Ne hayaller var değil mi?

Umut ve hayal ayrılmaz ikililerdir. Tuz ile karabiber, rakı ile şalgam gibi. Umudun varsa hayalin de vardır. Umutsuzsan hayattan bir beklentin yoktur. İnsanın elinden alındığında üzüleceği tek şey budur. Hapishaneye girip de 20 yıl ceza almak koymaz insana. Hapisten çıktığında ne yapabileceğini düşünmek ve umutsuzluğa kapılmak koyar. Çünkü kimse sana cezanı çektin artık temizsin demez. Eski hükümlü ya da eski suçlu gözüyle bakar. Bazı şeyleri yaparsın dönüşü olmaz. Ok yaydan çıkmıştır çünkü hedeften saptıramazsın artık. Bazıları gider, bazıları ölür ve bazıları kalır. Bunlar umutsuzluktandır.

Dünya büyük bir oyuncak gibi, beyinlerimiz programlanmış. Dekorlar olağanca bina, dağ, tepe, deniz, yol ve diğer insanlar. Pilimiz bitinceye değin oynayacağız bu oyuncak dünyada. Umudumuzu elimizden alacaklar, kimimiz suya atlayacağız veya kendimizi imha edeceğiz. Her şey bu kadar kolayken, her şey oldukça da zordur. İnsanlarla girdiğin etkileşimlerin ne sonuç vereceğini önceden tahmin edemezsin. Her insanın kendince düşünme yöntemleri vardır. Sana güzel gelen bir şey, başkasına gelmeyebilir. Sonuç olarak düşe kalka yaşar gideriz.

“Bana faydası olmayan kilise papazını seveyim” diye bir argo söz vardır. Fayda veya çıkar beklemeksizin kimse hareket etmez. Edenleri de pişman ederler. İnsanlık mutluluk ve huzur için yaşamak ister. Ancak mutsuzluğu ve sefaleti de kendisi yaratır. Düşünün mala mülke ve paraya doyulmaz mesela. Olan daha çok olsun ister ve hiç olmayanlar umurunda olmaz. Yüzölçümü çok geniş olan bir ülke bile daha genişlemek ister var olan toprak yetmez mesela. Bir limit yok bu düzende. Serbest piyasa herkes istediği fiyattan satar ya da alır. Para kazanmanın da kaybetmenin de bir sonu yoktur. İşte bu doymama durumu yüzünden çoğu insanın yüzü gülmez. Umutları söner ve yarını donuk gözlerle bekler.

Oyuncak dünyada iyi niyetin önemi yoktur. Sadece amaca ulaşmak için gösterilen çaba muktedirdir. Amaca ulaşmak için her yol mubahtır. Bunu en iyi Niccolò Machiavelli açıklamıştır. Mutlulukla aranıza bir şey giriyorsa bunu ne şekilde olursa olsun ortadan kaldırmaktır mesele. Bu yüzden elinizi kirletmeniz gerekiyorsa kirletirsiniz. Çünkü mutluluk bir adım uzaktadır.

Günümüzde mutluluk bir kâğıt parçasıdır. Bu yüzden herkes onun peşinden koşar. Paranın mutluluğu satın alacağını dayatmışlardır bizlere. Paranın gücü de beraberinde getirdiği düşünüldüğünde her kapının sonuna kadar açılacağını dikte etmişlerdir. Kadınlar bu yüzden seçimlerini paradan yana kullanır ve zengin biriyle hayatını birleştirmek ister. Erkekler paraya giden yol ne kadar kirli olursa olsun onu tercih eder. Bu yüzden günümüzde dolandırıcılık ve hırsızlık hat safhadadır.

“İyiler her zaman kazanır” deyişi anlamını yitireli o kadar çok oluyor ki. Düzen onların düzeni. Belki onlar da iyi olduklarından kazanıyoruz sanıyorlardır. Ama öyle değil işte. İyiler bir köşede kimsesiz ölüyorlar. İyiler ezilip, kandırılıyorlar. İyiler mutlaka unutuluyorlar. Çünkü kötü olaylar zihinde daha çok yer tutuyor. Hatırlanması kolay oluyor.

Oyuncak dünya yetenekli oyuncularındır. Oyuncak dünyada biz sadece birer dekoruz..