- 682 Okunma
- 2 Yorum
- 0 Beğeni
EVLÂTLIK MUKADDES ABLAM
Anneyi Yavrusundan Ayırmak adlı öykümde,ablamın evlatlık verilmesini anlatmıştım.
Yaklaşık iki hafta kadar sonra,babamla birlikte onu görmeye gidecektik.Eğer halinden
memnun değilse,annemin yanına dönmek isterse,alıp getirecektik.Öyle konuşulmuş,söz
verilmişti.
Kahveyi,babamdan yaşça biraz daha büyük,İsmail Amca’ya emanet edip yola koyulduk.
Kendimizce üstümüze,başımıza düzgün birşeyler giyinmeye çalıştık.Hatta,bir akşam önce
kahvenin ortasında,sobanın yanında,bir güzel yıkamıştı babam beni.
İstanbul-Beşiktaş’a gidiyorduk.Bu benim ,ilk İstanbul’u görüşüm olacaktı.Çok heyecanlıy-
dım.Önce Pendik’e kadar minibüs,sonra Haydarpaşa’ya kadar tren,vapurla Beşiktaş.
En çok vapuru sevmiştim.2.mevkiide yolculuk etmiştik ama olsun,yine de güzeldi.Nasıl ve
ne zaman geldiğimizi bile anlayamadım.Daha uzun sürmesini arzu etmiştim.
Çelebioğlu sokak;babam sora sora bulmuştu.Bir apartmana girdik:Her katta Hasan Sör
yazıyordu.Her katta aynı adamın oturduğunu sandım.Yıllar sonra anlayabildim,asansör
yazdığını.
Kapıyı,hizmetçi bayan açtı.Bizi buyur ettiler.Ablam boynumuza sarıldı.Bambaşka biri ol-
muştu.Zengin kızlarına benziyordu.İki tane yaşlı hanım vardı.Ablamı evlatlık alan Sabiha Ha
nım,onun daha yaşlı ablası,kırklı yaşlarda kızı Ümit Hanım,Merkez Bankası’nda birlikte ça-
lıştığı eşi Remzi Bey.Bir de benim yaşlarımda felçli erkek çocukları Ferhat vardı.
Koltuklara kurulduk.İyi karşılandık.Güzel yiyecekler ikram ettiler.Karnımızı doyurdular.
Başladık tiyatromuzu oynamaya:Babam,
Eee kızım.Annen bizi mahkemeye vermiş.Biz seni alıp,tekrar ona vermek zorundayız.Hadi
bakalım,hazırlan da gidelim,dediğinde ablam tıpkı iki hafta önce buraya verileceğini öğren-
diği zamanki gibi ağlamaya başladı.
Babamla biz,şaşırdık kaldık.Öylesine güzel davranmışlar ki,onlara ısınıvermiş.Güzel elbise-
ler,kolyeler,takılar,gezmeler derken ablamın gönlünü kazanmışlar.
Buraya inanmakta zorlanacağınızı tahmin ediyorum.Ama şunu unutmayın ki,Mukaddes ab-
lam o günlerde 10 yaşında bir kız çocuğudur.Annemin istem dışı evlendiği babamdan olduğu
için,pek sevgisini gösteremediği,hatta tekrar evleneceği zaman,babama gönderdiği,daha
sonra geri aldığı bir çocuktur.Burada ona abartılı bir gelecek vaadedilmiş ve bu bir şekilde
kendisine kanıtlanmıştır.
Daha sonra,bunun bir oyun olduğunu,kimi isterse onun yanında kalabileceğini söylediğimiz-
de o,öz annesini değil,evlatlık verildiği yeri seçti.
Bıraktık geldik.Sık sık görmeye gittik.Zaman geçtikçe ablamı niye evlatlık istedikleri açığa
çıkmış oldu.Bu insanların,Galatasaray Lisesi’nde okuyan bir erkek çocukları vardı,bir de
evdeki felçli çocukları Ferhat.Yani çocuğu olmayan bir aile falan değillerdi.Ferhat’a arka-
daş olacak,onunla ilgilenecek birine ihtiyaçları vardı ve buna da en iyi çare ablam gibi bir
evlatlık almaktı.Pekiyiden başka notu hiç olmadı ablamın,ilkokul karnelerinde.Okutmaya da
söz vermişlerdi.Hatta okutmak için istemişlerdi.Ama,kendi okumak istemedi dediler.
25 yaşına kadar yanlarında kaldı ablam.Benim evliliğmin gündemde olduğu günlerde,alıp an-
nemin yanına getirdim.Düştü bayıldı annem,onu gördüğünde.Hiçbirşeyini almaya gitmedi,
herşeyden vazgeçip,annemin yanında kaldı.Remzi Bey gelip,hiç bir hak iddia etmiyeceği-
ne dair imza istedi ablamdan.Hiç düşünmeden imzaladı.
-Hiç bir şeyiniz lazım değil,dedi.
Annem,benden 45 gün sonra,görücü usulü ile evlendirdi ablamı.Şimdi eşi ve 3 yetişkin kızla-
rıyla,kendi evlerinde,mutlu bir hayat sürüyorlar.
Kimseye kırgınlık duymadan,herşeyi kader bilip Allah’ına sığınıp,yaşayıp gidiyor ablacığım.
Fikret TEZAL