0
Yorum
2
Beğeni
0,0
Puan
30
Okunma
21.07.2003 / Cide
saat 10.30 civarıydı broma geldiğimde bir iki müşteri veli nimet var
onlarla uğruşırken ortalık birden daha da aydınlandı.
eski petrol lambası yanarken birden lüx lambası yakılmış;
lüx lambayla aydınlanırken elektrik lambası hem de yüz mumluğu
ortalığı aydınlatmış; edison ışığıyla, ya da dolunayla aydınlanırken birden
sabah güneşi doğuvermişti de birden nurdan bir ışığa bürünmüş
nurani bir aydınlıkla aydınlanmış gibiydi bromuz ve içimiz !..
göz alıcı değil gönül alıcı; beyin yorucu değil, okşayıcı, dinlendirici,
huzur verici sevindirici bir aydınlık içinde buluvermiştik birden, kendimizi!..
ve bu ruhu dinlendirici, mehtap aydınlığı içinde, tılısımlı bir ses ’günaydınlar!..”
fısıldayan, kalbin kılcal tellerini titreten, sihirli bir flüt, sihirli bir nefes gibi bir ses!
kalbim bir hoş olmuş, beynim uyuşmuş.. büyülenmiş bir haldeyim!
o sihirli, nurani aydınlığa, o sihirli büyüleyici sese yöneldiğimde:
mevsimlerdir beklediğimiz, görmek istediğimiz mor karanfille boyandı gözlerim.
gül fidanı boyu, endamı, edası… sarı yazma kazağı defne çiçeği kokusuyla bambaşka
bir çiçek... Cide sahillerinin bu mor karanfili hafif rüzgar esintisiyle
ırgalanması, salınımı... hele kaş altında sızın bakışı... ceylan şehlası mı desem,
kurşuni bulutlar arasına ışıldayan güneş şulesi mi, gecelerin süsü mehtap tülüne
bürünmüş dolunay mı, yolda kalmışım, dağ doruklarında bekleşen çobanların
umut ışığı sabah yıldızı mı desem!.. onlara uzanırcasına, onları kucaklayacakmışımcasına
fırlamışım yerimden, daracık mekanın içinde, şimşek, elektrik akımına
dokunacakmışım korku ve heyacanıyla, uzatıp elimi: “hoş geldin!..” dememle, sağ ellerimiz
bir mıknatısın zıt kutupları gibi kıvılcımlandığını his ettim!.. onun sakin ince, nazik elleri
benim titrek ürkek ellerimin parmakları arasında elektrik akımı, atomların onun ellerinden
gerisin geri bana dönüyor gibiydi.. ama beynim ve yüreğim söz birliği etmışlercesine
“hayır, hayır!.. bu kez bir öpücük… kendini çok özlettin, çirkin kız!..” hep öyle derdim.
O da çirkin olmadığını bildiği için olacak alınmaz, latifen söylediğimi bilir
hafif gülümser.. aynen öyle oldu, soğukça olsa da gülümsedi… mor karanfil
başını uzattı; kutsal bir mabedi, saygı duyulan, uhrevi bir varlığı niyaz eder gibi
alnından niyaz ettim… evet ona öpme denmez.. kelimenin tam anlamıyla yürekten, ve
beyinden gelen en kutsal duyguyla niyaz eyledim. alnından çirkin kız dediğim,
bu güzelliğini şirinliğini cide’den almış bu güzeller güzeli ; cihan cihan olalı
görmemiş olmalı böyle cihan bedeli bir civan bir cihan’ı !..
Haziran 2003
Cide