0
Yorum
0
Beğeni
0,0
Puan
139
Okunma
İNSAN ZEKASI MEDDE VE ENERJİYE DOYDUKÇA, KENDİ BENCİL DÜNYASINDAN KURTULACAK...
2025, 2024’ten daha Sıcak Geçecek..
Kopernik öncesi zamanda dünya evrenin merkezindeydi. Galileo Galilei bu teorinin yanlışlığını teleskobunda gördükleriyle pratikte yanlışlığını ispatladı ama bedeli ağırdı. Kilise aforoz etmişti Galileo Galilei’yi ...Bilen, bilim yapan insan giyotinle tehdit ediliyordu. İnsan zekası ’’Tanrı’’ tarafından ’’bağışlanmış’’, bu teklik bütün çokluğu yaratmıştı. Sonra insan bilgisini derinleştirdikçe, bilimde gelişiyordu bu paralde...Şimdi insanlık farklı yıldızlar üzerinde daha gelişmiş teknolojiler ve yaşam arayışında...
İnsan madde ve bilinç üretiyor öğreniyor ve gelişiyor. İnsan eliyle ve beyniyle madde ve bilinç üretiyor ve bu diyalektik bir ilişkidir. Bütün bu süreçler birbiri içine geçmiş birbirini tamamlayan ve bu yapısal döngü içinde birbirini bütünleyen süreçler olup, bu süreçler giderek fizyolojik, ekonomik, sosyal, siyasal ve psikolojik toplumsal süreçlere dönüşüyor. Doğa insan için en karalı ve en somut veridir ve insan bütün yapıp etmelerini, içine doğduğu doğası içinde gerçekleştirmektedir. Bu faaliyetiyle doğayı değiştirmeye çalışan insan, kendisini de değiştirmeye durmaksızın devam ediyor.
El ve beynin diyalektik bütünselliği içinde, insanın yapıp etmeleri onun pratik -eylemsel etkinliği ( praksis ), üretim süreci insan ve doğa çelişkisini de belirliyor ( determination)... Bütün bu faaliyetin, bu sürecin temel etkeni, insanın geçim araçlarını ve insani gereksinimlerini karşılama isteğidir, güdüsüdür ( motive).
Maddeden, organizmadan, bilince yönelen ve yeniden üretim gereksinmesi nedeniyle tekrardan maddeye yönelen ve bu süreciyle birlikte yeniden üreten dinamik yaratıcı bir süreç...
İnsanın toplumsallaşması bu süreçten ayrı düşünülemez. İnsanların başka insanlarla kurdukları, kurmak zorunda oldukları ilişkiler ekonomik, sosyal, kültürel, dilsel gelişim toplamda toplumsal alanı oluşturmaktadır. Bu süreçlerin hiç biri diğerinden bağımsız değildir. İnsanlık bugün toplumsal olarak geldiği bu aşamayı farklı ekonomik ilişkiler ve çelişkiler şeklinde yaşamaktadır.
İnsan üzerinde yaşadığı gezegenin bütün zamanların en barbar süreçlerini yaşıyor. Kendi gezegeni üzerinde yarattığı teknoloji, kendisi ve doğasını yok ediyor ve yaşadığı gezegene yabancılaşmış bir elitler tayfası dünyayı bir bilinmeze sürüklüyor. İnsan kendi evreninde, insan uygarlığının geldiği bu aşamada büyük karmaşıklık içinde, kaostan düzen yaratmaya çalışan insan çabası bunu başaracak mı bugünün en büyük sorusu?
Evrenimizin olağan üstü yasaları ile gezegenimizin kendisini korunum yasaları karşı karşıya. Doğada var olan değişmezlerin milyarlarca yıllık zaman döngüsü içinde oluştuğu ve bu oluşumun insanı biyolojik olarak şekillendiren süreçleri, insanın doğayla uyumlu süreçleriyle karşılıklı diyalektik bir bağ içinde geliştiği bilinciyle, doğanın ürettiği bugünün insanı, kendi doğasıyla karşı karşıya gelmiş ve doğasını yok etmek için adeta yarışıyor...İnsan tutarsızlığı ve bencilliği, evrenimizin ve dünyamızın tutarlı sabitlerini ve kurallarını zorlayarak ön görülemez süreçler üretiyor...
İnsan zekası madde ve enerjiye doydukça, kendi bencil dünyasından kopacak mı? Bu süreç insanın madde ve enerjiyi insanlığın devamı için bilinçli ve çıkar amaçlı değil, bütün insanlığın sürdürülebilir evrimsel sürecine sunduğunda, insanın doğayı kullanma bilinci bütün evrene açılan bilince dönüşerek, kapitalizmin kar amaçlı dünyası, akıllı ve yaşanılabilir bir madde ve enerji dünyasına dönüşecektir...
Gezegenimizin teknoloji üreten ve bu üretim süreciyle birlikte diğer bütün insan emeği üretimleri bir elitin elinden alınıp, toplumsala devredildiğinde, uygarlığımızın geleceği de bir o kadar teminat altına alınmış olacaktır. İnsanlık içindeki olumsuzlukları ayıklaya ayıklaya geleceğini inşa ediyor...Miadını doldurmuş ve atıl olan her şey süreç içinde yok oluyor, bu diyalektik yasa bütün gezegenimizin temel yasasıdır. Evrenin de...
İnsan bu kötülükleri aşamazsa kendisini ve doğasını yok eder. Dünyamız şimdilik madde enerji kârlılığı için yeniden bir dünya savaşı eşiğine gelmiştir. Gezegenimiz bu sürece çok yakındır ve insanlık büyük bir savaşın tehtidi altındadır... 2025, 2024’ten daha çok sıcak ve zor geçecektir...
Erdoğan ATEŞİN