- 771 Okunma
- 1 Yorum
- 0 Beğeni
KISMET
KISMET
Günün birinde bir delikanlı çok sevdiği kızı istetmeye karar verir. Düşünür, taşınır konuyu ailesine açmak ister. Konuyu ailesine açmadan önce televizyonda bir diziye gözü çarpar. Diziyi izlemeye başlar. Dizi içerisinde yeni evli bir çiftin yaşadığı zorlukları görür. Ekonomik sıkıntılar yüzünden bir yuvanın daha evliliğin başların da nasıl mutsuz, huzursuz olduğunu görür. Yine aynı gün çevresinde ki bir evli çiftin boşanmasına şahit olur. Başka bir evliliğinde huzursuzluk içinde olduğunu duyar. Evli çiftlerin çoğunun sorunu ekonomik sıkıntılar olduğunu görür. Daha önce birçok ayrılmış, boşanmış mutsuz çiftleri de görünce iyice karamsarlığa düşer.
Çevresinde evlilikleri düşünür.
İçlerinde mutlu olanlar yok mudur diye geçirir içinden.
Genç evlileri düşünür fakat göremez, bulamaz.
Ardından çevresinde ki yaşlıları aklına getirir.
Nukrettin amcayla, Ayşe teyze tam tamına 60 yıllık mutlu bir yuvaları olduğunu, Hasan Abi ile Zübeyde abla’nın 40 yıllık bir evliliklerinin olduğunu aklına getirir.
Anne ve babasının evliliklerini aklına getirir.
Hepsi yıllardır ekonomik olarak zorluk çekseler de mutlu bir yuvayı ayakta tuttuklarını düşünür. Mutluluğun sırrı ekonomi de olmasa gerek diye düşünür. Çünkü bu insanlarında yalıları, katları, apartmanları, lüks içinde yaşamları yoktur. Kendilerine göre gelirleri, kıt kanaat geçimleri vardır.
İşin sırrı ekonomi de değildir öyleyse.
Peki nedir?
Yine dalar gider.
İşsizdir. İşini yeni kaybetmiştir.
Elinde mesleği de yoktur.
Evlense evine nasıl bakacaktır?
Ha deyince eşya alacak parası da yoktur.
Düğün yapacak durumu da yoktur.
Ne yapacağını bilememektedir?
Hemen bir iş bulmak zorundadır.
Fakat bu kriz döneminde elinde mesleği olmayan biri nasıl iş bulabilirdi?
Ne okumuş adamlar iş bulamazken vasıfsız bir elemana kim iş verir?
Bir dünya soruyla bir sigara yakar.
Peşi peşine yaktığı sigaralarla sabah eder.
Düşünceler boğuyordur.
Ailesinin de durumu ortadadır.
Kalkar yüzünü yıkar.
İş aramak için üzerini giyer, evden çıkar.
Gazete bayisinden bir gazete alır.
Yakın çevresinde ki kahvehaneye girer.
Demli bir çay söyler.
Gazetenin iş ilanları sayfasını açar.
Çayını yudumlarken ilanlarda uygun olanları işaretliyordur.
Fakat genelde ilanlar vasıflı, diplomaları olan elemanlar içindir.
Vasıfsız işçi kısımlarına bakar.
İşaretlediklerini cep telefonunda kontör olmadığı için bir telefon kulübesinde araması gerekiyordur.
Kulübeye doğru yola çıkar.
Telefonun tuşlarına basar ilk iş görüşmesini yapar.
Karşı taraftaki ses bugün gerekli eleman iş başı yapmıştır cevabını verir.
İkincisini, üçüncüsünü, dördüncüsünü derken hiçbirinden sonuç alamamıştır.
Yürüyerek sahile iner.
Düşüncelidir.
İş sorunu önündedir.
Sahilde yürümeye başlar.
Martı sesleri arasında bir sigara yakar.
İleride duran kayalara doğru yönelir.
Kayaya oturur.
Denizin derinliklerine dalar, sorunlarıyla baş başadır.
Gözüne ileride iki kişi ilişir.
Onlara doğru bakar.
Ne kadar mutlular diye içinden geçirir.
Bir genç bayan ile genç bir erkek.
Sevgili olsalar gerek diye düşünür.
Martılara simit atıyorlardır.
Martıların simit parçalarını havada nasıl kaptıklarını izler.
Martıların bu hareketi kafasında şimşek gibi çakar.
Rızklarının ayağına geldiğini görür.
Mevlam da rızkımızı verir diye düşünür.
Karamsarlığı tam dağıtacakken kendi kendine işsiz, güçsüz nasıl olacak bu der?
Düşünceli bir şekilde kayadan doğrulur.
