Hatalarımı düzelten kimse uşağım bile olsa efendim olur. -- goethe
Yinsani
Yinsani
@yinsani2
VİP ÜYE

Bana Yardım Edin

25 Şubat 2025 Salı
Yorum

Bana Yardım Edin

( 1 kişi )

2

Yorum

2

Beğeni

5,0

Puan

150

Okunma

Bana Yardım Edin


İnternetin İnanç Ekonomisi

Neyi öğrenmek istiyorsunuz en çok? Ben mi, malunumuzdur Tanrıyı, Rahmanı, Allahı, Rayı, Gök Tengriyi, Ahura Mazdayı, Şivayı, Enlil Enkiyi, İştarı… Aklıma gelen ilk isimler bunlar. Daha bunun Kuzey coğrafyası var…

Peki bunları nereden öğreneceğim? Öncelikle kitaplardan, kitapların yazılış süreçlerinden, ceylan derilerinden, taş yazıtlardan, dünyanın son yok oluşundan önceki antik denilen uygarlıklardan kalanlardan…

Peki Nereden başlayacağım. Elbette, (coğrafi konum olarak nereye yakınsan) camiden, imamdan Kurandan, cemden, dededen, varsa onların kutsal kitaplarından , sonra Mezhepleri, Meşrepleri, Tarikat ve silsilelerinden öğreneceğim. Diyanetimizde tek tip inanç yoğun olduğu için cami- sünni merkezli. Buraları didik didik etmem lazım.

Yetmedi mi, zihnim ve gönlüm mutmain olmadı mı?

İncilden, incile alınmayanlardan, incilin yazılış sürecinden


Yetmedi mi, Tevrattan, Tevrata yazılanlardan…

Olmadı mı, Sümer tabletlerinden,

Yine mi olmadı, Mısır Piramitlerinden ve inançlarından, Çok Tanrılardan Tek Tanrıya varışlardan,
Sonra Hint dinlerinden, Tanrı ve Tanrıçalarından,

Çinden, Japonyadan, Yunandan, İnkalara ve Azteklere oradan İskandinavyaya kadar Tanrı konusunu peygamber konusunu irdeleyeceğim,

Daha da olmadı mı, Antik yapıların mimarlarından, Antik dünya hakkında yazılan, kazılan, irdelenen tüm düşünce ve felsefelerden ve inançlardan…

Antik Yapıların çoğu Güneş ve Yıldızların konumlara göre inşaa edilmiş… Güneş ve Yıldızlar hakkında bilgim ne ki, astronot muyum ben, astrofizikçi miyim?

En son da Göbekli Tepe çıkacak karşıma.. Düşüneceğim… Yine ona benzer 28 bin yıl önceye tarihlenen yerlerin kültür din inanç Tanrı irdelemelerinden…

Hadi bunlardan sıkıldım, kafam attı, ilahiyat fakültelerinin sayfalarına yöneleceğim.. Sonra yine yukarıda anlattığım yolları tekrar ve tekrar gidip geleceğim yani tıklayıp duracağım. Hakikat ne, İnsan Kim?

Ben bunları yaparken birileri benim üzerimden cebini, cüzdanını, banka hesabını dolduracak… Çünkü internet sayfalarını tıklayıp duracağım o sayfa bu link, burada ne yazılmış, farenin sağ tuşuna basıp açılan sayfadan Türkçeye çevirden tıklayıp duracağım, karşıma dünyanın her yerinden sayfalar yazılar görüşler resimler görüntüler çıkacak…

En sonunda ve yoğunlukla yolum; Youtube gibi video sayfalarında bu konuları araştıran çizen anlatan fikir yürüten ekseriyetle araştırmacılarına çıkacak…

Çünkü yeni bir meslek doğmuş Youtuber’lık. Kaç takipçin olursa ne kadar kazanırsın,ilk 1000 (bin) takipçi sayısını ulaşırsan bir ödül var mı, 100.000 ( yüz bin) takipçi sayfana abone olursa ve yayınlarını beğenenler de bilgisayar başında onları bilgilendirdiğinden farklı bakış açılarını gösterdiğin için, 50 tl- 200 tl- 1000 tl, 5 dolar, 10 euro, 300 yen vb vs sana destek attılar mı aylık gelirin ne kadar olur, bunun vergisi ne kadardır…

Takipçi çekmek için de insanların merakını çekecek başlık atacaklar.

