Uykunun En Yakışanına...
Cesaretim var mı bilmiyorum bunları bir solukta yüzüne söylemeye.. Sen uyurken kulağına fısıldamak daha kolay geliyor nedense. Dinle gözlerimi bir hayale, baktığım her şeyi rengarenk tuvale çeviren adam. Rüyanda hisset hakikati ve dinle....
Sana binlerce mektup yazdıysam da hala anlatamadım aklımdakilerin firarını. Yakalayamadım sen benden her gittiğinde kaybettiğim aslımı... Acıtan, içimin yankısına ritim tutturamayan bir harp çalınıyor gecede. Harpistler yetişemiyor gözümden düşenlere... Yanımdasın işte, tam da gözümün önünde. Ama özlem öyle koyu bir tutku ki, ağır ağır işliyor kendini ömüre...
Göz kapaklarını usulca örten kirpiklerinin ucuna astım bu gece kendimi. Oradan seyrediyorum seni... Saçlarında geziniyor ellerim usul usul bir nefes gibi...
Biliyor musun? Çok zordu sensizlik. Ölüm ne demekmiş yaşattın bana. Çok zordu bir yerlerde nefes aldığını bilipte kavuşamamak sana. Ne çok ağladım yokluğunun yarattığı enkaza. Karşımdasın işte. Ne çok özlemişim seni. Ömür yetmeyecek gibi bu yangına. Sana sarıldığımda iki kere kucaklamam bundan, sabahları gözlerimi gözlerinden ayıramamam bundan, bundan her gece uykuya dalmadan şükürlerim. Allah’ım sakın alma onu yanımdan...
Dip not: Sessiz bir yalvarış bu, seven herkesin derinden yaralanacağı…
Elif SEZGİN