- 765 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
ÇARESİZLİĞE YENİK DÜŞEN BİR AŞK ÖYKÜSÜ
Merhaba sevdiğim; biliyormusun bir yanım kırık, bir yanım paramparça, bir yanım yangın yeri...
Şu an bulunduğum yer dar geliyor. Kalkıp gitmek istiyorum, sağa sola yürüyorum anlamsızca. Nefes almam güçleşiyor gittikçe. Sana bu satırları yazarken ellerim titriyor desem inanmazsın belki de... Neler yaşandı 6 ay gibi kısa bir sürede... Nelere göğüs gerdik, neler için savaştık, kaç kez tartıştık, kaç kez ayrıldık ama sonunda hep bir şey vardı bizi bir arada tutan...
Bazen çocukçaydı kavgalarımız, hoş gelirdi, güler geçerdik. Bazen küserdik, kırardık birbirimizi, bazen gerçekti konuştuklarımız, bazen sadece nazdı, sitemdi...
Ama son zamanlarda sıklaştı gittikçe... Kırıldık birbirimize. Benim para sorunlarımı ve geçmişimi taktın bir süre... ’’Parasızsın’’ dedin. Ortada olmayan birilerine taktın anlamsızca. Yalancılıkla suçladın beni.
İnanmadın, güvenmedin. Haklıydın çoğu zaman. Ama zaman geçtikçe kaybediyorduk bir şeyleri; farkında değildin belki de...
Ben yavaş yavaş kaybettim içimdeki çocuğu, kırıldım, uyumadım çoğu geceler...
’’Bana görücü geldi’’ dediğin gecelerde, çaresizliğime, işime, parasızlığıma ve geçmişime küfür edip yatmışımdır. Senin kısmetini mi bağlıyorum acaba diye düşünmüşümdür. Yaradır içimde bir çok şey kanar... Anlamadık sanırım birbirimizi... anlayamadık... Hep olur olmaz şeylerdi bizi birbirimize düşüren. Sevgi önemini yitirdi sanki. Sadece tartışır olduk. Evimden, buluşmalarımızdan, benden sıkıldığını söyledin durdun hep. Oysa ben de isterdim her günümüz cıvıl cıvıl olsun, her günümüz farklı, her günümüz huzur dolu olsun. Olmadı işte... Bırakmadı bir şeyler yakamı, yapamadım... Arkadaşlarımı değiştirdim, konuşmalarımı, yalanlarımı, işimi, hayatımı, değiştirdim yetmedi. Gündüz birbirimize ’’aşkım’’ derken buluştuğumuzda birikmiş ne varsa içinde, patlıyordun. Yanı başımda kaybolup gidiyordun. Ben tam elini tutacakken kayıp gidiyordun ellerimin arasından... Sözlerin o kadar ağırdı, cümlelerin o kadar kanatırdı ki içimi... Şurada ölsem derdim, şurada ölsem... Oysa ne çok severdim seni bir bilsen...
Sabah uyandığımda gülümsediğim ne varsa hepsi sendendi. Yaşamak güzel şey diyorsam, sebebi sendin. Ama biliyor musun, hiç suçlamadım seni. Hep sevgisindendir kıskançlığındandır, iyiliğimi istediği içindir dedim ama artık kanayacak, kırılacak bir şey kalmamıştı bedenimde. Ya da değiştirmeye gücüm yetmiyordu hiç bir şeyi. Parasızlık bir günde, bir ayda değişmiyormuş demek. Sadece şunu bil: Seni sevdim ben. Ve hiç aldatmadım. Kırmamak, incitmemek için elimden geleni yaptım. Meşe kütüğü gibi bir adamdım , yine de sevdim seni. Değiştim senin için... Dimdik durdum her sözümün arkasında. İsteğin gibi olması için elimden geleni yaptım ama yetmedi...
Çaresizliklerim ve hatalarım için hak ettiğin güzellikleri vermediğim için... Yanında her an olamadığım için... Ve seni anlayamadığım her saniye için senden özür diliyorum...
Ve işte gidiyorsun ve ben dur gitme diyemiyorum sana...
Çünkü biliyorum sıkıldın bir şeylerden... Artık daha fazla huzursuz etmeye hakkım yok seni. Belki de benimle devam edersen yoluna, beklentilerine ulaşmak için daha yıllarca beklemek zorunda kalacaksın. Hakkım yok bunu senden istemeye. Belki yıllar sürecek ailemin hastalık maceraları, belki aylar alacak sıkıntımız... Ve sen dayanamayacaksın. Belki de aç kalacağız. Borçlara gireceğiz... Hep şikayet edeceksin bir şeylerden, ben sana huzur veremediğimi düşünüp kendimi suçlayacağım, ya da kızıp, kırılacağım sana yine... Ya da tam tersi olacak...
Bir ihtimal, bir umut.. Her şey çok güzel olacak... Ama benim senden bunu istemeye hakkım var mı artık emin değilim. Artık korkuyorum seni mutsuz etmekten. Belki de umutlarım kırıldı sana dair... Artık biraz gerçeklere dönelim istersen. Adliye sınavını kazanırsam, memur olacağım, ama belki de bir ay sonra işşiz olacağım. Hakkım var mı seni dah fazla huzursuz etmeye... Ya da senin gücün var mı bunları benimle taşımaya?
Sana inanıyordum, benimle çıktığında yolda beni asla bırakmayacağına... Ama son zamanlarda söylediklerin düşündürdü beni biraz. Artık sende o gücü göremiyorum. Belki ben de artık o kadar güçlü değilimdir. Yine de eğer ’’ Bu yolda seninle varım’’ diyorsan benim kapım hep açık ama ’’Hayır’’ diyorsan ve bensiz yapabiliyorsan nice mutlu yıllara. Her şeyin en güzelini hak ettiğini bil yeter.
İşte ’’Gitme’’ diyemiyorsam eğer tüm sebebi budur. Oysa öyle isterdim ki ’’Gitme ’’ diyebilmeyi... Annenin karşısına çıkıp ’’ Allah’ın emri ile’’ demeyi... Ama çaresizliğim dağlar kadar. Ve içimdeki umutlar da kırık dökük paramparça. Sensiz ne yaparım bilmiyorum. Nasıl yaşarım, nasıl toparlanırım...Nasıl geçer saatler senden uzakta. Şu an gözlerim dolu... Boğazım düğüm düğüm...
Keşke böyle olmasaydı... Keşke ellerin ellerimde, gözlerin gözlerimde kalsaydı. Ama seni mutsuz görmeye dayanamıyorum...
Sen her ’’sıkıldım’’ dediğinde, ben yavaş yavaş ölüyorum... Çaresizliğim tokat gibi yüzüme çarpıyor her saniye... Ben bir şeyi bitirmiyorum bunu bil. Ama ’’Gitme’’ diyecek cesareti de kendimde bulamıyorum.
O eski evde... Buluştuğumuz her yerde... Bu şehirde seni bekliyorum. Unutma...
Ve bir filmde geçiyordu: ’’Sevenler de ayrılır . Ayrılık sevdaya dahil’’ diyordu. Lanet olsun!
Gültanem... Kendine iyi bak... Ve unutma... Irmak kenarında eliyle su içirenin hürmeti başkadır... Çölde suyunu paylaşanın kıymeti başka... Hoşçakal sevdiğim...
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.