kararsız kararlı (belki de çelişik!)
28 aralık
aydın
“…bu konu şimdi üzüyor beni, yüzümü kızartıyor. geriye dönüp de bakınca tam olarak böyle olmasa da bunun gibi bir çok olay yaşayıp yine yüzümü kızartmıştım. birçoğunun da nedeni onu hep var sandığım halde aslında dünyadaki en güvensiz insan olduğumdan kaynaklandı. bunun da sorumlusu elbette ben değilim. eğer görünüşüm kendime olan bir güven izlenimini veriyorsa bu tamamen görünüşümün meselesidir. evet tamam onu bazen kullandığım doğrudur ama bende bazen bazı şeylerden nasiplenmeliyim.
bir defasında lisede bir öğretmenim bana kitaptan bir bölüm okumamı söylemişti. o okulda henüz çok yeniydim ve herkes tarafından farklı bakılan kale gibi güçlü bir etki yayan garip bir izlenim bırakıyordum. - tabi ki bilerek değil. dedim ya hem zaten bu baş edemeyip de ipin ucunu kaçırdığımdan beri benim sorunum olmaktan çıktı artık.- şaşılacak bir durum ama ilkokul üçüncü sınıftan beri okuma derslerimde bile öğretmenlerimin beni görmemesini sağlayabilmişken yine böyle bir durumda artık görünmez olduğumdan emin olduğum için sanırım benim işi salmamdan kaynaklanmış olmalı ki yakalandım. ve mecbur okumaya başladım. heyecanlandığımı hiç anımsamıyorum ama koskoca bir sayfayı hiç bir şey anlaşılmadan birkaç dakika içinde tökezleyerek sözde kesintisiz ve nefessiz okumamın ardından sırama yağan binbir türlü nottan önümü göremez olmuştum. elbette yine istifimi bozmamıştım ama bir süre içten içe öğretmenimden utanmıştım. hala aklıma her gelişinde içimde biraz rezil olduğuma dair şüphe, hayır şüphe ne kelime ya kesinlikle öyle olduğum aklıma gelir ama gülümsemeden de edemem doğrusu. işte bugünkü konuda aynen öyle olacak.
- umarım- hiç alakası yok ama aklıma gelip duruyor. bir gün yine evde kim varsa hepsiyle tartışmıştım ve bir hafta ne odamdan çıkmış nede sofraya oturmuştum. zavallı anneciğim gelip gidip sofraya küsülmeyeceğini yineleyip duruyordu. ama sonunda oda pes edince odamda büsbütün yalnız kalmıştım. işte bu yalnızlığın dördüncü gününde defterime yazacaklarım artık daha çok olaylar ve kavgalar haricinde bana kaymaya başlamıştı. yazılarımdan birini başlığı ‘kahverengi’ ydi. aslında adı sarı odalar veya sayfalar olacaktı ancak yaptığım hiçbir şey ne ismiyle ne cismiyle nede içeriğiyle bir başkasınınkine benzesin istemiyordum. hatırladığım kadarıyla şöyle yazıyordu;
(kahverengi)
hayallerim neydi, özlediklerim ne? hayatın neresindeyim?
gece nerde? gece; incecik saydam bir camın ardında, perdelerle gizlenmiyor gece. o içimde. aslında hep bende. peki ben nerdeyim? belki de ben ondayım. belki de en sondayım.
ben; sararmış eski önemsiz ve önemli bir kağıdın bir nefeste doldurulan, ezbere bilinen satırlarının en unutulanıyım.
ama eğer bir kalemin ucundaysa ‘o’ bende ordayım. görüp, yazıp, ve okuyup ta anlayabilene hitaben anlatılmıştır. gizli detaylarda.
gerçeğe yansıyan bir hayalim ben. gerçeğimse sayfalarda gizli. kahverengi bir kalemin ucunda, yazdıklarındayım. satır satır. aslında;
varımda yokum.
hayattan geriye kalan elimde, yalnızca ucu bitmiş bir kalemse, bir silgim bile yoksa; geriye çevrilmiyor zaman. silinmiyor yazılanlar. aynı yaşanmışlar gibi. benim de yaşadıklarım silinmeyecekse; neyi kaybettim ben?
‘yalnızlığım’ benimle ya. kalemimle birlikte.
günün birinde kafamdan silinse de defterimden silinmeyecek olan –tüm unutmak istediklerim- yazılarımlayım.
yansalar da külü kalacak ya! doğadan hiçbir şey kaybolmuyor. sen var oldukça var olacak ey! bilemediğim, tanıyamadığım his; güvenim.
dünyada bir yer
oda/ ist.
bu yazı resmen hayata karşı sorgulamalı bir savunmasızlıktı. geceyse en sevdiğim vakit. iyi ki yazmayı seviyorum. insana özgü idrak; güzel bir şey olsa gerek. ben o zamanlar sanki vardım da yoktum. ben sadece bende vardım ama asla hayatın içinde değil. var olduğumu sadece hayal ederdim. şimdi ise tamamen yokum. kim bilir asıl şimdi vardırım ben. çünkü bu aralar bazen öyle hissediyorum. kendimi bile kandırıp, var sandığım güvenim ve inadımla buralara kadar tek başıma geldiğime göre belki de vardır ‘o’.
o zamandan sanki şimdiki zamanı hissederek yazmışım, sanırım ön sezili yada ön yaşayışlı biri olabilirim ben. yo sanmam. çünkü eğer öyle olsaydı daha aklı başında biri olurdum. bilmiyorum belki de tam tersi hem de daha öncelerden her şeyi boş verirdim. hayatı da. yine vasatlardayım. sadece kararsız bir kararlı olduğumu biliyorum o kadar.
gizli güvensiz ben aylin
saı