi tablosu:
Önce Allah ne verdiyse yumul, sonra ertesi günden başla diyete, bir hafta sonra tekrar boz diyeti.
Abi şimdi şöyle bir durum var yalnız.
Bizim evde altın günü olduğunda ben bayram yapardım. Çünkü o hazırlanan börekler, tatlılar, sarmalardan önce benim payım ayrılır, sonra misafirlere ikram yapılırdı.
Sen kuralı baştan yanlış koymuşsun )))))))))
Selam ve sevgilerimle.
KALEMİNİZE SAĞLIK.TEŞEKKÜRLER...k görüştüler.
Ayakta öpüştüler.
Peri, Demet, Ayşe�le.
Nimet, Nuran, Neşe�le.
Gonca, Deniz, Gülay�
Getirmişti, Zehra�ı
Gelenler hepsi tamam.
Karşılıklı bir selam.
Salona oturuldu.
Hal hatırlar soruldu.
Hepsi birbirini çaktırmadan süzüyor.
Yeni bir şey giyen kalkıp boy gösteriyor.
Ayşe güleç yüzüyle,
Başladı anlatmaya,
Unuttuğu yerde bakıyordu Hülya�a,
Gülay iki de bir basıyordu kahkaha,
Salon şenlik içinde başlamıştı tantana.
Ev sahibi çok mutlu devamlı gülümsüyor.
Açık saçık fıkralar, gülmekten öldürüyor.
Sırası vakti geldi.
İkramlara geçildi.
Bu gün olan bir ilkti.
İkram self servisti.
Masada nar gibi tepsi, tepsi börekler.
İki tuzlu bir tatlı, pasta ile çörekler.
Yanında yalancı dolma,
Çaylar büyük fincanda.
İştahla herkes yiyor.
Hemen tarif istiyor.
Ev sahibi havalı.
Durmadan anlatıyor.
Siyaset moda derken, Hepsi biraz gerindi.
Konular hep aynıydı , evlatlara gelindi.
Sırası gelen kimse, bir, bir anlatıyor.
Hepside gerçek değil, birazda abartıyor.
Börek çörek nefisti, çoğu fazla yemişti.
Erir belki diyerek, sodalar istemişti.
Ev sahibi çok cömert durmadan veriyordu.
Sodasını içenler ha bire geğiriyordu.
Olmadı sıkıntı var, Deniz kalktı ayağa,
Teyp hızlı çalarken başladı oynamaya.
Aman herkes dopdolu hiç durmadan, oynuyor.
Kurtlarını dökenler yorulup oturuyor.
Artık yeter dediler. Kuraları çektiler.
Getiren altınları, birer, birer verdiler.
Hepsi teşekkür etti.
Gün zor başlamıştı.