Soyulduğu halde gülen adam hırsızdan bir şey çalmış demektir, boş yere üzülen ise kendi kendini soyar. william shakespeare
mustafa ertürk
mustafa ertürk

' Terk etmedi sevdan beni!'

Yorum

' Terk etmedi sevdan beni!'

0

Yorum

0

Beğeni

0,0

Puan

753

Okunma

' Terk etmedi sevdan beni!'

Okumaktan keyif almaksa erek , bu yazıyı okumak gerek...

“Terk etmedi sevdan beni” Cide / 21.10.2001

Sevgilim!..
32 yıllık yastık daşın!..
Sen gideli aç ve susuzum desem yeridir.
Bir şeyler hazırlama... yeme... içimden gelmiyor.
Ama aç da durulmuyor... kalktım, indim, aldım geldim...
Balık, kırmızı üzüm suyu, yeşillik... Çilingir masamı donalttım...
İçeri girecek;
” yine mi... Cemil oldun, vallahi, Cemil !..”
diyeceksin diye, gözüm kapıda... ama olsundu... olsaydın da
deseydin!.. Düşününce hüzünlendim...
“ Bu da işin bahanesi!..” diyorsundur, hep olduğu gibi...
Uzatmayayım...

Gece yarıyı çoktan geçmiş olmalı...
Tv. karşısında, masa başında şekerlemeye başlamışım...
Divanda battaniye arasında uyuya kmalmışım...
“ Sızmışım, desene, şuna..!” diyorsundur!..
“ Ama hayır !... günahımı alma!.. Bilirsin demi o denli almam..
“ O halde, neden... sorun ne!..” “deyip durma....
“ az mı; ’gece kuşu oldun!!’ demişliğini unuttun mu!..

İşte yine gece kuşuydum..

Değil mi ki; biz yazar çizerler hep böyleyizdir...
Gündüzün bile kimsenin göremediğini görür, kafamıza kopyalar...
Arar, araştırır... geceleri de herkes uyurken biz okur, yazar çizeriz...
Dünyamız tersine döner, sularımız tersine akar...sevgilerimiz
aşklarımız da böyledir, bizim... kimsenin ilgi duymadığına,
yüreğimizin duygu tellerinde titreşimler olur.. sanki, tanrı o görevi
bize vermiş!!..Gördüklerimizi ,’ elimizden geldiğince’ akıl ve duygu
süzgecinden geçirerek, kağıda dökmek... paylaşmak... paylaştıkça
çoğalmak, çoğaltmak isteriz.. Herkesi bilmem... böyleğimdir...
Neyse!..

Dün C.tesiyi bugüne bağlayan gecem böyle geçmiş...
Pazar sabahı saat on civarı sahile indim... her şey o denli güzeldi ki!.
Yamaçlar yeşil... çamlar ışıl ışıl.. kim demiş ki sonbahar! hep bahar,
hep ilk bahar olur burada, doğa ana...
Deniz mavi bir çarşaf... hafif salınımlı...beşiğini sallayan, ninniler
söyleyen, sessizlik isteyen bir anne gibiydi Karadeniz...
Kara değil mavi gözlü esmer güzeli...

Pazar akşamı bu satırları karalıyorum...

“Salon gül kokuyor!..”
“ Ne gülü mü!..”
“Astığın, gül desenli tül kokuyor!.. hasret, hasret!..
Tek eksiklik yokluğun.. ama!..
. A. Arif’in dediği gibi;
“ Terk etmedi sevdan beni!..”
Mustafa (muster )
Eski notlardan
Cide Df. Cilt 1
Sf.23

























Okumaktan keyif almaksa erek , bu yazıyı okumak gerek...

“Terk etmedi sevdan beni” Cide / 21.10.2001

Sevgilim!..
32 yıllık yastık daşın!..
Sen gideli aç ve susuzum desem yeridir.
Bir şeyler hazırlama... yeme... içimden gelmiyor.
Ama aç da durulmuyor... kalktım, indim, aldım geldim...
Balık, kırmızı üzüm suyu, yeşillik... Çilingir masamı donalttım...
İçeri girecek;
” yine mi... Cemil oldun, vallahi, Cemil !..”
diyeceksin diye, gözüm kapıda... ama olsundu... olsaydın da
deseydin!.. Düşününce hüzünlendim...
“ Bu da işin bahanesi!..” diyorsundur, hep olduğu gibi...
Uzatmayayım...

Gece yarıyı çoktan geçmiş olmalı...
Tv. karşısında, masa başında şekerlemeye başlamışım...
Divanda battaniye arasında uyuya kmalmışım...
“ Sızmışım, desene, şuna..!” diyorsundur!..
“ Ama hayır !... günahımı alma!.. Bilirsin demi o denli almam..
“ O halde, neden... sorun ne!..” “deyip durma....
“ az mı; ’gece kuşu oldun!!’ demişliğini unuttun mu!..

İşte yine gece kuşuydum..

Değil mi ki; biz yazar çizerler hep böyleyizdir...
Gündüzün bile kimsenin göremediğini görür, kafamıza kopyalar...
Arar, araştırır... geceleri de herkes uyurken biz okur, yazar çizeriz...
Dünyamız tersine döner, sularımız tersine akar...sevgilerimiz
aşklarımız da böyledir, bizim... kimsenin ilgi duymadığına,
yüreğimizin duygu tellerinde titreşimler olur.. sanki, tanrı o görevi
bize vermiş!!..Gördüklerimizi ,’ elimizden geldiğince’ akıl ve duygu
süzgecinden geçirerek, kağıda dökmek... paylaşmak... paylaştıkça
çoğalmak, çoğaltmak isteriz.. Herkesi bilmem... böyleğimdir...
Neyse!..









Dün C.tesiyi bugüne bağlayan gecem böyle geçmiş...
Pazar sabahı saat on civarı sahile indim... her şey o denli güzeldi ki!.
Yamaçlar yeşil... çamlar ışıl ışıl.. kim demiş ki sonbahar! hep bahar,
hep ilk bahar olur burada, doğa ana...
Deniz mavi bir çarşaf... hafif salınımlı...beşiğini sallayan, ninniler
söyleyen, sessizlk isteyen bir anne gibiydi Karadeniz...
Kara deyil mavi gözlü esmer güzeli bir kız...

Pazar akşamı bu satırları karalıyorum...
“Salon gül kokuyor!..”
“ Ne gülü mü!..”
“Astığın, gül desenli tül kokuyor!.. hasret, hasret!..
Tek eksiklik yokluğun.. ama!..
. A. Arif’in dediği gibi;
“ Terk etmedi sevdan beni!..”
Mustafa (muster )
Eski notlardan
Cide Df. Cilt 1
Sf.23

























Okumaktan keyif almaksa erek , bu yazıyı okumak gerek...

“Terk etmedi sevdan beni” Cide / 21.10.2001

Sevgilim!..
32 yıllık yastık daşın!..
Sen gideli aç ve susuzum desem yeridir.
Bir şeyler hazırlama... yeme... içimden gelmiyor.
Ama aç da durulmuyor... kalktım, indim, aldım geldim...
Balık, kırmızı üzüm suyu, yeşillik... Çilingir masamı donalttım...
İçeri girecek;
” yine mi... Cemil oldun, vallahi, Cemil !..”
diyeceksin diye, gözüm kapıda... ama olsundu... olsaydın da
deseydin!.. Düşününce hüzünlendim...
“ Bu da işin bahanesi!..” diyorsundur, hep olduğu gibi...
Uzatmayayım...

Gece yarıyı çoktan geçmiş olmalı...
Tv. karşısında, masa başında şekerlemeye başlamışım...
Divanda battaniye arasında uyuya kmalmışım...
“ Sızmışım, desene, şuna..!” diyorsundur!..
“ Ama hayır !... günahımı alma!.. Bilirsin demi o denli almam..
“ O halde, neden... sorun ne!..” “deyip durma....
“ az mı; ’gece kuşu oldun!!’ demişliğini unuttun mu!..

İşte yine gece kuşuydum..

Değil mi ki; biz yazar çizerler hep böyleyizdir...
Gündüzün bile kimsenin göremediğini görür, kafamıza kopyalar...
Arar, araştırır... geceleri de herkes uyurken biz okur, yazar çizeriz...
Dünyamız tersine döner, sularımız tersine akar...sevgilerimiz
aşklarımız da böyledir, bizim... kimsenin ilgi duymadığına,
yüreğimizin duygu tellerinde titreşimler olur.. sanki, tanrı o görevi
bize vermiş!!..Gördüklerimizi ,’ elimizden geldiğince’ akıl ve duygu
süzgecinden geçirerek, kağıda dökmek... paylaşmak... paylaştıkça
çoğalmak, çoğaltmak isteriz.. Herkesi bilmem... böyleğimdir...
Neyse!..









Dün C.tesiyi bugüne bağlayan gecem böyle geçmiş...
Pazar sabahı saat on civarı sahile indim... her şey o denli güzeldi ki!.
Yamaçlar yeşil... çamlar ışıl ışıl.. kim demiş ki sonbahar! hep bahar,
hep ilk bahar olur burada, doğa ana...
Deniz mavi bir çarşaf... hafif salınımlı...beşiğini sallayan, ninniler
söyleyen, sessizlk isteyen bir anne gibiydi Karadeniz...
Kara deyil mavi gözlü esmer güzeli bir kız...

Pazar akşamı bu satırları karalıyorum...
“Salon gül kokuyor!..”
“ Ne gülü mü!..”
“Astığın, gül desenli tül kokuyor!.. hasret, hasret!..
Tek eksiklik yokluğun.. ama!..
. A. Arif’in dediği gibi;
“ Terk etmedi sevdan beni!..”
Mustafa (muster )
Eski notlardan
Cide Df. Cilt 1
Sf.23

























Okumaktan keyif almaksa erek , bu yazıyı okumak gerek...

“Terk etmedi sevdan beni” Cide / 21.10.2001

Sevgilim!..
32 yıllık yastık daşın!..
Sen gideli aç ve susuzum desem yeridir.
Bir şeyler hazırlama... yeme... içimden gelmiyor.
Ama aç da durulmuyor... kalktım, indim, aldım geldim...
Balık, kırmızı üzüm suyu, yeşillik... Çilingir masamı donalttım...
İçeri girecek;
” yine mi... Cemil oldun, vallahi, Cemil !..”
diyeceksin diye, gözüm kapıda... ama olsundu... olsaydın da
deseydin!.. Düşününce hüzünlendim...
“ Bu da işin bahanesi!..” diyorsundur, hep olduğu gibi...
Uzatmayayım...

Gece yarıyı çoktan geçmiş olmalı...
Tv. karşısında, masa başında şekerlemeye başlamışım...
Divanda battaniye arasında uyuya kmalmışım...
“ Sızmışım, desene, şuna..!” diyorsundur!..
“ Ama hayır !... günahımı alma!.. Bilirsin demi o denli almam..
“ O halde, neden... sorun ne!..” “deyip durma....
“ az mı; ’gece kuşu oldun!!’ demişliğini unuttun mu!..

İşte yine gece kuşuydum..

