Gene de bir iştir beklemek. bekleyecek bir şeyi olmamaktır korkunç olan.-- cesare pavese
Mu
Muhammed Rıdvan Kaya
@muhammedridvankaya

Kur’an’a Göre Şirk ve Müşriklerin Tanımı

21 Mart 2025 Cuma
Yorum

Kur’an’a Göre Şirk ve Müşriklerin Tanımı

0

Yorum

1

Beğeni

0,0

Puan

45

Okunma

Kur’an’a Göre Şirk ve Müşriklerin Tanımı

Kur’an, insanlığa doğru yolu göstermek için indirilmiş bir kitaptır ve içinde her türlü hayatî meseleye dair açıklamalar barındırır. Bunlardan biri de şirk ve müşriklik konusudur. Şirk, Allah’a ortak koşmak, O’na eş tutmak anlamına gelir ve bu inanç, Allah’ın birliğine ve kudretine olan saygıyı ihlâl eder. Kur’an’da müşrikler, Allah’a inandıkları halde, kendi uydurdukları putlara, heykellere veya başka aracı varlıklara da taparak, dini bozan bir inanç yapısına sahip olarak tasvir edilirler. Kur’an’da müşrikler, genellikle bir grup olarak tanımlanır. Bu grup, Allah’ın varlığını kabul etmekle birlikte, O’na ortak koşar ve kendi inanç sistemlerini buna dayandırırlar. Bir toplum kesimi olarak müşrikler, hem inançları hem de sosyal yapılarıyla birbirine benzer özellikler taşırlar. Allah’a inanmakla birlikte, onlara göre nebileri Allah’ın hükmünde ortak edinmenin, hadisleri, mezhepleri ve din adamlarının sözünü Kur’an’la incelemeden kabul etmenin bir sakıncası yoktur. Bu nedenle, müşriklerin dini inançları, bireysel olarak sapkın olduğu gibi, toplumsal olarak da zararlı bir etki oluşturur. Müşrikler, kendi uydurdukları putları, Allah’a şefaatçi olarak kabul ederler. Yunus Suresi’nde Allah, bu inancı çürütür ve şöyle buyurur: "Tanrı’yı bırakıp hiçbir zararı ve yararı olmayan şeylere ibadet ediyorlar ve diyorlar ki: Bunlar Tanrı katında bizim şefaatçilerimizdir. De ki: Tanrı’ya göklerde ve yerde bilmediği bir şey mi bildiriyorsunuz. O ortak koştuklarından münezzehtir ve yücedir.’" (Yunus Suresi, 18)
Bu ayet, müşriklerin, Allah’ın kudretini ve bilgisiyle olan ilişkilerini anlamadıklarını ve bunun sonucunda Allah’a eş tutmayı doğru kabul ettiklerini gösterir. Ayrıca, müşriklerin dini inançları toplumsal bir yapı oluşturmuş ve bu yapı, dinin özünü bozan bir zihniyetle toplumda yerleşmiştir.
Kur’an, müşriklerin yaptıkları ibadetleri de detaylı bir şekilde ele alır. Bu topluluklar, Allah’a tapmak ve Kâbe’yi tavaf gibi dini ritüelleri yerine getirseler de, ibadetlerini yalnızca Allah’a halis bir şekilde yapmazlar. Bunun yerine, putlara da ortak bir şekilde tapar, Allah’a şirk koşarlar. Ancak bunun bilincinde değildirler bu nedenle, bu ibadetlerin Allah katında bir geçerliliği yoktur. Allah, Tevbe Suresi’nde şöyle buyurur: "Ey inananlar şüphesiz ortak koşanlar pisliktir. Artık bu yıllarından sonra kutsal mescide yaklaşmasınlar ve eğer yoksulluğa düşmekten korkarsanız Tanrı dilerse yakında kendi lutfundan sizi zengin edecektir. Şüphesiz Tanrı bilendir hikmet sahibidir." (Tevbe Suresi, 28) Bu ayet, müşriklerin dini ritüellerinin, Allah’a halis bir şekilde yönelmedikleri sürece, geçersiz olduğunu ve onlara Mescid-i Haram’a yaklaşma izninin dahi verilmediğini belirtir. Müşriklerin, dini pratiklerinde Allah’ın emirlerini yerine getirmemeleri, toplumsal düzeni ve bireysel ahlakı da olumsuz yönde etkileyen bir durumdur. Müşrikler, dini ibadetlerde yalnızca Allah’a yönelmek yerine, başka varlıklara da yönelerek dini inançlarını sapkın bir hale getirmiştir. Bu tür yanlış inançlar, toplumu dinsizliğe, ahlaki çöküntüye ve sosyal adaletsizliğe sürükler. Kur’an’daki müşrik tanımlamaları, bu toplulukların kendilerini doğru yolda görmelerine rağmen, gerçekte sapkın bir inanç sistemini benimsemiş olduklarını ortaya koyar. Müşrikler, Allah’a ortak koşan bir zihniyetle hareket ederken, din adına uydurdukları hükümleri kabul ederler ve bunları mutlak doğru olarak savunurlar. Kur’an, bu kişilerin tutumlarını şöyle açıklar: "Onlara kendilerinden bir uyarıcı gelmesine hayret ettiler ve kâfirler dedi ki: Bu yalancı bir sihirbazdır. Tanrıları bir tek Tanrı mı yaptı? Şüphesiz bu tuhaf bir şeydir. Onlardan meleler fırladı yürüyün ve tanrılarınıza bağlı kalın çünkü bu arzu edilen bir şeydir. Biz bunu öteki dinde işitmedik. Bu sadece uydurmadır. Zikr aramızdan ona mı indirildi? Doğrusu onlar Zikr’imden şüphe içindedirler hayır onlar azabımı henüz tadmadılar. .’" (Sad Suresi, 4-8) Bu ayet, müşriklerin, gerçek dini kabul etmeyip, kendi uydurdukları inançları doğru kabul ettiklerini gösterir. Müşrikler, doğru yolu bulmuş gibi görünseler de, aslında batıl inançlara sapmışlardır. Bunun bir örneği de, ahiret günü, şirk koşanların, müşrikliklerini kabul etmek istememeleridir. En’am Suresi’nde, şirk koşanların o gün geldiğinde: "Ve hepsini topladığımız gün ortak koşanlara hani nerede ortaklarınız olduğunu zannettikleriniz? diyeceğiz. " diye sorulacağı ve onların, "Sonra onların Rabbimiz Tanrı’ya andolsun ki biz ortak koşanlardan değildik demelerinden başka çareleri kalmaz." diyecekleri belirtilir. Bu durum, onların kendi sapkınlıklarını kabullenmemek için direndiklerini gösterir. Şirkin temel sebebi, Allah’ı doğru tanımamak ve O’nu hakkıyla takdir edememektir. Kur’an’a göre, Allah’ı doğru anlamanın ve O’na yönelmenin en güzel yolu, Kur’an’ı rehber edinmektir. Kur’an, her şeyin açıklayıcısıdır ve insanları doğru yola iletmek için inmiştir. Nahl Suresi’nde şöyle denir: "Ve her ümmet içinden üzerlerine kendi aralarından bir şahid getireceğimiz gün seni de bunların üzerine şahid getireceğiz . Ve kitabı her şeyi açıklayan, yol gösterici, rahmet ve müjde olarak indirdik" (Nahl Suresi, 89)
Kur’an’ı rehber edinmeyenler, batıl inançlara sapar ve Allah’a eş koşarlar. Bu kişiler, kendi uydurdukları hurafelere, batıl hikayelere dayanarak, Allah’a karşı yanlış bir tutum sergilerler. Şirkin temeli, Allah’ın kudretini takdir edememek ve O’nu doğru tanımamaktır. Kur’an ise, Allah’ın gerçek kimliğini ve kudretini insanlara tanıtarak, doğru yolu gösterir. Kur’an, şirk ve müşriklik kavramını hem bireysel hem de toplumsal düzeyde ele alır. Müşrikler, Allah’a inandıkları halde, O’na ortak koşar ve sahte inanç sistemlerini savunurlar. Bu inançlar, ne bireysel ne de toplumsal anlamda geçerli değildir. Kur’an, insanlara doğru yolu gösterirken, Allah’a halis bir şekilde ibadet etmeleri gerektiğini vurgular. Şirkin temel sebebi, Allah’ı doğru tanımamak ve Kuran’ı rehber edinmemek olduğu için, insanlara doğru yolu gösteren tek kaynak, Kur’an’dır. Müşriklerin tutumları, tarih boyunca birçok toplumda dini bozmaya yönelik sapkın inançların yayılmasına neden olmuştur ve bu tutumların günümüzde de devam ettiğini görmek mümkündür. Bu bağlamda, Kur’an’a yönelmek, doğru dini anlamanın ve Allah’a gerçek anlamda ibadet etmenin tek yoludur.

