Kötülük etmeden pişman olmanın en iyi şekli, iyilik etmektir. bretonne
cakirismail
cakirismail

Sokak Kedileriyle Röportaj 1- Sitcom- İŞ GÖRÜŞMESİ

Yorum

Sokak Kedileriyle Röportaj 1- Sitcom- İŞ GÖRÜŞMESİ

0

Yorum

0

Beğeni

0,0

Puan

156

Okunma

Sokak Kedileriyle Röportaj 1- Sitcom- İŞ GÖRÜŞMESİ

Sokak Kedileriyle Röportaj 1- Sitcom- İŞ GÖRÜŞMESİ

ÖNSÖZ

Merhaba Sevgili Okuyucu! (Ve umarım gelecekteki Patronum!)

Ben Elif. Kısa bir süre öncesine kadar pırıl pırıl, umut dolu, hayalleri olan bir gazetecilik mezunuydum. Mezuniyetten sonra ne mi oldu? Hayallerim, "Sizi daha sonra arayacağız" diyen sesli mesaj kutularında yankılandı durdu. Kapılarını çaldığım yayın evleri, gazete ofisleri yüzüme bakmadı bile. Ta ki o güne kadar...

Son umudum olan bir iş görüşmesinde, artık iyice umutsuzluğa kapılmışken, editör bana dedi ki: "Eğer sokak kedileriyle oturup röportaj yapmayı başarır, onlardan iki satır ’haber değeri’ taşıyan bir şey alabilirsen... Gel, işin hazır." Muhtemelen dalga geçiyordu, muhtemelen "git başımdan" demenin kibarcaydı bu. Ama ben... Ben bunu ciddiye aldım! Çünkü kaybedecek hiçbir şeyim kalmamıştı. Ve kim bilir, belki de en sıra dışı hikayeler en beklemediğiniz yerdedir, değil mi? Mesela bir kaldırım köşesinde...

İşte bu kitap (veya bu kayıtlar dizisi, her ne formatta karşındaysanız), benim "Kaldırım Konuşmaları" projemin ürünü. Başlangıçta düşündüğümden çok ama çok farklı ilerleyen bir proje. Dürüst olayım, ilk gün parkta Reis’e mikrofon uzatırken, alacağım cevabın en fazla "Miyav" ve bir tıs sesi olacağını düşünüyordum. Oldu da! Ama sonra... Sonra her şey değişti.

Meğerse bu şehrin kedileri... Evet, doğru okudunuz... Konuşabiliyormuş! Bildiğiniz gibi Türkçe! Şoku atlattıktan sonra anladım ki, bu sadece bir iş görüşmesini kazanma şansı değil, aynı zamanda insanlığın yüzyıllardır çözemediği bir sırrın kapısıydı! Kediler... Konuşuyorlardı! Ve anlatacak ne çok şeyleri vardı!

Bu sayfalarda (veya bu ses kayıtlarında), parkın bilgesi Reis’in derin felsefelerinden, enerji küpü Çapkın’ın oyun ve koşuşturma odaklı hayat görüşüne, Diva’nın sokak modası ve dedikodu dünyasından, Aslan’ın bölge hakimiyeti üzerine sert yorumlarına kadar pek çok farklı patili ses bulacaksınız. Onların gözünden bu şehri, insanları, hayatın zorluklarını ve keyiflerini dinleyeceksiniz. Bazen gülecek, bazen düşünecek, belki de kedilere bakış açınız tamamen değişecek.

"Kaldırım Konuşmaları", sadece bir gazetecilik projesi değil, aynı zamanda ön yargıları kırmanın, dinlemenin ve en beklemediğiniz canlıdan bile bilgelik öğrenebileceğinizi fark etmenin hikayesi. Ve tabii ki, bir yandan da o işi kapma mücadelesi!

Umarım bu konuşmalar, en az benim için olduğu kadar sizin için de aydınlatıcı, eğlenceli ve düşündürücü olur. Unutmayın, etrafınızdaki canlıları dinlemeye değer. Bazen sadece miyavlarlar, bazen de... Sadece sizinle konuşmalarını beklerler.

Şimdi buyurun, "Kaldırım Konuşmaları"nın sayfalarına (veya ses dalgalarına) dalın!

Sevgilerimle,

Elif
Gazeteci (Adayı) ve Kedi Tercümanı (Gönüllü)


BÖLÜM 1- ESKİ BİR GAZETE OFİSİ

Kapısı açık, küçük, dağınık bir ofis. Masanın arkasında, yorgun görünen, orta yaşlı, kravatı gevşemiş bir adam oturuyor. Adı Can Bey. Masanın üzerinde gazete yığınları, bitki kırıntıları dolu bir fincan kahve ve eski bir bilgisayar var.

Kapıda, elinde parlak sarı bir dosya tutan, heyecanlı ama gergin görünen Elif duruyor. Üzerinde iş görüşmesi için özenle seçtiği ama hafif bol gelen bir ceket var.

