Hangi acı sevmenin verdiği acıdan daha asil, daha değerlidir?-- george sand
cıngar_yuvanta
cıngar_yuvanta
@cingar-yuvanta

KAN ÇANAĞI İKİ DÜŞMAN

15 Mart 2025 Cumartesi
Yorum

KAN ÇANAĞI İKİ DÜŞMAN

( 2 kişi )

1

Yorum

3

Beğeni

5,0

Puan

68

Okunma

Okuduğunuz yazı 15.3.2025 tarihinde günün yazısı olarak seçilmiştir.

KAN ÇANAĞI İKİ DÜŞMAN

Kan çanağı iki çift göz, iri ve ufak bedenler, dalgası hırçın saçlar ve kaynayan yürekler… Beyaz bileklerden akıp giden yeşil çaylar her kalbe uğradığında yoğun bir azap yaratabilir mi? Kilometreler ve kapanan defterler, eski aşıklar, eski düşmanlar, eski dostlar… Kişi kişiyi ne kadar iyi tanıyabilir ki? Tanınmak için tanımak gerekir, tanışmak istemek lazım gelir.
Böylesi ise bin yılda kaç defa gelir?
Uzun bir aradan sonra sarf ettiği sözlerin kimisi kalbimi okşamış kimisi yüreğimi dağlamıştı. Sitemi de şefkati de hem huzurun hem kahrın kollarına sarınmıştı. Açılmamaya hiçbir zaman yemin edilememiş tonla hatıra dudaklarımızdan akıp giderken zaman ve mekan kavramlarının karşısında savunmasız ve acizdik. Taze baharındaymış gibi açan yaşlı tomurcuklar sert kışta donmuş ve sönmüştü.
Kimi zaman ben ağladım ince ince; kimi zaman, kuru gözdür o, yaş döktü içinden içine. Kurduğumuz hayaller, hedefler ve başarılar… Her bir basamağı gül goncası adım adım geçerken Banu’ya ancak uzaklardan duacı olmak düşebilmişti. Aslında yalan yok, benim için ya ak ya da kara vardı kendimi bildim bileli. Ya hayaller gerçekleşecek ya da zannım gizlenecek, unutulacaktı. Ama gonca, onu donduran ayazı zihninin bir köşesinde hep yaşatmıştı. Unutulmakla lanetlenen kanla yoğurulmuş bu beden, ömründe ilk defa hatırlarda yaşadığını işitmiş ve beyninden vurulmuşa dönmüştü.
Dehşete kapıldım, yüreğim hızlandı. Yaşadığımı, yaşatıldığımı öğrenmiştim.
Kendimden iyi bildiğim, her hareketini adım adım tahmin ettiğim o adam, bana bu dünyada yüzleşmem gereken onca şeyi tek oturuşta göstermişti. Gözlerini göremedim, nefesini duyamadım, mimiklerini seyredemedim. Ancak bu eski düşman ruhumun derinliklerine inebilen anahtarıyla beni rüzgara kaptırmış, aklımı başımdan almıştı. Gerçekler ve doğrular çırılçıplak karşımdaydı.
En ufak rutinime bile hakim olan o, bunun verdiği bilinçle kelimelerini ve şakalarını seçiyor; kimi zaman iltifatlarını da saklamıyordu. Hayatında bıraktığım iz, onun benim hayatımda bıraktığı iz kadar derindi ve kendimde hissettiğim boşluğu onda da görünce soluk alamadım bir an. Dünya’da hiçbir şeye inancı kalmamış benim, içimde bir yerlerde cılız bir alev yandı o dakikadan itibaren. Yaşadıklarımı anlayabilecek, hissedebilecek birisi şu rezil acunda var olabilmekteydi. Yıllar önce her sözcüğüne sevda terleri döktüğüm ak tenli, toprak gözlü oğlan; biliyordu, yaşıyordu, anlıyordu. Özür dileğiyle çıktığım bu ani yolculuk bana bir yaşam hissiyatı ve çokça farkındalık hediye etmişti.
Tüm bunların yanında eski aşığıma ve aşkıma tekrardan rastlamak o çocuk yıllarına dönmeme olanak sağlamıştı. Gülüşü bile on altı yaşım kokarken içimdeki kız çocuğu koşup da sarılmak istedi. Ama gururu iki paralık olmuş gaddar ben, kendi çocukluğumun ensesinden yakalamak zorunda kaldım. Her iyi, doğru değildi. Ben bunu defalarca acı acı deneyimlemişken o genç kızın da yaşamasını istemedim. Yine de delikanlı, o gece rüyalarımı süsledi; uyku da huzur da bırakmadı. Gülen ergen yüzü gözümü her kapattığımda yaşam perdeme yansırken her şeyin çok ama çok uzaktaki imkansız geçmişte kalışı huzursuz etti beni. “Keşke!” dedim o gece; “Keşke on altı yaşımdaki geçmişe kaçabilsem!”
Bunlar kafamda dönerken, ömrümde tanış olduğum en kıymetli insanlardan birinin sözü yankılandı zihin semalarında:
“Keşkelerle gerçekler değişmiyor.”
-Hiç