Mesela: İlk Türklerin Atası bulundu.. Lakin video sadece takipçi çekmek için üretilmiş. Lafı güzaf..

Mesela: Cengiz Han’ın hazinesi bulundu... Yok öyle bir şey...

Mesela: Tanrı aslında kimdir?

Mesela: Dinlerin Kökeni Sümerler mi?

Mesela: Göbekli Tepenin Gizemi çözüldü..

Mesela: Kutsal kitapları kim yazdı veya yazdırdı

Mesela: Sonsuzluk Aşıldı.. Hadi be ordan,


Peki, bu Youtuber’ların çoğu ne yapacak, abone peşinde koşacak, çünkü o abone sayılarından taamını, nasibini, maaşını alacak ki, aç açık kalmasın, ailesini geçindirebilsin, kaliteli yaşayabilsin…

Youtube dünyaya para maaş dağıtmıyor mu? Edindiğim izlenim bu yönde… Bilmiyorum detaylarını… Youtube üzerinden kanal açıp da üç beş para kazanan var mı aramızda?

Bir gün duyacaksınız ki, Dünyevi ölmüş, ekran başında kalp krizi geçirmiş veya deprem olmuş beton altında canı çıkmış veya balkonda yıldırım çarpmış gebermiş veya trafik kazasından boynu kopmuş, ruhu uçmuş gitmiş veya sıkmışlar kafasına..

“Mal da yalan mülk de yalan var biraz da sen oyalan” derler demesine de … Markete gittin şeker un et meyve sebze aldın doldurdun poşeti, kasaya yanaşmadan kapıdan çıkmayı denedin, alarm ötmeye başlar veya oradaki görevli abicim parasını ödemeyecek misin?

Hayır ödemeyeceğim, bunlar benim yaşamam için gerekli, alıyorum ne parası… Abicim olur mu, eşekçi başı mıyız biz burada.. Estağfurullah eşek nereden çıktı, abicim bırak dalga geçmeyi de lütfen kasaya buyurun, parasını ödeyin kartınız varsa geçelim dıt dıt yapalım..

Ya hu mübarek anlaman kıt mı, bu aldıklarım benim, yaşamam için gerekli, evde bekleyenler var, para dediğin ne ben bilmem, oyalanacak bir şey mi…

Mağaza müdürü gelir, öyleydi böyleydi, para vermezseniz hiçbir şey alamazsınız…

“Para para para, yokluğu bir dert varlığı yara”

Yazının başından bu yana saydığım her şey parayla alakalı. Dünya haritasını önünüze serin ve zihninizde belirtin.

Yani sırtınız ne yana dönük, sağınız kuzey mi, önünüz ne yana bakıyorsa;

Sırtım balkon kapısına, yüzüm mutfak kapısına, sağımda buzdolabı, solumda duvar…

Balkon doğuda, yüzüm batıya bakıyor gibi, sağımdaki buzdolabı kuzey, sol tarafımda güneyi…

Yönleri belirledik; Şimdi zihnimizde odaya dünya haritamızı çizelim..

Bulunduğum konuma göre Kuzey Doğuda, Berling Boğazı, Kore Yarım adası, Mançurya, Japonya…

Off ya sıkıldım…

Yani dünyadaki ticaret ağını çözdük mü, ihtimal tüm sorularımın cevaplarını bulacağım, Tanrı da Şeytan da Cennetler Cehennemler de zihnimde ayan beyan belirecek ve huzura erişeceğim…

Çünkü bilmek huzurdur, bilmek tebessümdür, bilmek hassiktir lan ordan…

Bilmek acıdır, kahırdır, derttir, ızdıraptır, dipsiz karanlık ve sonsuzluktur.. Sonsuzda huzur bulunmaz, zaten huzur diye bir şey de yoktur.


