Gün geldi ağladığım günlere ağladım. hz. ebubekir
Yinsani
Yinsani
VİP ÜYE

Görme Duyma Hakkın Var Düşünüp Yazma Hakkın Yok

Yorum

Görme Duyma Hakkın Var Düşünüp Yazma Hakkın Yok

( 3 kişi )

5

Yorum

10

Beğeni

5,0

Puan

571

Okunma

Okuduğunuz yazı 9.3.2025 tarihinde günün yazısı olarak seçilmiştir.

Görme Duyma Hakkın Var Düşünüp Yazma Hakkın Yok


Makine padişahıyım, makinelerin peygamberi ve kralı, makinelerin komutanı ve reisi, makinelerin Firavunu ve Nemrudu benim sanki.

Hey sen köşede duran beyaz yumurcak, sıkıldın mı yoksa, basayım tuşuna da biraz tekerleklerin hareket etsin, ışıkların yanıp sönsün, yaşadığını anla. Hayattan tat al, ne öyle ölü gibisin köşede…

Biraz akıllanmış makinenin ( telefon) uygulamasına gireyim de beyaz yumurcak biraz evin içinde turalasın. Basıyoruz düğmesine bir çok makine işlerimizi yapıyor..

Mesela sayayım; 1 , 2 – 3 , 4, 5 , 6 , 7 8 9 10 11 12 ( saymayı da biliyorum galiba) hatta 13- 14 adet makine ve benzeri şeyler var evimde… Kahve makinesinden buzdolabına, telefondan bilgisayara vb işte..

Makineleri; filmlerde veya hayatta ilk toprak işlerken gördük, traktörler, döver biçerler, kamyonlar, daha insan kontrolündeydiler… Şimdilik de öyle de.. Sonra insanlığın kadimden bu yana yapabildiği bir şey olan, hayvanları konuşturduğumuz gibi hikayelerde, masallarda, makineleri de konuşturduk. En bilinenleri; Robocop olmalı, Kara Şimşek; Whale gibi bilim kurgularda konuştu makineler ekranlarda. Bunlardan önce çizgi filmlerde konuşturduk makineleri; en bilinenleri Transformers olmalı, Voltran çizgi filmi de epey eskilerden. Arabaları da çeyrek yüzyıldır konuşturuyoruz. Hayvanlardan sonra makineleri konuşturduk… Durmadan ses çıkarıyorlar… Suretler diye bir bilim kurgu da vardı. Daha epey var da... Vb vs...

Yeniçağın hastalığı mı demeli, yaşam biçimlerimizin değişmesi mi, bilmiyorum.

Lakin bu “tuş” işleri artık insan psikolojisini, inancını ve hayallerini alt üst etmeye başladı.

Facebook: Yüz Kitabı. Nereden geldik buraya kadar. Kayalara resim çizmekten mi, analog fotoğraf makinelerinden mi?

Et kemik ve gönül , metale, demire,çeliğe, bakıra ve zekaya karşı mı günümüzde nedir anlamadım…

Yüzünüzü, simanızı, aynada gördüğünüz şeyi dijitale aktardınız mı bir de bunu internete koydunuz mu, ölümsüz mü olacağız. Evet; insanlar ölümsüz olmak için yazdı çizdi belki; en çok bildiklerimiz Göktürk Yazıtları ve Mısır Hiyeroglifleri. Dağları kopyaladık piramit yaptık…. Vb vs… İhtimal hayvanların dilini de yapay zeka ile birlikte daha çabuk çözeceğiz. Kurt ulumasından kedi miyavlamasına, kuşların cikcikerinden, atların kişnemesine, farelerin ciyaklarından belki karıncaların sinyalleri, arıların vızıltıları ile kendi türüne veya çevresine ne söylediğini anlayabilecek duruma gelecek miyiz? Balina sesleri ihtimal çözülmek üzeredir.

Yazıyı nasıl toparlayacağım arkadaş?