CAN BEY: (Başını kaldırmadan) Gel bakalım, gel. Elif, değil mi? Otur şöyle.

Elif hızla içeri girer, masanın önündeki sandalyeye oturur. Dosyasını kucağına koyar.

ELİF: Evet, ben Elif. Çağırdığınız için teşekkür ederim Can Bey.

CAN BEY: (Elindeki kağıtlara bakarak mırıldanır) Elif... Gazetecilik, yeni mezun... Referans yok... Okul projesi olarak mı bu sarı dosya?

ELİF: Evet! Orada okul gazetesinde yaptığım birkaç haber ve kişisel denemelerim var. Özellikle insan hikayeleri üzerine çalışmayı çok seviyorum.

CAN BEY: İnsan hikayeleri... Hıh. Bizde daha çok belediye meclisi tutanakları, üçüncü sayfa haberleri falan. Öyle... sanatsal şeyler pek yapmıyoruz. Vakit yok.

Can Bey dosyayı karıştırmadan bir kenara iter.

CAN BEY: Bak Elif. Açık konuşalım. Piyasada sürüyle yeni mezun var. Hepsi pırıl pırıl, hevesli. Ama işin mutfağı farklıdır. Tempo hızlı, konular sıkıcı olabilir. Maaşlar... eh.

Elif’in hevesi yavaş yavaş sönmeye başlar. Ama pes etmek istemez.

ELİF: Ben öğrenmeye hazırım! Çok çalışırım! Farklı bir bakış açısı getirebileceğime inanıyorum. Mesela... Sıradan görünen şeylerdeki sıra dışılığı bulmak gibi...

CAN BEY: (Gözlerini devirir gibi yapar) Sıradan görünen şeyler... Mesela nedir? Sabah karşılaştığın bir çöp kutusu mu? Veya... kaldırımda yatan bir kedi?

Can Bey güler hafifçe, kendi esprisine. Elif ciddiyetle düşünür.

ELİF: Neden olmasın? Yani, bir çöp kutusunun bile bir hikayesi vardır belki... Veya bir kedinin! Bir sokak kedisinin gözünden bu şehri dinlemek... Bu bence harika bir hikaye olurdu!

Can Bey’in yüzündeki gülümseme silinir. Elif’in bu kadar ciddiye almasına şaşırmıştır. Biraz da sıkılmıştır.

CAN BEY: Bak Elif. Belli ki hayal gücün geniş. Güzel. Ama bizim acil servis haberlerine, siyasi köşe yazılarına ihtiyacımız var. Neyse... (Önündeki saate bakar) Vaktim daralıyor. Başvurunu aldık. Biz seni daha sonra ararız.

Elif hayal kırıklığına uğramıştır. Ayağa kalkar.

ELİF: Ama... Yapabileceğim, kendimi kanıtlayabileceğim bir şey yok mu? Gerçekten çok istiyorum bu işi. Farklı bir şeyler yapmaya hazırım! Ne olursa olsun!

Can Bey Elif’e bakar. Aklına bir muziplik gelmiş gibidir. Ya da belki de Elif’ten kurtulmanın eğlenceli bir yolunu bulmuştur. Masasına yaslanır.

CAN BEY: Tamam. Madem bu kadar heveslisin ve "farklı bir şey" yapmak istiyorsun... Sana bir görev. Git. Bu şehirdeki sokak kedileriyle röportaj yap. Onlardan... "haber değeri" taşıyan iki cümle al gel. Gerçekten başarır ve bana kedi perspektifinden ilginç bir "haber" getirirsen... O zaman gel, işin hazır. Ne dersin? Yapabilir misin bakalım?

Can Bey alaycı bir meydan okuma edasıyla Elif’e bakar. Elif ilk başta şaşırır, sonra yüzünde bir ışık yanar. Bu absürt görevi ciddiye almıştır.

ELİF: (Gözleri parlar) Sokak kedileriyle... Röportaj... Haber değeri...

CAN BEY: (Tekrar dalgaya vurarak) Evet evet. Hadi bakalım. Görelim gazeteciliğini. Eğer bir kedi konuşturabilirsen, ben de sana köşe yazarının odasını veririm, ne haber?

Elif bu son cümleyi duymamıştır bile. Kafasında proje şekillenmeye başlamıştır. Dosyasını sıkıca tutar.

ELİF: Anlaşıldı Can Bey! Görevi aldım! Sokak kedileri... Haber değeri... Evet!

Elif hızla odadan çıkar. Can Bey arkasından şaşkınlıkla bakar.

CAN BEY: (Kendi kendine mırıldanır) Manyak mı ne? Tövbe tövbe... Kediden haber alacakmış...

Can Bey başını iki yana sallar, masasına döner.

GAZETE OFİSİ ÖNÜ - GÜNDÜZ

Elif ofisten çıkar. Yüzünde az önceki hayal kırıklığından eser yoktur. Tam tersine, gözleri kararlılıkla parlamaktadır. Sarı dosyasını adeta bir kılıç gibi tutar. Telefonunu çıkarır, bir şeyler not alır.