Değil mi ki; biz yazar çizerler hep böyleyizdir...
Gündüzün bile kimsenin göremediğini görür, kafamıza kopyalar...
Arar, araştırır... geceleri de herkes uyurken biz okur, yazar çizeriz...
Dünyamız tersine döner, sularımız tersine akar...sevgilerimiz
aşklarımız da böyledir, bizim... kimsenin ilgi duymadığına,
yüreğimizin duygu tellerinde titreşimler olur.. sanki, tanrı o görevi
bize vermiş!!..Gördüklerimizi ,’ elimizden geldiğince’ akıl ve duygu
süzgecinden geçirerek, kağıda dökmek... paylaşmak... paylaştıkça
çoğalmak, çoğaltmak isteriz.. Herkesi bilmem... böyleğimdir...
Neyse!..









Dün C.tesiyi bugüne bağlayan gecem böyle geçmiş...
Pazar sabahı saat on civarı sahile indim... her şey o denli güzeldi ki!.
Yamaçlar yeşil... çamlar ışıl ışıl.. kim demiş ki sonbahar! hep bahar,
hep ilk bahar olur burada, doğa ana...
Deniz mavi bir çarşaf... hafif salınımlı...beşiğini sallayan, ninniler
söyleyen, sessizlk isteyen bir anne gibiydi Karadeniz...
Kara deyil mavi gözlü esmer güzeli bir kız...

Pazar akşamı bu satırları karalıyorum...
“Salon gül kokuyor!..”
“ Ne gülü mü!..”
“Astığın, gül desenli tül kokuyor!.. hasret, hasret!..
Tek eksiklik yokluğun.. ama!..
. A. Arif’in dediği gibi;
“ Terk etmedi sevdan beni!..”
Mustafa (muster )
Eski notlardan
Cide Df. Cilt 1
Sf.23

























Okumaktan keyif almaksa erek , bu yazıyı okumak gerek...

“Terk etmedi sevdan beni” Cide / 21.10.2001

Sevgilim!..
32 yıllık yastık daşın!..
Sen gideli aç ve susuzum desem yeridir.
Bir şeyler hazırlama... yeme... içimden gelmiyor.
Ama aç da durulmuyor... kalktım, indim, aldım geldim...
Balık, kırmızı üzüm suyu, yeşillik... Çilingir masamı donalttım...
İçeri girecek;
” yine mi... Cemil oldun, vallahi, Cemil !..”
diyeceksin diye, gözüm kapıda... ama olsundu... olsaydın da
deseydin!.. Düşününce hüzünlendim...
“ Bu da işin bahanesi!..” diyorsundur, hep olduğu gibi...
Uzatmayayım...

Gece yarıyı çoktan geçmiş olmalı...
Tv. karşısında, masa başında şekerlemeye başlamışım...
Divanda battaniye arasında uyuya kmalmışım...
“ Sızmışım, desene, şuna..!” diyorsundur!..
“ Ama hayır !... günahımı alma!.. Bilirsin demi o denli almam..
“ O halde, neden... sorun ne!..” “deyip durma....
“ az mı; ’gece kuşu oldun!!’ demişliğini unuttun mu!..

İşte yine gece kuşuydum..

Değil mi ki; biz yazar çizerler hep böyleyizdir...
Gündüzün bile kimsenin göremediğini görür, kafamıza kopyalar...
Arar, araştırır... geceleri de herkes uyurken biz okur, yazar çizeriz...
Dünyamız tersine döner, sularımız tersine akar...sevgilerimiz
aşklarımız da böyledir, bizim... kimsenin ilgi duymadığına,
yüreğimizin duygu tellerinde titreşimler olur.. sanki, tanrı o görevi
bize vermiş!!..Gördüklerimizi ,’ elimizden geldiğince’ akıl ve duygu
süzgecinden geçirerek, kağıda dökmek... paylaşmak... paylaştıkça
çoğalmak, çoğaltmak isteriz.. Herkesi bilmem... böyleğimdir...
Neyse!..









Dün C.tesiyi bugüne bağlayan gecem böyle geçmiş...
Pazar sabahı saat on civarı sahile indim... her şey o denli güzeldi ki!.
Yamaçlar yeşil... çamlar ışıl ışıl.. kim demiş ki sonbahar! hep bahar,
hep ilk bahar olur burada, doğa ana...
Deniz mavi bir çarşaf... hafif salınımlı...beşiğini sallayan, ninniler
söyleyen, sessizlk isteyen bir anne gibiydi Karadeniz...
Kara deyil mavi gözlü esmer güzeli bir kız...

Pazar akşamı bu satırları karalıyorum...
“Salon gül kokuyor!..”
“ Ne gülü mü!..”
“Astığın, gül desenli tül kokuyor!.. hasret, hasret!..
Tek eksiklik yokluğun.. ama!..
. A. Arif’in dediği gibi;
“ Terk etmedi sevdan beni!..”
Mustafa (muster )
Eski notlardan
Cide Df. Cilt 1
Sf.23











Okumaktan keyif almaksa erek , bu yazıyı okumak gerek...

“Terk etmedi sevdan beni” Cide / 21.10.2001

Sevgilim!..
32 yıllık yastık daşın!..
Sen gideli aç ve susuzum desem yeridir.
Bir şeyler hazırlama... yeme... içimden gelmiyor.
Ama aç da durulmuyor... kalktım, indim, aldım geldim...
Balık, kırmızı üzüm suyu, yeşillik... Çilingir masamı donalttım...
İçeri girecek;
” yine mi... Cemil oldun, vallahi, Cemil !..”
diyeceksin diye, gözüm kapıda... ama olsundu... olsaydın da
deseydin!.. Düşününce hüzünlendim...
“ Bu da işin bahanesi!..” diyorsundur, hep olduğu gibi...
Uzatmayayım...

Gece yarıyı çoktan geçmiş olmalı...
Tv. karşısında, masa başında şekerlemeye başlamışım...
Divanda battaniye arasında uyuya kmalmışım...
“ Sızmışım, desene, şuna..!” diyorsundur!..
“ Ama hayır !... günahımı alma!.. Bilirsin demi o denli almam..
“ O halde, neden... sorun ne!..” “deyip durma....
“ az mı; ’gece kuşu oldun!!’ demişliğini unuttun mu!..

İşte yine gece kuşuydum..

Değil mi ki; biz yazar çizerler hep böyleyizdir...
Gündüzün bile kimsenin göremediğini görür, kafamıza kopyalar...
Arar, araştırır... geceleri de herkes uyurken biz okur, yazar çizeriz...
Dünyamız tersine döner, sularımız tersine akar...sevgilerimiz
aşklarımız da böyledir, bizim... kimsenin ilgi duymadığına,
yüreğimizin duygu tellerinde titreşimler olur.. sanki, tanrı o görevi
bize vermiş!!..Gördüklerimizi ,’ elimizden geldiğince’ akıl ve duygu
süzgecinden geçirerek, kağıda dökmek... paylaşmak... paylaştıkça
çoğalmak, çoğaltmak isteriz.. Herkesi bilmem... böyleğimdir...
Neyse!..









Dün C.tesiyi bugüne bağlayan gecem böyle geçmiş...
Pazar sabahı saat on civarı sahile indim... her şey o denli güzeldi ki!.
Yamaçlar yeşil... çamlar ışıl ışıl.. kim demiş ki sonbahar! hep bahar,
hep ilk bahar olur burada, doğa ana...
Deniz mavi bir çarşaf... hafif salınımlı...beşiğini sallayan, ninniler
söyleyen, sessizlk isteyen bir anne gibiydi Karadeniz...
Kara deyil mavi gözlü esmer güzeli bir kız...

Pazar akşamı bu satırları karalıyorum...
“Salon gül kokuyor!..”
“ Ne gülü mü!..”
“Astığın, gül desenli tül kokuyor!.. hasret, hasret!..
Tek eksiklik yokluğun.. ama!..
. A. Arif’in dediği gibi;
“ Terk etmedi sevdan beni!..”
Mustafa (muster )
Eski notlardan
Cide Df. Cilt 1
Sf.23

























Okumaktan keyif almaksa erek , bu yazıyı okumak gerek...

“Terk etmedi sevdan beni” Cide / 21.10.2001

Sevgilim!..
32 yıllık yastık daşın!..
Sen gideli aç ve susuzum desem yeridir.
Bir şeyler hazırlama... yeme... içimden gelmiyor.
Ama aç da durulmuyor... kalktım, indim, aldım geldim...
Balık, kırmızı üzüm suyu, yeşillik... Çilingir masamı donalttım...
İçeri girecek;
” yine mi... Cemil oldun, vallahi, Cemil !..”
diyeceksin diye, gözüm kapıda... ama olsundu... olsaydın da
deseydin!.. Düşününce hüzünlendim...
“ Bu da işin bahanesi!..” diyorsundur, hep olduğu gibi...
Uzatmayayım...

Gece yarıyı çoktan geçmiş olmalı...
Tv. karşısında, masa başında şekerlemeye başlamışım...
Divanda battaniye arasında uyuya kmalmışım...
“ Sızmışım, desene, şuna..!” diyorsundur!..
“ Ama hayır !... günahımı alma!.. Bilirsin demi o denli almam..
“ O halde, neden... sorun ne!..” “deyip durma....
“ az mı; ’gece kuşu oldun!!’ demişliğini unuttun mu!..

İşte yine gece kuşuydum..

Değil mi ki; biz yazar çizerler hep böyleyizdir...
Gündüzün bile kimsenin göremediğini görür, kafamıza kopyalar...
Arar, araştırır... geceleri de herkes uyurken biz okur, yazar çizeriz...
Dünyamız tersine döner, sularımız tersine akar...sevgilerimiz
aşklarımız da böyledir, bizim... kimsenin ilgi duymadığına,
yüreğimizin duygu tellerinde titreşimler olur.. sanki, tanrı o görevi
bize vermiş!!..Gördüklerimizi ,’ elimizden geldiğince’ akıl ve duygu
süzgecinden geçirerek, kağıda dökmek... paylaşmak... paylaştıkça
çoğalmak, çoğaltmak isteriz.. Herkesi bilmem... böyleğimdir...
Neyse!..









Dün C.tesiyi bugüne bağlayan gecem böyle geçmiş...
Pazar sabahı saat on civarı sahile indim... her şey o denli güzeldi ki!.
Yamaçlar yeşil... çamlar ışıl ışıl.. kim demiş ki sonbahar! hep bahar,
hep ilk bahar olur burada, doğa ana...
Deniz mavi bir çarşaf... hafif salınımlı...beşiğini sallayan, ninniler
söyleyen, sessizlk isteyen bir anne gibiydi Karadeniz...
Kara deyil mavi gözlü esmer güzeli bir kız...

Pazar akşamı bu satırları karalıyorum...
“Salon gül kokuyor!..”
“ Ne gülü mü!..”
“Astığın, gül desenli tül kokuyor!.. hasret, hasret!..
Tek eksiklik yokluğun.. ama!..
. A. Arif’in dediği gibi;
“ Terk etmedi sevdan beni!..”
Mustafa (muster )
Eski notlardan
Cide Df. Cilt 1
Sf.23


















Okumaktan keyif almaksa erek , bu yazıyı okumak gerek...

