Gerçeği her zaman savun, anlayan olmasa bile vicdanına karşı hesap vermekten kurtulursun. (herbert george wells)
tu
tugrulahmetpekel
@tugrulahmetpekel

SOKAĞIN SONUNDAKİ EV- BÖLÜM -1

29 Ocak 2025 Çarşamba
Yorum

SOKAĞIN SONUNDAKİ EV- BÖLÜM -1

0

Yorum

2

Beğeni

0,0

Puan

82

Okunma

SOKAĞIN SONUNDAKİ EV- BÖLÜM -1















Roman




Gök gürültüsü ve ardından şimşek çakmasıyla beraber Esma boş bulunup olduğu yerde sıçradı. Şimdi şehrin üzerine gök delinmiş sanki yağmurla beraber karanlık yağıyordu. İlk yağmur damlası burnunun üzerine düşünce, ıslanmamak için duvarın dibine sığındı. Başını kaldırınca bir Aşevinin önünde olduğunu fark etti. Buraya kadar nasıl gelmişti, kendisi de anlayamadı. Bir haftadır iş arıyordu ama sanki söz birliği edilmişçesine bütün kapılar yüzüne kapanmıştı.
Cebindeki son parasını bir haftadır kaldığı otele vermişti. Ne olduğu belirsiz kişilerin arasında korku dolu geceler geçirmesi de yanına kar kalmıştı. Aşevinin camekânında asılı olan ilanı bir kere daha okudu. Mutfağa bulaşıkçı aranıyordu. Açık olan kapıdan içeri girdi. Sarsak adımlarla masaların arasından yürümeye başladı. Tezgâhın arkasından seğirtip çıkan yaşlı bir adamın kendisine seslendiğini duydu. ‘’ Hoş geldiniz buyurun, size ne gibi bir hizmette bulunabilirim? Tercih ettiğiniz bir şey var mı? Yoksa menüye mi bakmak istersiniz?’’
Esma,
‘’Ben cama astığınız ilanı okudum onun için sizi rahatsız ettim.’’
‘’Otur o zaman kızım.’’
Otururken bir an sendeledi yorgunluktan ve tükenmişlikten bitme noktasına geldiğinin farkındaydı.
Yaşlı adam,
‘’ Adım Halil kızım bu sokakta herkes bana Halil Dayı der. Aç mısın?
Bakışlarını suçlu biri imiş gibi Halil Dayıya çevirdi. Yaşlı adam kendine bakan gözlerde çaresizlik ve bezginlikten başka bir şey göremedi. Arkasına dönerek, ‘’Sinoplu’’
‘’ Buyur Halil Dayı.’’
Yaşlı adam,
‘’ Oğlum bizim masaya dolu bir kâse çorba yanında da kuruyu unutma.’’
‘’ Tamamdır. Hemen geliyor.’’
Esma ekmekten bir dilim koparırken gözünden düşen bir damla gözyaşı ekmek diliminin üzerinde bir pırlanta gibi ışıldıyordu.
‘’ Kızım sen yemeğini yerken bende ufak tefek işlerim var onları halledeyim. Sonra oturup konuşuruz.
Esma sessizce çorbasını içmeye başladı.
Sinoplu,
‘’ Halil dayı ne iş? Ben anlayamadım.’’
Halil Dayı,
‘’ Anlayacağız oğlum anlayacağız. Bu kızın bir derdi var. Ben onu konuşturmasını bilirim. Sen işinin başına dön. Çocuklara söyle ellerini çabuk tutsunlar. Geç kalmayalım. Hava daha da bozacağa benzer.’’
‘’ Tamam, dayı sen merak etme.’’
Kıza yeterli zamanı tanıdıktan sonra, tekrar yanına döndüm ve karşısına oturdum. ‘’ Konuşmaya hazır mısın kızım?’’
‘’ Hazırım efendim.’’
Halil Dayı,
‘’ Efendim yok. Halil Dayı var. Bu soru biraz abes kaçacak ama bulaşıkçılıktan anlar mısın?’’
Esma,
‘’ Biraz anlarım çalıştığım lokantada boş zamanlarımda bulaşıkçıya yardım ediyordum. Ben aslında ahçıbaşı yardımcısıydım.’’
Halil Dayı,
‘’ Daha evvel nerede çalıştın?’’
Esma,
‘’ Samatya’da Süslü restoranda çalışıyordum.’’
Halil Dayı,
‘’ Peki neden ayrıldın oradan?’’
Esma,
‘’ Kendi isteğimle ayrılmadım Halil Dayı. Kovuldum.’’
Halil Dayı,
‘’ Kovulmanın sebebi neydi kızım?’’
Esma,
‘’ Karnımı doyurdunuz, paramın olup olmadığını hiç sormadan. Size yalan söyleyemem.’’
Halil Dayı,
‘’ Doğruyu söyle kızım. Bugüne kadar bu kulaklar öyle şeyler duydu ki.’’
Esma,
‘’ Bir hırsızlık olayına karıştım. Beni hiç dinlemeden, beş kuruşsuz kapının önüne koydular. Birkaç kuruş bozuk param, montum ve kimliğim dahi orada kaldı.’’
Esma Halil Dayının cevabını beklemeden toparlanmaya başladı. ‘’ her halde bu durumda iş vermezsiniz bana?’’
Halil dayı,
‘’ Otur oturduğun yere, önce bana adını söyle. Yarında sabah sekizde burada ol.
Esma,
‘’ Adım Esma kalacak yerim yok. Kirasını ödeyemediğim için evimden atıldım. Bu gece şu sandalyenin üzerinde kıvrılıversem olur mu?’’
Halil Dayı,
‘’Dur bakalım burada olmaz hele eve gidelim bir çaresine bakarız. Şimdi sen otur burada, ya da gel mutfağa bak ortalığı gör. Bizim çocuklarla tanış. Sinoplu Esma ile arkadaşlarını tanıştır. Bundan sonra bizimle çalışacak.’’
Esma daha fazla kendini tutamadı ve hıçkıra, hıçkıra ağlamaya başladı.
Halil Dayı,
‘’ Tamam kızım bu günler de geçer, hem şu hırsızlık işine bir el atalım bakalım aslı astarı ne imiş? Sil gözyaşlarını. Mutfağa git çocuklar yarın tam vaktinde işinizin başında görmek istiyorum. Suna sen gelir gelmez çarşıya çıkıp bıraktığım listedekileri alacaksın.’’
Suna,
‘’ Alınmış bil patron.’’
Halil dayı,
‘’ Hadi bakalım Esma bizde yola koyulalım. Benim ev iki sokak ötede.’’
Dükkânı kapattık, Halil Dayı gökyüzüne bakarak, ‘’ Bulutlar yine toplanıyor. Belli ki yağmur yağmaya devam edecek. Berekettir, biz böyle öğretti büyüklerimiz.’’
Acele etmeden ağır, ağır yürüdük. Yolumuzun üzerindeki fırından iki ekmek alarak, nihayet eve vardık. Ben apartman katı beklerken, bahçe içinde ağaçların arasında karşımıza iki katlı ahşap bir ev çıktı. Halil Dayı ve eşi alt katta evin girişinde oturuyormuş. İkinci katın boş olduğu buradan görünüyordu. Kapıyı açtı içeri girerken eşi bizi karşılamaya çıktı.
Halil Dayı,
‘’ Hanım hep dersin canım sıkılıyor, sana misafir getirdim. Ama sadece bir gecelik misafir.
‘’ Hoş geldin bey, hoş geldiniz kızım buyurun girin içeri.’’
Bizi oturma odasına aldı. Temiz derli toplu bir odaydı. Önce beni tanıştırdı. Eşinin adı Münevver imiş.
Münevver Teyze,
‘’ Bey sofrayı kurayım mı? Yoksa biraz soluklanmak ister misiniz?
Halil Dayı,
‘’ Dur biraz nefes alalım öyle. Sen Esma kızımla ilgilen.’’
O gece hayatımda yediğim en iyi akşam yemeği oldu. Yatma vakti geldiğinde,
Halil Dayı,
‘’ Kalk bakalım esma yatacağın yeri göstereyim.’’
İkinci kata çıktık. Önce yatak odasını gösterdi. Salona geçtik, gayet güzel döşenmişti. Ama beni şaşırtan daha çok duvarda asılı olan bir fotoğraftı. Bir an irkildim. Bu kadar benzerlik olamazdı. Resimde bana bakarak gülümseyen kız benim kopyamdı.
Halil Dayı,
‘’ Resimde bize gülümseyen tek varlığımız biricik kızımızdı. Hale’yi geçen sene kaybettik. Hanım mecbur olmadıkça buraya çıkmaz. Ayda bir temizlikçi kadın gelip eşyaların tozunu alır. Bak kızım Esma sanma ki, biz her gelene evimizi açıyoruz. Ama sana dükkânımdan içeri girdiğin anda kanım ısındı. Ben çok gördüm geçirdim. Kolay, kolay yanılmam. Zaten daha sonra uzun, uzun konuşacağız. Sende Münevver Hanıma yoldaş olacaksın. Eğer çok yorgunsan yarın izin yapabilirsin.’’
Esma,
‘’ Hayır Halil Dayı sabah beraber dükkâna gideriz. Ben bu kadar iyiliğe layık mıyım onu da bilemiyorum. Ama tam zamanında imdadıma yetiştin. Yoksa halim nice olurdu Allah bilir.’’
Halil Dayı,
‘’ Bak orada televizyonda var. Gerisi sana kalmış bir şey. İyi geceler Allah rahatlık versin.’’