Paylaş
Beğenenler
(c) Bu yazının her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir. Yazının izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur.
Yazıyı Değerlendirin
 

Topluluk Puanları (2)

5.0

100% (2)

Kan çanağı iki düşman Yazısına Yorum Yap
Okuduğunuz Kan çanağı iki düşman yazı ile ilgili düşüncelerinizi diğer okuyucular ile paylaşmak ister misiniz?
KAN ÇANAĞI İKİ DÜŞMAN yazısına yorum yapabilmek için üye olmalısınız.

Üyelik Girişi Yap Üye Ol
Yorumlar
Esrakilic1982
Esrakilic1982, @esrakilic1982
16.3.2025 01:23:01
5 puan verdi
Emeğinize sağlık..

Beyaz bileklerden akıp giden yeşil çayların, kaynayan yüreklerin ardında bir zamanın ölümsüz izleri saklıdır. Bir yudum alırsın, hem acı hem huzur, tıpkı bir yara gibi, açarken kendini yeniden içindeki derinlikte. Kilometreler ve defterler, eski dostların ve düşmanların, hiç anlamazlar; fakat, bir bakış, bir sözcük, bir anı hatırlatır ki, içindeki dünya her zaman orada, zamansız ve derin kalır.
Ve işte tam burada, yaşamın anlamını bulan bir soru vardır: Tanıyabilmek için ne kadar derinlere inilebilir ki? Zira herkesin ruhu, içinde bir gökyüzü barındırır, ama o gökyüzü, ancak bilinenin ötesine geçerek gözler önüne serilir.

Gönül, yılların kirini silecek bir el arar, ancak o el, sadece geçmişi değil, aynı zamanda yarının korkusunu da içinde taşır. Geçmiş, bir gölge gibi düşer üzerimize; anıların acısıyla kaynayan bir çay gibi. Oysa hayat, her keşkeden daha fazlasıdır. Bir zaman, bir düşünce, bir bakış… Bir gülüş bile bazen, on altı yaşındaki bir çocuğun içindeki masumiyeti geri getirir. Ancak geriye bir adım atıldığında, zamanın korkunç acizliğini hisseder insan. Geçmişin izleri, bir daha silinmeyecek kadar derindir.

"Keşkelerle gerçekler değişmiyor" demişti bir zamanlar. Evet, hiç değişmiyor… Fakat değişmeyen şeyin içindeki anlamı, zamanla daha da derinleşiyor. Kimi zaman, yolculuk yaparken, geride bıraktıklarımız, birer gölge gibi bizi takip eder. Ve bir gün gelir, o gölgeyle yüzleşiriz. Bunu yaparken, belki de anlamamız gerekir ki, hiçbir yolculuk, gitmekle bitmez; bazen geri dönmek, ileriye gitmekten daha fazlasını öğretir.
© 2025 Copyright Edebiyat Defteri
Edebiyatdefteri.com, 2016. Bu sayfada yer alan bilgilerin her hakkı, aksi ayrıca belirtilmediği sürece Edebiyatdefteri.com'a aittir. Sitemizde yer alan şiir ve yazıların telif hakları şair ve yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Sitemiz hiç bir şekilde kâr amacı gütmemektedir ve sitemizde yer alan tüm materyaller yalnızca bilgilendirme ve eğitim amacıyla sunulmaktadır.

Sitemizde yer alan şiirler, öyküler ve diğer eserlerin telif hakları yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. Ayrıca sitemiz Telif Hakları kanuna göre korunmaktadır. Herhangi bir özelliğinin kısmende olsa kullanılması ya da kopyalanması suçtur.