Kötü Uygulamalar; bu hafta başı Kore’den okuduğum bir haberin, tıpkısının biraz değişiği Mısırdan da düştü ekranlara. Yani bir tuşa basıyor bir insan eli, belki çocuk belki genç belki ihtiyar; belki kızgınlıktan belki öfkeden, belki para kazanmak veya şantaj yapmak için. Mısırdan düşen haber; şantaj yaparak para koparmayı amaçlıyordu. Kore’den gelen haberde ise; para değil, öfke veya kızgınlık, karşındaki kişiyi tamamen rezil etme durumu. Mısır haberi çıkmasaydı karşıma yazmayacaktım bu yazıyı. Bir haftada benzer iki haber. Zaten yazamıyorum da.

Okuduğuna inanma gördüğünün yarısına inan diyorlar da... Ne bileyim arkadaş.

Belki zeka sizi haklı duruma sokabilir, güçlendirebilir, lakin gönül olmadıktan sonra neye yarar. İnsan zekasıyla kullanıyor makineleri ve makinelerin içindeki yazılımları harekete geçiren komutları, bu komutlar da bir iki tuşa bakıyor sadece.

Değerli dostlarım, sevenim sevmeyenim, sitedaşlarım… Sakalım biraz var amma fazla da değil; siz beni dinleyin yine de; fotoğraflarınızı lütfen sosyal medyada paylaşmayın. Gücüm olsa veya mümkün olsa Microsoft’u bile kullanmayacağım, lakin mecburum, ancak sosyal medyaya veya internete resmimi koymaya mecbur değilim, şimdilik bu özgürlüğüm var. Daha önce de buna benzer kem kümler veya uyarılar yaptım. Korkunç bir şey bu; yani vb vs..

Zaten çağımızın vatandaşı veya yurttaşıyız, bir şekilde fişlendik ve gittikçe de sayısallaştırılıyoruz, nesnelleştiriliyoruz, ortak sözleşmelerle kurulmuş devlet mekanizmalarında resmimiz mecburen var. Daha ne… Aşağı yukarı 1970 lerden beri insan yüzleri televizyon makinesi vasıtasıyla ölümsüzleştirilmeye çalışılıyor, günümüzde ise onun yerini internet aldı.

İnsanın ölme hakkını bile elinden almaya başladı makineler, internet ve yapay zekalar. Öldükten sonra başımıza ne geleceğini bilmiyoruz lakin, insan düşünmeden de edemiyor, eğer; (dini anlatılara göre kıyamet kopacaksa) ve ruhumuz bir yerlerden dünyada taşıdığı yüzünü -simasını görse ne hissederdi acaba. Kendi yüzü ne amaçla kullanılıyor, yaşadığı hayata paralel mi yoksa tam tersi mi ya da kördüğüm bir dijital dünyada bir nesne olarak mı? Ki bu şekilde gider, üçüncü dünya savaşı yaşanmadan bu çağı atlatır ise insan toplulukları; o fotoğraflar ihtimal robotlara giydirilecek..

10 yıla kadar yapay zekanın insan zekasıyla eşit düzeye geleceği düşünülmekte. Bir çok konuda mantıksal olarak ileride zaten, en basiti hesap makineleri bizden çok ileride değil mi, evet biz yazıyoruz hangi sayıyla hangi işlemleri yapacağımızı ama... Bu konu çekerim fişini kapanır konusu olmaktan hızla çıkmaya başladı.

Bu noktaya ikinci dünya savaşında Enugma (enigma) ve Azman’ları kullanarak geldi insanlık. Şifre kırıcılar gibi makineler işte.. Azmanın kökeni; 0 ve 1... Şimdi bunun yanına bir de 01-10 da eklendi. Al sana insan dnasındaki kod temeli. İnsan dnasında A-T-S-G’ var şimdilik bildiğimiz en büyük bilgi depolayıcılar. Sayısal dünya da; ikili koddan; dörtlü koda geçiyor yavaş yavaş; 0-1-01-10.