“Terk etmedi sevdan beni” Cide / 21.10.2001

Sevgilim!..
32 yıllık yastık daşın!..
Sen gideli aç ve susuzum desem yeridir.
Bir şeyler hazırlama... yeme... içimden gelmiyor.
Ama aç da durulmuyor... kalktım, indim, aldım geldim...
Balık, kırmızı üzüm suyu, yeşillik... Çilingir masamı donalttım...
İçeri girecek;
” yine mi... Cemil oldun, vallahi, Cemil !..”
diyeceksin diye, gözüm kapıda... ama olsundu... olsaydın da
deseydin!.. Düşününce hüzünlendim...
“ Bu da işin bahanesi!..” diyorsundur, hep olduğu gibi...
Uzatmayayım...

Gece yarıyı çoktan geçmiş olmalı...
Tv. karşısında, masa başında şekerlemeye başlamışım...
Divanda battaniye arasında uyuya kmalmışım...
“ Sızmışım, desene, şuna..!” diyorsundur!..
“ Ama hayır !... günahımı alma!.. Bilirsin demi o denli almam..
“ O halde, neden... sorun ne!..” “deyip durma....
“ az mı; ’gece kuşu oldun!!’ demişliğini unuttun mu!..

İşte yine gece kuşuydum..

Değil mi ki; biz yazar çizerler hep böyleyizdir...
Gündüzün bile kimsenin göremediğini görür, kafamıza kopyalar...
Arar, araştırır... geceleri de herkes uyurken biz okur, yazar çizeriz...
Dünyamız tersine döner, sularımız tersine akar...sevgilerimiz
aşklarımız da böyledir, bizim... kimsenin ilgi duymadığına,
yüreğimizin duygu tellerinde titreşimler olur.. sanki, tanrı o görevi
bize vermiş!!..Gördüklerimizi ,’ elimizden geldiğince’ akıl ve duygu
süzgecinden geçirerek, kağıda dökmek... paylaşmak... paylaştıkça
çoğalmak, çoğaltmak isteriz.. Herkesi bilmem... böyleğimdir...
Neyse!..









Dün C.tesiyi bugüne bağlayan gecem böyle geçmiş...
Pazar sabahı saat on civarı sahile indim... her şey o denli güzeldi ki!.
Yamaçlar yeşil... çamlar ışıl ışıl.. kim demiş ki sonbahar! hep bahar,
hep ilk bahar olur burada, doğa ana...
Deniz mavi bir çarşaf... hafif salınımlı...beşiğini sallayan, ninniler
söyleyen, sessizlk isteyen bir anne gibiydi Karadeniz...
Kara deyil mavi gözlü esmer güzeli bir kız...

Pazar akşamı bu satırları karalıyorum...
“Salon gül kokuyor!..”
“ Ne gülü mü!..”
“Astığın, gül desenli tül kokuyor!.. hasret, hasret!..
Tek eksiklik yokluğun.. ama!..
. A. Arif’in dediği gibi;
“ Terk etmedi sevdan beni!..”
Mustafa (muster )
Eski notlardan
Cide Df. Cilt 1
Sf.23

























Okumaktan keyif almaksa erek , bu yazıyı okumak gerek...

“Terk etmedi sevdan beni” Cide / 21.10.2001

Sevgilim!..
32 yıllık yastık daşın!..
Sen gideli aç ve susuzum desem yeridir.
Bir şeyler hazırlama... yeme... içimden gelmiyor.
Ama aç da durulmuyor... kalktım, indim, aldım geldim...
Balık, kırmızı üzüm suyu, yeşillik... Çilingir masamı donalttım...
İçeri girecek;
” yine mi... Cemil oldun, vallahi, Cemil !..”
diyeceksin diye, gözüm kapıda... ama olsundu... olsaydın da
deseydin!.. Düşününce hüzünlendim...
“ Bu da işin bahanesi!..” diyorsundur, hep olduğu gibi...
Uzatmayayım...

Gece yarıyı çoktan geçmiş olmalı...
Tv. karşısında, masa başında şekerlemeye başlamışım...
Divanda battaniye arasında uyuya kmalmışım...
“ Sızmışım, desene, şuna..!” diyorsundur!..
“ Ama hayır !... günahımı alma!.. Bilirsin demi o denli almam..
“ O halde, neden... sorun ne!..” “deyip durma....
“ az mı; ’gece kuşu oldun!!’ demişliğini unuttun mu!..

İşte yine gece kuşuydum..

Değil mi ki; biz yazar çizerler hep böyleyizdir...
Gündüzün bile kimsenin göremediğini görür, kafamıza kopyalar...
Arar, araştırır... geceleri de herkes uyurken biz okur, yazar çizeriz...
Dünyamız tersine döner, sularımız tersine akar...sevgilerimiz
aşklarımız da böyledir, bizim... kimsenin ilgi duymadığına,
yüreğimizin duygu tellerinde titreşimler olur.. sanki, tanrı o görevi
bize vermiş!!..Gördüklerimizi ,’ elimizden geldiğince’ akıl ve duygu
süzgecinden geçirerek, kağıda dökmek... paylaşmak... paylaştıkça
çoğalmak, çoğaltmak isteriz.. Herkesi bilmem... böyleğimdir...
Neyse!..









Dün C.tesiyi bugüne bağlayan gecem böyle geçmiş...
Pazar sabahı saat on civarı sahile indim... her şey o denli güzeldi ki!.
Yamaçlar yeşil... çamlar ışıl ışıl.. kim demiş ki sonbahar! hep bahar,
hep ilk bahar olur burada, doğa ana...
Deniz mavi bir çarşaf... hafif salınımlı...beşiğini sallayan, ninniler
söyleyen, sessizlk isteyen bir anne gibiydi Karadeniz...
Kara deyil mavi gözlü esmer güzeli bir kız...

Pazar akşamı bu satırları karalıyorum...
“Salon gül kokuyor!..”
“ Ne gülü mü!..”
“Astığın, gül desenli tül kokuyor!.. hasret, hasret!..
Tek eksiklik yokluğun.. ama!..
. A. Arif’in dediği gibi;
“ Terk etmedi sevdan beni!..”
Mustafa (muster )
Eski notlardan
Cide Df. Cilt 1
Sf.23

























Okumaktan keyif almaksa erek , bu yazıyı okumak gerek...

“Terk etmedi sevdan beni” Cide / 21.10.2001

Sevgilim!..
32 yıllık yastık daşın!..
Sen gideli aç ve susuzum desem yeridir.
Bir şeyler hazırlama... yeme... içimden gelmiyor.
Ama aç da durulmuyor... kalktım, indim, aldım geldim...
Balık, kırmızı üzüm suyu, yeşillik... Çilingir masamı donalttım...
İçeri girecek;
” yine mi... Cemil oldun, vallahi, Cemil !..”
diyeceksin diye, gözüm kapıda... ama olsundu... olsaydın da
deseydin!.. Düşününce hüzünlendim...
“ Bu da işin bahanesi!..” diyorsundur, hep olduğu gibi...
Uzatmayayım...

Gece yarıyı çoktan geçmiş olmalı...
Tv. karşısında, masa başında şekerlemeye başlamışım...
Divanda battaniye arasında uyuya kmalmışım...
“ Sızmışım, desene, şuna..!” diyorsundur!..
“ Ama hayır !... günahımı alma!.. Bilirsin demi o denli almam..
“ O halde, neden... sorun ne!..” “deyip durma....
“ az mı; ’gece kuşu oldun!!’ demişliğini unuttun mu!..

İşte yine gece kuşuydum..

Değil mi ki; biz yazar çizerler hep böyleyizdir...
Gündüzün bile kimsenin göremediğini görür, kafamıza kopyalar...
Arar, araştırır... geceleri de herkes uyurken biz okur, yazar çizeriz...
Dünyamız tersine döner, sularımız tersine akar...sevgilerimiz
aşklarımız da böyledir, bizim... kimsenin ilgi duymadığına,
yüreğimizin duygu tellerinde titreşimler olur.. sanki, tanrı o görevi
bize vermiş!!..Gördüklerimizi ,’ elimizden geldiğince’ akıl ve duygu
süzgecinden geçirerek, kağıda dökmek... paylaşmak... paylaştıkça
çoğalmak, çoğaltmak isteriz.. Herkesi bilmem... böyleğimdir...
Neyse!..









Dün C.tesiyi bugüne bağlayan gecem böyle geçmiş...
Pazar sabahı saat on civarı sahile indim... her şey o denli güzeldi ki!.
Yamaçlar yeşil... çamlar ışıl ışıl.. kim demiş ki sonbahar! hep bahar,
hep ilk bahar olur burada, doğa ana...
Deniz mavi bir çarşaf... hafif salınımlı...beşiğini sallayan, ninniler
söyleyen, sessizlk isteyen bir anne gibiydi Karadeniz...
Kara deyil mavi gözlü esmer güzeli bir kız...

Pazar akşamı bu satırları karalıyorum...
“Salon gül kokuyor!..”
“ Ne gülü mü!..”
“Astığın, gül desenli tül kokuyor!.. hasret, hasret!..
Tek eksiklik yokluğun.. ama!..
. A. Arif’in dediği gibi;
“ Terk etmedi sevdan beni!..”
Mustafa (muster )
Eski notlardan
Cide Df. Cilt 1
Sf.23

























Okumaktan keyif almaksa erek , bu yazıyı okumak gerek...

“Terk etmedi sevdan beni” Cide / 21.10.2001

Sevgilim!..
32 yıllık yastık daşın!..
Sen gideli aç ve susuzum desem yeridir.
Bir şeyler hazırlama... yeme... içimden gelmiyor.
Ama aç da durulmuyor... kalktım, indim, aldım geldim...
Balık, kırmızı üzüm suyu, yeşillik... Çilingir masamı donalttım...
İçeri girecek;
” yine mi... Cemil oldun, vallahi, Cemil !..”
diyeceksin diye, gözüm kapıda... ama olsundu... olsaydın da
deseydin!.. Düşününce hüzünlendim...
“ Bu da işin bahanesi!..” diyorsundur, hep olduğu gibi...
Uzatmayayım...

Gece yarıyı çoktan geçmiş olmalı...
Tv. karşısında, masa başında şekerlemeye başlamışım...
Divanda battaniye arasında uyuya kmalmışım...
“ Sızmışım, desene, şuna..!” diyorsundur!..
“ Ama hayır !... günahımı alma!.. Bilirsin demi o denli almam..
“ O halde, neden... sorun ne!..” “deyip durma....
“ az mı; ’gece kuşu oldun!!’ demişliğini unuttun mu!..

İşte yine gece kuşuydum..

Değil mi ki; biz yazar çizerler hep böyleyizdir...
Gündüzün bile kimsenin göremediğini görür, kafamıza kopyalar...
Arar, araştırır... geceleri de herkes uyurken biz okur, yazar çizeriz...
Dünyamız tersine döner, sularımız tersine akar...sevgilerimiz
aşklarımız da böyledir, bizim... kimsenin ilgi duymadığına,
yüreğimizin duygu tellerinde titreşimler olur.. sanki, tanrı o görevi
bize vermiş!!..Gördüklerimizi ,’ elimizden geldiğince’ akıl ve duygu
süzgecinden geçirerek, kağıda dökmek... paylaşmak... paylaştıkça
çoğalmak, çoğaltmak isteriz.. Herkesi bilmem... böyleğimdir...
Neyse!..