ELİF: Sokak kedileri... Röportaj... İş... Tamam Elif. Bu işi yapacaksın. O işi alacaksın! Kariyerim bu patilere emanet!

Elif kararlı adımlarla uzaklaşır. Şehrin kalabalığına karışır. Fonda bir kedi miyavlaması duyulur (belki gerçek, belki hayali).


BÖLÜM 2- PARK KÖŞESİ

Kamera, yeşilliklerin arasında, yere oturmuş, hevesli ama gözlerinde hafif bir çaresizlik parıltısı olan Elif’i gösterir. Elinde eski bir model akıllı telefon (ses kayıt cihazı olarak kullandığı), yanında küçük bir not defteri ve kalem vardır. Karşısında ise boş bir alan durmaktadır.

Elif kameraya döner, zoraki bir gülümseme takınır.

ELİF: Merhaba Dünya! Veya en azından, beni izleyen olursa diye merhaba! Ben Elif. İki ay önce parlak hayallerle gazetecilik bölümünden mezun oldum. Başvurduğum her yer... (İç çeker) Klasik "Biz sizi daha sonra ararız" cevabını verdi. Ve tabii ki... hiçbiri aramadı.

Gözleri dolar gibi olur ama hemen toparlar.

ELİF: En son gittiğim mülakat... Oranın editörü... Çok "vizyoner" biriydi. Ona "Farklı ne yapabilirim?" diye sordum. Önce durdu... Sonra şöyle dedi: "Bak genç kızım. Eğer bu şehirdeki sokak kedileriyle oturup röportaj yapmayı başarırsan, onlardan iki satır ’haber değeri’ taşıyan bir şey alabilirsen... Gel, işin hazır."

Elif o anı düşünür gibi gözlerini kısıp başını sallar.

ELİF: Sanırım dalga geçtiğini düşünüyordu. Muhtemelen de öyleydi! Ama ben... (Mikrofon olarak kullandığı telefona bakar) ...ben bunu bir meydan okuma olarak algıladım! Belki de kariyerimin ilk basamağı... Yani, eğer bir kediyle röportaj yapabilirsem, sanırım herkesle yapabilirim, değil mi?

Hevesi geri gelmiştir, gözleri parlar.

ELİF: İşte bu yüzden buradayım! Yepyeni projem: "Kaldırım Konuşmaları"! Amacım mı? Basit ama aynı zamanda... bir iş kapmak! Sokak kedilerinin gözünden hayatı anlamak, onların "haber değeri" taşıyan fikirlerini almak ve o editöre gidip "İşte!" demek!

Çevresine bakınır, macera başlıyormuş gibi bir ifade takınır.

ELİF: İlk konuğumuzu bulmak üzereyim... Umarım röportaj yapmayı kabul ederler... Ve umarım kariyerim bir tekirin iki mamasını götürmesiyle sona ermez. Hadi bakalım! Patron, bu işi alacağım!

Elif kamerayı yanına, yere bırakır, kaydı açık tutarak. Çevresine bakınır. Birkaç adım ötede, güneşli bir yamacın üzerinde, heybetli ama uykulu görünen, kulağının biri hafifçe yırtık, yaşlı bir kedi yatmaktadır. Bu Reis’tir.

DEVAM EDECEK

Paylaş:
(c) Bu yazının her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir. Yazının izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur.
Yazıyı Değerlendirin
 
Sokak kedileriyle röportaj 1- sitcom- iş görüşmesi Yazısına Yorum Yap
Okuduğunuz Sokak kedileriyle röportaj 1- sitcom- iş görüşmesi yazı ile ilgili düşüncelerinizi diğer okuyucular ile paylaşmak ister misiniz?
Sokak Kedileriyle Röportaj 1- Sitcom- İŞ GÖRÜŞMESİ yazısına yorum yapabilmek için üye olmalısınız.

Üyelik Girişi Yap Üye Ol
Yorumlar
Bu şiire henüz yorum yazılmamış.
© 2025 Copyright Edebiyat Defteri
Edebiyatdefteri.com, 2016. Bu sayfada yer alan bilgilerin her hakkı, aksi ayrıca belirtilmediği sürece Edebiyatdefteri.com'a aittir. Sitemizde yer alan şiir ve yazıların telif hakları şair ve yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Sitemiz hiç bir şekilde kâr amacı gütmemektedir ve sitemizde yer alan tüm materyaller yalnızca bilgilendirme ve eğitim amacıyla sunulmaktadır.

Sitemizde yer alan şiirler, öyküler ve diğer eserlerin telif hakları yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. Ayrıca sitemiz Telif Hakları kanuna göre korunmaktadır. Herhangi bir özelliğinin kısmende olsa kullanılması ya da kopyalanması suçtur.
ÜYELİK GİRİŞİ

ÜYELİK GİRİŞİ

KAYIT OL