ELLERİMİZİN KİRİNDEN TİKSİNMİYORMUNUZ?--

Günlerdir evden canım çıkmak istemiyordu,bir sabah kalktım,kendi kendime bugün kendim için yaşiyacağim ..söz verdim ..önce kuaföre gittim ,çıktım çarşıya karnımı doyurdum,keyiflice yürürken yolun kenarına dört çoçuk oturmuş bağdaş kurmuşlar karton kağıtların üstüne arkalarında kocaman iki adet beyaz telis ile kaplı el arabası kağıt topluyanlar içlerinden gamzeli olanı
----Buyur abla çorba içiyoruz aç isen gel ye ,tesadüfen lokantancı ağabey bir plastik kaşık fazla verdi buyurun
Öyle içten söylüyordu ki ,donup kalmıstım birden kendime gelip
---Evden çıkarken birşeyler atıstırdım tokum ama susadım.alayımda beraber içelim.
Fark etmiştim su bile olmadığını obürleride onay verince yandaki markete girdim iki torba içecek çesitli meyve suları kendimede ufak su alarak geri döndüm en ufakları
----Abla ne yaptın bir senelik içecek almisin
---Afiyet olsun,yanınızda bulunsun içersiniz
Sonra kartonun bir kösesine bağdas kurarak oturdum ,sohbet ederken yine en kuçükleri
----Abla sen ne güzelsin mis gibisin ,bizim her yerimiz kirli hele ellerimiz tiksinmiyormusun?
Neye uğradigimı şasirdım kelimeler boğazıma düğünlendi kaldı sonra
---Keşke herkesin elleri kirli kalpleri temiz olsa

Zahide Sevim Balkaya