Para, gübre gibi etrafa yayılmazsa işe yaramaz. baco
fihaha(OrhunBasat)
fihaha(OrhunBasat)

Altın Sperma

Yorum

Altın Sperma

3

Yorum

3

Beğeni

0,0

Puan

171

Okunma

Okuduğunuz yazı 8.12.2025 tarihinde günün yazısı olarak seçilmiştir.

Altın Sperma


Altın Sperma




Kimiz?

Bilsem verirdim cevabını. Senelerdir, hem de çok senelerdir arayıp da cevabını bulamadığım bir soru? Zor soru..

Nereden gelip nereye gittiğini bilmediğimiz iki açık uç arasında belirgin ne olabilir ki? Böylesine belirsiz başlangıç ve bitiş arasında, bu soruyu cevaplandırabilmek için hangi yapay ipucu işimize yarayabilir? ! !

Ben; iyi bir ailede, sevgi dolu bir ortamda yetiştim, okudum, meslek sahibiyim, iyi bir aile babası / annesiyim, çocuklarımı okuttum, üstüme düşen görevleri yaptım; Allah ‘ a dinime karşı saygılı oldum, hacca gittim, fakirlere yardım ettim, seçimlerde oyumu kullandım.. Bana nasıl olmam gerektiği söylendiyse öyle oldum..

Ben bir fahişenin oğlu / kızı olarak dünyaya gelmişim, ne ana bilirim ne baba, sokaklar yetiştirdi beni, okuyamadım, bu yüzden meslek sahibi değilim. Bildiğim tek şey çalmaktır. Uyuşturucu kullanırım ve satarım, Allah ‘a ve değerlerine inanmam, ikide birde hapishaneye girerim. Bu hayat beni psikopat yaptı, acımasızım; sekiz yaralamam var.. Sevgi mi? Nedir o?

İki yaşam çerçevesi çizmeye çalıştım sadece.

Bu iki çerçeveyi kim çizdi?
Kader mi?
Tanrı mı?
Çevremiz, ailemiz mi?
Biz mi?

Neden - varsayalım – ben birinci çerçevedeyim, sen ötekinde? Ya da tersi?
Ya da bu iki çerçeve arasında kalan diğer çerçevelerde?

Vietnam’da, Filistin ‘ de, Bosna ‘da, Irak’da ölen çocuklar hangi çerçevede?
Afrika ‘ da açlıktan ölenler?

Neden Ali zengin doğuyor da, Ayşe fakir?
Beni dölleyen sperma altındandı da seninki bakırdan mı? Ya da döllendiğimiz yumurtalar?
(Yoksa; sosyalizmin, liberalizmin, komünizmin – bana göre doğru yazılışı bu -, kızıl, sarı, yeşil, beyaz renkli paylaşım anlayışının, adı her ne olursa olsun, ortaya atılmış doktrinlerin, hiç bir zaman kabul edilmeyen ama hep var olan çıkarcı yanlarının genlerimizi bozmasından mı kaynaklanıyor bu durum?)

Neden, sen müslüman bir ülkede doğdun diye, müslümansın da; ben bir başka yerde doğduğum için hıristiyanım? Ya da yahudi, ya da budist..?

Spermalar mı farklıydı, yumurtalar mı?
Benim spermam HAÇ taşıyordu da seninki YEŞİL BAYRAK mı?
(Bakınız: Ezoterik / Batıni doktrinler.. Atlantis‘ten, Mu‘dan başlayan hikayeler.. Pardon, büyük sırlar.. Kutsal rahipler, kutsal bilgiler.. Ne bileyim; ismaililer, templierler, masonlar, sabetayistler, inisiye edenler, edilenler, filan filan.. Aynı dine mensup, ama üçü bir araya geldiğinde, ortak bir nokta da birleşemeyen din bilginlerimiz, profosörler.. Konumuzla fazla bağlantılı değil, geçelim..)
Neden benim dinim, bana önce iman etmeyi şart koşuyor.. Öğrenip, anlayıp, inanınca iman edemez miyim?

Ben okudum diye, o fahişenin oğlundan fazla mı hak ediyorum yaşamı?
Ya da benim çocuğum; kendisinin çıkarmadığı bir savaşta, vurulup ölen çocuktan?
Daha bir arabası bile yok onların, PETROL için çıkarılan bir savaşta ölmek için nedenleri bile yok! ! ! .. (Benim çocuklarımın var? ! ! ! ..)

Yanlış olan ne?
Yanlış olan kim?

Hiç bir şey adil değil.. Biz de..

Bize öğretilmiş bir şey yok.. Ne öğrendiysek kendimiz öğrendik.. Temize çekmeye vaktimiz olmayan bir karalamanın - yaşamın - içinde.. İyiyi de, kötüyü de.. İşimize geldiği şekilde tabii, egolarımızı ön plana çıkararak.. Kendi adaletsizliğimizi yaratarak..

