Biz ancak bize hayran olanları can ve yürekten överiz. la rochefaucauld
Mu
Muhammed Rıdvan Kaya

Akdeniz Depremleri ve 6 Şubat İlişkisi: Bilimsel Gerçekler ve Yanlış Algılar

Yorum

Akdeniz Depremleri ve 6 Şubat İlişkisi: Bilimsel Gerçekler ve Yanlış Algılar

0

Yorum

2

Beğeni

0,0

Puan

102

Okunma

Akdeniz Depremleri ve 6 Şubat İlişkisi: Bilimsel Gerçekler ve Yanlış Algılar

12 Kasım 2025 tarihinde Paphos (Baf) açıklarında kısa süre içinde ardı ardına meydana gelen Mw 5.2, 4.8 ve 4.2 büyüklüğündeki depremler, kamuoyunda ve bazı çevrelerde "6 Şubat Kahramanmaraş depremlerinin devamı" şeklinde yorumlandı. Ancak bu yorumlar, deprem biliminin temel prensiplerine ve tektonik gerçeklere aykırıdır. Depremler, çevresindeki fay hatlarına belirli bir mekanik stres (gerilme) aktarabilir. "Stres aktarımı" veya "tetikleme" olarak bilinen bu olayın iki temel sınırlaması vardır:
Mesafe sınırı: Stres aktarımı genellikle birkaç on kilometre, nadiren 100 km’ye kadar etkili olabilir. Yüzlerce kilometre ötedeki bölgeleri etkilemesi fiziksel olarak mümkün değildir çünkü kabuk içindeki stres dağılımı bu mesafelerde sıfıra yaklaşır.
Zaman sınırı: Tetikleme etkisi haftalar, aylar, bazen birkaç yıl gibi kısa bir süre içinde kendini gösterir.
Kahramanmaraş merkezli depremler, Doğu Anadolu Fay Zonu’nda meydana geldi. Bu fay sistemi, Anadolu levhasının Arabistan levhasına göre hareketinden kaynaklanan doğrultu atımlı bir sistemdir. Paphos açıklarında meydana gelen depremler ise Helenik Yayı veya Kıbrıs Yayı adı verilen tamamen farklı bir tektonik sistemin parçasıdır. Bu sistem:
- Afrika levhasının kuzeye doğru Anadolu levhasının altına daldığı (subdüksiyon) süreçten kaynaklanır
- Girit’ten başlar, Rodos ve Kıbrıs güneyi boyunca uzanır, Hatay açıklarında sonlanır
- Dalma-batma zonundaki gerilme birikimlerinin doğal sonucudur
Kahramanmaraş ile Paphos açıkları arasındaki mesafe yaklaşık 480-550 km’dir. Bu kadar uzak bir mesafede doğrudan stres aktarımı fiziksel olarak mümkün değildir. İki sistem arasında tektonik bağlantı bulunmamaktadır.
12 Kasım 2025 tarihinde Paphos açıklarında meydana gelen depremler, tipik bir foreshock (hazırlık evresi depremi) dizisinin özelliklerini taşımaktadır:
Zamansal Özellikler
- 12:31 - Mw 5.2 (derinlik: 10-25 km)
- 12:41 - Mw 4.8 (derinlik: 10-32 km)
- 12:59 - Mw 4.2 (derinlik: 14-19 km)
Üç deprem sadece 28 dakikalık bir süre içinde gerçekleşmiştir.
Hazırlık Evresi Kriterleri
Bu depremlerin hazırlık evresi olarak sınıflandırılmasını destekleyen bilimsel kriterler:
1. Mekânsal yakınlık: Tüm depremler Paphos civarında, 10-30 km çapında dar bir alanda
2. Zamansal ardışıklık: 28 dakika gibi kısa bir süre içinde üç deprem
3. Odak derinliği uyumu: 10-25 km aralığında, aynı dalma-batma zonu segmentine uygun
4. Büyüklük dağılımı: Ardışık küçük ve orta ölçekli depremler, tipik foreshock paterni
5. Geçmiş aktivite ile tutarlılık: 11 Ocak 2022’deki Mw 6.4 depremi ve son 5 yıldaki benzer aktiviteler
Antalya Körfezi Sismik Boşluğu: Gerçek Risk
Antalya Körfezi sismik boşluğu, Kıbrıs Yayı ile ilişkili ve enerjisini uzun süre biriktiren kritik bir segmenttir. Bu bölgenin özellikleri:
- Son 5 yıldır 4.0 ile 6.5 aralığında değişen çok sayıda hazırlık evresi depremi üretiyor
- 11 Ocak 2022’de Mw 6.4 büyüklüğünde önemli bir deprem meydana geldi
- 7.0 ve üzeri bir deprem üretme riski ve potansiyeli bulunuyor
- Ne zaman olacağı tahmin edilemiyor, ancak enerji birikimi devam ediyor
Ardışık hazırlık evresi depremleri, bu potansiyeli teyit etmekte ve enerji birikiminin devam ettiğine işaret etmektedir.
Neden Yanlış İlişkilendirme Tehlikelidir?
"6 Şubat depremleri çok stres yüklemişti, Akdeniz’deki bu depremler onun devamı" gibi iddiaların bilimsel olarak temelsiz olmasının nedenleri:
1. Fay sistemleri tamamen bağımsız: Doğu Anadolu Fayı ile Kıbrıs Yayı arasında tektonik bağlantı yok
2. Aradaki mesafe fiziksel sınırları aşıyor: 480-550 km, stres aktarımı için çok uzak
3. Farklı tektonik rejimler: Doğrultu atımlı fay sistemi ile dalma-batma zonu birbirinden farklı mekanizmalar
4. Zamanlama uyumsuzluğu: 2 yıldan uzun süre geçmiş, stres aktarımının etkili olabileceği süreyi aşmış
Akdeniz’deki Mw 5.2-4.8-4.2 büyüklüğündeki depremler, 6 Şubat Kahramanmaraş depremlerinin devamı değil bölgesel levha hareketlerinin ve Afrika-Anadolu levhaları arasındaki subdüksiyon sürecinin doğal bir sonucudur.
Bu tür uzak mesafeli ilişkilendirmeler:
- Kamuoyunda yanlış bir "her deprem bir zincirleme reaksiyonun parçası" algısı oluşturur
- Deprem biliminin temellerini zayıflatır
- Gerçek risklerin (Antalya Körfezi sismik boşluğu gibi) gözden kaçırılmasına neden olabilir
- Bilimsel temelli hazırlık ve risk yönetimini olumsuz etkiler
Asıl odaklanılması gereken konu, Antalya Körfezi sismik boşluğunun gösterdiği sistematik hazırlık evresi depremi üretme davranışı ve bu bölgede gelecekte meydana gelebilecek 7.0 ve üzeri büyüklükteki deprem potansiyelidir.

