1
Yorum
12
Beğeni
5,0
Puan
388
Okunma

Kırılan can, gülüşünün yaraladığı…
Kimileri, onarmaya değil, tuzla buz etmeye gelir gönül evimizi. Gelişleriyle çoğaltmaz, eksiltirler.
İyilik de, kırgınlık da mutlak bir iz bırakır. Gülüşün ardına saklanır dil. Her şey o kadar sıradanmış gibi başlar ki, insan kırıldığını fark ettiğinde çoktan parçalanmıştır.
İnsan bir gülüşle de kırılabilir. Söylenmemiş sözlerden, yapılmamış tercihlerden daha çok, bir tebessümle içeri sızan beklentiler yıkar insanı. O gülüşte bir umut, bir sıcaklık, bir yakınlık var sanırsın. Oysa bazen bir gülüş, içi boş bir yankıdır; dışarıdan ışık, içerden gölge taşır. Ve fark ettiğinde artık çok geçtir: O tebessümün sana ait olmadığını, sadece oradan geçip gittiğini öğrenmişsindir.
Gülüşünle açıldı içimde derin bir yara,
Ne kanadı ne kapandı, kaldı orada.
Suskun bir bahar gibi geçti gözlerinden,
Ben hâlâ o mevsimde bekler gibiyim.
İnsan neden kırılır? Belki büyük sözlerden değil. Belki en çok, küçük şeylerden. Göz göze geldiği bir anda orada olmaması gereken bir boşluk görürsün. Beklediğin ilgi gelmez, söylenmesi gereken susulur, var olması gereken kayıptır. Bu eksikliktir aslında insanı kıran. Çünkü eksiltilen duygular zamanla insanın kendine olan inancını da kemirir.
Ve ben kırıldım sana. Hem de kimsenin duymadığı bir sessizlikte. Herkes beni aynı sandı. Ama içimde taş gibi oturan bir kabulleniş vardı. Anladım ki, bazı insanlar seni sevmez; sadece yanında olmak ister. Senin olduğun hali değil, senin verdiğin hissi sever. Yorulduklarında giderler, ama giderken seni eksilterek. Bu yüzden bazı gidişler, sadece bir ayrılık değil; içsel bir boşluğun başlangıcıdır.
Gittin. Ve ben kaldım.
Ama gittiğin yer senin değil,
benim içimdeydi.
Sen çıkarken ben çöktüm.
Artık kimseye "neden böyle yaptın?" diye sormuyorum. Çünkü herkes doğası gereği davranır. Kimileri almak için gelir, kimileri vermek. Ben o günlerde verdiğimi sanıyordum ama aslında sadece tüketiliyordum. Şimdi biliyorum, susmak bir kaçış değil, bir kabulleniştir. O gülüşün içinde kırıldım ama sustum. Çünkü bazı yaraların konuşmaya ihtiyacı yoktur. Sadece taşıyan bilir.
Ben kırılan candan başka bir şey değilim. Ama bu kırık, beni daha eksik değil, daha gerçek yaptı. Artık birine değil, kendi içime güveniyorum. Çünkü bazen insanın en büyük ihaneti, kendine verdiği anlamsız umutlardan ibarettir. Ve artık hiçbir gülüş beni aldatamaz…
Vaha Sahra
18 06 2025
19:29
5.0
100% (2)