Dün C.tesiyi bugüne bağlayan gecem böyle geçmiş...
Pazar sabahı saat on civarı sahile indim... her şey o denli güzeldi ki!.
Yamaçlar yeşil... çamlar ışıl ışıl.. kim demiş ki sonbahar! hep bahar,
hep ilk bahar olur burada, doğa ana...
Deniz mavi bir çarşaf... hafif salınımlı...beşiğini sallayan, ninniler
söyleyen, sessizlk isteyen bir anne gibiydi Karadeniz...
Kara deyil mavi gözlü esmer güzeli bir kız...

Pazar akşamı bu satırları karalıyorum...
“Salon gül kokuyor!..”
“ Ne gülü mü!..”
“Astığın, gül desenli tül kokuyor!.. hasret, hasret!..
Tek eksiklik yokluğun.. ama!..
. A. Arif’in dediği gibi;
“ Terk etmedi sevdan beni!..”
Mustafa (muster )
Eski notlardan
Cide Df. Cilt 1
Sf.23

























vv Okumaktan keyif almaksa erek , bu yazıyı okumak gerek...

“Terk etmedi sevdan beni” Cide / 21.10.2001

Sevgilim!..
32 yıllık yastık daşın!..
Sen gideli aç ve susuzum desem yeridir.
Bir şeyler hazırlama... yeme... içimden gelmiyor.
Ama aç da durulmuyor... kalktım, indim, aldım geldim...
Balık, kırmızı üzüm suyu, yeşillik... Çilingir masamı donalttım...
İçeri girecek;
” yine mi... Cemil oldun, vallahi, Cemil !..”
diyeceksin diye, gözüm kapıda... ama olsundu... olsaydın da
deseydin!.. Düşününce hüzünlendim...
“ Bu da işin bahanesi!..” diyorsundur, hep olduğu gibi...
Uzatmayayım...

Gece yarıyı çoktan geçmiş olmalı...
Tv. karşısında, masa başında şekerlemeye başlamışım...
Divanda battaniye arasında uyuya kmalmışım...
“ Sızmışım, desene, şuna..!” diyorsundur!..
“ Ama hayır !... günahımı alma!.. Bilirsin demi o denli almam..
“ O halde, neden... sorun ne!..” “deyip durma....
“ az mı; ’gece kuşu oldun!!’ demişliğini unuttun mu!..

İşte yine gece kuşuydum..

Değil mi ki; biz yazar çizerler hep böyleyizdir...
Gündüzün bile kimsenin göremediğini görür, kafamıza kopyalar...
Arar, araştırır... geceleri de herkes uyurken biz okur, yazar çizeriz...
Dünyamız tersine döner, sularımız tersine akar...sevgilerimiz
aşklarımız da böyledir, bizim... kimsenin ilgi duymadığına,
yüreğimizin duygu tellerinde titreşimler olur.. sanki, tanrı o görevi
bize vermiş!!..Gördüklerimizi ,’ elimizden geldiğince’ akıl ve duygu
süzgecinden geçirerek, kağıda dökmek... paylaşmak... paylaştıkça
çoğalmak, çoğaltmak isteriz.. Herkesi bilmem... böyleğimdir...
Neyse!..









Dün C.tesiyi bugüne bağlayan gecem böyle geçmiş...
Pazar sabahı saat on civarı sahile indim... her şey o denli güzeldi ki!.
Yamaçlar yeşil... çamlar ışıl ışıl.. kim demiş ki sonbahar! hep bahar,
hep ilk bahar olur burada, doğa ana...
Deniz mavi bir çarşaf... hafif salınımlı...beşiğini sallayan, ninniler
söyleyen, sessizlk isteyen bir anne gibiydi Karadeniz...
Kara deyil mavi gözlü esmer güzeli bir kız...

Pazar akşamı bu satırları karalıyorum...
“Salon gül kokuyor!..”
“ Ne gülü mü!..”
“Astığın, gül desenli tül kokuyor!.. hasret, hasret!..
Tek eksiklik yokluğun.. ama!..
. A. Arif’in dediği gibi;
“ Terk etmedi sevdan beni!..”
Mustafa (muster )
Eski notlardan
Cide Df. Cilt 1
Sf.23

























Okumaktan keyif almaksa erek , bu yazıyı okumak gerek...

“Terk etmedi sevdan beni” Cide / 21.10.2001

Sevgilim!..
32 yıllık yastık daşın!..
Sen gideli aç ve susuzum desem yeridir.
Bir şeyler hazırlama... yeme... içimden gelmiyor.
Ama aç da durulmuyor... kalktım, indim, aldım geldim...
Balık, kırmızı üzüm suyu, yeşillik... Çilingir masamı donalttım...
İçeri girecek;
” yine mi... Cemil oldun, vallahi, Cemil !..”
diyeceksin diye, gözüm kapıda... ama olsundu... olsaydın da
deseydin!.. Düşününce hüzünlendim...
“ Bu da işin bahanesi!..” diyorsundur, hep olduğu gibi...
Uzatmayayım...

Gece yarıyı çoktan geçmiş olmalı...
Tv. karşısında, masa başında şekerlemeye başlamışım...
Divanda battaniye arasında uyuya kmalmışım...
“ Sızmışım, desene, şuna..!” diyorsundur!..
“ Ama hayır !... günahımı alma!.. Bilirsin demi o denli almam..
“ O halde, neden... sorun ne!..” “deyip durma....
“ az mı; ’gece kuşu oldun!!’ demişliğini unuttun mu!..

İşte yine gece kuşuydum..

Değil mi ki; biz yazar çizerler hep böyleyizdir...
Gündüzün bile kimsenin göremediğini görür, kafamıza kopyalar...
Arar, araştırır... geceleri de herkes uyurken biz okur, yazar çizeriz...
Dünyamız tersine döner, sularımız tersine akar...sevgilerimiz
aşklarımız da böyledir, bizim... kimsenin ilgi duymadığına,
yüreğimizin duygu tellerinde titreşimler olur.. sanki, tanrı o görevi
bize vermiş!!..Gördüklerimizi ,’ elimizden geldiğince’ akıl ve duygu
süzgecinden geçirerek, kağıda dökmek... paylaşmak... paylaştıkça
çoğalmak, çoğaltmak isteriz.. Herkesi bilmem... böyleğimdir...
Neyse!..









Dün C.tesiyi bugüne bağlayan gecem böyle geçmiş...
Pazar sabahı saat on civarı sahile indim... her şey o denli güzeldi ki!.
Yamaçlar yeşil... çamlar ışıl ışıl.. kim demiş ki sonbahar! hep bahar,
hep ilk bahar olur burada, doğa ana...
Deniz mavi bir çarşaf... hafif salınımlı...beşiğini sallayan, ninniler
söyleyen, sessizlk isteyen bir anne gibiydi Karadeniz...
Kara deyil mavi gözlü esmer güzeli bir kız...

Pazar akşamı bu satırları karalıyorum...
“Salon gül kokuyor!..”
“ Ne gülü mü!..”
“Astığın, gül desenli tül kokuyor!.. hasret, hasret!..
Tek eksiklik yokluğun.. ama!..
. A. Arif’in dediği gibi;
“ Terk etmedi sevdan beni!..”
Mustafa (muster )
Eski notlardan
Cide Df. Cilt 1
Sf.23

























Okumaktan keyif almaksa erek , bu yazıyı okumak gerek...

“Terk etmedi sevdan beni” Cide / 21.10.2001

Sevgilim!..
32 yıllık yastık daşın!..
Sen gideli aç ve susuzum desem yeridir.
Bir şeyler hazırlama... yeme... içimden gelmiyor.
Ama aç da durulmuyor... kalktım, indim, aldım geldim...
Balık, kırmızı üzüm suyu, yeşillik... Çilingir masamı donalttım...
İçeri girecek;
” yine mi... Cemil oldun, vallahi, Cemil !..”
diyeceksin diye, gözüm kapıda... ama olsundu... olsaydın da
deseydin!.. Düşününce hüzünlendim...
“ Bu da işin bahanesi!..” diyorsundur, hep olduğu gibi...
Uzatmayayım...

Gece yarıyı çoktan geçmiş olmalı...
Tv. karşısında, masa başında şekerlemeye başlamışım...
Divanda battaniye arasında uyuya kmalmışım...
“ Sızmışım, desene, şuna..!” diyorsundur!..
“ Ama hayır !... günahımı alma!.. Bilirsin demi o denli almam..
“ O halde, neden... sorun ne!..” “deyip durma....
“ az mı; ’gece kuşu oldun!!’ demişliğini unuttun mu!..

İşte yine gece kuşuydum..

Değil mi ki; biz yazar çizerler hep böyleyizdir...
Gündüzün bile kimsenin göremediğini görür, kafamıza kopyalar...
Arar, araştırır... geceleri de herkes uyurken biz okur, yazar çizeriz...
Dünyamız tersine döner, sularımız tersine akar...sevgilerimiz
aşklarımız da böyledir, bizim... kimsenin ilgi duymadığına,
yüreğimizin duygu tellerinde titreşimler olur.. sanki, tanrı o görevi
bize vermiş!!..Gördüklerimizi ,’ elimizden geldiğince’ akıl ve duygu
süzgecinden geçirerek, kağıda dökmek... paylaşmak... paylaştıkça
çoğalmak, çoğaltmak isteriz.. Herkesi bilmem... böyleğimdir...
Neyse!..









Dün C.tesiyi bugüne bağlayan gecem böyle geçmiş...
Pazar sabahı saat on civarı sahile indim... her şey o denli güzeldi ki!.
Yamaçlar yeşil... çamlar ışıl ışıl.. kim demiş ki sonbahar! hep bahar,
hep ilk bahar olur burada, doğa ana...
Deniz mavi bir çarşaf... hafif salınımlı...beşiğini sallayan, ninniler
söyleyen, sessizlk isteyen bir anne gibiydi Karadeniz...
Kara deyil mavi gözlü esmer güzeli bir kız...

Pazar akşamı bu satırları karalıyorum...
“Salon gül kokuyor!..”
“ Ne gülü mü!..”
“Astığın, gül desenli tül kokuyor!.. hasret, hasret!..
Tek eksiklik yokluğun.. ama!..
. A. Arif’in dediği gibi;
“ Terk etmedi sevdan beni!..”
Mustafa (muster )
Eski notlardan
Cide Df. Cilt 1
Sf.23

























Okumaktan keyif almaksa erek , bu yazıyı okumak gerek...

“Terk etmedi sevdan beni” Cide / 21.10.2001

Sevgilim!..
32 yıllık yastık daşın!..
Sen gideli aç ve susuzum desem yeridir.
Bir şeyler hazırlama... yeme... içimden gelmiyor.
Ama aç da durulmuyor... kalktım, indim, aldım geldim...
Balık, kırmızı üzüm suyu, yeşillik... Çilingir masamı donalttım...
İçeri girecek;
” yine mi... Cemil oldun, vallahi, Cemil !..”
diyeceksin diye, gözüm kapıda... ama olsundu... olsaydın da
deseydin!.. Düşününce hüzünlendim...
“ Bu da işin bahanesi!..” diyorsundur, hep olduğu gibi...
Uzatmayayım...