Youtube da bu yönde yayın yapanlar edindiğim izlenim ile maaşlı papaz ve imamlardan farkı yok, her ne kadar çok güzel video anlatıları, canlı yayınlar, birbirlerinin programlarına konuk olmalar veya birbirlerine reddiyeler,kavgalar, küfürlü konuşmalar, birbirlerini suçlamalar vb vs takipçi kasmaya başlayacaklar, sonunda tıklayın, abone olun moduna geçecekler, programlarından önce reklam almaya başlayacaklar.

Sonra toplumların sinir ucuna basan konularda kem küm eder gerçekleri açıklamaya başlarsanız, öncelikle, siyasilere şikayetler, siyasiler savcılara, yobazlar devlete ve çetelere, aydınlar da devlete ve çetelere beğenmedikleri yayınları şikayete geçecekler, yani sizin kem kümlerinizi beğenmeyenler sizi susturmaya çalışacak… Dünya düzenine; çok düşünenleri veya aykırı düşünenleri şikayet edecek.. Orta Çağ Avrupa Engizisyonunun dünya versiyonu, ülkemizin gittiği yer ise komünist islami diktatörlük.. İslami Enginizasyon yaşıyoruz toplumda.


Lakin gördüğüm, dinlediğim, okuduğum vb vs hiçbir sayfa, kitap, anlatı, din, prof, bilimci, teolojist, dinist, uzaycı, yerci, agnostik, ateist, gökçü Tanrının Şeytanın Meleğin, insan üstünün künhüne eremeyecek erememiş olacak. Yani benim bulamadığımı bulanın kölesi olayım diyorum, var mı köle isteyen?

Kendinden öncekileri taklit edecekler… O onu kesecek, o ona hakaret edecek, bu şuna küfredecek… İnternetten önceki kültürü inançları internete taşıyacak… Taklit… Kopyala Yapıştır inancı, kültürü, imanı vb vs…

İnternetin Tapusu kimin? İnternettekilerin maaşını kim veriyor? Bir dönem böyle geçecek, belki çeyrek belki yarım yüzyıl; dünya insan nüfusunun çoğunluğu fişlenene kadar bu böyle devam edip gidecek…

Site şehirler, şehir devletler belki yeniden peydah olacak..

Bu arada Abd bölünür mü, Çin ne olur, Türkiyemize ne olur, ne durumda olur, volkanlar patlar Akdeniz coğrafyası değişir mi, Mısır Sudan savaşır mı, Hindistan sefere çıkar mı… Avrupa birbirine girer mi…. Bir nevi Üçündü dünya karışıklığı savaşı çıkar mı bu arada… Bilmem…

Lakin devletler, senin dinine bakmayacak, seni cepheye sürecek, ihtimal ülkemizde Müslüman ile Agnostik omuz omuza cephede olacak, Sünni ile Alevi birbirini koruyacak, Türk ile Kürt birbirini kollayacak, Hristiyan ile Müslüman aynı hattı savunacak, Ateist ile Süryani sırt sırta verecek cepheyi savunacak..

Devlet böyle bir durumda bu çağda vatandaşını cepheye sürmek zorunda.. Her devlet bunu yapacak.. Abd askerlerinin yüzde kaçı ekonomik olarak Abdnin yüzde 3 ü 5 i içinde.. Veya ülkemiz veya Rus ordusunun veya Fransa ordusunun, Sudan ordusunun.. ???

Hani derler ya, savaşı ihtiyarlar çıkarır gençler ölür, bir bakıma doğru devamında ise önce fakirler ölür zenginler sonraya kalır veya kurtulur bir şekilde… Kurtulur dediğim nşa da son nefesini verene kadar işte.. Ölümlü bir türüz..

Neyse;

Robotlar piyasaya çıkacak. İnsanların ellerinden mesleklerini alacak. Eğitim, sağlık, et üretimi, insan üretimi, askeri polisi savcıyı hakimi siyasetçiyi esnafı sporcuyu vb vs işinden edecek. Dünyanın yüzde 3 ü 5 i geri kalan İnsanlara hükmedecekler, özgür iradeyi ortadan kaldıracaklar.

