Elimde aynı mis kokulu kurabiye

aynı bardak  aynı konu
...

Ve ayni kuzey rüzgarı
Tutup saçlarımı dalgalandırıyor terasda..


Deniz yine
Şenzlongda gömülmüş bir akşam
Gibi uykulu esniyor .

Dördüncü kategori dıdımın dıdısısının
Repertuvar oyunu mu bu.

Yine kaynatılmış reçel gibi  muhabbet dönüyor tatlımi tatlı
Ama aynıı zamanda
tut’kal’lıı
...
Zz zzz saatine kadar
Oprah Winfrey…

Sussa dahi eko yapıyor sesi..

Konuşması basladımi içeri cekiyor seni
Hanesinde hapissin
Gözleri gardiyan
Kaçamazsın.
kurabiyeyi her ısırısında aklinin tozlu arsivinden dökülüyor yine anilar ..


Ruzgar çikiyor ara ara
Kalabalıgın icinden sıyrılıp
Çekip çarşaf çarsaf  konusunu tutup
Kapı dışarı asıyor mandallayıp..


Gerçi pili yavaşliyor bazen söz yağmurunun.

Çiselemeye donüşüyor hızı..

Çalan Müzığin de
görünür gibi oluyor adeta
Ay gibi yüzü

Hemen ardın sıra
gürültülü sağnak gibi baslıyor yine..
Aynı seylere gülmeleri
Kiminin koca karpuz dilimi..
Kiminin ise dörde bölünmüş
ananas  dilimi sınırlı gülüşü..

  ...

Tetikleyen madeleine kurabiyesinden mi oluyor tüm bunlar

anılar sel gibi  üşüşürken aklimiza.

İnvoluntary memory
kapılarını açıyor...

Madeleine bir kurabiye ve aynı zamanda  tadıyla bir duygu kıvılcımı ..
Istemsuzce gelen konu tekrarı


Tadını ayırt edemediğim hisler
birbirine karışmışlığı ile
uçsuz bucaksiz bir düşün
kıyılarına taşıyor beni...de

Anilar buram buram
Dumanı  üstünde
Geliyor kurabiyem


iyice karışıyor aklım


yarım kalmış bir yaz tatili aşk
Çok güçlü bir yapı taşı
Yarım kalmış bir saklambaşk

Anıları canlandıran

Madeliene..
Madeliene

...
Duyguların karışık tadının tasvirini
uçsuz bucaksız fikrini fikrime
katıp.eylülü hatirlatıyor aroması