Gece yarıyı çoktan geçmiş olmalı...
Tv. karşısında, masa başında şekerlemeye başlamışım...
Divanda battaniye arasında uyuya kmalmışım...
“ Sızmışım, desene, şuna..!” diyorsundur!..
“ Ama hayır !... günahımı alma!.. Bilirsin demi o denli almam..
“ O halde, neden... sorun ne!..” “deyip durma....
“ az mı; ’gece kuşu oldun!!’ demişliğini unuttun mu!..

İşte yine gece kuşuydum..

Değil mi ki; biz yazar çizerler hep böyleyizdir...
Gündüzün bile kimsenin göremediğini görür, kafamıza kopyalar...
Arar, araştırır... geceleri de herkes uyurken biz okur, yazar çizeriz...
Dünyamız tersine döner, sularımız tersine akar...sevgilerimiz
aşklarımız da böyledir, bizim... kimsenin ilgi duymadığına,
yüreğimizin duygu tellerinde titreşimler olur.. sanki, tanrı o görevi
bize vermiş!!..Gördüklerimizi ,’ elimizden geldiğince’ akıl ve duygu
süzgecinden geçirerek, kağıda dökmek... paylaşmak... paylaştıkça
çoğalmak, çoğaltmak isteriz.. Herkesi bilmem... böyleğimdir...
Neyse!..









Dün C.tesiyi bugüne bağlayan gecem böyle geçmiş...
Pazar sabahı saat on civarı sahile indim... her şey o denli güzeldi ki!.
Yamaçlar yeşil... çamlar ışıl ışıl.. kim demiş ki sonbahar! hep bahar,
hep ilk bahar olur burada, doğa ana...
Deniz mavi bir çarşaf... hafif salınımlı...beşiğini sallayan, ninniler
söyleyen, sessizlk isteyen bir anne gibiydi Karadeniz...
Kara deyil mavi gözlü esmer güzeli bir kız...

Pazar akşamı bu satırları karalıyorum...
“Salon gül kokuyor!..”
“ Ne gülü mü!..”
“Astığın, gül desenli tül kokuyor!.. hasret, hasret!..
Tek eksiklik yokluğun.. ama!..
. A. Arif’in dediği gibi;
“ Terk etmedi sevdan beni!..”
Mustafa (muster )
Eski notlardan
Cide Df. Cilt 1
Sf.23














Okumaktan keyif almaksa erek , bu yazıyı okumak gerek...

“Terk etmedi sevdan beni” Cide / 21.10.2001

Sevgilim!..
32 yıllık yastık daşın!..
Sen gideli aç ve susuzum desem yeridir.
Bir şeyler hazırlama... yeme... içimden gelmiyor.
Ama aç da durulmuyor... kalktım, indim, aldım geldim...
Balık, kırmızı üzüm suyu, yeşillik... Çilingir masamı donalttım...
İçeri girecek;
” yine mi... Cemil oldun, vallahi, Cemil !..”
diyeceksin diye, gözüm kapıda... ama olsundu... olsaydın da
deseydin!.. Düşününce hüzünlendim...
“ Bu da işin bahanesi!..” diyorsundur, hep olduğu gibi...
Uzatmayayım...

Gece yarıyı çoktan geçmiş olmalı...
Tv. karşısında, masa başında şekerlemeye başlamışım...
Divanda battaniye arasında uyuya kmalmışım...
“ Sızmışım, desene, şuna..!” diyorsundur!..
“ Ama hayır !... günahımı alma!.. Bilirsin demi o denli almam..
“ O halde, neden... sorun ne!..” “deyip durma....
“ az mı; ’gece kuşu oldun!!’ demişliğini unuttun mu!..

İşte yine gece kuşuydum..

Değil mi ki; biz yazar çizerler hep böyleyizdir...
Gündüzün bile kimsenin göremediğini görür, kafamıza kopyalar...
Arar, araştırır... geceleri de herkes uyurken biz okur, yazar çizeriz...
Dünyamız tersine döner, sularımız tersine akar...sevgilerimiz
aşklarımız da böyledir, bizim... kimsenin ilgi duymadığına,
yüreğimizin duygu tellerinde titreşimler olur.. sanki, tanrı o görevi
bize vermiş!!..Gördüklerimizi ,’ elimizden geldiğince’ akıl ve duygu
süzgecinden geçirerek, kağıda dökmek... paylaşmak... paylaştıkça
çoğalmak, çoğaltmak isteriz.. Herkesi bilmem... böyleğimdir...
Neyse!..









Dün C.tesiyi bugüne bağlayan gecem böyle geçmiş...
Pazar sabahı saat on civarı sahile indim... her şey o denli güzeldi ki!.
Yamaçlar yeşil... çamlar ışıl ışıl.. kim demiş ki sonbahar! hep bahar,
hep ilk bahar olur burada, doğa ana...
Deniz mavi bir çarşaf... hafif salınımlı...beşiğini sallayan, ninniler
söyleyen, sessizlk isteyen bir anne gibiydi Karadeniz...
Kara deyil mavi gözlü esmer güzeli bir kız...

Pazar akşamı bu satırları karalıyorum...
“Salon gül kokuyor!..”
“ Ne gülü mü!..”
“Astığın, gül desenli tül kokuyor!.. hasret, hasret!..
Tek eksiklik yokluğun.. ama!..
. A. Arif’in dediği gibi;
“ Terk etmedi sevdan beni!..”
Mustafa (muster )
Eski notlardan
Cide Df. Cilt 1
Sf.23

























Okumaktan keyif almaksa erek , bu yazıyı okumak gerek...

“Terk etmedi sevdan beni” Cide / 21.10.2001

Sevgilim!..
32 yıllık yastık daşın!..
Sen gideli aç ve susuzum desem yeridir.
Bir şeyler hazırlama... yeme... içimden gelmiyor.
Ama aç da durulmuyor... kalktım, indim, aldım geldim...
Balık, kırmızı üzüm suyu, yeşillik... Çilingir masamı donalttım...
İçeri girecek;
” yine mi... Cemil oldun, vallahi, Cemil !..”
diyeceksin diye, gözüm kapıda... ama olsundu... olsaydın da
deseydin!.. Düşününce hüzünlendim...
“ Bu da işin bahanesi!..” diyorsundur, hep olduğu gibi...
Uzatmayayım...

Gece yarıyı çoktan geçmiş olmalı...
Tv. karşısında, masa başında şekerlemeye başlamışım...
Divanda battaniye arasında uyuya kmalmışım...
“ Sızmışım, desene, şuna..!” diyorsundur!..
“ Ama hayır !... günahımı alma!.. Bilirsin demi o denli almam..
“ O halde, neden... sorun ne!..” “deyip durma....
“ az mı; ’gece kuşu oldun!!’ demişliğini unuttun mu!..

İşte yine gece kuşuydum..

Değil mi ki; biz yazar çizerler hep böyleyizdir...
Gündüzün bile kimsenin göremediğini görür, kafamıza kopyalar...
Arar, araştırır... geceleri de herkes uyurken biz okur, yazar çizeriz...
Dünyamız tersine döner, sularımız tersine akar...sevgilerimiz
aşklarımız da böyledir, bizim... kimsenin ilgi duymadığına,
yüreğimizin duygu tellerinde titreşimler olur.. sanki, tanrı o görevi
bize vermiş!!..Gördüklerimizi ,’ elimizden geldiğince’ akıl ve duygu
süzgecinden geçirerek, kağıda dökmek... paylaşmak... paylaştıkça
çoğalmak, çoğaltmak isteriz.. Herkesi bilmem... böyleğimdir...
Neyse!..









Dün C.tesiyi bugüne bağlayan gecem böyle geçmiş...
Pazar sabahı saat on civarı sahile indim... her şey o denli güzeldi ki!.
Yamaçlar yeşil... çamlar ışıl ışıl.. kim demiş ki sonbahar! hep bahar,
hep ilk bahar olur burada, doğa ana...
Deniz mavi bir çarşaf... hafif salınımlı...beşiğini sallayan, ninniler
söyleyen, sessizlk isteyen bir anne gibiydi Karadeniz...
Kara deyil mavi gözlü esmer güzeli bir kız...

Pazar akşamı bu satırları karalıyorum...
“Salon gül kokuyor!..”
“ Ne gülü mü!..”
“Astığın, gül desenli tül kokuyor!.. hasret, hasret!..
Tek eksiklik yokluğun.. ama!..
. A. Arif’in dediği gibi;
“ Terk etmedi sevdan beni!..”
Mustafa (muster )
Eski notlardan
Cide Df. Cilt 1
Sf.23

























Okumaktan keyif almaksa erek , bu yazıyı okumak gerek...

“Terk etmedi sevdan beni” Cide / 21.10.2001

Sevgilim!..
32 yıllık yastık daşın!..
Sen gideli aç ve susuzum desem yeridir.
Bir şeyler hazırlama... yeme... içimden gelmiyor.
Ama aç da durulmuyor... kalktım, indim, aldım geldim...
Balık, kırmızı üzüm suyu, yeşillik... Çilingir masamı donalttım...
İçeri girecek;
” yine mi... Cemil oldun, vallahi, Cemil !..”
diyeceksin diye, gözüm kapıda... ama olsundu... olsaydın da
deseydin!.. Düşününce hüzünlendim...
“ Bu da işin bahanesi!..” diyorsundur, hep olduğu gibi...
Uzatmayayım...

Gece yarıyı çoktan geçmiş olmalı...
Tv. karşısında, masa başında şekerlemeye başlamışım...
Divanda battaniye arasında uyuya kmalmışım...
“ Sızmışım, desene, şuna..!” diyorsundur!..
“ Ama hayır !... günahımı alma!.. Bilirsin demi o denli almam..
“ O halde, neden... sorun ne!..” “deyip durma....
“ az mı; ’gece kuşu oldun!!’ demişliğini unuttun mu!..

İşte yine gece kuşuydum..

Değil mi ki; biz yazar çizerler hep böyleyizdir...
Gündüzün bile kimsenin göremediğini görür, kafamıza kopyalar...
Arar, araştırır... geceleri de herkes uyurken biz okur, yazar çizeriz...
Dünyamız tersine döner, sularımız tersine akar...sevgilerimiz
aşklarımız da böyledir, bizim... kimsenin ilgi duymadığına,
yüreğimizin duygu tellerinde titreşimler olur.. sanki, tanrı o görevi
bize vermiş!!..Gördüklerimizi ,’ elimizden geldiğince’ akıl ve duygu
süzgecinden geçirerek, kağıda dökmek... paylaşmak... paylaştıkça
çoğalmak, çoğaltmak isteriz.. Herkesi bilmem... böyleğimdir...
Neyse!..









