0
Yorum
1
Beğeni
0,0
Puan
24
Okunma
Başkalarını küçümseyerek, onların değerini hiçe sayarak kendi konumunu sağlamlaştırmaya çalışan bir zihniyet, insanlık tarihi kadar eskidir. Ancak bu yanıltıcı yükseliş çabası, eninde sonunda kişiyi sığ bir alanda yalnız bırakır. Zira gerçek yükseliş, başkasının düşüşüne bağlı değildir; tam aksine, çevresindekileri de yukarı çekme potansiyeline dayanır.
Yanıltıcı Bir Yükseliş: "Sıfır Toplamlı Oyun" Yanılgısı
Aşağılama, temelde hayatı bir "sıfır toplamlı oyun" olarak görmekten kaynaklanır. Yani, birinin kazanması için diğerinin kaybetmesi gerektiği inancıdır. Bu bakış açısına sahip kişi, kendi eksikliklerini veya güvensizliklerini örtmek için başkalarının başarılarını veya değerlerini gölgeleme yolunu seçer.
Kişi Kendini Yükseltmez: Birini itmekle kendinizi yukarı çekmiş olmazsınız. Sadece o an için iki kişi arasındaki mesafeyi açarsınız, ancak bu mesafe sizin gerçek potansiyelinizi değil, yalnızca geçici bir üstünlük yanılsamasını yansıtır.
Küçülen Başkaları Değil, Aşağılayanın Ruhudur: Makalenin temel tezi budur: "Onları aşağıladığın için onlar küçülmez." Aşağılanan kişi, yaşadığı durum ne olursa olsun, kendi öz değerini korur. Oysa aşağılayan, her bir aşağılama eylemiyle kendi karakterinden ve insanlığından bir parça kaybeder; ruhu küçülür.
Kalıcı Yükselişin Üç Temel Direği
Gerçek ve kalıcı yükseliş, başkalarının değerini kabul eden ve onlara saygı duyan bir zeminde inşa edilir. Bu zemin üç temel direğe dayanır:
1. Empati ve Saygı
Yücelmek, başkalarının bakış açısını anlama yeteneğiyle başlar. Saygı, kişinin toplumdaki yerinden, başarısından veya statüsünden bağımsız olarak, sırf bir insan olduğu için ona değer vermektir. Bu saygı, kişinin kendi değerini de perçinler.
2. Öz Güven ve Öz Değer
Başkalarını aşağılama ihtiyacı, çoğunlukla kişinin kendi öz değerinden emin olmamasından kaynaklanır. Gerçekten güçlü ve kendine güvenen biri, başkasının başarısını tehdit olarak görmez; tam tersine, bundan ilham alır. Başkalarını yüceltebilme yeteneği, kişinin kendi öz değerinin en güçlü kanıtıdır.
3. İnşa Etme ve Destekleme
Kalıcı bir iz bırakmak isteyenler, yıkıcı değil, yapıcı olmalıdır. Başkalarının potansiyelini ortaya çıkarmaya yardımcı olmak, onlara rehberlik etmek, kendi mirasını güçlendirir. Unutulmamalıdır ki, bir liderin büyüklüğü, arkasında bıraktığı mirasın ve yetiştirdiği insanların kalitesiyle ölçülür.
Sonuç: Gerçek Yücelme "Yana Kaymak" ile Mümkündür
Toplumda, iş hayatında ya da kişisel ilişkilerde kalıcı bir etki bırakmanın tek yolu, başkalarını iterek değil, onları yanınıza alarak yürümektir.
Başkasını küçümseyerek geçici olarak yukarıda durduğunuzu düşünebilirsiniz, ancak bu, kumdan yapılmış bir kule gibidir. Gerçek bir lider ya da erdemli bir insan, etrafındaki insanların da iyi olmasını ister, onların başarılarıyla tehdit değil, gurur duyar.
Yücelmek, diğerlerinden daha yükseğe çıkmak değil; diğerlerinin size gönüllü olarak bakış açısını yükseltmek için size eşlik etmesidir.
Unutmayın: Başkasını aşağıladığınızda, küçülen onlar değil, sizin karakterinizin yüksekliğidir. Gerçek büyüklük, başkasının küçülmesine ihtiyaç duymayacak kadar kendi içinde bütün olmaktan geçer.
Hüseyin TURHAL