6
Yorum
12
Beğeni
5,0
Puan
208
Okunma

RUSAMER – Ruh ve Us Sanatları Araştırma Merkezi - Delilikoloji Fakültesi – Fikir Mühendisliği Enstitüsü
Dijital Meczubiyetler Serisi No: 1
Makalenin Adı: Z++ Nesli Geldi, Fikrin Formatı Bozuldu
Müellif: Kalburabastî Efendi Hazretleri
Yer: Andırın Kışla Bahçesi Edelerin Kürsüsü
Destur: Ya Allah, Bismillah
Evvel zaman içinde, TikTok devrinde bir nesil varmış — ne Z ne Y, Z’nin torunu, alfa’sının betası, kuantumun piksel hâliymiş.
Adına “Yeni Nesil” demişler ama yeniliği, sadece versiyon güncellemesinden ibaretmiş.
Eskiler “kendini bil” derdi,
bunlar “kendini filtrele” diyor.
Ayna artık hakikati değil, algoritmayı gösteriyor.
Konfüçyüs bilseydi bu hâli, felsefe değil “challenge” açardı.
Bilgi eskiden bir nehir gibi akardı; şimdi bilgi değil, veri akıyor; su değil, sayılar akıyor; ve her damla, bir insanın dikkatini yutuyor.
Kütüphaneler tozlanmış, zihinler cilalanmış.
Şuur yok ama “aydınlanma efekti” var.
Nietzsche “Tanrı öldü” demişti,
bunlar “şarj bitti” deyip aynı hüznü yaşıyor.
Varoluşu aramıyorlar, “Google’da bulamadım hocam” diye yazıyorlar.
Kendini kaybetmek artık felsefî bir kriz değil;
“konum paylaşıldı” bildirimiyle çözülen bir mesele.
Eskinin müridi diz çökerdi; bugünün evladı “Hocam, podcast’in var mı?” diye soruyor.
Mürşid mi? Artık algoritmanın tavsiye listesinde.
Bir “ding” sesiyle aydınlanıyor, bir “yeni takipçi”yle vecde geliyor.
Sabır artık çölde su aramak değil, Wi-Fi gidince ekranın dönmesini beklemek.
Vahiy değil, bildirim bekliyorlar.
Dervişin duası bile değişti:
“Ya Rabbi, beni nefisten değil, veri tüketiminden koru!”
Aşk mektubu yerine emoji gönderiliyor;
sükûtun yerini “çevrimiçi” ışığı almış.
Eskiden gönül bağı kurulurmuş,
şimdi “Bluetooth bağlandı” sesiyle aşk başlıyor,
bağlantı kopunca ilişki de düşüyor.
Bir öğrencim bana dedi ki:
Hocam, varoluş nedir?
Dedim: “Kendini bulmaktır.”
Cevap verdi: “Ben Google’da bulamadım.”
İşte o an anladım: Bu kuşak arayışta değil, arama motorunda kayıp.
Onlar için tefekkür, “yorumlara yazın, sizce ne olmalı?” cümlesiyle başlıyor.
Aristo düşünmeyi sistematik hâle getirmişti;
bunlar düşünmemeyi estetik hâle getirdi.
Ey Yeni Nesil!
Bil ki düşünmek ekrana değil, vicdana bakmakla başlar.
Ahlak şifreyle açılmaz, inanç bağlantıyla kurulmaz.
Felsefe gürültüde değil, sessizlikte yeşerir.
Gerçek aydınlanma “ışık modunda” değil, iç huzurunda olur.
Ve unutma:
Bir gün yapay zekâ da secde edecek,
ama gönlü olmayanlar yine çevrimdışı kalacak.
Ser Feyzlizof Delibal Hazretleri
RUSAMER Kurucu Genel Dervişi
Namı Diğer Celil ÇINKIR
Delilikoloji Fakültesi – “Mantıkla Delirenler Kürsüsü”
T.C. Andırın Kışla Bahçesi Kampüsü
Mühür: “Gülerek Düşünen, Düşünerek Gülenlerin Hatırına”
Vesselam
1. Zaman değişti sananlar, sadece bildirim sesini karıştıranlardır.
2. Bir ekranın ışığı, bir gönül nuruna bedel değildir.
3. Like almak kolay, lakin layık olmak zor.
4. Düşünmeyen toplumun zekâsı, bataryasının ömrü kadardır.
5. Gerçek felsefe, susmayı bilenlerin kalbinde yankılanır.
“Bu yazı, düşüncenin şarjı bitmeden önce okunması gereken son uyarıdan bir tanesidir.”
5.0
100% (6)