3
Yorum
4
Beğeni
5,0
Puan
146
Okunma
Kapitalist genişlemenin mantığı, sosyal sınıflar, Sınıfsal, ekonomik düzen ve toplumsal kurumlar, ideoloji, ideoloji ve bilinç, sınıfsal çatışma ve değişme, tarihin yasaları, dört tarihsel evre, geleceğin toplumunun ekonomik, sosyal, siyasal ve kültürel gelişimi tarihsel materyalist ve Marksist sosyal teori çerçevesinde bir bütünsellik içinde ele alınabilir.
Kapitalizm, sermaye birikimi ve kâr maksimizasyonu doğrultusunda sürekli genişleme eğilimindedir. Karl Marx’a göre sermaye, kendini genişletme zorunluluğu olan bir toplumsal ilişki biçimidir. Kapitalist genişleme mantığının esas amacı bu realitedir...
Kapitalistler kârı yeniden üretime yatırarak sermaye birikimini sürdürmek zorundadır.
Kapitalizm, sürekli yeni pazarlara ihtiyaç duyar. Bu sömürgeci mantık, emperyalizm ve küreselleşmeyle zirve yapmıştır. Teknolojik ilerleme üretkenliği artırarak sermaye birikimini hızlandırmış, bu birikim ve kapitalist genişleme, işçi sınıfı üzerindeki sömürüyü artırarak, toplumsal mücadelelerin yolunu açmıştır. Bu sürece karşı sınıflarda, üretim araçlarıyla ilişkileri temelinde şekillenmiştir.
Bunlar bütün üretim araçlarından yoksun olup emek gücünü satan işçiler ve Küçük burjuvazi (küçük işletme sahipleri), teknokratlar, bürokratlar vb.
Kapitalizmin gelişmesiyle orta sınıflar giderek proletaryaya doğru çözümlenerek, giderek iki temel sınıf arasında ki mücadele derinleşiyor.. Yani ekonomik düzen, üretim tarzı ve üretim ilişkileri tarafından belirleniyor...
Feodalizmde toprak mülkiyeti belirleyici iken, Kapitalizmde sermaye ve ücretli emek temel sınıfsal karşıtlığı oluşturur. Bütün bu süreçlerde ekonomik düzen, siyasal ve ideolojik üstyapılar üretir ve onları etkiler. Marx, ekonomi, toplumsal yaşamın altyapısını oluşturur ve devlet gibi kurumlar bu altyapının bir yansımasıdır der. Devlet, hukuk, eğitim, aile gibi toplumsal kurumlar mevcut ekonomik düzenin devamlılığını sağlar...
Devlet, Burjuvazinin sınıf egemenliğinin bir aracı olarak, sermayenin kesin egemenliğini ifade eder...Devlet, İdeolojiyi yeniden üretir, bireyleri mevcut düzene uyumlu hale getirerek meşruiyet sağlar, sosyal denetimi sürekli kılarak bu kurumları ideolojik aygıtlar olarak kullanır...
İdeoloji ve Bilinç,
İdeoloji, üretim ilişkilerini meşrulaştıran bilinç biçimidir. İdeoloji, bireyleri gerçek ekonomik çıkarlarından uzaklaştırarak, İşçi sınıfının sömürülmekte olduğunun farkına varması ve devrimci bilinç kazanmasına yol açar. İdeoloji salt devlet baskısıyla değil, hegemonya aracılığıyla da işler.
Sınıfsal Çatışma ve Değişme,
Toplumsal değişim, çelişkiler ve çatışmalarla gerçekleşir. Tarihi ileriye taşıyan temel güç çelişki ve çatışmadır.. Devrim, Ezilen sınıfın baskıcı sınıfı devirdiği kritik andır ve kapitalizm, kendi içinde krizler üreterek kaçınılmaz olarak sosyalist dönüşüme yol açacaktır.
Tarihin Yasaları ve Dört Tarihsel Evre,
Marx’a göre toplum, üretim biçimlerine göre tarihsel aşamalardan geçer.
İlkel Komünal Toplum: Ortak mülkiyet, sınıfsız toplum.
Köleci Toplum: Üretim araçlarının özel mülkiyeti ve köle emeği.
Feodalizm: Serflerin büyük toprak sahiplerine bağımlı olduğu düzen.
Kapitalizm: Ücretli emeğin baskın olduğu, sermayenin egemen olduğu düzen.
Bu süreç, üretim ilişkilerindeki çelişkiler nedeniyle kaçınılmaz olarak sosyalizme ve komünizme evrilir.
