Öyle sitemler vardır ki, bir medihtir ve öyle medihler vardır ki, bir kötülemedir. la rochefaucauld
ısmahan çeribaşı
ısmahan çeribaşı

Mona Roza

Yorum

Mona Roza

( 3 kişi )

2

Yorum

6

Beğeni

5,0

Puan

257

Okunma

Mona Roza

Mona Roza

MONA ROZA
(sevmek bize düştü)
Vaktimin en gerçekçi aynasıydı kelamın ve seni beklediğim bir şehrin yıldızları... Ne zamandır aynaya değil yıldızlara bakıyorum. Ve Ay’ı şahit tutuyorum. Toprağa yatırıyorum, tohum gibi ümitlerimi. Hep aynı sözler, hep aynı duygular etrafında dönüp duran satırları toplamaya çalışıyorum. Topladığım ne varsa senden öteye geçmiyor.
İstanbul’un kaldırımlarında gözlerinin izi ve gök kubbeye saldığın sözlerin var mı bilemiyorum. Muhtemelen vardır lâkin bulamıyorum. Ege’ye uzanıyorum, boylu boyunca. Saçlarımın tellerinden öpüp bir köprü yapıyorum Karadeniz’e. Peki, Akdeniz! Doğu ne olacak? Bilmiyorum. Güneydoğu’nun hiç bir sokağında rastlamadım izini. Duymadım adını. Haberlere konu olan sen değil miydin?
Ahvalin gördüğüm değil hissettiğimdir. Nasılsın hissedemiyorum. Bu kadar vuslata hasretken, hasrete gebe kalan zamanı ve zamanın içerisindeki sensiz kalmış beni artık kaldırıp atmalı...
Nereye?
Neresi olursa...
Çocuk gibiyim, bu aralar. Her yeri, her şeyi dağıtıyorum. "Deşti pazarı ettin" diyen annemin sözünü duymazlıktan gelip avazımın çıktığı kadar bağırıyorum. Tabii ki Ana’ma değil! Yok, yok asla! (Yazdığım cümleden ürküyorum.)
Aradığımı bulamamakla meşhur tarafımı kesip atıyorum bu sefer. Bulduğuma razı geliyorum... Karşı karşıya gelemeyecek kadar cahil ve küçük cüssemi aynanın karşısına geçiriyorum. ‘Bunlar son demlerin’ deyip acı bir gülümseme yapıştırıyorum yüzüme. Şimdi oldu, çıkabilirim insan içine. Kim nereden bilecek arayıp bulamadığımı. Tabi ya kim bilecek... Gözümün karardığını, gemilerin yandığını, koşacak bir yerim olsun istediğimi... Yollar tükenmekle(bitmekle) meşhurdu...
Oysa büyük bir iddia içinde değildim. Olamam!
"Hiç kimse seni, benim kadar sevemez" deme cüretini kim gösterir ki! Ben göstereyim. Bunun iddiası da olmaz zaten. Öyle değil mi?
Ama;
kim benim gibi, kıyıda, köşede, sessiz, çıkarsız, çaresiz, görmeden, duymadan, sabırla sever? Bunu sorabilirim...
Şimdi güldüm. Sabır ve kendimi yan yana koyamam. Benim bütün işlerim telaşlıydı. Yürüyen merdivenlerde bile beklemeyi sevmeyen bir ben vardı. Bu yüzden bütün yakınlarımın sabırsız ve tahammülsüz olarak tanımlaması. Son bir seneyi saymazsam... Sonra biri gelir törpüler seni. Bekletir. Susturur. Yapmam dediklerini yaptırır. Huyun, suyun değişir. Sen bile anlayamazsın. Ne oluyor? Diye sorar cevap dâhi bulamazsın. Kaldı ki sabırsız sevemez, bekleyemez diye bir kaide var da ben mi bilmiyorum. Katmerlenmiş su sızlaması ne demek daha iyi bilir benim gibileri…
Ama;
Korkmayın! Bir gün her şey aslına döner. Geçici olmayan bir şey görmedim ben. Zamanın sonunda hissettikleriniz ile birlikte sizlerde göçüp gidecekseniz.
Çünkü;
Ölüm var!
Mono Roza bile öldü...
Sezai Karakoç’a “Mona Roza” şiirini yazdıran kadın, Muazzez Akkaya...
Ahh Mona Roza...
"Siyah güller, ak güller" hepten soldu...
Belki de her şey çok başka olabilirdi, olmadı. Nasip!
Sezai’nin kaderi yazmak, kavuşulmaz, dile gelmeyen aşkı kaleme almaktı...
Ahh Mona Roza... Sana Sezai Karakoç’un ardından dua etmek, düştü… Ölen ten, ruh ölmez sözünün tezahürüydük hepimiz...
Herkes öldü, aşk sağ kaldı. Hissedilenler mürekkep ile bir kâğıdın üzerinde kurumaya yüz tutarken o şiirleri okuyan bizler; geriye kalanlara dua ile hüzün saldık…
Öğrendik ki!
Sevmek lazım. Kavuşma ümidi taşımadan, vazgeçmeyi düşünmeyi istemeyecek kadar…
Ahh Mona Roza…
Ahh…
Ölüm Var(dı) geldi buldu. Yarın da bizlere…


