- 707 Okunma
- 1 Yorum
- 0 Beğeni
KAZANDIĞINIZ SAVAŞTA YİTİRDİĞİNİZ OĞUL GİBİDİR AŞK
KAZANDIĞINIZ SAVAŞTA YİTİRDİĞİNİZ OĞUL GİBİDİR AŞK
Aşk, başka pencereden bakmaktır hayata. Her şey nasıl da başka görünür o zaman.
Daha önce görmediğiniz bir ülkenin hiç geçmediğiniz kaldırımlarında yürürken nasıl da heyecanlanırsınız, başkalarının kayıtsız kaldığı, farkına varamadığı şeyler sizin için olağan üstüdür çünkü.
Her gün geçtiğiniz kaldırımda çiçek olduğunu fark edersiniz mesela. Her şiirin bir anlamı olduğunu düşünürsünüz. Şarkı sözlerini ezberlemeye başlarsınız.
Aşk, başkalarının göremediğini görebilmektir.
“ Halife Leyla’yı çağırtmış makamına. Onu boyunca süzmüş.
-- “Leyla sen misin”, diye aşağıdan sormuş.
--“Sen miydin Mecnun’u çöllerde kör gezdiren? Sen ki yolda ki Ayşe’den farkın yok. Ne gördü bu adam sende deli olacak kadar?”
Leyla duru bir sesle cevaplamış;
--“Sen mecnun değilsin ki görebilesin”
Aşk, sizi kaç yaşınızda bulursa bulsun, her aşık on sekiz yaşındadır. Kalbiniz nasıl atıyorsa o yaştasınızdır. Sakin ve ritimli atmaz aşk yaşarken. Her saatini heyecanlı ve diri yaşarsınız. Ilık suya alışmış bedeniniz, şimdi soğuk sudan sıcak suya , sıcak sudan soğuk suya girer çıkar. Mutluluğu da yaşarsınız yücesinde, acıyı da tadarsınız dibinde.
Aşık olduğunuzda denizin mavisiyle tanışırsınız, gelinciğin kırmızısıyla da...
Egzoz dumanının kokusu, otobüste arkanızda oturan adamın yanındakiyle konuşup durması sizi rahatsız etmez, dövizin artışı, başbakanın Amerika ziyareti sizi ilgilendirmez o zaman.
Galatasaray’ın yeni transferlerini de merak etmezsiniz. Varsa yoksa kırmızı gelincik, yağmurda yürümek, mavi deniz, gün batımı, çabuk geçen zaman, bitmeyen bekleyiş...
Sokağı süpüren işçiye günaydın, bakkala hayırlı işler, korna çalan taksiciye boş ver, bu ne güzel şarkı, bu ne olağanüstü resim, telaşla merdivenden inen komşuya merhaba, yaşamak; bir başka pencereden yani...
Onca renksiz ve kokusuz günün arasında kokusundan sarhoş olduğunuz, renginden gözünüzün kamaştığı günler yaşarsınız.
Kazandığınız savaşta yitirdiğiniz oğul gibidir aşk.
Öyle derinden yaşarsınız ki hayatı, her sarsıntıda bir yerleriniz acır. Her darbede bir kanadınızı kaybedersiniz. En büyük mutluluklar en derin acılarla kol koladır. Aşk, “ en”lerin yaşandığı kabarmış bir ruh durumu yarattığından her duygu sarsıcı derecede yoğun yaşanır.
Ayaküstü ilişkilerin ve kullan-at aşkların yaşandığı günümüzde eski şarkıların nostaljisinde kaybolmuş gibiyim...
ALİZARİN 2007