- 940 Okunma
- 5 Yorum
- 0 Beğeni
KURTKÖY MUHTARI
Babası ’Sarı Mustafa’ lakaplı,Mustafa Başaran Kurtköy’ün sevilen muhtarı olduğundan,o rahmetli olunca,oğlu Remzi Başaran’ı muhtar seçmiş,Kurtköy halkı.
Asıl mesleği değirmencilikmiş,babasının.Köyün ağası,zengini falan değil,sevilen sayılan çalış
kan adamıymış ’Sarı Mustafa’.
Remzi Başaran’ın köyün zenginlerinden olduğunu bilirdim.Kardeşi Rahmi Başaran ile ortak olduğu,şehirlerarasında çalışan yolcu otobüsü olan yalnız onlar vardı köyde.
Kahvesi,bizimkinin tam karşısındaydı.Bizim ve Konyalı’nınki gibi onun kahvesinin de bir tarafı ahır,diğer tarafı bakkal dükkanı idi.
Kahveyi o da kiraya verir,bakkalı ise kendi çalıştırırdı.O yıl,tadilat yapmış,komple boyat-
mıştı kahvesini.Doğrusu çok da güzel olmuştu.Çok uzun yıllar kahvesini çalıştıran Hidayet
Ağbi,hastalandığı için bırakmıştı kahveciliği.O da belki de ilk defa,bir yabancıya kiraya ver
mişti kahvesini.
Kısa boylu,tombul,güler yüzlü,çalışkan ve çok sevilen,saygı duyulan biriydi,Remzi Amca..
Kartal’ın köylerine elektrik geldiğinde,Elektrik Birliği Başkanlığı; telefon geldiğinde yine
Telefon Birliği Başkanlığı ona verilmişti.
Muhtarlık,bakkallık ve başkanlığın yanı sıra bir işi daha vardı,Remzi Amca’nın :Kahvenin
köşesinde berberlik..
Köylerde,eskiden böyleydi.Bizim de kahvenin bir köşesinde çalışan bir berber her zaman
olmuştur.Köyün üç kahvesinde de birer berber her zaman olurdu.
Kahvesininde kumar oynatıldığını farketmiş ve sinirinden küplere binmiş Remzi Ağbi.Bağı-
rıp kovmuş kiracısını.Ocaklığa geçip,kahveciliğe de soyunmuş.
- Ne bağırıp duruyorsun ? diye takılmış babam.Kahvelerimiz çok yakın olduğundan,durumu
merak edip dolaşmaya gitmiş.
- Vereyim beş lira da,çık ocaklıktan ! der demez ,
- Geç şuraya ,deyivermiş babama.Babam da ocaklığa bir geçmiş,tam geçmiş.Ölünceye kadar da çıkmamış bir daha..
Hoppala ! Birden bire iki tane kahvemiz olmuştu.Bir kaç gün,iki kahvenin birden ocağı
yanmasın diye,eski kahvemize de yenisinden çay taşıdık.Sonraları eskisini sadece sinema ve ev olarak kullanmaya başladık.
Remzi Ağbi kumar olayına çok bozulduğu için,babam her türlü oyunu kaldırdı kahveden.
Seyyar sinemacılığı da bırakıp,her akşam sadece Kurtköy’de,eski kahvemizde sinema
oynatmaya başladık.
Çok alçak gönüllü ve paraya değer vermeyen biriydi Remzi Amca.Beni de çok severdi.
Tabii,kızının ilk aşkım olduğunu,hiç bir zaman öğrenmedi.Kızı da öğrenmedi zaten.Benden
başka hiç kimse öğrenmedi.
Ben,ilk okul beşinci sınıftayken,o dördüncü sınıftaydı.Kısa boylu,kıvırcık saçlı,terbiyeli ve güzeldi.Benim tipimdi işte.İlk onu seçtim,sevgili diye.Ne yazık ki,bırakın söylemeyi,konuş
maya da bakmaya da asla cesaretim olmadı.Ne haddime !...
- Sen adam olacaksın,derdi her zaman bana.Gün geldi onun kahvesini sinema olarak da
kullandık.Senelerce sayesinde baba oğul ekmek yedik,geçindik.
Ta ki ; babam kanser olup ölene kadar..Remzi ağbi de rahmetli oldu.Babamla hiç tartıştıklarını görmedim.Nur içinde yatsınlar..
Fikret TEZAL
YORUMLAR
Öncelikle Fikret amca sana teşekkur ederim bu yaşananları burda paylaştıgın için. Ellerine saglık , hep merak etmiştim eskiden kurtkoyde neler olur biter diye dedem neler yapardı diye azda olsa aydınlattın beni. Gururla soyleyebilirim ki Remzi BAŞARAN gibi bir adamın torunu olmaktan dolayı gurur duyuyorum !.. Allah hepsini nur içinde yatırsın , mekanları cennet olsun.
sevgili tezal
yazılarınızı zaman zaman takip ediyorum.sade akıcı okuyanı çeken edebi sırıkanlığa kaçmayan naif anlatım tarzınız sizin öykü dalında çok iyi bir yere gelebileceğinizi düşündürüyor bana.yaşamı tüm olanlarıyla en ince ayrıtılarıyla sunabilecek bir üsluba sahipsiniz.Öyküyü deneyin.Ama yaşamınızın öykülerini.Yenilerini bekliyorum.tebrikler