İkili kodla bile dünya teknolojisinin yarım asırda geldiği durum önümüzde, dörtlü kodla ne olur tahmin edebilen var mı?

Kültürümüz, adetlerimiz, törelerimiz, inançlarımız, hayallerimiz… bu çağa hazır değil sanki, zekamız bile bu çağa hazır hale olamadı. Peki nasıldır nedir bu hazırlık, bilmiyorum, lakin curcuna var dünyada, ekranlarda.. Elbette bu curcunayı yönlendirenler de vardır….

Bu yüzden sevemiyorum Tanrıyı, tam karambolünde getirmiş beni dünyaya veya göndermiş. Şu yıllarda dünyaya gelseydim; çağın başında yürümeye başlardım, buna göre zihnim, gönlüm vb vs hazır olurdu, lakin; sen tut; 15 li yaşlarından sonra eski çağdan al, yeni çağın içine atıver. Zalım...

Hani Patos Makinesi ( doğru mu yazdım bilmiyorum kelimeyi) vardır, buğday arpa sapını samana çevirir ya, aynı öyle de bizim nesil Patosun içine atılıverdi. Veya kıyma makinesi, bilinir zaten kasapların kullandığı.. Kıyma makinesine atılıverdik..

İneklerin kaburga veya derisini, midesinin üst bölümü düzgünce kesiyorlar o bölgeye kapak koyuyorlar abi.. Ne için yaptıklarını bilmiyorum lakin yapılan edilen şeyler.

“Yazdıklarımız idam fermanı, yazmadıklarımız müebbet mi “ diyordu şair arkadaşım. Aynen öyle sanki.

Y’ce gönüllü herkese selam olsun.
Şaka gibi bir alemin içindeyiz. Yıldızlardan tut da şu klavyenin tuşlarına kadar…


Ek: Dizi Önerisi:
sezonlukdizi6.com/are-you-human/1-sezon-1-bolum.html
Yapay zekâ ve beyin alanında önde gelen uzman bir bilim insanı, oğlundan ayrılmak zorunda kalınca ona tıpatıp benzeyen bir insansı robot yaratır.

Paylaş:
(c) Bu yazının her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir. Yazının izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur.
Yazıyı Değerlendirin
 

Topluluk Puanları (3)

5.0

100% (3)

Görme duyma hakkın var düşünüp yazma hakkın yok Yazısına Yorum Yap
Okuduğunuz Görme duyma hakkın var düşünüp yazma hakkın yok yazı ile ilgili düşüncelerinizi diğer okuyucular ile paylaşmak ister misiniz?
Görme Duyma Hakkın Var Düşünüp Yazma Hakkın Yok yazısına yorum yapabilmek için üye olmalısınız.

Üyelik Girişi Yap Üye Ol
Yorumlar
İbrahim Kurt
İbrahim Kurt, @ibrahimkurt
10.3.2025 20:36:02
5 puan verdi
çok doğru tespitler hocam kutluyorum
Oktay Güvener
Oktay Güvener, @oktayguvener
10.3.2025 17:54:55
Çok güzel bir konuya değinmişsiniz. Çok önemli olduğunu düşünüyorum ben de. Hesaplarımız, bilgilerimiz hep tehdit altında. Geçen gün az kalsın dolandırılacaktım. Her gün bir mesaj ya da ses ve görüntü kaydı alınıyor. Sonu nereye gidecek belli değil.
yildiz parlak
yildiz parlak, @yildizparlak
10.3.2025 17:05:42
Uzun zaman sonra burada okuduğum baskış açısı en gerçekçi yazı
her cümlenize katılıyorum
Yaşadığımız çağa, erken dünyaya gelmiş olabiliriz ama bazı güzelliklerin de son yaşayanı biz olduğumuz gerçeğini unutmayalım 😊
Tanrıya ettiğiniz sitemi haksız buluyorum ! sadece samanyolunda 450 milyar yıldızlı galaksi içinde bir toz küre olan dünyamızın üzerinde yaşayan, kendini bir şey zannederek kibir ve bencilliğinden ödün vermeyen insan varlığından tamamen vazgeçtiğini düşünüyorum.
(Düşünsenize bunu yazmak bile bazen suç olabiliyormuş)
Hiçlik ile gereksizlik arasında varlıklarına dair hiç bir fikri olmayan insan müsveddeleri için kalem oynatmak bile zarar,Sonu gelmeyen savaşlar,öldürülen kadınlar ,çocuklar,şimdi de köpekler (!)
Suriye de olan bitene ise kalbim dayanmıyor artık,insanların hala sorgulama gereği duymadan din olgusunu bu kadar iğrenç, bu kadar çirkin ve zalimane kullanması kadar onlara dur diyemeyen seçilmiş hükümetlere ne demeli? biliyorum da yazamıyorum...