Geleceğin Toplumunun Ekonomik, Sosyal, Siyasal ve Kültürel Gelişimi
Marx, kapitalizm yerini sosyalizme ve nihai olarak komünizme bırakacaktır. Bu süreçte Üretim araçları toplumsallaşacak, planlı ekonomiye geçilecektir... Sınıfsız toplumla birlikte emek sömürüsü de sona erecektir. Devlet, bir baskı aygıtı olarak sönümlenecek ve toplumun doğrudan yönetimi gerçekleşecek, insanlar yabancılaşmadan kurtulacak, sanatsal ve entelektüel faaliyetler özgürleşecektir. Bu süreç, sosyalist devrimle başlayıp, tam gelişmiş bir komünist topluma doğru ilerleyerek gelişecektir...İnsan emeği yerini giderek makineye, yapay zekaya bırakacak, insan daha çok kendisine zaman ayırarak, sanatsal alana yönelecektir...
Bu süreç, geleceğin toplumuna dair hem klasik Marksist teoriyi hem de günümüzün sosyo-ekonomik dinamiklerini birlikte ele almayı gerektiriyor. Kapitalizmin sönümlenme süreci, yapay zekanın (YZ) rolü ve toplumsal dönüşümün sınırları üzerinde durarak konuyu açalım.
1. Geleceğin Toplumunun Genişleme Sınırları
Marx’a göre sınıfsız bir topluma gidiş, üretim biçimlerindeki dönüşüme bağlıdır. Ancak bu süreç sınırsız değildir; belirli nesnel koşullar oluştuğunda kapitalizm kendi iç çelişkileri nedeniyle çözülmeye başlar.
Temel Genişleme Sınırları ve Üretim Güçlerinin Gelişimi,
Kapitalizm, üretim araçlarını sürekli geliştirerek verimliliği artırır. Ancak bu gelişme, üretim ilişkileriyle çelişir (örneğin otomasyon işsizliği artırır, ancak işçi sınıfının satın alma gücü azalır)..Pazarların doyum noktası ve kapitalist genişleme, sürekli yeni pazarlar bulma ve daha fazla tüketim yaratma zorunluluğuna dayanır. Ancak dünya sınırlıdır; pazarlar doyuma ulaştığında kriz kaçınılmaz hale gelir. Bu süreç beraberinde ekolojik ve enerji krizleriyle, kapitalizmin kâr maksimizasyonu mantığı, ekolojik sınırlarla çelişir hale gelir ve doğal kaynakların tükenmesi ve iklim krizleri kapitalizmin sürdürülebilirliğini tehdit eder duruma gelir,
teknolojik gelişim ve emek İlişkileri YZ ve otomasyon, insan emeğini giderek gereksiz hale getirerek, kapitalizm, kâr için emeği sömürmek zorunda olduğu için, emek gereksizleştiğinde sermaye birikimi krize girerek kapitalizmin sonsuz genişleyemeyeceğini ve üretim ilişkilerinin kaçınılmaz olarak dönüşeceğini zorunlu kılar...
Kapitalist Toplum Nasıl Sönümlenecek?
Kapitalizmin çöküşü, kendiliğinden çöküş mü olacak, yoksa örgütlü bir devrim mi gerekecek? Bu noktada farklı yaklaşımlar vardır...
A. Kendiliğinden Çöküş Teorisi
Bazı Marx yorumcularına göre kapitalizm, iç çelişkileri nedeniyle kendiliğinden çökecektir.
Kâr oranlarının düşme eğilimi nedeniyle sermaye birikimi sürdürülemez hale gelecek.
İşsizlik ve yoksulluk artarken sosyal refah çökecek. Devletler sürekli ekonomik krizlere müdahale etmeye çalışacak, ancak uzun vadede başarısız olacaklar. Bu durumda kapitalizm bir yıkım sürecine girecek ve toplum alternatifler aramaya zorlanacaktır.
B. Örgütlü Devrim Teorisi
Marx, kapitalizmin son bulması için işçi sınıfının örgütlü bir devrim yapması gerektiğini düşünüyordu.
Kapitalizmin krizleri işçi sınıfını daha radikal hale getirerek, örgütlü sınıf hareketleri, üretim araçlarını kolektif mülkiyete geçirerek devlet aygıtı işçi sınıfının kontrolüne geçtiğinde kapitalist mülkiyetin tasfiyesi sağlanarak, devletin sönümlenmesiyle süreç tamamlanacaktır...