Diyelim ki ben solcuydum ve yalnızca ideolojimi öğreten kitapları okuyordum..
Sen sağcıydın ve yalnızca sana ’ Bunları oku ’ denen kitapları okuyordun..
Ben; sağı anlatan hiç bir kitabı okumuyordum, sen de; solu öğreten hiç bir kitabı. Doğru olan, her iki ideolojiyle ilgili kitaplar okuyup, kendi sentezimizi, kendimizin yaratması değil miydi?
O zaman ’ ÖĞRENMİŞ ’ olurduk.. ’ ÖĞRETİLMİŞ ’ kalmazdık. Savaşmazdık..
Her konuda olduğu gibi..

Öğretilen hangi şey tam doğruydu? Hangisi tam olarak geçerliydi?
Öyle olsaydı, dedikleri gibi olsaydı her şey; kolaydı..

İşine sarılır, çalışır yükselirdin..
(Torpilin, çevren varsa demeyi unutmuşlar..)

Çalışır, zengin olurdun..
(Hangi zenginin çocuğu, bir gündelikçi kadından daha çok çalışıyor?)

Okur, adam olurdun..
(Bir şey demiyorum, sadece etrafınıza bakın.. Bana da bakabilirsiniz! ! ..)

Dindar ve iyi bir insan olur, cennete giderdin..
(Bana bakmayın..! !)

Seversen, sevilirdin..
(Kendinize bakın..)

Vs... Vs...

Kapayın gözünüzü.. Ne görüyor sunuz? Hiç bir şey..

Siz var mısınız?

Açın! . Şimdi ne kadar görüyor sunuz? Neleri? Sadece görüş alanınıza giren şeyleri.. Arkanızda bir dünya var mı? Var diyenlere sorarım: Dönün o zaman arkanıza bakın, neler görüyor sunuz? Farklı şeyler mi? Güzel, biraz öncekiler nerede?

Gözümüzle mi görüyoruz, beynimizle mi?
Gördüklerimizi mi düşünüyoruz, düşündüklerimizi mi görüyoruz?

İlk soruya dönelim, gözünüzü kapadığınızda var mıydınız?
Yoktum diyorsanız, daha siz kendinizi fark etmemişsiniz; kaldı ki başkaları sizi farketsin..

Varım diyorsanız, varsınız. Fazla sevinmeyin, o kadarsınız.. Tek başınıza..

Gelelim gözü açık halimize.. Bu odadaysınız, öbür odalar yok.. öbür odalara gidince de bu oda yok.. Gerçek dünyanız bu kadar.. Sevgiliniz, anneniz, arkadaşınız GÖRÜYORSANIZ var, GÖREMİYORSANIZ yok..

Ankara’ daysanız, İstanbul yok.. (Ankara, görebildiğiniz kadarıyla var..)

Dünyanız, görebildiğiniz yer kadar.. GÖRDÜĞÜNÜZ KADAR..
Gerisi, sizin sanrılarınız..
(Bir ara soru: Duvarı aynayla kaplayın. Odanın ortasında durun. Ne görüyorsunuz?
hem önünüzdekileri hem de arkanızdakileri mi?)
AYNA? ! !

Unutmayın, şu anda hayranlıkla kullandığınız bu teknoloji sadece iki sayı üzerine kurulmuştur: 0 ve 1
Dijital bir ekranın hangi tarafında sınız?
Düşünün...
DÜŞÜNÜN! ! ...

Bu kadar bilinmezlik içinde, ben kimim?
İşte, bizi yola çıkartan (yoldan çıkartan da diyebiliriz..) soru..! ! !

ANLATTIM YA! ! ! ...

NOT: Bu yazı saçma bir yazıdır.. Sadece vakit geçirmek amacıyla yazılmıştır.. Önemsemeyin..! !




Paylaş:
3 Beğeni
(c) Bu yazının her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir. Yazının izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur.
Yazıyı Değerlendirin
 
Altın sperma Yazısına Yorum Yap
Okuduğunuz Altın sperma yazı ile ilgili düşüncelerinizi diğer okuyucular ile paylaşmak ister misiniz?
Altın Sperma yazısına yorum yapabilmek için üye olmalısınız.

Üyelik Girişi Yap Üye Ol
Yorumlar
Sabitlendi Etkili Yorum
yildiz parlak
yildiz parlak, @yildizparlak
9.12.2025 02:12:54

Bilim dünyası hâlâ evrenin nasıl var olduğunu araştırıyor. Gökbilimciler dev teleskoplarla durmadan gökyüzünü tarıyor; yeni gezegenler, yeni dünyalar keşfediliyor…
Siz her ne kadar “saçmaladım” deseniz de aslında bu sorular, hiçbir şey olamayanların zihninde bile dönüp duruyor.

