0
Yorum
1
Beğeni
0,0
Puan
64
Okunma
Aşk Dedikleri Şey Neydi Acaba?
Aşk…
Kimi zaman bir bakışta başlar, kimi zaman bir ömrün sonuna dek sürer. Bazen bir kelimede saklanır, bazen bir suskunlukta. İnsan en çok da âşık olduğunda kendi iç sesini duymaya başlar. Ama yine de sormaktan kendini alamaz:
Aşk dedikleri şey neydi acaba?
Birini görünce mutlu olmak mıydı?
Adı geçtiğinde içini kıpır kıpır eden o sevinç dalgası mı?
Bütün gece sabahı beklemek, sadece onunla bir an daha geçirebilmek için mi?
Aynı sokaktan, aynı saatte geçme umudunu taşımak mıydı aşk?
Yoksa kendinden vazgeçmek miydi tümüyle?
Bazen iki çift gözde bir hayat kurmak istersin. Henüz yaşanmamış ama içten içe hissedilen hayalleri birlikte büyütmek… Aynı geleceğe inançla yürümek…
Sahi aşk, sadece o muydu?
Sevdiğin kişinin yüzüne uzun uzun, sessizce bakmak mı?
Avuç avuca değdiğinde kalbinin hızla atması mıydı?
Dokunmaya kıyamayacak kadar kırılgan, bir o kadar da güçlü bir bağ mı?
Aşk kendinden geçmek miydi gerçekten?
Yoksa zamanı unutturacak kadar büyülü bir his mi?
Aşk bazen saflık olur.
Bazen korku...
Bazen umuda tutunur, bazen sessiz bir vazgeçiştir.
Tutku mu, yoksa sadece içimizi avutmak için bulduğumuz bir bahane mi?
Ama bilinir ki:
Aşkın tarifi yoktur.
Aşk yapılmaz, yaşanır.
Kelimelere sığmaz, tanımlara razı olmaz.
Aşk, insanın kendinden vazgeçip, başka bir “biz” haline dönüşmesidir.
Aşk paylaşmaktır.
Birlikte yürümektir, birlikte susmak, birlikte gülümsemektir.
Aşk, bir çift göz uğruna kendi benliğini eritmektir.
Baharın toprağa verdiği hayat gibi, aşk da ruhu yeşerten bir yağmurdur.
Onu görünce yüreğin titriyorsa, işte oradadır aşk.
Gözlerindeki tebessümde, sesindeki sıcaklıkta, yokluğunda bile varlığını hissettiren o duygu...
Aşk, şiirdir.
Bazen bir şarkının nakaratında, bazen beyaz bir kâğıda düşen bir cümlede yaşar.
Aşk, yazılabilecek en derin anlamın özetidir.
Ve en nihayetinde aşk;
Kendinden vazgeçip, “biz” olmayı göze almaktır.
— Eyyüp Balta