- 626 Okunma
- 2 Yorum
- 0 Beğeni
17 Mart Muhasebesi
Tarihin en büyük savaşlarından birisi..
Kilit savaşlarından birisi. Düşman o noktayı geçerse artık belki de vatan dedikleri şey tamamen kaybedilecek..
Bıyığı henüz terlememiş, sesi henüz kalınlaşmamış kızanlardan, torun torba sahibi eli silah tutan yaşı geçkincelere kadar topyekün, bir ulusun direnişiydi bu savaş..
Düşman hemen hemen dünya üzerindeki bütün Hristiyan milliyetlerinden ordularla saldırıyordu..Uzun süre peşinden koşturup da yorgun düşürdüğü, son darbeyle yere yıktığı avını, boğazından yakalayıp da öldürücü dişlerini geçirmeye hazırlanan vahşi bir hayvan gibiydi düşman..Öylesine şartlarda bir direniş destanı yazıyordu bir ulus işte...
Yüzbinlerce şehit pahasına da olsa, boğazını kaptırmadı vahşetin dişlerine yaralı ceylan..
Tarihin daha önce hiç yazmadığı bir direnişle dur dedi, vatanına musallat olan yabanıl hayat vahşilerine..
Bu topraklarda ben hükümranım dedi bir millet...
Her yaştan yüzbinlerce cana mal olan bu şanlı direniş, zaman içinde unutulmaya yüz tuttu..
Gün geldi o topraklarda dünyaya direnen ulusun evlatları, mezarları yakınlarında mermileri, bombalarıyla canverdikleri düşmanlarının torunlarının anma törenlerine şahit olmaya başladılar..
Bir başka ülkeyi işgal etmeye gelen düşman askerlerinden, savaşta hayatını kaybedenlerin yakınları, dedelerinin işgale geldiği topraklarda, yüzbinlercesini şehit ettiği ulusun evlatlarından özür dilemeye değil, kendi kayıplarını anmak için törenler yapmaya geldiler..
Şehit veren ulusun torunları ise, kendi şehitlerinden çok işgalci orduların torunlarına ilgi gösterir oldular, onların törenlerini baştacı yapar oldular..Basın kuruluşları işgalci kuvvetleri ve dedelerinin izinden gelen torunlarını bağırlarına basmak için birbirleriyle yarışır oldular. İşgalin bir anlamda kültürel boyutta devam etmesi için olabildiğince işbirliçilik içinde bulundular..Adına kardeşlik dediler, onların kayıpları da insandı dediler, ne var sanki gelip bizim şehit mezarlarımızın burnu dibinde ayin yapsalar dediler..Onlar da askerdi, emir kuluydu, o kadar şehit verdik ama, " bakalım onlarında haklı bir sebepleri vardı belki" demeye getirdiler yıllarca..Yüzbinlerin şehit olurken haklı bir sebebi yokmuş gibi sanki..
Kendi ulusunun şehidinden çok, işgalci güçlerin kayıplarını yüceltme yarışına girdiler bir anlamda..
İşte, bir ülkede, milli değerlerinden daha çok, dünyaya egemen olan güçlerin değerlerini parlatma, cilalama, öne çıkarma girişimlerine, öz değerlerini satır aralarında aşağılamaya , küçük görmeye çalışma girişimlerine günümüzde kısaca Emperyalizm deniyor..
Unutan , unutturan, küresel güçlerin çıkarları için malzeme üretmeye çalışan, onları hoş göstermeye çalışan içimizdeki güçlere de kısaca "işbirlikçi" deniyor..
Bu ülke Türkiye...
Bu savaş Çanakkale...
Bu emperyalistler asırlardır aynı zihniyeti güden, hiç bıkmayan, usanmayan Haçlı Zihniyeti
Ve,
Bu işbirlikçiler de basını , medyayı, gündemi elinde tutan hakim güçlerin aymaz kesimi...
Dikkat edin..
Her yerde karşınıza çıkabilirler..
erol başçı
YORUMLAR
Kıymetli yazar, üzerimizde oyanan oyunların sinsiliği ve çeşitliliği karşısında kanı donuyor insanın.
Bu yazıyı benim kadar kimse anlayamaz
Saygı selamla
"Adına kardeşlik dediler, onların kayıpları da insandı dediler, ne var sanki gelip bizim şehit mezarlarımızın burnu dibinde ayin yapsalar dediler..Onlar da askerdi, emir kuluydu, o kadar şehit verdik ama, " bakalım onlarında haklı bir sebepleri vardı belki" demeye getirdiler yıllarca..Yüzbinlerin şehit olurken haklı bir sebebi yokmuş gibi sanki..
Kendi ulusunun şehidinden çok, işgalci güçlerin kayıplarını yüceltme yarışına girdiler bir anlamda.."
"Bu işbirlikçiler de basını , medyayı, gündemi elinde tutan hakim güçlerin aymaz kesimi...
Dikkat edin..
Her yerde karşınıza çıkabilirler.."
Tebrikler...