- 605 Okunma
- 2 Yorum
- 0 Beğeni
BİR IŞIKLA BİRLEŞEN FARKLI HAYATLARDIK
Hava kasvetliydi,heran yağmur yağacakmış hissi uyandırıyordu insanda.Doğa olayları bile bir beklenti oluşturuyır,ne garip!Biraz daha büzüldüm pardesümün içinde.Başımı yere eğdim rüzgarın ayazından korunmak için,gözüm sarı yaprak desenli kaldırımda takılı kaldı bir kaç saniye.Bir ışık belirdi yüzümde sonra.’Hele şükür geldi!’dedi elleri torba dolu bir kadın.Dolmuşa binme önceliğimi ona verdim.Hava durumu etkilememiş ruhumu anlaşılan.
Gidip en arka köşeye oturdum.Dolmuşlar farklı mekanlardır,ayrı bir dünya gibi.Yolculuğun boyunca tanımadığın pek çok insan hakkında fikir edinebilirsin.Kişiliklerinden bir parça belli ederler mutlaka.Velhasıl bu yolculuk da farklı olmayacaktı diğerlerinden.Kendi dertlerimi unutmaya çalışarak içinde bulunduğum dünyayı da tanımaya koyuldum,yeni doğmuş bir bebek edasıyla.Önümde genç bir kız oturuyordu,çevreye bıraktığı tek ses telefonunun tuş sesleriydi.Kim bilir kiminle mesajlaşıyor?Annesi ya da babası olmayacağı kesin.Genç bir kız kontörünü ailesine harcamaz bu yaşlarda.
Onun yanında oturan yaşlı teyze ayakta kalmış yaşlı arkadaşıyla konuşuyordu.’Valla hayat çok pahalı!Bir pazara çıkayım dedim elde avuçta bi şey kalmadı.’Diğer kadın sanki bıkmıştı hayatı birirlerine şikayet etmekten.Sadece kafasıyla onay veriyordu söylenenlere.Bir süre geçtikten sonra paralar uçuşmaya başladı havada.’Şunu uzatıverir misin?’gibi nazik bir soruyasuratsız bir yüzle karşılık veriliyordu.Para mıydı,geçim derdi miydi,aile sorunları mı,yoksa ülkenin içinde bulunduğu durum muydu insanları birbirine çekilmez kılan?En önde küçük bir bebek ilişti gözüme,dünyayı daha tanımadığı sıcak gülümsemesinden belli oluyordu.
Dolmuş şöförü ise herkesten farklı bir alemdeydi.Yolların,insanların önemi yoktu onun için.Bezginliği dikiz aynasına yansıyan görüntüsünden anlaşılıyordu.Evine götürdükleri gibi evine gitmeyi,sıcak bir yemeği düşünüyordu muhakkak.Akşamın bu saatinde başka ne olabilir ki?Ara sıra ’İnecek var?’,’Müsait bir yerde durabilir misiniz?’gibi cümleler yankılanıyordu ve duran dolmuşun içinden bir hayat daha eksiliyordu.Geriye son olarak ’Eyvallah!’,’İyi akşamlar’,’Hadi sağol yavrum’gibi cevap bulmayan cümleler kalıyordu.
Camdan dışarı baktım,ineceğim yeri geçmişim bir durak.Bir hışım ’İnecek var’dedim,kalabalığı yararak kapıdan indim.Masum bebek,pazara çıkan teyze,dolmuş şöförü,genç kız ve diğerleri bir müddet daha aynı hayatı paylaşacaklardı bensiz ve hiç akıllarına gelmeyecektim.Dolmuşun arkasında bıraktığı egzos gazı,gideceğim evde kimsenin olmadığını,terk edildiğimi,ekonomik sıkıntılarımı,yalnızlığımı beynime tekrar yerleştirip öz dünyama dönmemi sağladı.
Ellerimi cebime koydum,başımı yere eğdim rüzgarın ayazından korunmak için.Gözüm sarı yaprak desenli kaldırımda takılı kaldı...Bir ışık daha beklediği içindi belki de...
YORUMLAR
bence yazmak tüm sorun burada.
bence ayrintilara giris ve cikisin daha keskin olmali.
girdin ama orda uzun süre beklemene gerek yok. yani gir ve cik.
ama basit bir yasamin iyi gözlemiydi.
yazmanin sirri ne diye sorsalar.
hic süphesiz iyi bir gözlemdir derim.
durdum.
ve kutladim.
......f.s.m
Yazıdaki kırgınlık kendisini hissettiriyor ama gene de birşeyler eksik...