HANGİSİ DOĞRU HANGİSİ GERÇEK KAVRAYAMADIM BÖLÜM 2
İlkay Özgür’e Su’dan bahsedip bahsetmeme konusunda kararsızdı. Özgür, İlkay’ı tanıdığı için umursamazlıktan gelecek ve işi dalgaya vuracaktı. Fakat Su’yu yeniden görmek için şimdiden sabırsızlanıyordu. Özgür’e bahsetmekten vazgeçip,biraz daha düşünmesi gerektiğine karar verdi.
Su’yun çok tatlı ve onu çok seven bir ailesi vardı. Bu yüzden küçüklükte yaşadığı bazı kötü olaylara rağmen ailesinin desteği sayesinde hepsinin üstesinden gelmişti, bir de en yakın arkadaşı Gizem’in payı da gözardı edilemezdi. Su’yun üniversitede ilk senesiydi. Ailesini zora sokmamak için devlet yurdunda kalıyordu. Hayatı boyunca düzenli olmayı seven Su, eve çıkmaktan biraz da korkuyordu. Gizem ile aynı üniversiteyi kazanmak çok istemişlerdi fakat ikiside farklı şehirleri kazandılar. Su, Gizem gibi güvenebileceği birini bulana kadar, yurtta kalmanın en doğru karar olduğunu düşünüyordu. Hem bu sırada da bir yandan okuyup, bir yandan çalışarak para biriktirmeyi hayal ediyordu.
Su’yun hayatı bu şekilde sürüp giderken, oyunda tanıştığı İlkay kafasında yer edivermişti. Fakat İlkay’ın ondan hoşlanabilmiş olmasını aklından bile geçirmiyordu. İlkay dış görünüş itibariyle ondan hem çok farklıydı, hem de kendine göre İlkay’ı çok fazla yakışıklı bulmuştu. Sonra kendi kendine; ’Saçmalıyorum,bir daha kimbilir nerede karşılaşırız?’ diyerek, aklını yoran bu düşünceleri yok etmesi gerektiğini düşündü.
Ertesi gün Özgür’ü okulda gördüğünde İlkay gelivermişti aklına hemen. Yanlış anlaşılmaktan korktuğu için İlkay gibi o da Özgür’e bahsetmekten çekiniyordu. Hem okula ilk başladığı dönemlerde Özgür, Su ile baya ilgilenmiş, Su’yun tiyatroya olan ilgisini öğrendikten sonra tiyatro kursuna girmesi için yardımda bulunmuştu. Su, Özgür’ü insan olarak çok sevmesine karşın, hiçbir zaman o anlamda bir şey hissetmemişti. Özgür her şeyi dalgaya vuran, gününü yaşayan biriydi. Olayların sonunun ne olacağını düşünmek istemezdi. Özgür başka ilişkilerle zamanını geçirmesine rağmen, Su onun için hep farklı biri olarak kalacaktı.
İlkay’da Su’da birbirlerini bir daha görme umuduyla hayatlarına kaldıkları yerden devam ediyorlardı. Su yine Özgür’ün yardımıyla bir kitap evinde parttime işe başladı. Bu hem yazdıklarını geliştirip, hem de onu anlayabilecek insanları tanıma açısından çok iyi bir fırsat olmuştu. İlgili olması ve çalışkanlığı sayesinde burada da kısa sürede kendisini sevdirmişti.
İlkay üç sene önce üniversiteyi kazanmış bir sene felsefe bölümü okuduktan sonra bazı ailevi sorunlardan dolayı okulu bırakmak zorunda kalmıştı. Müzikle ilgili olup bateri, gitar gibi bir kaç enstrüman çalmayı bildiği için bir cafede geceleri çalıp, gündüzleri de çalışıyordu. Yoğun bir şekilde çalıştığı için Özgür ile de çok sık görüşemiyorlar ancak Özgür yanına uğrarsa birbirlerini görebiliyorlardı. Bu zaman içerisinde İlkay ve Su birbirlerinin akıllarının bir köşesinde kalıp, o akşamdan sonra birbirlerini görememişlerdi. Birbirlerini zamanla günlük işlerinin içerisinde unuttuklarını sanmışlardı.
Su hem okul hem iş arasında koşuştururken, tiyatroyu bırakmak zorunda kalmıştı. Bu yüzden Özgür ile de eskisi kadar sık görüşemiyor,s adece okulda karşılaştıklarında ayaküstü hal hatır sorabiliyorlardı.
