KARDEŞ YÜREĞİ
Ahmet ve Hüseyin iki canciğer arkadaştı.Yedikleri içtikleri ayrı gitmezdi.Sabahtan akşama kadar mahallede birlikteydiler.Oyunlar oynar birlikte eğlenirlerdi.İlk okula birlikte başladılar aynı sırada beş yıl birlikte oturdular.Beraber ağlayıp beraber güldüler.Orta okulu komşu köyde her gün beş km. yürüyerek okuyup bitirdiler.Kız peşine birlikte gittiler.Sevdiler sevildiler.Kızlara aşk mektupları yazdılar.Köyleri etnik bakımdan karışık bir yapıya sahipti.Türkler,Kürtler,Azeriler birlikte yaşıyorlardı.Pek fazla bir etnik olumsuzluk da çıkmamıştı.Herkes birbirinden kız verip almış kaynamış karışmıştı.
Ahmet’in ailesi kürt,Hüseyin’in ailesi türk kökenliydi.Bu durım hiçbir zaman gündeme gelmemiş,gerek de görülmemişti.İkisi de bir birlerine gardaş diye hitap ediyorlardı. Liseyi aynı okulda aynı sırada oturarak okudular.Aynı derslerden bir yıl sınıfta kaldılar.Gerçekten de bir birlerini çok seviyorlardı.Her şey çok güzeldi.Ama bir şeçim döneminde bazı partiler beldeye büro açtılar.Halkı bilinçlendirmek adına ırkçı kamplara böldüler.Köyün tadı tuzu kalmamıştı.İki canciğer arkadaşında partililerden arkadaşları olmuş çevreleri ayrılık tohumları ekmeğe başlamıştı bile.Nitekim iki dost artık birbirleriyle konuşmuyor,hatta bir düğünde kavga edip birbirlerine silah bile çekmişlerdi.
Günlerden bir gün Ahmet alışveriş için otomobiliyle şehre gidiyordu.Hava soğuk ve karlıydı.Yol buzla kaplıydı.Güçlükle ilerleye biliyordu.Ahmet ileride bir aracın yoldan çıkıp devrilmiş olduğunu gördü.Yaklaştığında aracı tanıdı.Araç Hüseyin’in aracıydı.Arkadaşı kanlar içinde yerde yatmaktaydı.Bir an baktı ve geçip gitti.Uzaklaşıp kayboldu.O arada Hüseyin onun geldiğini görmüş ve ayağa kalkmak için çabalamıştı.Ardından Gardaşşş!diye bağırdı.Ama sesini duyuramadı.
Ahmet biraz ilerledikten sonra geri dönmesi gerektiğini düşündü.İşte o an tüm kötülüklerin ve kötülerin kaybettiği iyiliğin ve kardeşliğin kazandığı andı.Hızla geri döndü.Hüseyin’in başına bir şey gelmeden yetişmek için acele ediyordu.Döndüğünde arkadaşını yerde yatar halde buldu.Hüseyin donmak üzereydi.Gözlerini hafif araladı kısık sesiyle:
-Gardaş beni ölüme terk etmeyeceğini biliyordum.dedi.İkisi de aydı anda birbirlerine sarılıp ağlamaya başladılar.
Gerisi mi gerisi ırkçılığın,şövenizmin,gericiliğin kaybettiği kardeşliğin,dostluğun kazandığı bir zaman dilimiydi.
İlkermuratçinitaş.tümgardaşlarımasevgilerimle23032008
.buyuklereoykuler/mamak
YORUMLAR
Fitneye karşı topluca mücadele etmek gerektiğini çok güzel anlatan bir öykü.Dostlukların pamuk ipliğine bağlı olduğununda ibretlik bir örneği.Kardaşlık ve arkadaşlık ilelebet güzel davranışlarla beslenmezse düşmanlığa bile sebep olabilir.Kendilerini doğrudan ilgilendirmeyen etnik bir propagandanın bile kardeşi kardeşe düşürebileceğini gösteriyor.O kaza olmasaydı belkide onca hukuka rağmen düşman olarak öleceklerdi.