YARAMAZ KARGA
YARAMAZ KARGA
Bir varmış bir yokmuş. Zamanın birinde, bir ülkede kocaman kocaman mısır tarlaları varmış. Mısır tarlaları öyle büyük öyle büyükmüş ki nerdeyse koskoca bir dünyaya yetecek kadarmış. Ee kocaman mısır tarlaları olurda o tarlalarda kargalar olmaz mı? Tabi ki olur. Bu mısır tarlalarında karnını doyuran bir sürü karga varmış. Kargaların olması iyi, hoş da bu kargaların içinde öyle bir karga varmış ki çok yaramaz, laftan sözden anlamaz, başına buyruk biriymiş. Hiç kimseyi dinlemez, aklına geleni yaparmış. Bu yaramaz karga çok yaramazmış ya; hiç kimseye uymazmış. Öbür arkadaşlarından ayrılmaması gerektiği yerde o hep onlardan ayrılır yiyeceklerini paylaşmak istemezmiş. Arkadaşları yaramaz kargayı hep uyarırlarmış, ona:
_’Bak yalnız başına gezme, bu senin için çok tehlikeli.’ Derlermiş.
Ama ne söylerseler söylesinler bu yaramaz kargaya laf söz geçmezmiş.O yine kendi başına buyruk gezip tozarmış.
Yaramaz karga bir gün yine yalnız başına mısır tarlalarına gitmiş. Mısır tarlalarına girer girmez sağına soluna bakmadan hemen jet hızıyla mısırlara hücum etmiş. Tarlaya dalar dalmaz bir ondan bir bundan yemiş de yemiş, karnı patlayacak gibi olmuş. Anlayacağın tarlanın altını üstüne getirmiş. Yaramaz Karga yine umursuz umursuz evine dönmüş. Arkadaşları neredeydin diye sorunca kıs kıs gülerek:
-‘Mısır tarlasındaydım karnımı iyice doyurdum’. Demiş.
Kargalardan birisi:
-‘Ama sen bunu yapamazsın, bunu yapmaya hakkın yok, seni gördük o mısırları ziyan ettin.’demiş.
Bizim yaramaz karga halinden hiç şikayet etmeyerek:
-‘Aman bana ne! Hem korkmayın daha çok var bize bir ömür yeter.’Demiş.
Başka bir karga söze karışmış:
-‘Boş verin arkadaşlar buna laf söz geçmez.’ Demiş. Kargalar onun bu haline çok kızmış, aralarında onu bir daha yanımıza almayalım diye konuşarak oradan uzaklaşmışlar. Kargalar bir süre yaramaz kargayla hiç görüşmemişler. Yaramaz karga diğer zamanlarda yine her zaman ki gibi hangi tarlaya gittiyse o tarlanın altını üstüne getirerek tüm mısırları ziyan etmiş.
Aslında yaramaz karganın bu yaptıklarına sadece kargalar kızmamıştı.
Kargalardan çok mısır tarlalarının sahipleri yani çiftçiler kızmıştı. Çiftçiler bu işin böyle gitmeyeceğini anlayınca mısır tarlalarını zamanı gelmeden toplamaya karar vermişler. Ne yapsınlar mısırları toplamasalar tüm emekleri daha fazla ziyan olacakmış. Tüm tarlalar vakti gelmeden tamamen, bir tane bile bırakılmadan toplanmış. Yaramaz karga bunun böyle olacağını tahmin etmemişti. O yiyecek bulunca hemen yer hiçbir zaman saklamazdı. Oysa şimdi yiyecek saklamadığı için çok pişman olmuştu. Tarladaki mısırlar toplanınca yaramaz karga aç kalmıştı. Karnı çok acıkmış, dahası açlıktan bitkin düşmüştü. Bekledi bekledi… Dayanacak gücü kalmadı, utana sıkıla arkadaşlarının yanına gidip onlardan yardım istedi:
_’Arkadaşlar ne olur beni affedin. Ben hata yaptım o mısırları ziyan etmemeliydim. Bir gün mısırların biteceğini baştan düşünmeli, yiyecek saklamalıydım ama yapmadım. Şimdi çok açım.’demiş.
Yaramaz karganın pişmanlığına inanan arkadaşları onu affettiler, aralarına aldılar. Yaramaz karga dersini almıştı. Arkadaşları yaramaz kargayla yiyeceklerini paylaştılar. Ne olursa olsun yaramaz karga onların dostuydu. Dostluksa en zor gündeydi. Dostluk paylaşmaktı, dostluk sevmekti, dostluk ve dost en güzel şeydi.
ARİFE BOLAT
TOKAT/ERBAA
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.