Sürecin açmazları,
20. yüzyıldaki sosyalist devrim deneyimleri, kapitalizmin devrimle ortadan kaldırılmasının kolay olmadığını ve devletin de bir güç ilişkileri alanı olduğunu gösterdi. Bu yüzden gelecekte nasıl bir mücadele hattı geliştirileceği tartışmalıdır ve bu başka bir çalışmanın konusudur. Ancak kısaca şunları söylemek mümkün...
A. Ekonomik Yapının Dönüşüm ve
Üretim Araçlarının Kolektifleştirilmesi, YZ ve otomasyonun sağladığı üretkenlik, özel sermayenin kontrolünden çıkıp kamusal mülkiyete geçtiğinde kapitalist sömürü mekanizmaları devre dışı kaldıkça, üretimin pazar mantığına değil, toplumsal ihtiyaçlara göre düzenlenmesi gerçekleştiğinde süreç te tamamlanmış olur...Bu süreçte temel gelir ve iş güvencesi, İşsizliğin çözümü için temel gelir modeli veya işlerin toplumsal ihtiyaçlara göre yeniden örgütlenmesi zorunlu olacaktır.
B. Siyasal Olarak Devlet Yapısının Dönüşümü,
Kapitalist devletin ortadan kaldırılması, onun yerine ne konulacağı sorusunu gündeme getirir.
Leninist Model,
İşçi sınıfı devleti ele geçirip "proletarya diktatörlüğü" kuracak, sonra devlet sönümlenecek.
Anarşist Model,
Devletin kendisi de kapitalizmin bir aracı olduğu için doğrudan tasfiye edilmeli.
Demokratik Sosyalist Model,
Devlet içindeki mücadeleyle reformist bir dönüşüm sağlanabilir.
Günümüzde, bu üç modelin de kendi iç zorlukları ve sınırları olduğu görülüyor.
2. Yapay Zekanın Bu Süreçteki Rolü,
YZ ve otomasyon, kapitalizmin krizlerini hızlandıran bir etmen olarak çalışıyor.
A. İşsizliği Artıran Bir Faktör
YZ, üretimde emeğe duyulan ihtiyacı azaltıyor. Oysa kapitalizm, iş gücünü sömürerek varlığını sürdürebilir. Ancak üretim süreçleri giderek insan emeğine ihtiyaç duymadığında, işsizlik ve gelir eşitsizliği artıyor. İşsiz kitleler tüketici olmadığı için ekonomik sistem krize giriyor.
B. Merkezi Planlamayı Kolaylaştıran Bir Araç
YZ’nin büyük veri işleme yeteneği sayesinde planlı ekonominin mümkün olup olmadığı yeniden tartışılıyor.
Sovyetler zamanında merkezi planlama verimsizdi çünkü bilgi akışı yeterince hızlı değildi. Ancak bugün YZ, milyonlarca değişkeni analiz ederek çok daha verimli bir merkezi planlama sistemini mümkün kılabiliyor.
C. Sermayenin ve Devletin Kontrol Aracı
YZ aynı zamanda güçlü bir toplumsal kontrol mekanizmasıdır. Kapitalist şirketler YZ’yi tüketim alışkanlıklarını yönlendirmek için kullanıyor. Devletler YZ ile bireyleri izleyip kontrol edebiliyor. Dolayısıyla YZ’nin toplumu özgürleştirici mi, yoksa daha baskıcı bir sistem mi yaratacağı tamamen hangi sınıfın kontrolünde olduğuna bağlı.
İnsanlık Bu Sürecin Neresinde?
Şu anda kapitalizm kendi krizlerini üretiyor, ancak sistemin tamamen çöküş sürecine girdiğini söylemek henüz erken ama çok uzak ta değil...Teknoloji, kapitalizmi aşan bir üretim potansiyeli yaratıyor. Ancak mevcut güç ilişkileri değişmeden kapitalizmin kendiliğinden sona ermesi mümkün değil.
YZ, merkezi planlamayı mümkün kılabilir, ancak sermayenin elinde bir baskı mekanizmasına dönüşme riski de yüksek...
Kapitalizmin yumuşak bir geçişle mi, yoksa büyük bir toplumsal çalkantıyla mı dönüşeceği hâlâ belirsiz. Ancak bu dönüşüm kaçınılmaz görünüyor. İkinci olasılık kaçınılmaz...
Erdoğan ATEŞİN
5.0
100% (2)