AH!BU HAYAT ÇEKİLMEZ
CİNNETİME AZ BUZ KALDI DOKTORUM NEREDE?
Sabahat hanım içeri girdi bile.Sinirli bir vaziyette elindeki çantayı bir kenara fırlatıp kendini koltuğa gömüverdi hemencecik:
“Şu ayaklarımı bir oğsana”
Usulcacık denileni yapmak düştü adama..Ne yaparsınız tersten dünya.O çalışıyor Kazım’sa denileni yapıyor,çaresiz ses çıkarmıyordu:
“Nasıl geçti günün hayatım?”
“Kes!Zaten kafama zonk zonk ağrılar giriyor!”Bir de sana kafa mı ütüleyeceğiz yani?”
Sabahat hanım, bugün bayağı sinirli ve gergin.Alttan almak gerek diye düşündü Kazım gıdım gıdım.Yavaş yavaş.Huylandırmadan.Kazım da onu yaptı zaten.Aylarca.İşsiz kalınca garibim.Bankada çalışan karısının bir dediğini iki etmemeye çalışıyordu garibim.E!Garibin derdi ölünce bitermiş.Ne yaparsın kader bu diye düşündü Kazım:
“Ne yemeği yaptın?”
“Pırasa”
“Ne!Hayatta yemem.”
“Hayatım bol vitaminli.İçersinde bol havuç.Üstelik limonlu…”,der demez:
“Kes!Pırasanın içersinde neler olduğunu sana soran olmadı.”
“İyi de hayatım neredeyse beş aydır yemekleri ben yapıyorum.”
“Ee!Ne olmuş yani sen yapıyorsan?Birde yapmıyacak mısın yani?Ulen biz çalışıp didinelim bir de eve gelip senin mızmızını mı dinleyelim?Var mı öyle üç kuruşa beş köfte?
“Yok aşkım.Yanlış anladın beni.”
İşine gelmiyorsa ananım evine çeker gidersin.”
İster istemez ayaklarının dibine kapandı Kazım:
“Haşa.Öyle demek istemedim.Yanlış amladın beni.”
“Yok yok!Yanlış anlaması mamlaması yok.Ben işteyken sen doğru kahveye .O soytarı arkadaşkarınla pişpirik oynarken sana oyun arasında akıl veren çok olur ama para veren asla.”
“Doğru söylüyorsun karıcığım.”
“Yok birde yanlış söylüyorsun de dilini koparayım.”
Birden Kazım’ın diline asılıverir.Kazım can havliyle karısının ayaklarını ovmaktan vazgeçer:
“Ay!Ne yapıyorsun?Dilimi loparacaksın.Dur!”
“Kopsun da bir daha arkamdan konuşmayın.”
Dilini karısının elinden zor kurtaran Kazım kendini yatağa atar.Karısı da arkasından.Kazım’ın orasını burasını mıncıklar:
“Git ya istemiyorum’der Kazım”
“Şefe kızdın yine değil mi?”
“Yok.Bugün memur farkları var.Hele o yaşlı bunaklar yok mu?”
Kazım karısının yumuşadığını anlar ve sokulur.İlgili:
“Ee!”
“E’si sabahın köründe bankanın önünde kuyrukta beklediklerine inan ben bile acırken…”
“Sana ne beklesinler.”
“Yahu ne salak şeysin sen.Bankamatik denen şey var artık.”
“Hayatım.Daha önca de konuştuk bunları.Onlar ne anlar şifreden filan.”
“Yahu çocuğuna versin vekaleti.O çeksin parayı”
“Sorun orada ya hayatım.Güven yok.Eskiden öylemiydi ya?”
“Evet herşey değişti.Baksana sen evde otururken ben çalışıyorum.”
“Bunda benim suçum ne?Bunu defalarca konuştuk seninle.”
“Tersanede iyi kötü çalışıyordun.Sendika diye tutturmasaydın.Kesseydin sesini.Otursaydın kıçının üstüne”
Kazım sinirlenir bu kez.Bir sigara yakar:-,onun yerine devam eder:
“Sonra da hiçbir sosyal güvencemiz olmadan istedikleri an kapı dışarı..”
“Böyle kapı dışarı olmadın mı sanki?”
“Sıkıldım.İnan birgün sen işteyken intihar edeceğim.”
Kocasına sarılır:
“Deli.Sus!Bir daha ağzından duymayayım öyle şey.hem sen benim öyle söylendiğime bakma.Malum iş stresi.”
“Nereye kadar böyle gideceğini sanıyorsun?Senin eline bakmak çok mu hoşuma gidiyor sanıyorsun?”
“Gideceğiği yere kadar.”
“Sorun da bu ya gitmiyor”
“Gittiği yere kadar dedim ya.Dert etme.Bir biz miyiz bu sıkıntıları çeken?Gazeteye göz attın mı?”
“Attım.Hep aynı şeyler.Pazarlamacı,garson bayan,rençmeci aranıyor filan.Rençmeci ne demekse?”
“Konfeksiyonda etek paça kıvrımları açmak zannedersem.”
“Kadın olmak varmış anasını satayım”
“Hop!Hop!Ne demek şimdi bu anlıyalım?”
“Kadın oldun mu iş çok.”
“Sen öyle san.Kadınsın diye ücretini tam vermezler.Bu da yetmiyormuş gibi fazla çalıştırırlar.Eh!Tacizi de cabası”
Kazım,karısının ellerine yapışır:
“Allahtan devlet bankasında çalışıyorsun da bunlar senden uzak.Yoksa anam katil olurum ya!”
“Hadi nonoşum koy bir demli çay da.Çocuklar da az sonra okuldan gelir hep beraber güzel bir kahvaltı yaparız.Ne yapalım hafta sonuna kadar böyle idare edeceğiz ikramiye alana kadar.”
“Allah devletimize zeval vermesin.”
“Amin.Hadi güzel kocacığım koş mutfağa.Bende duş alır sana yardıma gelirim.”
“İstemez hanım.Sen duşunu alana kadar.Ohoo!Ben çoktan sofrayı kurarım bile.”
“Bak işte!Evde kalmanın faydalarından biri .“
Metin İmer/İzmir/13-02-2008
YORUMLAR
DÜn haberlerde öykünüze benzer bir şey izledim.Güney Doğu Anadolu'da işsizlikle ve kadınla ilgiliydi haber.bebeği olan bir kadın ,fabrikada iş bulmuştu ama eşi işsizdi.Kocasının kendisine davranışlarının değiştiğini,eşi de karısının kendisyle eşit olduğunu söylüyordu.Neyse konu derin ,dağılmasın.Hoş,mizahi ama aynı zamanda gerçekçi bir yazı olmuş.Sen yanmazsan,biz yanmasak... geldi aklıma.Sendika,demokrasi için çok önemli,ama sanırım oda zayıflıyor ve yok oluyor.Çok fazla harf hatası ve klavye eksikliği vardı.Sizden bu şekilde yazı çıkması şaşırttı beni.Ama genel olarak çok çok hoştu.