Saygılar,
Ismahan ÇERİBAŞI

Paylaş:
6 Beğeni
(c) Bu yazının her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir. Yazının izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur.
Yazıyı Değerlendirin
 

Topluluk Puanları (3)

5.0

100% (3)

Mona roza Yazısına Yorum Yap
Okuduğunuz Mona roza yazı ile ilgili düşüncelerinizi diğer okuyucular ile paylaşmak ister misiniz?
Mona Roza yazısına yorum yapabilmek için üye olmalısınız.

Üyelik Girişi Yap Üye Ol
Yorumlar
dördüncü cemre
dördüncü cemre, @dorduncucemre
12.6.2025 08:56:43
Öncelikle bu kıymetli yazıyı ve yoğun emeği tebrikliyorum,
Şiirlerin ve türkülerin hikayeleri hep ilgimi çekmiştir,belkide bu yüzdendir şiiri bu denli sevmiş olmam,Sezai Karakoç'tan sonra Muhacır kızı Muazzez Akkaya'yıda kaybettik,yadediyorum her ikisinide,
Keyifle,haz alarak okudum,bir demet gül bırakıyor,tebrikliyorum çokca...
nejat hoca
nejat hoca, @nejathoca
11.6.2025 22:28:18
5 puan verdi
**Güzel ve yararlı bir iş çıkarmışsın kardeşim, yürekten kutluyorum. Kaleminin izinde samimiyet, düşüncenin özünde derinlik var. Sezai Karakoç’un izini sürmek, sadece bir edebi takip değil; aynı zamanda bir ruh hâlinin, bir diriliş çağrısının, bir medeniyet rüyasının izini sürmektir. Karakoç’un düşünce iklimini soluyabilen bir kalem görmek benim için hakikaten büyük bir şans. Çünkü ben Karakoç’u sadece okumadım; onu yaşadım ve hâlâ yaşıyorum – kalbimde, zihnimde, hatta hayata bakışımda…
**“Mona Roza”, Sezai Karakoç’un modern Türk edebiyatında silinmez izler bırakan, tek kişilik bir aşkın büyük sessizliğini anlatan bir başyapıtıdır.
Şiirin ana ekseni, “hasret” ve “tefekkür” arasında salınır.

**“Adınla Başladı Sessizlik”**

Adınla başladı sessizlik,
Her harfi içime sığmayan bir dua gibi.
Ben seni yazmadım hiç,
Ama her satırım sende yarım kaldı.

Gözlerin, bakmadığım aynada kaldı,
Sesin, duymadığım en eski şarkıda…
Bir kere bile “gel” demedin,
Ben bin kez gittim kendimden sana.

Yürüdüğüm yollar hep sana varmaz,
Ama dönüp durduğum sokaklar seninle başlar.
Bir köşede unuttuğun tebessüm
Hâlâ yüreğimin üzerinde ağırlık yapar.

Deseler ki “aşk ne demek?”
Seni sessizce beklemek derim.
Çünkü aşk, kavuşmak değil her zaman—
Bazen hiçbir yere varmayan bir duadır,
Gecikmiş bir gözyaşıdır,
Sonsuza ertelenmiş bir vuslat…

N.A. S. Karakoç Aşığı
© 2025 Copyright Edebiyat Defteri
Edebiyatdefteri.com, 2016. Bu sayfada yer alan bilgilerin her hakkı, aksi ayrıca belirtilmediği sürece Edebiyatdefteri.com'a aittir. Sitemizde yer alan şiir ve yazıların telif hakları şair ve yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Sitemiz hiç bir şekilde kâr amacı gütmemektedir ve sitemizde yer alan tüm materyaller yalnızca bilgilendirme ve eğitim amacıyla sunulmaktadır.

Sitemizde yer alan şiirler, öyküler ve diğer eserlerin telif hakları yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. Ayrıca sitemiz Telif Hakları kanuna göre korunmaktadır. Herhangi bir özelliğinin kısmende olsa kullanılması ya da kopyalanması suçtur.
ÜYELİK GİRİŞİ

ÜYELİK GİRİŞİ

KAYIT OL