İnsanın çocuğu ile övünmesi kendisiyle övünmesi demektir. somerset maugham
Halit Durucan
Halit Durucan

Dua mı, Gayret mi?

Yorum

Dua mı, Gayret mi?

( 2 kişi )

1

Yorum

7

Beğeni

5,0

Puan

171

Okunma

Dua mı, Gayret mi?

Dua mı, Gayret mi?



Dua mı, Gayret mi?

Kur’an ışığında bir değerlendirme:

Bence; âcizane:

“Çoğu insan, ben dâhil bazı kavramları ya yanlış anlıyor, ya da farklı yorumluyoruz. Oysa bu kavramlar, doğru anlaşıldığında bambaşka bir gerçeklik ortaya çıkıyor; inanç dünyamız daha bir anlamlı hale geliyor.”

Konumuza Mümin-Müslüman arasındaki farkı anlayarak başlamak istiyorum. Müslüman; Kelime-i şehadet getiren, peygamberlere, kutsal kitaplara, hayrın ve şerrin Allah’tan geldiğine, meleklere ve hesap gününe inandığını söyleyen fakat Kuran’ın temel emirlerine ve yasaklarına uymayanlara “dilde” Müslüman denir. Müminler ise; imanını diliyle ikrar etmekle birlikte Kuran’ın temel emirlerine ve yasaklarına riayet ederek yaşarlar. Bu insanlar, hem dilde, hem özde Müslümandırlar.

Şu bir gerçek ki; İsrail zulmü halen devam ederken; İslam dünyası bu zulme dur diyecek iradeyi gösteremiyor. Sadece seyrediyor; dünyanın çeşitli ülkelerinde telin yürüyüşleri yapılıyor ve yardımlar toplanıyor. Ve Cuma hutbelerinde Yüce Mevla’ya el açıp bu zulmü durdurmasını istiyoruz.

Ben diyorum ki; “dualarla zulüm sona erseydi, dünyada ne zulüm ne de zalim kalırdı. Aksine zalim, zulmünün şiddetini artırıyor; Müslümanların ülkelerini başlarına yıkıyor ve yüzbinlerce masum Müslümanı sürgüne yolluyor ve katlediyor. ‘Burada terse giden bir şeyler olmalı’ diye düşünüyorum. Neden o kadar Müslümanın duaları onlarca yıl kabul edilmiyor? Bu soru aklımda dönüp duruyor ve çok üzülüyorum.”

Peki neden?

İnsanlar farklı düşünebilir ancak benim düşüncem; hakiki dua eylemdir. Yani amaca ulaşmak için alın teri dökül-meli, gerektiğinde can verilmelidir. Hedefe varmak için insanoğlu her türlü planını ve hazırlığını yapar, mücadeleye başlar ve Yüce Allah’a yönelerek bu zorlu mücadelede yardım talep eder. İşte bu duruş; “tedbirini al, takdiri Yüce Allah’a bırak” duruşudur. Bana göre; Yüce Allah, işte bu duaları kabul eder. Yan gelip yatarak Allah’tan yardım dilemesi elbette kabul görmez. Bence; Arap-İsrail savaşlarında Müslümanların katledilmelerinin, zalimlere boyun eğmelerinin temelinde bu gayretsizlik yatmaktadır.

Şu konuyu özellikle belirtmekte fayda vardır: Çaresi tükenen insanların tek sığınağı Yüce Allah’tır. Elbette sahibinden yardım dileyecektir.

Güneşin ilk ışıklarıyla güne başlayan Müslümanlardan bazıları, gün içerisinde tüm işlerinin rast gitmesi için Yüce Allah’a dua eder. Böylece, hayatının her anında Yaratan’a sığınarak manevi zırhını kuşanmış olur.

Arap dünyasında zulme uğrayan insanlar, bana göre atalarının yaptığı büyük hataların bedelini ödüyorlar. Zulme uğrayanlar, Yüce Allah katında mazlumdur ve Yüce Allah, hiç şüphesiz vakti geldiğinde masum ve mazlumların ahını birer bela olarak zalimlerin başlarına yağdıracaktır. Eminim, o gün çok yakındır.

Şimdi ayetler ışığında ilerleyelim ve anlamaya çalışalım:

Ra’d suresi14. ayet:

“Gerçek dua ve ibadet ancak Allah’a yapılan dua ve ibadettir. Müşriklerin, O’ndan başka yalvardıkları putlar, kendilerine hiçbir şekilde karşılık veremez. Onların durumu, tıpkı ağzına su gelsin diye iki avucunu açık bir şekilde suya doğru uzatıp öylece bekleyen kimse gibidir.”

