GEÇMİŞTEKİ GÜNLERDEN ...
Ailemden ayrı olmak ne kadar zor gelmişti başlangıçta. Başka bir şehirde, hiç tanımadığım insanlar arasında yeni bir okula başlamıştım. Ne kadar değişiktiler benim tanıdıklarımdan. Çocuklar ne kadar da şımarık. Bizim okulda olsalar çoktan tokadı yemişlerdi.Ya da Okul düzenini bozmaktan disiplin cezası almışlardı.Tabi benim gibileri de vardı aralarında, etliye ,sütlüye karışmayan, varlıkla yokluk arası nötr çocuklar. Öğretmenler de bizim öğretmenlerin tam tersi; bir o kadar anlayışlı, hoşgörülü. Hiç yapılır mıydı bu kadar iyi öğretmenlere, bu kadar çok saygısızlık. Şaşkın şaşkın inceliyordum etrafımdakileri.En çok da Süleyman ilgimi çekiyordu içlerinde, diğerlerinden farklıydı , bütün sınıfın, hatta tüm okulun, öğretmenlerin sevgilisi . Ne vardı ki onda bu kadar çok sevilecek? Bi kere çok pis bir çocuktu .Üstü başı da leş gibi kokuyordu. Çirkindi de.Parası için seviyorlar desem, zenginde değildi. Neydi o zaman Süleyman da insanları bu kadar kendine çeken ?
Bir gün Süleyman’ı tahtaya kaldırdı öğretmen. Yanına gelir gelmez burnunu tıkadı hemen.
__Öfff Süleyman oğlum, çok kötü kokuyorsun yaa..
Süleyman
__Ee öğretmenim sabaha kadar sende inekle uyursan, sende kokarsın benim gibi .Akşam bizim inek doğuracaktı onunla birlikte ahırda uyudum.Bir görseniz öğretmenim buzağısı o kadar güzel ki...
tüm sınıf koptu Süleyman’a gülmekten. Mimikleriyle öyle doğal ,öyle içten, öyle sevimli konuştu ki ...
O çirkin çocuk ne sevimli geldi birden bana. İşte bu!. Süleyman’ın sırrını sonunda buldum. Süleyman doğaldı, eksisiyle artısıyla kendisiydi. Umurunda değildi Süleyman’ın ,biri onu sevmiş ,sevmemiş,kötü eleştirmiş hiç takmıyordu. Süleyman kendisini ,ailesini, yaşantısını seviyordu takıntıları yoktu .Herkesin kendisinde olmasını istediği en önemli özellikler Süleyman’ da vardı.Sonra çok da iyi niyetliydi. Süleyman’ı tanıdıktan sonra bende anlamıştım artık insanların bu kadar onu niye çok sevdiğini. Zamanla bende çok sevdim Süleyman’ı hatta hayatımın en önemli noktası oldu. Komikti, insanları güldürmesini severdi . Biraz üzgün görse seni “hayırdır bir sorun mu var? “diye hemen sorar, kaşlarını çatardı seninle birlikte.Dinleyince de ” amannn taktığın şeye bak oda bir şey mi ?”diye başlar bazen doğru, bazen de kafasından uydurulmuş daha kötü bir hikaye anlatırdı sana.Sen artık kendi derdini unutup ona üzülürdün şükretmesini öğretirdi çaktırmadan.Her soruna bulurdu bir çözüm .Kimseye küsmez, kırılmaz onu kırsalar bile güler geçerdi. Pollyanna’nın erkek versiyonu yani.
Süleyman hiç farkında değildi bu yaptıklarının ama onunla birlikte okulda gördüğümüz dersleri daha iyi pekiştirdik.
Süleyman = +doğallık+ iyi niyet-art niyet+hoşgörü +sevgi-kin+insanlara elinden geldiğince yardımcı olmak=İnsanlık..
Dedik matematikte.
Dış görünüş ne olursa olsun insanın içindedir güzellik. Sağlıklı bir beyne sahip her vücut iyi bir kalp taşır yanında.Eger ailede sevgi varsa; bu ebeveynlerden çocuklara geçen kalıtsal bir özelliktir.Dedik fizik,kimya ve biyolojide
Velhasıl kelam
O yaşta o kadar güzel bir insan olmayı nerden öğrenmişti, onun sırrını henüz tam olarak çözmüş değilim . Ama Süleyman ve ailesinden öğrendiğim en önemli şey , sevgiyle büyüyen ne varsa güzel oluyor sonunda.
SEVGİLERİMLE.......
CANFEDA