Dün C.tesiyi bugüne bağlayan gecem böyle geçmiş...
Pazar sabahı saat on civarı sahile indim... her şey o denli güzeldi ki!.
Yamaçlar yeşil... çamlar ışıl ışıl.. kim demiş ki sonbahar! hep bahar,
hep ilk bahar olur burada, doğa ana...
Deniz mavi bir çarşaf... hafif salınımlı...beşiğini sallayan, ninniler
söyleyen, sessizlk isteyen bir anne gibiydi Karadeniz...
Kara deyil mavi gözlü esmer güzeli bir kız...

Pazar akşamı bu satırları karalıyorum...
“Salon gül kokuyor!..”
“ Ne gülü mü!..”
“Astığın, gül desenli tül kokuyor!.. hasret, hasret!..
Tek eksiklik yokluğun.. ama!..
. A. Arif’in dediği gibi;
“ Terk etmedi sevdan beni!..”
Mustafa (muster )
Eski notlardan
Cide Df. Cilt 1
Sf.23

























Okumaktan keyif almaksa erek , bu yazıyı okumak gerek...

“Terk etmedi sevdan beni” Cide / 21.10.2001

Sevgilim!..
32 yıllık yastık daşın!..
Sen gideli aç ve susuzum desem yeridir.
Bir şeyler hazırlama... yeme... içimden gelmiyor.
Ama aç da durulmuyor... kalktım, indim, aldım geldim...
Balık, kırmızı üzüm suyu, yeşillik... Çilingir masamı donalttım...
İçeri girecek;
” yine mi... Cemil oldun, vallahi, Cemil !..”
diyeceksin diye, gözüm kapıda... ama olsundu... olsaydın da
deseydin!.. Düşününce hüzünlendim...
“ Bu da işin bahanesi!..” diyorsundur, hep olduğu gibi...
Uzatmayayım...

Gece yarıyı çoktan geçmiş olmalı...
Tv. karşısında, masa başında şekerlemeye başlamışım...
Divanda battaniye arasında uyuya kmalmışım...
“ Sızmışım, desene, şuna..!” diyorsundur!..
“ Ama hayır !... günahımı alma!.. Bilirsin demi o denli almam..
“ O halde, neden... sorun ne!..” “deyip durma....
“ az mı; ’gece kuşu oldun!!’ demişliğini unuttun mu!..

İşte yine gece kuşuydum..

Değil mi ki; biz yazar çizerler hep böyleyizdir...
Gündüzün bile kimsenin göremediğini görür, kafamıza kopyalar...
Arar, araştırır... geceleri de herkes uyurken biz okur, yazar çizeriz...
Dünyamız tersine döner, sularımız tersine akar...sevgilerimiz
aşklarımız da böyledir, bizim... kimsenin ilgi duymadığına,
yüreğimizin duygu tellerinde titreşimler olur.. sanki, tanrı o görevi
bize vermiş!!..Gördüklerimizi ,’ elimizden geldiğince’ akıl ve duygu
süzgecinden geçirerek, kağıda dökmek... paylaşmak... paylaştıkça
çoğalmak, çoğaltmak isteriz.. Herkesi bilmem... böyleğimdir...
Neyse!..









Dün C.tesiyi bugüne bağlayan gecem böyle geçmiş...
Pazar sabahı saat on civarı sahile indim... her şey o denli güzeldi ki!.
Yamaçlar yeşil... çamlar ışıl ışıl.. kim demiş ki sonbahar! hep bahar,
hep ilk bahar olur burada, doğa ana...
Deniz mavi bir çarşaf... hafif salınımlı...beşiğini sallayan, ninniler
söyleyen, sessizlk isteyen bir anne gibiydi Karadeniz...
Kara deyil mavi gözlü esmer güzeli bir kız...

Pazar akşamı bu satırları karalıyorum...
“Salon gül kokuyor!..”
“ Ne gülü mü!..”
“Astığın, gül desenli tül kokuyor!.. hasret, hasret!..
Tek eksiklik yokluğun.. ama!..
. A. Arif’in dediği gibi;
“ Terk etmedi sevdan beni!..”
Mustafa (muster )
Eski notlardan
Cide Df. Cilt 1
Sf.23











Okumaktan keyif almaksa erek , bu yazıyı okumak gerek...

“Terk etmedi sevdan beni” Cide / 21.10.2001

Sevgilim!..
32 yıllık yastık daşın!..
Sen gideli aç ve susuzum desem yeridir.
Bir şeyler hazırlama... yeme... içimden gelmiyor.
Ama aç da durulmuyor... kalktım, indim, aldım geldim...
Balık, kırmızı üzüm suyu, yeşillik... Çilingir masamı donalttım...
İçeri girecek;
” yine mi... Cemil oldun, vallahi, Cemil !..”
diyeceksin diye, gözüm kapıda... ama olsundu... olsaydın da
deseydin!.. Düşününce hüzünlendim...
“ Bu da işin bahanesi!..” diyorsundur, hep olduğu gibi...
Uzatmayayım...

Gece yarıyı çoktan geçmiş olmalı...
Tv. karşısında, masa başında şekerlemeye başlamışım...
Divanda battaniye arasında uyuya kmalmışım...
“ Sızmışım, desene, şuna..!” diyorsundur!..
“ Ama hayır !... günahımı alma!.. Bilirsin demi o denli almam..
“ O halde, neden... sorun ne!..” “deyip durma....
“ az mı; ’gece kuşu oldun!!’ demişliğini unuttun mu!..

İşte yine gece kuşuydum..

Değil mi ki; biz yazar çizerler hep böyleyizdir...
Gündüzün bile kimsenin göremediğini görür, kafamıza kopyalar...
Arar, araştırır... geceleri de herkes uyurken biz okur, yazar çizeriz...
Dünyamız tersine döner, sularımız tersine akar...sevgilerimiz
aşklarımız da böyledir, bizim... kimsenin ilgi duymadığına,
yüreğimizin duygu tellerinde titreşimler olur.. sanki, tanrı o görevi
bize vermiş!!..Gördüklerimizi ,’ elimizden geldiğince’ akıl ve duygu
süzgecinden geçirerek, kağıda dökmek... paylaşmak... paylaştıkça
çoğalmak, çoğaltmak isteriz.. Herkesi bilmem... böyleğimdir...
Neyse!..









Dün C.tesiyi bugüne bağlayan gecem böyle geçmiş...
Pazar sabahı saat on civarı sahile indim... her şey o denli güzeldi ki!.
Yamaçlar yeşil... çamlar ışıl ışıl.. kim demiş ki sonbahar! hep bahar,
hep ilk bahar olur burada, doğa ana...
Deniz mavi bir çarşaf... hafif salınımlı...beşiğini sallayan, ninniler
söyleyen, sessizlk isteyen bir anne gibiydi Karadeniz...
Kara deyil mavi gözlü esmer güzeli bir kız...

Pazar akşamı bu satırları karalıyorum...
“Salon gül kokuyor!..”
“ Ne gülü mü!..”
“Astığın, gül desenli tül kokuyor!.. hasret, hasret!..
Tek eksiklik yokluğun.. ama!..
. A. Arif’in dediği gibi;
“ Terk etmedi sevdan beni!..”
Mustafa (muster )
Eski notlardan
Cide Df. Cilt 1
Sf.23
















Okumaktan keyif almaksa erek , bu yazıyı okumak gerek...

“Terk etmedi sevdan beni” Cide / 21.10.2001

Sevgilim!..
32 yıllık yastık daşın!..
Sen gideli aç ve susuzum desem yeridir.
Bir şeyler hazırlama... yeme... içimden gelmiyor.
Ama aç da durulmuyor... kalktım, indim, aldım geldim...
Balık, kırmızı üzüm suyu, yeşillik... Çilingir masamı donalttım...
İçeri girecek;
” yine mi... Cemil oldun, vallahi, Cemil !..”
diyeceksin diye, gözüm kapıda... ama olsundu... olsaydın da
deseydin!.. Düşününce hüzünlendim...
“ Bu da işin bahanesi!..” diyorsundur, hep olduğu gibi...
Uzatmayayım...

Gece yarıyı çoktan geçmiş olmalı...
Tv. karşısında, masa başında şekerlemeye başlamışım...
Divanda battaniye arasında uyuya kmalmışım...
“ Sızmışım, desene, şuna..!” diyorsundur!..
“ Ama hayır !... günahımı alma!.. Bilirsin demi o denli almam..
“ O halde, neden... sorun ne!..” “deyip durma....
“ az mı; ’gece kuşu oldun!!’ demişliğini unuttun mu!..

İşte yine gece kuşuydum..

Değil mi ki; biz yazar çizerler hep böyleyizdir...
Gündüzün bile kimsenin göremediğini görür, kafamıza kopyalar...
Arar, araştırır... geceleri de herkes uyurken biz okur, yazar çizeriz...
Dünyamız tersine döner, sularımız tersine akar...sevgilerimiz
aşklarımız da böyledir, bizim... kimsenin ilgi duymadığına,
yüreğimizin duygu tellerinde titreşimler olur.. sanki, tanrı o görevi
bize vermiş!!..Gördüklerimizi ,’ elimizden geldiğince’ akıl ve duygu
süzgecinden geçirerek, kağıda dökmek... paylaşmak... paylaştıkça
çoğalmak, çoğaltmak isteriz.. Herkesi bilmem... böyleğimdir...
Neyse!..









Dün C.tesiyi bugüne bağlayan gecem böyle geçmiş...
Pazar sabahı saat on civarı sahile indim... her şey o denli güzeldi ki!.
Yamaçlar yeşil... çamlar ışıl ışıl.. kim demiş ki sonbahar! hep bahar,
hep ilk bahar olur burada, doğa ana...
Deniz mavi bir çarşaf... hafif salınımlı...beşiğini sallayan, ninniler
söyleyen, sessizlk isteyen bir anne gibiydi Karadeniz...
Kara deyil mavi gözlü esmer güzeli bir kız...

Pazar akşamı bu satırları karalıyorum...
“Salon gül kokuyor!..”
“ Ne gülü mü!..”
“Astığın, gül desenli tül kokuyor!.. hasret, hasret!..
Tek eksiklik yokluğun.. ama!..
. A. Arif’in dediği gibi;
“ Terk etmedi sevdan beni!..”
Mustafa (muster )
Eski notlardan
Cide Df. Cilt 1
Sf.23
















Okumaktan keyif almaksa erek , bu yazıyı okumak gerek...

“Terk etmedi sevdan beni” Cide / 21.10.2001

Sevgilim!..
32 yıllık yastık daşın!..
Sen gideli aç ve susuzum desem yeridir.
Bir şeyler hazırlama... yeme... içimden gelmiyor.
Ama aç da durulmuyor... kalktım, indim, aldım geldim...
Balık, kırmızı üzüm suyu, yeşillik... Çilingir masamı donalttım...
İçeri girecek;
” yine mi... Cemil oldun, vallahi, Cemil !..”
diyeceksin diye, gözüm kapıda... ama olsundu... olsaydın da
deseydin!.. Düşününce hüzünlendim...
“ Bu da işin bahanesi!..” diyorsundur, hep olduğu gibi...
Uzatmayayım...