Paylaş
Beğenenler
(c) Bu yazının her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir. Yazının izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur.
Yazıyı Değerlendirin
 
Kur’an’a göre şirk ve müşriklerin tanımı Yazısına Yorum Yap
Okuduğunuz Kur’an’a göre şirk ve müşriklerin tanımı yazı ile ilgili düşüncelerinizi diğer okuyucular ile paylaşmak ister misiniz?
Kur’an’a Göre Şirk ve Müşriklerin Tanımı yazısına yorum yapabilmek için üye olmalısınız.

Üyelik Girişi Yap Üye Ol
Yorumlar
Bu şiire henüz yorum yazılmamış.
© 2025 Copyright Edebiyat Defteri
Edebiyatdefteri.com, 2016. Bu sayfada yer alan bilgilerin her hakkı, aksi ayrıca belirtilmediği sürece Edebiyatdefteri.com'a aittir. Sitemizde yer alan şiir ve yazıların telif hakları şair ve yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Sitemiz hiç bir şekilde kâr amacı gütmemektedir ve sitemizde yer alan tüm materyaller yalnızca bilgilendirme ve eğitim amacıyla sunulmaktadır.

Sitemizde yer alan şiirler, öyküler ve diğer eserlerin telif hakları yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. Ayrıca sitemiz Telif Hakları kanuna göre korunmaktadır. Herhangi bir özelliğinin kısmende olsa kullanılması ya da kopyalanması suçtur.