Devamı var

Paylaş
Beğenenler
(c) Bu yazının her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir. Yazının izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur.
Yazıyı Değerlendirin
 
Sokağın sonundaki ev- bölüm -1 Yazısına Yorum Yap
Okuduğunuz Sokağın sonundaki ev- bölüm -1 yazı ile ilgili düşüncelerinizi diğer okuyucular ile paylaşmak ister misiniz?
SOKAĞIN SONUNDAKİ EV- BÖLÜM -1 yazısına yorum yapabilmek için üye olmalısınız.

Üyelik Girişi Yap Üye Ol
Yorumlar
Bu şiire henüz yorum yazılmamış.
© 2025 Copyright Edebiyat Defteri
Edebiyatdefteri.com, 2016. Bu sayfada yer alan bilgilerin her hakkı, aksi ayrıca belirtilmediği sürece Edebiyatdefteri.com'a aittir. Sitemizde yer alan şiir ve yazıların telif hakları şair ve yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Sitemiz hiç bir şekilde kâr amacı gütmemektedir ve sitemizde yer alan tüm materyaller yalnızca bilgilendirme ve eğitim amacıyla sunulmaktadır.

Sitemizde yer alan şiirler, öyküler ve diğer eserlerin telif hakları yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. Ayrıca sitemiz Telif Hakları kanuna göre korunmaktadır. Herhangi bir özelliğinin kısmende olsa kullanılması ya da kopyalanması suçtur.