Gece yarıyı çoktan geçmiş olmalı...
Tv. karşısında, masa başında şekerlemeye başlamışım...
Divanda battaniye arasında uyuya kmalmışım...
“ Sızmışım, desene, şuna..!” diyorsundur!..
“ Ama hayır !... günahımı alma!.. Bilirsin demi o denli almam..
“ O halde, neden... sorun ne!..” “deyip durma....
“ az mı; ’gece kuşu oldun!!’ demişliğini unuttun mu!..

İşte yine gece kuşuydum..

Değil mi ki; biz yazar çizerler hep böyleyizdir...
Gündüzün bile kimsenin göremediğini görür, kafamıza kopyalar...
Arar, araştırır... geceleri de herkes uyurken biz okur, yazar çizeriz...
Dünyamız tersine döner, sularımız tersine akar...sevgilerimiz
aşklarımız da böyledir, bizim... kimsenin ilgi duymadığına,
yüreğimizin duygu tellerinde titreşimler olur.. sanki, tanrı o görevi
bize vermiş!!..Gördüklerimizi ,’ elimizden geldiğince’ akıl ve duygu
süzgecinden geçirerek, kağıda dökmek... paylaşmak... paylaştıkça
çoğalmak, çoğaltmak isteriz.. Herkesi bilmem... böyleğimdir...
Neyse!..









Dün C.tesiyi bugüne bağlayan gecem böyle geçmiş...
Pazar sabahı saat on civarı sahile indim... her şey o denli güzeldi ki!.
Yamaçlar yeşil... çamlar ışıl ışıl.. kim demiş ki sonbahar! hep bahar,
hep ilk bahar olur burada, doğa ana...
Deniz mavi bir çarşaf... hafif salınımlı...beşiğini sallayan, ninniler
söyleyen, sessizlk isteyen bir anne gibiydi Karadeniz...
Kara deyil mavi gözlü esmer güzeli bir kız...

Pazar akşamı bu satırları karalıyorum...
“Salon gül kokuyor!..”
“ Ne gülü mü!..”
“Astığın, gül desenli tül kokuyor!.. hasret, hasret!..
Tek eksiklik yokluğun.. ama!..
. A. Arif’in dediği gibi;
“ Terk etmedi sevdan beni!..”
Mustafa (muster )
Eski notlardan
Cide Df. Cilt 1
Sf.23
















Okumaktan keyif almaksa erek , bu yazıyı okumak gerek...

“Terk etmedi sevdan beni” Cide / 21.10.2001

Sevgilim!..
32 yıllık yastık daşın!..
Sen gideli aç ve susuzum desem yeridir.
Bir şeyler hazırlama... yeme... içimden gelmiyor.
Ama aç da durulmuyor... kalktım, indim, aldım geldim...
Balık, kırmızı üzüm suyu, yeşillik... Çilingir masamı donalttım...
İçeri girecek;
” yine mi... Cemil oldun, vallahi, Cemil !..”
diyeceksin diye, gözüm kapıda... ama olsundu... olsaydın da
deseydin!.. Düşününce hüzünlendim...
“ Bu da işin bahanesi!..” diyorsundur, hep olduğu gibi...
Uzatmayayım...

Gece yarıyı çoktan geçmiş olmalı...
Tv. karşısında, masa başında şekerlemeye başlamışım...
Divanda battaniye arasında uyuya kmalmışım...
“ Sızmışım, desene, şuna..!” diyorsundur!..
“ Ama hayır !... günahımı alma!.. Bilirsin demi o denli almam..
“ O halde, neden... sorun ne!..” “deyip durma....
“ az mı; ’gece kuşu oldun!!’ demişliğini unuttun mu!..

İşte yine gece kuşuydum..

Değil mi ki; biz yazar çizerler hep böyleyizdir...
Gündüzün bile kimsenin göremediğini görür, kafamıza kopyalar...
Arar, araştırır... geceleri de herkes uyurken biz okur, yazar çizeriz...
Dünyamız tersine döner, sularımız tersine akar...sevgilerimiz
aşklarımız da böyledir, bizim... kimsenin ilgi duymadığına,
yüreğimizin duygu tellerinde titreşimler olur.. sanki, tanrı o görevi
bize vermiş!!..Gördüklerimizi ,’ elimizden geldiğince’ akıl ve duygu
süzgecinden geçirerek, kağıda dökmek... paylaşmak... paylaştıkça
çoğalmak, çoğaltmak isteriz.. Herkesi bilmem... böyleğimdir...
Neyse!..









Dün C.tesiyi bugüne bağlayan gecem böyle geçmiş...
Pazar sabahı saat on civarı sahile indim... her şey o denli güzeldi ki!.
Yamaçlar yeşil... çamlar ışıl ışıl.. kim demiş ki sonbahar! hep bahar,
hep ilk bahar olur burada, doğa ana...
Deniz mavi bir çarşaf... hafif salınımlı...beşiğini sallayan, ninniler
söyleyen, sessizlk isteyen bir anne gibiydi Karadeniz...
Kara deyil mavi gözlü esmer güzeli bir kız...

Pazar akşamı bu satırları karalıyorum...
“Salon gül kokuyor!..”
“ Ne gülü mü!..”
“Astığın, gül desenli tül kokuyor!.. hasret, hasret!..
Tek eksiklik yokluğun.. ama!..
. A. Arif’in dediği gibi;
“ Terk etmedi sevdan beni!..”
Mustafa (muster )
Eski notlardan
Cide Df. Cilt 1
Sf.23
















Okumaktan keyif almaksa erek , bu yazıyı okumak gerek...

“Terk etmedi sevdan beni” Cide / 21.10.2001

Sevgilim!..
32 yıllık yastık daşın!..
Sen gideli aç ve susuzum desem yeridir.
Bir şeyler hazırlama... yeme... içimden gelmiyor.
Ama aç da durulmuyor... kalktım, indim, aldım geldim...
Balık, kırmızı üzüm suyu, yeşillik... Çilingir masamı donalttım...
İçeri girecek;
” yine mi... Cemil oldun, vallahi, Cemil !..”
diyeceksin diye, gözüm kapıda... ama olsundu... olsaydın da
deseydin!.. Düşününce hüzünlendim...
“ Bu da işin bahanesi!..” diyorsundur, hep olduğu gibi...
Uzatmayayım...

Gece yarıyı çoktan geçmiş olmalı...
Tv. karşısında, masa başında şekerlemeye başlamışım...
Divanda battaniye arasında uyuya kmalmışım...
“ Sızmışım, desene, şuna..!” diyorsundur!..
“ Ama hayır !... günahımı alma!.. Bilirsin demi o denli almam..
“ O halde, neden... sorun ne!..” “deyip durma....
“ az mı; ’gece kuşu oldun!!’ demişliğini unuttun mu!..

İşte yine gece kuşuydum..

Değil mi ki; biz yazar çizerler hep böyleyizdir...
Gündüzün bile kimsenin göremediğini görür, kafamıza kopyalar...
Arar, araştırır... geceleri de herkes uyurken biz okur, yazar çizeriz...
Dünyamız tersine döner, sularımız tersine akar...sevgilerimiz
aşklarımız da böyledir, bizim... kimsenin ilgi duymadığına,
yüreğimizin duygu tellerinde titreşimler olur.. sanki, tanrı o görevi
bize vermiş!!..Gördüklerimizi ,’ elimizden geldiğince’ akıl ve duygu
süzgecinden geçirerek, kağıda dökmek... paylaşmak... paylaştıkça
çoğalmak, çoğaltmak isteriz.. Herkesi bilmem... böyleğimdir...
Neyse!..









Dün C.tesiyi bugüne bağlayan gecem böyle geçmiş...
Pazar sabahı saat on civarı sahile indim... her şey o denli güzeldi ki!.
Yamaçlar yeşil... çamlar ışıl ışıl.. kim demiş ki sonbahar! hep bahar,
hep ilk bahar olur burada, doğa ana...
Deniz mavi bir çarşaf... hafif salınımlı...beşiğini sallayan, ninniler
söyleyen, sessizlk isteyen bir anne gibiydi Karadeniz...
Kara deyil mavi gözlü esmer güzeli bir kız...

Pazar akşamı bu satırları karalıyorum...
“Salon gül kokuyor!..”
“ Ne gülü mü!..”
“Astığın, gül desenli tül kokuyor!.. hasret, hasret!..
Tek eksiklik yokluğun.. ama!..
. A. Arif’in dediği gibi;
“ Terk etmedi sevdan beni!..”
Mustafa (muster )
Eski notlardan
Cide Df. Cilt 1
Sf.23
















Okumaktan keyif almaksa erek , bu yazıyı okumak gerek...

“Terk etmedi sevdan beni” Cide / 21.10.2001

Sevgilim!..
32 yıllık yastıkdaşın!..
Sen gideli aç ve susuzum desem yeridir.
Bir şeyler hazırlama... yeme... içimden gelmiyor.
Ama aç da durulmuyor... kalktım, indim, aldım geldim...
Balık, kırmızı üzüm suyu, yeşillik... Çilingir masamı donattım...
İçeri girecek;
” yine mi... Cemil oldun, vallahi, Cemil !..”
diyeceksin diye, gözüm kapıda... ama olsundu... olsaydın da
deseydin!.. Düşününce hüzünlendim...
“ Bu da işin bahanesi!..” diyorsundur, hep olduğu gibi...
Uzatmayayım...

Gece yarıyı çoktan geçmiş olmalı...
Tv. karşısında, masa başında şekerlemeye başlamışım...
Divanda battaniye arasında uyuya kmalmışım...
“ Sızmışım, desene, şuna..!” diyorsundur!..
“ Ama hayır !... günahımı alma!.. Bilirsin demi o denli almam..
“ O halde, neden... sorun ne!..” “deyip durma....
“ az mı; ’gece kuşu oldun!!’ demişliğini unuttun mu!..

İşte yine gece kuşuydum..

Değil mi ki; biz yazar çizerler hep böyleyizdir...
Gündüzün bile kimsenin göremediğini görür, kafamıza kopyalar...
Arar, araştırır... geceleri de herkes uyurken biz okur, yazar çizeriz...
Dünyamız tersine döner, sularımız tersine akar...sevgilerimiz
aşklarımız da böyledir, bizim... kimsenin ilgi duymadığına,
yüreğimizin duygu tellerinde titreşimler olur.. sanki, tanrı o görevi
bize vermiş!!..Gördüklerimizi ,’ elimizden geldiğince’ akıl ve duygu
süzgecinden geçirerek, kağıda dökmek... paylaşmak... paylaştıkça
çoğalmak, çoğaltmak isteriz.. Herkesi bilmem... böyleğimdir...
Neyse!..

Dün C.tesiyi bugüne bağlayan gecem böyle geçmiş...
Pazar sabahı saat on civarı sahile indim... her şey o denli güzeldi ki!.
Yamaçlar yeşil... çamlar ışıl ışıl.. kim demiş ki sonbahar! hep bahar,
hep ilk bahar olur burada, doğa ana...
Deniz mavi bir çarşaf... hafif salınımlı...beşiğini sallayan, ninniler
söyleyen, sessizlk isteyen bir anne gibiydi Karadeniz...
Kara deyil mavi gözlü esmer güzeli bir kız...