Yeni Fiber optik ihaleleri ve projeleri piyasada, okyanusun 4-7 bin metre altından yeni hatlar döşenecek…
Yeni kablosuz Starlink uyduları yörüngelere sıralanacak…

Değerli element savaşları, su savaşları, enerji savaşları…

Özetle …..

Tanrı benim Tanrım Şeytan benim Şeytanım, onlarla benim yerime kimse mücadele edemez. Ben de bu mücadeleden galip çıkamam, lakin bu mücadeleyi de bırakamam, çünkü ölümlüyüm, ölünceye kadar onlarla mücadele etmeliyim. Kötülükle işim olmaz.

İnsanlığı zirve yapmış olanlar dostum olabilir. Gerisi de gerekmez. Lakin kimse dostum olmasın, çünkü dostluk çok ağırdır, yalnız kalmak dost aramaktan veya dost olmaktan kat be kat daha yeğdir, iyidir..

Tanrı düşüncesi ve şeytan düşüncesini ben birbirinden ayıramadım. Sizler nasıl başardınız bunu?

İki kitap okuyup Tanrıyı ve Şeytanı benden iyi mi tanıdınız, ben onları bulamadan onları buldunuz oturdunuz sohbet ettiniz diğer insanları yargılamaya mı başladınız.. İki toprak kazıp iki tablet bulup ha bu işin gerçeği buymuş mu dediniz, iki ceylan derisi yazma bulup, Tamam bunu şeytan yazmış, şunu Tanrı kendi yazmış mı dediniz?

Kendinizi Tanrı yerine koyup insanları mı ayırdınız, şeytanlaşarak diğeri dediğinize şeytanlık mı yapmaya başladınız. Nasıl böyle yetiştiniz arkadaşlar?

Abd diyor ki; Ukraynaya 350 milyar dolarım gitti, değerli element ver.
İngiltre diyor ki Rusya’ya yeni yaptırımlar yayımladım.
Rusya diyor ki, Abd’ye, bizde kazanılacak çok para var gel,
Rusya diyor ki, İngiltere’ye, yaptırımlara hazırlıklıyız.
Fransa diyor ki, şu
Türkiye diyor ki bu
Körfez sermayesi diyor ki şöyle
Kuzey Kore diyor ki 11 aptal
Çin diyor ki böyle…

Lan amk dünyası çekilir mi?


Abicim ne kadar tuttu, 805 Tl abi, kk , tabi gönderdim, dıt dıt… Mağazaki kasiyerlerde robot gibi alışmışlar artık, poşet ister misiniz tabii iki tane alayım, kaç kuruş, kk, tabii abi, dıt dıt..
Kasiyerin derdi ne: mesai bitsin, evime gideyim, faturaydı, kiraydı, çocuk varsa okul harçlığı, bey neder, hanım ne der, annemleri bir arayayım ne yapıyorlar, yarın misafir davet etsek komşularla epeydir görüşmedik..

Sonuçta insan hayatı zengin fakir dinli dinsiz ocu bucu her yerde biraz aynı…

Geçen kuyumcuda hacı teyzeyi gördüm… Yine biraz ötede modern giyimli bir kadın kuyumcudan çıkıyordu, Hacı amca dolar bozduruyordu veya alıyordu, öğrencinin biri eruo almıştı, orta yaşlı biri vb vs...

Uzat uzatabildiğin kadar…

Yavuz Mısır seferi sonucu Osmanlı hazinesini hiç olmadığı kadar doldurdu ve kim bu hazineyi geçerse kendi mührünü ile mühürlesin o zamana kadar bu mühür kullansın demiş… Kaç yıl veya yarım asır veya tam asır o mühür kullanılmış…


Onca insan öldü asker öldü… Sonuç; hazine ne alemde?

Dünya eski insanların sayesinde bir kan gölü. Hedeflerine bakarsan; cennete gitmek, diğerini cehennemlik görmek..

