- 1587 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
TOMBALA
Aradan geçen yıllar yüzlerdeki kıvrımları değiştirmişti.Değişmişti sosyal konumlar,şehir hayatının ,meslek ve hayat uğraşları yeni maskelerle çıkarmıştı çocukluk arkadaşımı karşıma.
Çeyrek asır …Dile kolay …İnsan hayatının sınırlı zaman dilimi içinde oldukça uzun bir aralıktı görüşülmeyen yıllar.Çocukluk ve ilk gençlik hatıraları tellendi sohbetin hemen başında.Bazıları yarım yamalak hatırlandı bazıları ise doğru dürüst teyit bile edilemedi.Ama aynı sıcaklık karşılıklı olarak korunmuştu.buna sevindiler içten içe.
Aynı mahallenin geveze ihtiyarı Portakal teyze hayırla anıldı.Salih amca öfke dolu sözlerle dile getirildi.Hele top oynanma zamanında ondan duyulan korku dirildi tekrar. Rahmetli adam elinde bastonu,kemerinin kenarında asılı çakısı,başındaki fesiyle ağaçların arasından çıkıp gelecek kadar canlı duruyordu anlatılanların arasında.
Yeni tanışan eşler ilk temasın karasızlığını çoktan aşmış,sadece konuşulanlarda eşlerini daha yakından anlama fırsatını kaçırmıyor.bilinmeyen sırların paylaşılmasından kendilerine çıkan malzemeyi parlak gözlerle hafızalarına kaydediyorlardı.
İki tarafın boyunca çocukları vardı.Kızlar pek ilgili olmamakla beraber yüksek sesle tekrarlanan gülüşmelere sık sık katılıyorlar,daha çok okuldaki arkadaşlarından, elbiselerinden, izledikleri dizlerden söz ediyorlardı.Erkekler babalarının çocuklukta yaptıkları haylazlıklara takılıyor ,biz yapsak ne olu türünden sorularla daha çok anlayış beklediklerini vurgulama fırsatını sonuna kadar kullanmanın doyumunu tadıyorlardı.
Komşularla ile ilgili hatıralardan dişe dokunanlar bir çırpıda bitirivermişti.Anne ve babalarla ilgili olanlara sıra gelince en çok Orhan konuşuyordu.Diğerinin babası rahmetli olmuş,anne ise hastanede yatıyordu.Zaten buluşmanın sebebi de bu olaydı.
Orhan çıraklıktan sonra ,aynı kurumun desteğini alarak sınavlara hazırlanmış ve maden mühendisi olmuştu.Daha çok o konuşuyor ,hacca giden babası ile ilgili onu imam hatip lisesinde iken nasıl kandırdığını zevkle anlatıyordu.Eskiden birleşik olan orta kısmında okurken öğretmenlerinden birinin teşvikiyle nasıl düz liseye geçtiğini,bugün bulunduğu yeri babasını kandırmaya borçlu olduğunu anlatıyordu.
Sıra kendi babası ile ilgili hatırayı anlatmaya gelmişti.
-Bir yılbaşı akşamıydı .Hep sizin ya da bizim evde toplanırdık o zaman.Sen de bilirsin.
Yine tombala oynanacaktı.Önce kartların kaç lira olacağına karar verildi.Sonra birinci çinko,ikinci çinko ve tombala payları kararlaştırıldı.Küçük salonda belki on beş kişi vardı.Oyuna katılanlar belirlendi.Çoğu bizim gibi çocuklardan oluşan sekiz kişi para verip kart aldı.Babam ve babana da siz de katılın dedik.Hiç unutmam benim babam bir kart aldı.Osman amca dört kart aldı.Kartlarını sıraladı herkes.Ve oyun başladı.
Arada çocuklar oyun hakkında sorular soruyor ve Orhan bu soruları geçiştirip anlatmaya devam ediyordu.”Bak dinleyin anlatacağım çok ilginç az.sabredin.” diye de uyarmayı ihmal etmiyordu.İkazlar yoğunlaşmayı sağlamış olacak ki biraz ilgisiz gibi görünen kızlar bile pür dikkat Orhan ne söyleyecek diye meraklanmışlardı.
-Osman amca dört kat almıştı ama okunan sayıları doğru dürüst takip etmiyordu. Benden yardım istemişti.Cinlik biter mi ben de?Eğer o çinko yapacak duruma gelirse sayısını söylemiyordum.Bir kaç defa oyunda para kazanmak hakkı onun olduğu halde sayılarını doğru dürüst kapatmadığım için kazanamadı.Babam da kazanamıyordu.hele senin baban arada esnediği bile oluyordu.Sonunda oyunu biz kazanıyor,hepimiz paralarımızı katlamayı başarıyorduk.Ben ilk zaman Osman amcanın bunu niçin yaptığını ne merak ettim ne de aklıma sebebini sormak geldi.
-Aradan bir yıl geçti.Artık biraz daha gelişmiş aklım bazı sorulara cevap arar olmuştu.
Bu arada çocuklara dönüp “Biz sizden daha kötü şartlarda büyüdük ama etrafımızda olup biteni merak ederdik.Siz bu merakınızı kaybetmiş gibi duruyorsunuz.Sizden bu konuda şikayetçiyim.” demeyi de ihmal etmemişti.
-Bir yıl sonra tekrar sizin evde toplandık.Televizyon vardı ama onu izlemek yerine geçen yılların tatlı bir eğlencesi olan tombalanın yeri başkaydı.Manzaralar aynen aynı.biz tekrar tutuştuk oyuna.Osman amca yine hep kaybediyor.Sonunda babamla birlikte onlar kaybediyor biz daima kazanıyoruz.Akşamım bitti.ben yeni yıla cebinde bir sürü bozuk para kazancı olan bir çocuk olarak girdim.Sabah Osman amcayla karşılaştım.Ona niye hep kaybettiği halde oynamaya devam ettiği anlamına gelecek soru sordum.O gün bana şu unutamayacağım cevabı verdi:
-Oğlum ben size yeni yıl harçlığı zaten verecektim.Ama kendi oğlumla sizi ayrı tutmam.Hepinize verdim.Ama siz de onu kazanabilmek için hem eğlendiniz hem çaba harcadınız.Güzel olmadı mı yani?
Ben de o gün Orhan’ın ağzından bu hatırayı dinlerken şaşırıyorum.Babamın çocuk sevgisini çok iyi bilirdim.Ama hayat bu noktadan baktığına hiç şahit olmamıştım.Rahmetli adama duyduğum hürmet katlanırken torununa başkalarından dinlediği dede hatırasında saklı erdemi duyurma fırsatı beni heyecanlandırıyor.
Oğlumun gözlerindeki pırıltı kaybettiği elmasını bulan adamın gözlerindeki ışık.
Kızım ve Orhan’ın kızı hayretler içinde yapılan yorumları dinliyorlar.Yüzlerinde aydınlık bir tebessüm.
Ben Anadolu yarımadasının kendinden kat kat büyük ahlaki değerlerini yaşatan yüzlerce binlerce örnekten birinin mirasçısı olduğumu yeniden keşfediyorum.İstiyorum ki benim gibi milyonlar var ve onlarında ya babaları ya dedeleri ya da nineleri bu hikayenin benzerlerini milyon kez yaşadılar.
.
SinanYILMAZ
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.