Evet makinelerden yapay zekalardan korkuyor ürküyor olabiliriz, şimdilik büyük çoğunluk bunun evlerini zahmetsizce süpüren robot süpürgelerden olduğunu zannetseler de gelecekte aynı robotların köleleri olacaklarını da şimdilik düşünemiyorlar...

İyi düşünelim iyi olsun diyeceğim ama başaramıyorum...
Daha dün bir baba 2 yaşında ki oğlunu büyüdüğü zaman günah işleyecek cehenneme girmesin cennete girsin diye öldürdüm dedi...
Hepimiz ama istisnasız tehlikenin odağında yaşam savaşı veriyoruz ve sebebini çok iyi biliyoruz..
........
Sayfanızı böyle işgal ettiğim için lütfen kusura bakmayın 🙏
Herşeyin gönlünüzce olması dileği ile selamlar...
Sevay
Sevay, @sevay
10.3.2025 09:49:14
Oldukça derin ve düşündürücü bir yazı.
Makineler, yapay zekâ, dijitalleşme ve Ìnsan doğasının değişimi üzerine kapsamlı bir sorgulama.

Bilerek ya da bilmeyerek kendimizi dijital Dünya ya emanet ediyoruz.
Ve bu Dünya da yüzümüz, sesimiz, hareketlerimiz bile birer veri haline geliyor artık.

Düşündüren, sorgulatan, Ìnsan a kendi varlığını yeniden gözden geçiren bir metin olmuş.

Kaleminiz daim olsun!



Ahmet ÖRNEK
Ahmet ÖRNEK, @ahmet-ornek2
9.3.2025 11:23:09
bi daha okumucam böyle yazılarını Dünyevi
bizde devreler zaten zar zor iletişm sağlıyor
bu yazılar nedeniyle olanı da şase yapıp
kayıp gidecek elimizden...:)))

ha şu şair arkadaşın dediğine gelince aynen öyle
okuduğunu yazınca başın derde giriyor haberin olsun...
gönlünden güzellikler eksik olmasın dünyevi kardeş
© 2025 Copyright Edebiyat Defteri
Edebiyatdefteri.com, 2016. Bu sayfada yer alan bilgilerin her hakkı, aksi ayrıca belirtilmediği sürece Edebiyatdefteri.com'a aittir. Sitemizde yer alan şiir ve yazıların telif hakları şair ve yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Sitemiz hiç bir şekilde kâr amacı gütmemektedir ve sitemizde yer alan tüm materyaller yalnızca bilgilendirme ve eğitim amacıyla sunulmaktadır.

Sitemizde yer alan şiirler, öyküler ve diğer eserlerin telif hakları yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. Ayrıca sitemiz Telif Hakları kanuna göre korunmaktadır. Herhangi bir özelliğinin kısmende olsa kullanılması ya da kopyalanması suçtur.
ÜYELİK GİRİŞİ

ÜYELİK GİRİŞİ

KAYIT OL