Şura suresi 30-31 ayetler ne demek istiyor?

30: “Başınıza gelen her musibet, kendi ellerinizin kazandığı günahlar, ihmal ve kusurlar yüzündendir. Bununla beraber Allah, o günah ve kusurların çoğunu da affediyor.”

31: “Siz yeryüzünde Allah’ın kudret ve tasarrufundan kaçıp kurtulamazsınız. Allah’tan başka kendinize ne bir dost bulabilirsiniz, ne de bir yardımcı.”

Tam olarak anlaşılmayan, bazen yanlış yorumlanan kelimelerden biride “gayretullah” kelimesidir.

Allah’ın gücüne giden her türlü eylemin adıdır. Haksızlıklar, zalimlikler “gayretullah” olarak anlaşılmaktadır.

İslam inancına göre gayretullaha dokunmak; Allah, kâfirlerin cezasını ahirete bırakır ancak dünyada yapılan zulümler, haksızlıklar ve acılar bir seviyeye geldiğinde Allah, artık olanları ahirete bırakmaz. Bahsi geçen zulümlerin, haksızlıkların aşırılığa ulaşması, gayretullaha dokunmakla sonuçlanır. Bence; helak olan kavimlerin durumu bu gerçeğe güzel örneklerdir.

Camilerde, hutbelerde çok az duyduğumuz ya da hiç duymadığımız bir cümle daha vardır: “Allah’ın gayreti”

Yüce Allah’a nispet olunan gayretle, insandaki gayret birbirine benzemez. Allah’ın gayretinden, insanlara merhametli olması, hayır ve saadet dilemesi an laşılır.

“Nasip; gayrete âşıktır” sözü de sık duyduğumuz bir cümle değildir. Ancak ilahiyatçılar ve araştıranlar bilebilir. Çok hoşuma giden bu cümleyi ilk defa duyuyorum!

Bakınız, O Gönüller Sultanı Koca Yunus ne söylüyor?

“Zorlayınca olmaz, nasipse olur. Zorlamadan da nasip olmaz; çünkü kader gayrete âşıktır”

Ne müthiş bir cümle, ne çok şey anlatıyor. Çalışmadan, mücadele etmeden karşılaşılan durumlar asla kader değildir. Kader; gayretle, azimle, mücadeleyle şekillenir. Bu duruma göre; kaderimizin hayrımıza tecelli etmesi için önce halis niyet, güçlü gayret ve tevekkül şarttır. Bence; Müslümanları başarıya ulaştıracak olan bu üç altın anahtarın kıymetini bilmemiz gerekir, diye düşünüyorum

Paylaş:
(c) Bu yazının her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir. Yazının izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur.
Yazıyı Değerlendirin
 

Topluluk Puanları (2)

5.0

100% (2)

Dua mı, gayret mi? Yazısına Yorum Yap
Okuduğunuz Dua mı, gayret mi? yazı ile ilgili düşüncelerinizi diğer okuyucular ile paylaşmak ister misiniz?
Dua mı, Gayret mi? yazısına yorum yapabilmek için üye olmalısınız.

Üyelik Girişi Yap Üye Ol
Yorumlar
Sabitlendi Etkili Yorum
superbaba
superbaba, @superbaba
24.8.2025 00:59:31
5 puan verdi
Birçok ayette savaşın farz kılındığı söylenir. Hal böyleyken savaşmak yerine oturup dua ederek başarı elde edemeyiz.
Çok hassas bir konuya değinmişsiniz Halit kardeş.
Duayla kazanılsaydı bizzat peygamber efendimiz savaşmak yerine dua ederdi.
Saygılar...
© 2025 Copyright Edebiyat Defteri
Edebiyatdefteri.com, 2016. Bu sayfada yer alan bilgilerin her hakkı, aksi ayrıca belirtilmediği sürece Edebiyatdefteri.com'a aittir. Sitemizde yer alan şiir ve yazıların telif hakları şair ve yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Sitemiz hiç bir şekilde kâr amacı gütmemektedir ve sitemizde yer alan tüm materyaller yalnızca bilgilendirme ve eğitim amacıyla sunulmaktadır.

Sitemizde yer alan şiirler, öyküler ve diğer eserlerin telif hakları yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. Ayrıca sitemiz Telif Hakları kanuna göre korunmaktadır. Herhangi bir özelliğinin kısmende olsa kullanılması ya da kopyalanması suçtur.
ÜYELİK GİRİŞİ

ÜYELİK GİRİŞİ

KAYIT OL