Bir Göz Hikâyesi
Şüphesiz, her gözün bir hikâyesi var.
Ama beni, senin gözlerin ırgalar.
Göz, sevginin ve dostluğun giriş kapısı, güzelliklerin gözesi.
Göz, Züleyha’yı Yusuf’a köle eden, Mısır’ın seçkin kadınlarını şaşkınlığa sürükleyen; fitnenin kucağına atan uzuv.
Göz ki, Kays’ı Leyla’ya Mecnun eden fettan.
Benim Leyla’m da sensin inan.
Bu bağlamda göz var, gülümser ; ışık saçar, göz var fitne ki “fitne katilden beterdir.”
Ayrıca, göz var, denizler kadar derin, göz var Hacer-i esved kadar siyah.
Her bakışına, bin ah çekilir bazı gözlerin ki senin gözlerin de onlardan.
Söylediğim gibi bir hikâyesi var bütün gözlerin.
Ama, benim meftunu olduğum, tiryakisi olduğum; dinlemeye doyamadığım hikâye senin gözlerin.
Ne Zülayha’nın ne Leyla’nın gözü gözümde.
Gözlerin ki bir bakışıyla, göz göz oldu yüreğimde yaralar .
Gözlerin ki beni sana râm eyler, seni bana yâr.
Gözlerini kıskanırlar ahular.
Sana son sözüm o ki gözlerinde gözüm var...
Ankara 06.07.2002