Uyanık bir tek adam, uyuyan binlerce kişiden daha güçlüdür. s. carnot
ısmahan çeribaşı
ısmahan çeribaşı

TEBDİL-İ MEKÂNDA FERAHLIK VAR

Yorum

TEBDİL-İ MEKÂNDA FERAHLIK VAR

( 1 kişi )

1

Yorum

3

Beğeni

5,0

Puan

153

Okunma

TEBDİL-İ MEKÂNDA FERAHLIK VAR

TEBDİL-İ MEKÂNDA FERAHLIK VAR

TEBDİL-İ MEKÂNDA FERAHLIK VAR
Yeni şeyler bulmam lazım... Şeyler?
Ne bileyim yeni düşler. Yeni umutlar. Yeni yüzler ve yeni sesler... Tebdili mekanda ferahlık var derler.
Yavaş yavaş topluyorum eşyalarımı... Sarıp sarmaladıkça kırılacak olanları, bendeki gizli yanımı da tanıklık ediyorlar...
Heyecanlı mıyım? Bilemiyorum..Bilinmezlikler belirli bir yaştan sonra korkuyor insanı... Yatak odasındaki panonun üzerinde yer alan kareleri indirirken daha bir zorlanıyorum... Birer birer, incitmemek için yavaş yavaş alıp koyuyorum yerlerine...
-veda etmeden kaçıncı gidişin? Diye soruyorsun.
-veda ayrılanlar için değil miydi? Diye soruyorum. Hiç veda etmek istemediğim tek insan sureti sensin diyemiyorum. Kim bilir şımarmandan korkuyorum. Belki de duyguların bu kadar netleştiği yerde bir daha olmazsın diye korkuyorumdur... Önemi yok, neyse ney(!)
Ben duvarlarımı değiştiriyorum. Yüreğimde dâhi aklımdakiler benimle beraber...
-gitmesen olmaz mı? Diyen yüze sessiz kalıp bir kare daha koyuyorum...
İnsan neden taşınır... Mecburiyetler... Kendinde hissettiği mecburiyetler, etkenlerin neticesinde gerçekleşen olaylar ve daha niceleri... Kar altında kalan düşüncelerim bir daha üşümemesi için, karanlıkta bir daha kalmamak adına, pencerelerin başka umutlara açılması amacıyla... İnsan kendini unuttuğu sokakların başında öylece kalakaldığı zaman yankısı duyulur...
Başka ev... Başka duvarlar, başka sokaklar herşey bambaşka olsada insanın kendini unuttuğu yer aynıdır. İnsan kendini unutur mu? Demeyin! Elbette unutur ... Lâkin bütün bunlara rağmen tebdil-i mekânda ferahlık vardır. En azından denemekte fayda vardır. Bence
Düşünmeye yer vermiyorum. Hele ki aklımı mağlûp etmeye çalışan düşünceleri kapıdan içeri dâhi sokmuyorum. Bitti diyorum, bitti. Hiç birşeyin eskisi gibi olmayacağını bu duvarlara anlatacaktım. Ya acıya acıya yürüyecek ya da söküp atacaksın diyen Mevla’yı dinleyip çareyi söküp atmakta buluyorum... Hiç bilmediğim bu evin duvarları önceden mi ismini biliyordu yoksa eşyaların kokusundan mı anlamıştı bilemiyorum ama bozuntuya bile vermiyorum. Bir tek resim bile asmıyorum duvarlara... Doğacak güneşi selamlayarak uyanmak istiyorum. Gecenin bir karanlığına bıraktığım uykumu tutup getirdim salmıyorum, dışarıya. Şarkıların, türkülerin bütün notalarını kaldırıp attım. Bitti diyorum, bitti. Artık öpmek istediğim yokluğun bile yok eşiğimde... Yağan yağmurun altında kalıp çocuk gibi ıslanmakta yok. Yaşlı gözlerini elinin tersiyle silip başını eğmeden yürümeyi çoktan öğrettiğim benliğine, bir daha duygulara esir olmak yok ... Sana duvar gibisin diyen buz dağlarına inat bundan sonra hiç bir şey ama hiç bir şey eskisi gibi olmayacak...
"Bütün kelimesizliğimle bekledim seni
yıllar gibi geçen o birkaç saniyeyi
ve birkaç saniyede geçen o yılları
bir ayna kendini hedef almış
bir taşa ne diyebilir ki?(Suavi Kemal Yazgıç)
Hiç bir şey... Kendi sesimin yankısı içinde boğulup kaldı düşüncelerim. Kelimeler anlamını yitirmiş, tellere takılan uçurtma misali... Ne rüzgarın suçu vardı, nede uçurtmanın ipini uzatan ellerimin... Uçurtmayı meftun eden gökyüzünü neden kimse görmez? Önemli değil.. Tebdil-i mekânda ferahlık vardır.
Gökyüzünün rengi aynı olsa da buranın havası, rüzgarı başkadır. Hem artık uçurtma uçurmuyor, gökyüzüne pervane olmayı yasaklıyorum...
Tabi ya! Boşuna değildi bu vazgeciş... Bunca eşyalar boş yere toplanmadı. Çöken karanlık değildi. Adım adım gezdiğim evin odalarını sarılmadan, arkama dâhi bakmadan çekip gittiğim kapının eşiğine bir daha dönmemekti niyet... Dedim ya bir daha hiç bir şey eskisi gibi olmayacak bu yüzden müsterih ol tebdil-i mekânda ferahlık var...
Saygılar,
Ismahan ÇERİBAŞI

Paylaş:
3 Beğeni
(c) Bu yazının her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir. Yazının izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur.
Yazıyı Değerlendirin
 

Topluluk Puanları (1)

5.0

100% (1)

Tebdil-i mekÂnda ferahlık var Yazısına Yorum Yap
Okuduğunuz Tebdil-i mekÂnda ferahlık var yazı ile ilgili düşüncelerinizi diğer okuyucular ile paylaşmak ister misiniz?
TEBDİL-İ MEKÂNDA FERAHLIK VAR yazısına yorum yapabilmek için üye olmalısınız.