Müslüman din âlimleri, kendilerinden olarak doğanların neredeyse cenneti garanti ettiğini söylüyor. Tek şart: Biat etmek ve sorgulamamak…
Bana göre var oluşumuzun bir ispatı da yok. “An”dan öncesi ve sonrası olmadığı gibi, görsel bir simülasyonun içinde dolaşıp duran organizmalar gibiyiz…

Kötülere müdahale etme gereğini duymayan yöneticiler yüzünden; çocukların acı çektiği, açlıkla, susuzlukla, savaşlarla yok olma yarışında kendini tanımlayamayan bir dünya…
Geriye kalan “cehennemlikler” ise —ki onlar da bizim gibi altın, bakır ya da gümüş sperma ürünü değiller— durmadan çalışıyor, üretiyor, sorguluyor…

Akıl var ama çalışma alanı başka; inanç var ama o inancı saraylarda yaşayanlar başka yorumluyor… Ve onları mutlu etmek için çırpınan, beyin hasarlı DNA üreticileri var.
Demek isterim ki, alt alta sıraladığınız konuları sorgulayacak “altın sperma” daha üretime girmedi.

Ben tek bir kişiyi tek geçerim: Bu dünyanın görüp göreceği en büyük insan Atatürk. Onu anlamak ve anlatmak konusunda maalesef sınıfta kaldığımızın acısını her gün yaşıyoruz...

Nereden nereye geldim… Sayfanızı işgal etmiş gibi oldum; ama bir iç dökümüyle ben de yazınıza eşlik etmek istedim.

Saygı ve selam ile
hakanli
hakanli, @hakanli1
9.12.2025 04:11:18
her olgunun içinde insan var ise kesin bazı şeyler yalnış gider ANI YAŞAMAK yada bilmemek mutluluktur. ters orantı zikot hüçresel ayrım ve birleşim

giotik evrende seküler yaklaşım içinde basit bir kural ADALET yok. Dünyanı capı bile yamuk ise mantik zekayı yener.


Görmek farklı bakmak ise soyut, hangi çağ bu basit olan her şey değersiz, insan eli yapılmayan suni bir ortamda ne gercek nede yalan, kurgunun içinde istediğimiz her şey saçma ise neden sorgulanır alfabenin her harfindeki görüşler misal sağ, sol, yukarı, aşa, ..... Her bilge diğerinden üstün inandığın kadar yanılmak diğe bir şey var. Göz okur işine gelini alır, akıl fikir verir istediğini aldığında tek fark var hayatın içinde ezilen çahil denen kötü farklılık,

Bence her insan zeki işine gelince işine gelmeyince bahane sanatı. Bu olgu bireysel farklılık diğe yutturuldu aynı fark ülkeler arası ırkçılık gibi kim üştün kim aşa.. Kendini büyük gören zavallı...



özgürlük ise gizli olmalı herkez herşeyi kendi öz ağırlığında taşımalı ki yafta yemesin, her görüsten düşünür ile saygıda buluşuluyorsa orda sanat olur. Herkez kendi düşüncesini yaydığında ayrımın güçü artar, isteyen istediği gibi yaşadığı an ayrım, nefret şiddet kalkar. Örnek fidan taze iken eğilir, toplumda aynı ne verirse onu alır


Ama malesef doğru yöne gitmiyor hayatın içinde bu ülke somut olmayan insanlar doldu. Soyutlanmış bireyler yüzünden.

Mantık aklı yener...

hakanli tarafından 9.12.2025 04:18:31 zamanında düzenlenmiştir.
Tüya
Tüya, @tuya
8.12.2025 17:48:35
Kesinlikle saçma bir yazı değil, hocam, bilakis insanı uykudan sarsarak uyandıran; yaşadığımız dünyayla ilişkimizi, algısımızı, doğru bildiğimiz yanlışları ve kölece inanışımızı sorgulayan felsefi bir yazı. Ki, ben çok sevdim...

Teşekkür ederim, Orhun hocam.
Yazının bolca okunması dileğimle!

Saygı, selam ile.
© 2025 Copyright Edebiyat Defteri
Edebiyatdefteri.com, 2016. Bu sayfada yer alan bilgilerin her hakkı, aksi ayrıca belirtilmediği sürece Edebiyatdefteri.com'a aittir. Sitemizde yer alan şiir ve yazıların telif hakları şair ve yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Sitemiz hiç bir şekilde kâr amacı gütmemektedir ve sitemizde yer alan tüm materyaller yalnızca bilgilendirme ve eğitim amacıyla sunulmaktadır.

Sitemizde yer alan şiirler, öyküler ve diğer eserlerin telif hakları yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. Ayrıca sitemiz Telif Hakları kanuna göre korunmaktadır. Herhangi bir özelliğinin kısmende olsa kullanılması ya da kopyalanması suçtur.
ÜYELİK GİRİŞİ

ÜYELİK GİRİŞİ

KAYIT OL