Sahil boyunca yürüyerek eve doğru yol alır.
Eve giderken kafasından o kadar çok şey geçiyordu ki beyni artık düşünmekten zonkluyordur.
Saatte bayağı ilerlemiştir.
Hava kararmıştır.
Eve girer.
Selam verir.
Annesi sofrayı hazırlıyordur.
Sabahtan beri kursağından bir şey geçmemiştir.
Acıkmıştır.
Sofraya oturur.
Fakat sadece çorbasını içer
Sofradan duasını yaparak kalkar.
Annesine ellerine sağlık der.
Odasına çekilir.
Bir sigara yakar.
Derin bir nefes çeker.
Yatağına uzanır.
Düşünceye dalar.
Uzandığı yerde içi geçer.
Uykuya dalar.
Uyumuştur.
Rüyasında bir karanlık yerde yalnız başına otururken ak saçlı, aksakallı, beyaz pelerinli biri gelir yanına. Aksakallının gelmesiyle bulunduğu o zifiri karanlık ortam birden aydınlanmıştır.
Aksakallı "Evlat gün doğmadan, neler doğar." Diyerek.
Bazı rakamlar söyler. Bunları aklında tut der.
"21-8-20-10" rakamlarını söyler uzaklaşır.
Kan ter içerisinde kalmış bir halde uyanır.
Susamıştır.
Hayırolsun der.
Çalışma masasının üzerinde duran surahiye doğru yönelir bir bardak su doldurur. Rakamları ve gördüğü rüyayı çözmeye çalışıyordur.
Bu rakamlar ne olsa gerek diye düşünür.
Odasında volta atıyordur.
4 sayı 7 haneli nedir?
Bir şans oyunu mu?
Bir telefon numarası mı?
Nedir bu rakamların sırrı?
Kahvaltısını yapmamıştır.
Hemen üzerini giyer.
Kırtasiyenin yolunu tutar.
Hemen bir kırtasiyeye girer, bir telefon rehberi ister. Kırtasiyeci olmadığını sipariş ederse getireceğini söyler. Ne kadar sürede sipariş edersem gelir der. Yarın elinde olur diye cevabını alır. Sipariş eder.
Telefon rehberinde bu numaralardan oluşan telefonları tespit edecektir.
Fakat telefon numarası ile ne bağlantısı olabilirdi ki gördüğü rüyanın?
Rehberi sipariş etmişti.
Kendi kendine yarın sorunun cevabını da buluruz dedi.
Diğer bir ihtimali daha aklına getirdi.
Hemen bir milli piyangocuya gitti.
Bu yazılan numaraların olduğu piyango biletini aramaya başladı.
Bulması zordu.
On binlerce bilet arasında bu numarayı nasıl bulacaktı?
Çevresinde bulunan tüm milli piyangocuları gezdi.
Maalesef bulamamıştı.
Yolda karşılaştığı seyyar milli piyangoculara da soruyordur.
Bulamıyordur.
Dolaşa dolaşa ayağına kara sular inmiştir.
Saatte bayağı ilerlemiştir.
Eve geri döner.
Kahvaltı yapmadığı gibi o gün kursağına bir lokma koymamıştır.
Eve girer.
Sofranın hazırlandığını görür.
Elini, yüzünü yıkar.
Ailesiyle birlikte sofraya oturur.
Aklında halen o rakamlar vardır.
Çözmeye çalışıyordur.
Yemek yerken bile aklındadır.
Sofraya oturunca acıktığını fark eder.
Yemekten sonra odasına çekilir.
Bir kağıt kalem elini alır.
Rakamları alt alt toplar, yan yana yazar bir anlam veremez.
Nedir bu sayıların kerameti?
Bir sigara yakar.
O telaş da bugün sigara içmemiştir.
Sigarayı içtikten sonra uzanır.
Uykuya dalar.
Sabah olur.
Uyanır uyanmaz.
Elini, yüzünü yıkar yıkamaz.
Üzerini giyer.
Bir solukta kırtasiyeye gider.
Kırtasiyeci öğleden sonra rehberin geleceğini söyler.
Gazeteciden gazete alarak, eve geri döner.
Kahvaltını yapar.
Demli bir çay alır.
Odasına geçer.
Gazeteleri de yanına alarak gazeteleri okumaya başlar.
Ardından bir sigara yakar.
İş ilanlarına göz atar.
Kendine uygun olan işleri işaretler.
Bulmacaları çözer.
DEVAM EDECEK...
NOT: Nasıl biteceğini tahmin edebilirseniz, devamını bize yazarak [email protected] posta adresine yollarsanız doğru tahmin edene bir kitap hediye edeceğim.
www.mithatsayar.com