- 74 Okunma
- 1 Yorum
- 3 Beğeni
Ağır Roman "I. Bölüm - Serseri"
İnsan bir şiiri ilk okuyuşunda nasıl ezberler!
Henüz ondört yaşımdayım.
Okuldaki başarımın haricinde üniformamı çıkarıp sokağa adım attığım andan itibaren başka biriyim. Yaşıtlarımın haricinde o küçük mahallemizin ağır ağabeyiyim.
İşte bu bilmeden yüklendiğim misyon benim hayatımı kendim belirlememe engel olacaktı. Hatta belki istemeden de olsa birilerinin gözünde büyüyecek ve o dönemin şartlarında parmakla gösterilen biri haline dönüşecektim.
Hem çalışkan hem zeki hem çevresine faydalı..
Hiçkimse ablamın peşinden koşamayacak yahut hiçkimse erken kardeşime herhangi bir olay yada kavga esnasında herhangi bir müdahalede bulunamayacaktı.
Tabi bu arada dostlarım benden bazı konularda yardım isteyecek ve ben bunu o zaman bedenimde gezinen kanın deli akması suretiyle asla geri çeviremeyecektim.
Kimilerinin gözünde "ağabey" kimilerine "reis" olacaktım. Yaşım ilerledikçe bu kimlik artık üzerime yapışacak hatta üst kat komşumuz Nurten Teyze’yi bile arkadaşlarımla birlikte bir beladan kurtaracaktım.
Açıkçası bu kişilik benim de hoşuma gitmeye başlamıştı. Bir taraftan kendimi ve dünyayı tanımaya çalışırken diğer taraftan türlü iyilikler yaptığımı düşünerek avunuyordum.
Oysa bu durumun ilk olumsuz tarafını henüz yaşamamıştım.
O sene snıfımıza bir kız gelmişti. Adı Serpil. Uzun zaman sonra arkadaşlarımın söylediğine göre Serpil aslında çok da güzel olmayan hatta bana yakışmayacağını ifade edecekleri zayıf, çelimsiz bir kızmış.
Oysa benim gördüğüm kumral kısa saçları ve koyu kahve gözleriyle yüzünde duru bir güzelliği olan sade görünmesine rağmen çekici olduğuna inandığım bir güzellikti.
Sonra bana bir fırsat doğdu..
Yılbaşındaki hediyeleşme faslında öğretmenimden rica edip kuraya hile karıştırmama sebep olan bu güzel kıza bir hediye hazırlayacaktım. Belki bu sayede onunla yakınlaşacaktım. O da bana bir gömlek alacaktı.
- Sana yakalı bir gömlek aldım. Bence yakalı şeyler sana daha çok yakışıyor.
..
..
Hediyemi ona uzattım. Şimdi değil de eve gidince açmasını rica ettim.
İşte o günün akşamında tesadüfen okul çıkışında onu başka bir erkeğin yanında yürürken gördüm. Yine istemsizce onları takip ettim. Bir otobüs durağının orda ayrıldıklarında o çocuğun yakasına yapışıverdim.
- Bu kızın peşini bırakacaksın!
Çocuk ilk başta cevap vermeye kalkıştıysa da açıkçası şu an asla onaylamadığım bir şekilde onu oracıkta dövecektim. O da ertesi gün benim kim olduğumu öğrendiğinde gerçekten de Serpil’den uzaklaşacaktı. Oysa ben kazandığımı düşünürken kaybediyor olacaktım.
Ertesi gün bir hışımla sınıfa giren Serpil oturduğum en arka sıranın başına gelip herkesin içinde bana bağırmaya başlayacaktı. Oysa ben yerimden dahi kalkamayacaktım.
- Sen kim olduğunu sanıyorsun serseri!
İşte beni en çok üzen de o sondaki "serseri" kelimesi olacaktı. Acaba gerçekten de herkesin gözünde ben serseri miydim..
Sonra ona aldığım hediyeyi sırama koyup yanımdan uzaklaştı.
Bir ipin üzerine kendi el yazımla 365 tane not kâğıdına güzel sözler yazıp aralıklı olarak düğüm atmıştım. Bir kumbaranın içerisine yerleştirdiğim bu ipten her sabah bir tanesini çekecek ve her gün bir not okuyup güne öyle başlayacaktı.
Bir tanesini çektim..
"Günaydın güzellik, unutma, senden bir tane daha yok"
Gülümseyerek geri koydum..
Bir lise hayatı böyle gelip geçti. Okulun son günü vedalaşmak için kendiliğinden yanıma geldi. Birkaç rutin muhabbetten sonra araya girdim.
- Hayatında şu an biri var mı?
- Evet var.
- Peki o mu?
- Hayır başka biri.
Güldüm..
- Peki senin var mı?
- Evet.
- Alev mi?
- Değil.
- Aslında yakışıyorsunuz. Peki kim?
- Şiir..
Ona o zaman okuyup çok beğendiğim hatta şu an dahi kime ait olduğunu bilmediğim bir şiiri kendisine ezbere okuyarak veda ettim.
"Arama kızım hayatın cilvesi bahane
Benim gönlüm serseriyse sanane
Zannetmeki bunları söyleten kindir
Aldanma bu gönül hep senindir
Aldanır ona o gözlerle bakanlar
Onlardır bu dünyada en güzel insanlar
Sil artık şu gönlündeki karanlık eseri
Kat kat üstündür şu gördüğün serseri
Seneler sonra birgün karşılaşırsak eğer
Ya kafanı çevirir ya selam verirsin
Sorarsa yanındaki arkadaşın veya kocan
Benim için eski bir serseri dersin"
..
..
Ben değişecekrim. Serpil değişecekti. Hayat değişecekti..
.. ve tam 20 yıl sonra onunla yine karşılaşacaktım!
YORUMLAR
Geçmişte olumsuz olarak değerlendirdiğimiz kimi durumlar geleceğimizi biçimlendirebiliyor. O kız da hikaye kahramanının gelceğine böyle bir etkide bulunmuş: Olumlu bir etki... Çünkü en yakınımızların nasihatlerini dinlemesek de kalbimizin çarptığı insanın bir sözü, bir bakışı çok daha etkili olabiliyor yanlışlarımızı düzeltmek için; hele o ilk gençlik yıllarında.
Çok güzel ve su gibi akan bir yazıydı. Devamını sabırsızlıkla bekliyoruz.
Kaleminize sağlık...
bayduygusal
Tanrı azan karıncaya kanat takar kuşa yem edermiş.
Gereken dersi aldı kahramanımız.
Katkınız için teşekkür ederim.
Eyvallah..