Tanrı ve Şeytan, bilinmez muamma, lakin tüm bu kan ve para peşinde koşan kuduzluk onların eseri. Onların da kim olduğu bulanamadı, bilinemedi, bulunamıyor, bilinemiyor..

O yüzden diyor tüm insanlığın yüzde 1’i ni oluşturmayan insanlar, bildiklerim alemin sonsuzluğun karşısında bir hiç, yok hükmünde. Bilmediklerimi ayağımın altına koysam başım sonsuzluğa değer vb vs..

Dünya bilinenden bu güne Serengeti gibi..

Dünyada bir çok devrim olmuş; İmparatorluklar devrimi, Sosyalist devrim, Din devrimi, Sanayi Devrimi, Teknoloji Devrimi..

Yeni bir devrim lazım dünyaya, Zeka Devrimi. Galiba gidiş o yönde. Zeka; yeni laboratuvarlarda yeni bir insan nüfusu planlayacak gibi gözüküyor. Diğer insanların özünden ama onlara benzemeyen bir insan türü.

Ortalama 10 bin yıldır bir telaşe içindeyiz, kişi ömrümüz ise otalama 75-80 yıl. İlk defa tüm insanların zekasını tek bir zekada birleştirebilecek bir teknoloji elimizde, daha emekleme aşamasında.

Tüm bunlar olurken veya olması düşünülürken; ben ne alemdeyim, neyim, kimim, ben kendimi arıyorum, ya sen? Ya o? … vb vs.

Sonsuzluk –(eksi) ben = ?
Sonsuzluk –(eksi) sen = ?
Sonsuzluk –(eksi) o = ?
Sonsuzluk –(eksi) biz = ?
Sonsuzluk –(eksi) siz = ?
Sonsuzluk –(eksi) onlar = ?
Sonsuzluk –(eksi) dünya = ?


Bana yardım edin, yardım istemek zayıflık değil ya, zayıflıksa da zayıfım çünkü; sonuç nedir ?

Paylaş
Beğenenler
(c) Bu yazının her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir. Yazının izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur.
Yazıyı Değerlendirin
 

Topluluk Puanları (1)

5.0

100% (1)

Bana yardım edin Yazısına Yorum Yap
Okuduğunuz Bana yardım edin yazı ile ilgili düşüncelerinizi diğer okuyucular ile paylaşmak ister misiniz?
Bana Yardım Edin yazısına yorum yapabilmek için üye olmalısınız.

Üyelik Girişi Yap Üye Ol
Yorumlar
Oktay Güvener
Oktay Güvener, @oktayguvener
25.2.2025 09:29:42
Tebrikler güzel ve anlamlı bir yazı olmuş.
neneh.
neneh., @neneh-
25.2.2025 06:21:33
5 puan verdi
Emek ürünü anlamlı bir yazı en muhteşeminden.Öğrenmenin sonu yok.Yalınız yaşam denen şey iki doğru parçası arasında.Mutlak değer yani.Araştıran ve sorgulayanlardır dünyayı fethedenler.Sürü psikolojisi insanları ve insanlığı olumsuz etkiler.Boş yazmazsınız siz.O yüzden uğramadan geçemiyorum Üstad.Sağlıcakla.Saygıyla.
© 2025 Copyright Edebiyat Defteri
Edebiyatdefteri.com, 2016. Bu sayfada yer alan bilgilerin her hakkı, aksi ayrıca belirtilmediği sürece Edebiyatdefteri.com'a aittir. Sitemizde yer alan şiir ve yazıların telif hakları şair ve yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Sitemiz hiç bir şekilde kâr amacı gütmemektedir ve sitemizde yer alan tüm materyaller yalnızca bilgilendirme ve eğitim amacıyla sunulmaktadır.

Sitemizde yer alan şiirler, öyküler ve diğer eserlerin telif hakları yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. Ayrıca sitemiz Telif Hakları kanuna göre korunmaktadır. Herhangi bir özelliğinin kısmende olsa kullanılması ya da kopyalanması suçtur.