Düşlerde zaman., (II)
Dürülmüş bir zaman diliminin de, içine düştüğüm düşünce çukuru, halis toprak kokusuyla düşüme uyandırıyorken beni, ruhumun gözleri yamaçları dik bir vadinin başlangıcından üzerime yürüyen ışık selini fark eder ilk olarak., Önce tenimdeki hafif tüyler, diplerinin konikleştirerek dikelir ve hafakan bir korun anlık alevleri gibi hissiyatımı yalar, sonra uyuşturucu enjekte edilmiş şizofren hastası havsalasıyla uysallığa sarılır benliğim.
Şuurlu zamanların artık bıraktığı, belleğime bulaşmış kalan “madem o” Vakitlerinin teveccühüne takılıp kalmışken, uzun kısa arasındaki farkın sıfırın son raddesine inmiş olduğu vakıadır sanki., Her şey o anda, akla hayale geldiği gibi yaşanır, yaşanılabilir hadisedir. Bütün vakitler bir mikron ebadındaki sayhada tevafuk en cereyan etmektedir.,
Ezel ve ebet haleti ruhiyesi, el ele kol kola, sarmaş dolaş vaziyette mecaz oluvermiştir. Her vakanın asli nedenleri, sebep ve bütün müsebbipleri, bütün objeler, mekân ve zamanın türevleri, tarih coğrafya, fizik kimya, geometri ve asal sayılar, metaller ametaller, trigonometri, tanjant ve diğer hak ayık normları yek vücut hazır ve nazırdır., Kutru zerre kadar bir kürenin içerisinde, atom çekirdeğini anımsatır misalle, sürekli birbirinin kovalayan ve mesafelerini koruyan hareket halindeki elektronlar, ifadeyi beyanla hatıratı hafızayı alenen ifşa etmektedir.,
Kuvvetli ziya, nur görme duygusunu ve cismani algılamayı aşmış, bedensiz bir aşikareliğe kurgulamıştı farkında lığı. Beyin hücrelerindeki, eskimiş püskürmüş ve üzerinden “la edri” taze belleklerin geçip harap ettiği miskal hükmündeki bir anıyı dahi, tüm ceremesini alarak bütün renkleri ile mana boyutunda nazara koyup, yeknesak afişe ediyordu. Neyin önemli, hangi şeyin önemsiz olduğunu seçme işi, mesai dışı önemsiz olmuş, belleğin hızı limitsiz artı eksi eksenlerinde, birinden diğerine yumuşak geçişleriyle seyrüsefer etmekteydi.,
Zahirde uyuyor görünen “bila beden”, batının bahtında alemleri avuçlarına almış, zamanı ve mekanı işkillendirip müşekkel etmiş bir ruh edasıyla, metafizik kulvarlarında, belki (indallah’ta) bir saç teli kadar kıymeti harbiye si olmayan marifet boylamını, uçsuz bucaksız bir çığır gibi algılıyordu…
Boyumu birkaç misli aşan bir kuyuda, bir çukurda idim., Üşümeyle yanma ortasında ürperti ile ışığın kapsama alanındaki renk ve tonların mahiyeti vaktin ve vakıanın hükmü hakikati oluvermişti., Dip bucaklardan, ağızlarında dinozorların yuvalandığı devasa mağaraların sarkıtlarından dikine damlayan damlacıkların eforumu sorgulayan tempolu sesi, yukarıdan, içinde bulunduğum oyuğun ağzını çevrelemiş, “muhteşem rayiha” fesleğenlerin mütecaviz nefesi, bütünlüğümü latif, tatlı bir edayla sarmalıyor ve yekpareliğim bu hoş homojen iklimle boy abdesti alıyordu.
Diyordum ki, Bir çukurda bu endamda hoş hayat havası varsa, kim bilir! Düzde yazıda, ne derece tarifi kabil olmaz envai erdem ve mükemmellikler vardır., Temayüller, çıkta gör! İstersen der gibiydi ancak, bu kadarı bile şu aciz ve zelil duçara fazla gelirdi., Zira, ayan olunan her beyanı ihtimam ve ihlasla hafıza hücrelerime temaşa etmeliydim. Iskalayıp geçtiğim her hayır ve haseneyi, burada yakalayarak eteklerinden tutup, yalvarıp yakararak “Ahseni takvim” e çevirebilmeliydim.
Çelik zırhlı dokunulmazlıkların, hayallerime dokundurdukları yangının ve yanılgıların hesabını, yumuşak bedenlerine “Levhi mahfuz” merhemi okuyarak şifalar sürmeliyim, geleceğime. İntikam kin hırs ve fena nispetin sıhhat ve afiyete verdiği acı, cehennem azabına, Kevserin maşrapalarıyla zemzem sunmalıyım.,
Bu bir fırsatsa, nadideliğin vasatından ilhamla, bezmin bahşedilen mehilinde insanlığıma yakışmayan, bet beter fenalık ve bedbahtlık ve hıyanet, riya, azamete aykırı duruş ve gayrı edebilik varsa, hepsinden bilcümle olancasından sevgiyle sadece Aşk’a niyet edip masumiyete yunmalıyım. Bu havuz, mukadderatın aczi yatıma lütfettiği, “hikmeti ilahi” ise, “Şükran lillah.” deyip de defaten, uyanana dek girip çıkıp tummalıyım.
Aklanıp paklandığımda ancak, gönlüme sürür eden medarı iftiharımı bulmalıyım…
Mehmet Sani Özel
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.