Kendinle Huzursuz Sohbet
Ellerinin pisi tırnak aralarında yoğruluyor. Gün birikintisi tortuları kesiyor.
-Yalnızlık güzeldir değil mi?
-Hiç yoktan iyidir.
-Hiç, yoktan iyi mi?
Çekmecelerim boş benim, itmecelerim yara kabuğu tenimde.Annem kızıyor:
-Olur olmaz yerde ağlama demedim mi sana?
Sırtından akan terde boğulmuş birkaç kadın var. İzliyorum . Anneler sevişmezdi oysa, anneler doğurur.
Üstüne sidik kokulu parfümler bulaşmış bir kız çocuğuna portakal reçeli sürüyor annesi. Dallar ayrı düşüyor rüzgarında savurganlığın..
“Ok”uma “yaz”ması yok bu dillerin, “yok”uma “kış”la kendileri.
- Nedir bu bıçak böyle, duruyor beyninin orta yerinde?
- Çıkar çıkarabilirsen küflenmiş ekmekten paslı bıçağı.
Sessizliğini duyar gibiyim boğazımın. Gecenin orta yerinde sıkça yutkunuyor. Sabaha karşı bir vakit. Sabaha karşı çıkan asi bir vakit. En sevdiğim zamanlar , gecenin dördü olmalı. Uzaklarda bir yerde bir kadın ağlıyor olabilir bu vakit ya da “uyu”tucu enjekte ediyor kan yollarına bir adam.
-Niçin bu kadar yoruyorsun ruhunu? Hırpalanmayı kes artık!
-Dünyanın dibine kadar koşacağım.
-Dünya dipsiz hala anlayamadın mı?
-Uçurum dipsiz değil midir yukarıdan bakınca?
-Dibi olduğunu çarpınca anlarsın ancak.
Bir zarf çıkarıyorum sırt çantamın kurabiye kırıntılı gözünden. Ağzı bozuk kelimelerimi döktüğüm kağıtları şarap lekesiyle birlikte sıkıştırıyorum zarfın içine. Zarf beyaz diye kimseler beklemiyor içeriğinin kirini.
-Evren bunca ölüyü neresine sokuyor dersin?
-Aklımın kaçtığı yere.
Trabzanlarından kayarken bir merdivenin , düştük zamansızca boşluklarına basamakların.
-Basamadıklarının.
-Yalnız kalmak istiyorum.
-Beni sadece yazarken çağırıyorsun zaten.
-Sessiz ol, rahatça deliremiyorum bile senin yüzünden.
Oysa yalanı yazıyordum oturup her gece. İnsanların gösteri filmine yorumlar yağdırıyordum onlar uyurken yataklarında. Annem kızıyor kahve içmeme, bir de kendime sigara içmeyi öğrettim dün gece.
Boşluğundan insanlar sarkıtı akıyor çizdiğim resimlerin.
-Boşluk nedir? diyorum içimdeki lanet sese.
-Boşluk... Kendisini doldurmak için yerini değiştirdiğinin ardından yeniden açılan. Boşluk dolmaz öyleyse, en fazla yer değiştirir.
Sinem Sal