Paylaş:
2 Beğeni
(c) Bu yazının her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir. Yazının izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur.
Yazıyı Değerlendirin
 
Akdeniz depremleri ve 6 şubat ilişkisi: bilimsel gerçekler ve yanlış algılar Yazısına Yorum Yap
Okuduğunuz Akdeniz depremleri ve 6 şubat ilişkisi: bilimsel gerçekler ve yanlış algılar yazı ile ilgili düşüncelerinizi diğer okuyucular ile paylaşmak ister misiniz?
Akdeniz Depremleri ve 6 Şubat İlişkisi: Bilimsel Gerçekler ve Yanlış Algılar yazısına yorum yapabilmek için üye olmalısınız.

Üyelik Girişi Yap Üye Ol
Yorumlar
Bu şiire henüz yorum yazılmamış.
© 2025 Copyright Edebiyat Defteri
Edebiyatdefteri.com, 2016. Bu sayfada yer alan bilgilerin her hakkı, aksi ayrıca belirtilmediği sürece Edebiyatdefteri.com'a aittir. Sitemizde yer alan şiir ve yazıların telif hakları şair ve yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Sitemiz hiç bir şekilde kâr amacı gütmemektedir ve sitemizde yer alan tüm materyaller yalnızca bilgilendirme ve eğitim amacıyla sunulmaktadır.

Sitemizde yer alan şiirler, öyküler ve diğer eserlerin telif hakları yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. Ayrıca sitemiz Telif Hakları kanuna göre korunmaktadır. Herhangi bir özelliğinin kısmende olsa kullanılması ya da kopyalanması suçtur.
ÜYELİK GİRİŞİ

ÜYELİK GİRİŞİ

KAYIT OL