Bir gece Özgür İlkay’ı dinlemeye gitmişti. İlkay para sıkıntısı çektiği için birkaç arkadaşıyla birlikte kaldığı evden ayrılmak zorunda olduğunu ve ev aradığını söyledi. Özgür’ün ailevi durumu iyiydi. Bir evde tek başına kalıyordu. İlkay’a yanında kalması için teklifte bulundu, para vermesinin de gerek olmadığını söyledi. Özgür böylelikle yalnızlıktan kurtulmuş olacaktı. İlkay üniversiteye hazırlanan kızkardeşinin hem dershane masraflarını karşılayıp hem de kendine para yettirmeye çalışıyordu. Zaten çok kazandığı da söylenemezdi. Kendine daha düzenli ve parası iyi olan bir iş arıyordu. Özgür’ün teklifini ilk başta çekingen karşılamış olduysa da Özgür’ün yanına taşınmaktan başka bir çaresi şimdilik yoktu. İlkay her gece içmekle beraber, bir ara eroin de kullanmıştı. Hala arada sıra kullanıyor olmasına rağmen, hem iş bulabilme açısından hem de bakmak zorunda olduğu ve bu hayatta en çok sevdiği insan olan kardeşini düşündükçe, kullanmamak için çaba sarfediyordu.
İlkay Özgür’ün yanına taşındığı ilk zamanlarda her şey gayet yolunda gidiyordu. İlkay kendine daha çok para kazanabileceği bir iş bulmuş, ev masraflarında Özgür’e elinden geldiğince mahçup olmamaya çalışarak yardımda bulunuyordu. Fakat zamanla iki arkadaş hayatın zorlukları karşısında çıkar yollarını yanlış yollara sapmakta buldular. Her gece içiyor, geziyor, günübirlik ilişkiler ve arkadaşlıklar yaşıyorlardı. Özgür çok değer verdiği arkadaşı Su’yu bile unutmuştu. İlkay’ın ise aklının köşesinde kalmış olan Su, zaman zaman aklına geliyor sonra yeniden kayboluyordu. Su birkaç kez Özgür’e ulaşmaya çalışmış fakat aramaları karşılıksız kalınca, o da arayıp sormamaya başlamıştı.
Bu arada Su’yun hayatının düzenini en çok bozan sağlık problemleri yeniden seyreder olmuştu.S ık sık rahatsızlanıyor fakat kimseye belli etmemeye çalışıyordu.
Okulların bitmesine az kalmıştı. Su ailesi ile geçireceği yaz için sabırsızlanıyordu. Onları çok özlemişti. Okul bitmeden arayıp Özgür’le görüşmeyi düşünürken çalıştığı yerde İlkay ile karşılaştı. İlkay’ı ilk gördüğünde çok şaşırdı. İlkay kitap okumayı çok severdi, ona zor anlarında en yakın dost kitapları olurdu. İlkay Su’yun çalıştığını Özgür’den duymuştu fakat onu gidip görmek daha önce aklına hiç gelmemişti. Su’yu gördüğünde çok şaşırdı ve bir daha karşılaşmış olmanın sevincini yaşadı. Hemen konuşmaya başladılar. İlkay:
_’Merhaba, seni yeniden görebilmek ne güzel. Özgür işe başladığını söylemişti, senin adına çok sevindim.’
Su:
_’Teşekkürler, bende seni gördüğüme sevindim. Özgür’ün evine taşındığını duymuştum fakat aynı okulda Özgür ile birbirimizi göremez olduk, nedense koptuk birbirimizden. Oysa bana yardımlarından dolayı ilk haftalığımla ona yemek ısmarlayacaktım ama telefonlarına bile ulaşmak mucize beyefendinin.’
İlkay:
_’Haklısın ya, Özgür bu bazen kendini bile unutur ama arada sırada bahsediyor senden, aklından çıkmış değilsin. Ona kızmış olacağından korkuyor, aramaya yüzüm yok, diyordu.’
Su:
_’Olmasın da zaten, çok kızgınım ona ama yinede özledim. Bende ailemin yanına gideceğim, gitmeden görmek isterim Özgür’ü.
İlkay:
_’Eğer işin bitmek üzereyse bekleyim istersen. Benimde bugün bazı işlerim vardı, iş yerinden izin almıştım. Bu arada bayadır kitap alamıyorum kitap bakayım, dedim.Sonra da Özgür ile buluşacaktık. Beraber gideriz, böylelikle Özgür’ü de görmüş olursun.’
Su da zaten işten çıkmak üzereydi. Kitaplar hakkında biraz sohbet ettikten sonra İlkay kendine bir kitap aldı ve Özgür’ün yanına gitmek için beraber yola koyuldular.
Devamı gelecek...
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.