Pazar akşamı bu satırları karalıyorum...
“Salon gül kokuyor!..”
“ Ne gülü mü!..”
“Astığın, gül desenli tül kokuyor!.. hasret, hasret!..
Tek eksiklik yokluğun.. ama!..
. A. Arif’in dediği gibi;
“ Terk etmedi sevdan beni!..”
Mustafa (muster )
Eski notlardan
Cide Df. Cilt 1
Sf.23
















vvv Okumaktan keyif almaksa erek , bu yazıyı okumak gerek...

“Terk etmedi sevdan beni” Cide / 21.10.2001

Sevgilim!..
32 yıllık yastık daşın!..
Sen gideli aç ve susuzum desem yeridir.
Bir şeyler hazırlama... yeme... içimden gelmiyor.
Ama aç da durulmuyor... kalktım, indim, aldım geldim...
Balık, kırmızı üzüm suyu, yeşillik... Çilingir masamı donalttım...
İçeri girecek;
” yine mi... Cemil oldun, vallahi, Cemil !..”
diyeceksin diye, gözüm kapıda... ama olsundu... olsaydın da
deseydin!.. Düşününce hüzünlendim...
“ Bu da işin bahanesi!..” diyorsundur, hep olduğu gibi...
Uzatmayayım...

Gece yarıyı çoktan geçmiş olmalı...
Tv. karşısında, masa başında şekerlemeye başlamışım...
Divanda battaniye arasında uyuya kmalmışım...
“ Sızmışım, desene, şuna..!” diyorsundur!..
“ Ama hayır !... günahımı alma!.. Bilirsin demi o denli almam..
“ O halde, neden... sorun ne!..” “deyip durma....
“ az mı; ’gece kuşu oldun!!’ demişliğini unuttun mu!..

İşte yine gece kuşuydum..

Değil mi ki; biz yazar çizerler hep böyleyizdir...
Gündüzün bile kimsenin göremediğini görür, kafamıza kopyalar...
Arar, araştırır... geceleri de herkes uyurken biz okur, yazar çizeriz...
Dünyamız tersine döner, sularımız tersine akar...sevgilerimiz
aşklarımız da böyledir, bizim... kimsenin ilgi duymadığına,
yüreğimizin duygu tellerinde titreşimler olur.. sanki, tanrı o görevi
bize vermiş!!..Gördüklerimizi ,’ elimizden geldiğince’ akıl ve duygu
süzgecinden geçirerek, kağıda dökmek... paylaşmak... paylaştıkça
çoğalmak, çoğaltmak isteriz.. Herkesi bilmem... böyleğimdir...
Neyse!..









Dün C.tesiyi bugüne bağlayan gecem böyle geçmiş...
Pazar sabahı saat on civarı sahile indim... her şey o denli güzeldi ki!.
Yamaçlar yeşil... çamlar ışıl ışıl.. kim demiş ki sonbahar! hep bahar,
hep ilk bahar olur burada, doğa ana...
Deniz mavi bir çarşaf... hafif salınımlı...beşiğini sallayan, ninniler
söyleyen, sessizlk isteyen bir anne gibiydi Karadeniz...
Kara deyil mavi gözlü esmer güzeli bir kız...

Pazar akşamı bu satırları karalıyorum...
“Salon gül kokuyor!..”
“ Ne gülü mü!..”
“Astığın, gül desenli tül kokuyor!.. hasret, hasret!..
Tek eksiklik yokluğun.. ama!..
. A. Arif’in dediği gibi;
“ Terk etmedi sevdan beni!..”
Mustafa (muster )
Eski notlardan
Cide Df. Cilt 1
Sf.23
















Okumaktan keyif almaksa erek , bu yazıyı okumak gerek...

“Terk etmedi sevdan beni” Cide / 21.10.2001

Sevgilim!..
32 yıllık yastık daşın!..
Sen gideli aç ve susuzum desem yeridir.
Bir şeyler hazırlama... yeme... içimden gelmiyor.
Ama aç da durulmuyor... kalktım, indim, aldım geldim...
Balık, kırmızı üzüm suyu, yeşillik... Çilingir masamı donalttım...
İçeri girecek;
” yine mi... Cemil oldun, vallahi, Cemil !..”
diyeceksin diye, gözüm kapıda... ama olsundu... olsaydın da
deseydin!.. Düşününce hüzünlendim...
“ Bu da işin bahanesi!..” diyorsundur, hep olduğu gibi...
Uzatmayayım...

Gece yarıyı çoktan geçmiş olmalı...
Tv. karşısında, masa başında şekerlemeye başlamışım...
Divanda battaniye arasında uyuya kmalmışım...
“ Sızmışım, desene, şuna..!” diyorsundur!..
“ Ama hayır !... günahımı alma!.. Bilirsin demi o denli almam..
“ O halde, neden... sorun ne!..” “deyip durma....
“ az mı; ’gece kuşu oldun!!’ demişliğini unuttun mu!..

İşte yine gece kuşuydum..

Değil mi ki; biz yazar çizerler hep böyleyizdir...
Gündüzün bile kimsenin göremediğini görür, kafamıza kopyalar...
Arar, araştırır... geceleri de herkes uyurken biz okur, yazar çizeriz...
Dünyamız tersine döner, sularımız tersine akar...sevgilerimiz
aşklarımız da böyledir, bizim... kimsenin ilgi duymadığına,
yüreğimizin duygu tellerinde titreşimler olur.. sanki, tanrı o görevi
bize vermiş!!..Gördüklerimizi ,’ elimizden geldiğince’ akıl ve duygu
süzgecinden geçirerek, kağıda dökmek... paylaşmak... paylaştıkça
çoğalmak, çoğaltmak isteriz.. Herkesi bilmem... böyleğimdir...
Neyse!..









Dün C.tesiyi bugüne bağlayan gecem böyle geçmiş...
Pazar sabahı saat on civarı sahile indim... her şey o denli güzeldi ki!.
Yamaçlar yeşil... çamlar ışıl ışıl.. kim demiş ki sonbahar! hep bahar,
hep ilk bahar olur burada, doğa ana...
Deniz mavi bir çarşaf... hafif salınımlı...beşiğini sallayan, ninniler
söyleyen, sessizlk isteyen bir anne gibiydi Karadeniz...
Kara deyil mavi gözlü esmer güzeli bir kız...

Pazar akşamı bu satırları karalıyorum...
“Salon gül kokuyor!..”
“ Ne gülü mü!..”
“Astığın, gül desenli tül kokuyor!.. hasret, hasret!..
Tek eksiklik yokluğun.. ama!..
. A. Arif’in dediği gibi;
“ Terk etmedi sevdan beni!..”
Mustafa (muster )
Eski notlardan
Cide Df. Cilt 1
Sf.23
















Okumaktan keyif almaksa erek , bu yazıyı okumak gerek...

“Terk etmedi sevdan beni” Cide / 21.10.2001

Sevgilim!..
32 yıllık yastık daşın!..
Sen gideli aç ve susuzum desem yeridir.
Bir şeyler hazırlama... yeme... içimden gelmiyor.
Ama aç da durulmuyor... kalktım, indim, aldım geldim...
Balık, kırmızı üzüm suyu, yeşillik... Çilingir masamı donalttım...
İçeri girecek;
” yine mi... Cemil oldun, vallahi, Cemil !..”
diyeceksin diye, gözüm kapıda... ama olsundu... olsaydın da
deseydin!.. Düşününce hüzünlendim...
“ Bu da işin bahanesi!..” diyorsundur, hep olduğu gibi...
Uzatmayayım...

Gece yarıyı çoktan geçmiş olmalı...
Tv. karşısında, masa başında şekerlemeye başlamışım...
Divanda battaniye arasında uyuya kmalmışım...
“ Sızmışım, desene, şuna..!” diyorsundur!..
“ Ama hayır !... günahımı alma!.. Bilirsin demi o denli almam..
“ O halde, neden... sorun ne!..” “deyip durma....
“ az mı; ’gece kuşu oldun!!’ demişliğini unuttun mu!..

İşte yine gece kuşuydum..

Değil mi ki; biz yazar çizerler hep böyleyizdir...
Gündüzün bile kimsenin göremediğini görür, kafamıza kopyalar...
Arar, araştırır... geceleri de herkes uyurken biz okur, yazar çizeriz...
Dünyamız tersine döner, sularımız tersine akar...sevgilerimiz
aşklarımız da böyledir, bizim... kimsenin ilgi duymadığına,
yüreğimizin duygu tellerinde titreşimler olur.. sanki, tanrı o görevi
bize vermiş!!..Gördüklerimizi ,’ elimizden geldiğince’ akıl ve duygu
süzgecinden geçirerek, kağıda dökmek... paylaşmak... paylaştıkça
çoğalmak, çoğaltmak isteriz.. Herkesi bilmem... böyleğimdir...
Neyse!..









Dün C.tesiyi bugüne bağlayan gecem böyle geçmiş...
Pazar sabahı saat on civarı sahile indim... her şey o denli güzeldi ki!.
Yamaçlar yeşil... çamlar ışıl ışıl.. kim demiş ki sonbahar! hep bahar,
hep ilk bahar olur burada, doğa ana...
Deniz mavi bir çarşaf... hafif salınımlı...beşiğini sallayan, ninniler
söyleyen, sessizlk isteyen bir anne gibiydi Karadeniz...
Kara deyil mavi gözlü esmer güzeli bir kız...

Pazar akşamı bu satırları karalıyorum...
“Salon gül kokuyor!..”
“ Ne gülü mü!..”
“Astığın, gül desenli tül kokuyor!.. hasret, hasret!..
Tek eksiklik yokluğun.. ama!..
. A. Arif’in dediği gibi;
“ Terk etmedi sevdan beni!..”
Mustafa (muster )
Eski notlardan
Cide Df. Cilt 1
Sf.23









































vvVV




















Paylaş:
(c) Bu yazının her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir. Yazının izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur.
Yazıyı Değerlendirin
 
' terk etmedi sevdan beni!' Yazısına Yorum Yap
Okuduğunuz ' terk etmedi sevdan beni!' yazı ile ilgili düşüncelerinizi diğer okuyucular ile paylaşmak ister misiniz?
' Terk etmedi sevdan beni!' yazısına yorum yapabilmek için üye olmalısınız.

Üyelik Girişi Yap Üye Ol
Yorumlar
Bu şiire henüz yorum yazılmamış.
© 2025 Copyright Edebiyat Defteri
Edebiyatdefteri.com, 2016. Bu sayfada yer alan bilgilerin her hakkı, aksi ayrıca belirtilmediği sürece Edebiyatdefteri.com'a aittir. Sitemizde yer alan şiir ve yazıların telif hakları şair ve yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Sitemiz hiç bir şekilde kâr amacı gütmemektedir ve sitemizde yer alan tüm materyaller yalnızca bilgilendirme ve eğitim amacıyla sunulmaktadır.

Sitemizde yer alan şiirler, öyküler ve diğer eserlerin telif hakları yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. Ayrıca sitemiz Telif Hakları kanuna göre korunmaktadır. Herhangi bir özelliğinin kısmende olsa kullanılması ya da kopyalanması suçtur.
ÜYELİK GİRİŞİ

ÜYELİK GİRİŞİ

KAYIT OL