Üyelik Girişi Yap Üye Ol
Yorumlar
Celil ÇINKIR
Celil ÇINKIR, @celilcinkir
14.4.2025 23:52:21
İsmahan hanım merhaba.
Edebiyat defteri sayfasında bizlerle paylaştığınız tebdili mekanda ferah vardır yazınızı alışılmışın dışında yorumlamak ve değerlendirmek istiyorum. Bu yorumu yaparken sürçi lisan eylersem affola.

"Tebdil-i Mekânda Ferahlık Var" başlıklı yazınız derin bir içsel yolculuğu ve bir tür yeniden doğuşu anlatıyor. Yazının her satırında bir tür duygusal özgürleşme ve kendini bulma çabası hissediliyor. Geriye dönüp bakarak, geçmişin yıkıcı etkilerinden kurtulmaya çalışmak ve geleceğe doğru adımlar atmak, aslında yazının temel temasını oluşturuyor.

Yazınızda "tebdil-i mekân" ifadesiyle yalnızca fiziksel bir değişimi değil, aynı zamanda duygusal ve zihinsel bir dönüşümü de kastediyor. Ev değiştirmenin ötesinde, insanın içsel huzuru bulma arayışı ve bununla birlikte yenilikleri kabul etme çabası vurgulanıyor. Yalnızca dış mekanlarda değil, insanın içindeki "eski"yi silip yeni bir benlik inşa etme arzusuyla ilgili derin bir anlam taşıyor.

Edebi Sanatlar Üzerinden Yorum:

İroni: "Hiç bilmediğim bu evin duvarları, önceden mi ismini biliyordu?" cümlesi, yazının başındaki sorgulama ve bir anda değişen içsel durumlar arasında bir ironiyi yansıtıyor. Bu ironik yaklaşım, mekânın aslında bir sembol değil, kişisel dönüşümün bir yansıması olduğuna dair derin bir anlam taşır.

Mecazlar ve Sembolizm: "Bazen bir umuda ömür adarız" gibi metaforlar, yazının derinliğini artırıyor. Umut, bir hedef ya da bir ışık olarak yalnızca kelimelerle değil, hayatla özdeşleştirilerek okunuyor. Ayrıca "duvarlar" ve "ev" sembollerinin içsel dünyadaki bariyerleri ve engelleri temsil etmesi, yazının daha soyut bir anlam katmanına sahip olduğunu gösteriyor.

Paralel Yapılar: "Bazen bir goncaya bahar adarız / Bazen bir umuda ömür adarız" gibi paralel yapılar, yazının ritmik bir bütünlük oluşturmasını sağlıyor. Bu yapılar, okuyucuya bir düzenin ve devinimin olduğunu hissettiriyor.

Yazının Kuvvetli Yönleri:

Duygusal Derinlik: Yazı, duygusal derinliğiyle dikkat çekiyor. İçsel çatışmalar, yenilik ve geçmişin izleri arasında gidip gelen bir ton, okuyucunun duygusal olarak yazıya dâhil olmasını sağlıyor.

Düşünsel Zenginlik: "Tebdil-i mekânda ferahlık var" ifadesi, yazının ana düşüncesini bir felsefi derinlikle ele alıyor. Sadece bir mekan değişikliği değil, aynı zamanda bir içsel dönüşüm olarak "ferahlık" kavramı, oldukça güçlü bir düşünsel zenginlik taşıyor.

Zayıf Yönleri:

Bazen dağınık bir yapı: Yazı, bazen izlediği yol nedeniyle bir miktar dağınık görünebiliyor. Duyguların ve düşüncelerin akışı, belli yerlerde birbirine çok yakın ve kesik kesik olabilir. Bu da bazen anlamın daha net algılanmasını zorlaştırabilir.

Tekrarlar: Bazı cümlelerin tekrarına yer verilmesi, mesajın güçlenmesine yardımcı olabiliyor, ancak bazen fazla tekrar okuyucu üzerinde aynı etkiyi yaratmayabilir.

Sonuç olarak, "Tebdil-i Mekânda Ferahlık Var" yazısı, içsel huzur arayışında olanların duygusal evrimini başarıyla anlatıyor. İsmahan Çeribaşı'nın üslubu, içsel bir yolculuk ve dönüşümü adım adım, ama bir o kadar da çarpıcı biçimde ortaya koyuyor. Bu yazı, "değişim" ve "yenilik" arayanlara ilham verecek bir nitelik taşıyor.

Saygılarımla

Delibal
© 2025 Copyright Edebiyat Defteri
Edebiyatdefteri.com, 2016. Bu sayfada yer alan bilgilerin her hakkı, aksi ayrıca belirtilmediği sürece Edebiyatdefteri.com'a aittir. Sitemizde yer alan şiir ve yazıların telif hakları şair ve yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Sitemiz hiç bir şekilde kâr amacı gütmemektedir ve sitemizde yer alan tüm materyaller yalnızca bilgilendirme ve eğitim amacıyla sunulmaktadır.

Sitemizde yer alan şiirler, öyküler ve diğer eserlerin telif hakları yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. Ayrıca sitemiz Telif Hakları kanuna göre korunmaktadır. Herhangi bir özelliğinin kısmende olsa kullanılması ya da kopyalanması suçtur.
ÜYELİK GİRİŞİ

ÜYELİK GİRİŞİ

KAYIT OL