- 106 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
Din Uyutma Seansları
Din Bezirgânlarının Tuzakları-Gerçek Din ile Uyanma Çağrısı
Arkadaşlar,
Bugün bir gerçeği konuşmak zorundayız. Gözlerimizi kapatıp, kulaklarımızı tıkayarak yaşamayı seçtiğimiz gerçekler artık önünde duruyor. Yüzyıllardır “din” adı altında bize sunulan görünüşlerin ardında, gerçekten Allah’ın dini mi var? Yoksa birileri bizi kandırıyor mu?
Sakal, cübbe, sarık, misvak… Bunları öyle bir öne çıkarıyorlar ki, sanki dinin esası bu. Oysa sırayla soralım:
• Allah’ın dini, bir erkeğin sakalıyla mı ölçülür?
• Bir insanın üstünde cübbe olması mı onu hakikat yolcusu yapar?
• Misvak kullanmadan dişlerini fırçalayan bir insan dinin dışında mıdır?
Hayır!
Din bir gösteri midir?
Din; ışıldık gösterilerin, dıştan özenle görünmeye çalışılan şekillerin ötesinde bir gerçektir. Allah Resulü ’nün öğretileri; adalet, ahlak, sevgi, şefkat, şaşmaz bir şekilde insanlık için çizilmiş yol haritalarıdır. Ama bugün bakıyoruz ki, bu haritaları ellerinde taşıyanlar sadece şov yapıyorlar.
Bakın bakalım; bu şovu yapanların hangisi;
• Ticarette Peygamber gibi dürüst?
• Toplumda adaleti sağlama çabası içinde?
• Komşusu açken tok yatmayan bir ahlakı benimsiyor?
• Yetimin hakkını koruyor, mazlumu gözetiyor?
Ne yazık ki birçokları için cevap koca bir hayır! Ellerinde şekilciliği bayrak yapmışlar, esas olandan fersah fersah uzakta kalmışlar.
Peygamber Sevgisi-Bir Masal mı?
Bu insanlar Peygamber sevgisinden bahsediyor, “Ehli Sünnet” olduklarını iddia ediyorlar. Ama unutmayalım ki, sevgi bir sözden ibaret değildir. Peygamber sevgisi; şekille, kelimeyle, sloganla olamaz. Onun sevgisi, onun yolunda yürümekle olur.
Allah Resulü;
• Mazlumun yanında duran,
• Adaleti sağlamak için savaşan,
• Yetimin başını okşayan,
• Ticaretten siyasete kadar her işte şeffaflık ve ahlakı esas alan biriydi.
Şu halde, onun yolunda yürümek ne demek? Misvakı ağza koyup dışarıda yetim hakkı yiyor musun? Sakalı büyütüp ticarette aldatıyor musun? İşte mesele burada!
Asıl Sünnetler Nerede?
Bugün bize “Sünnet” diye dayatılan her şeyi bir kenara bırakıp soralım:
• Zekâtta ne kadar Sünnete uydunuz?
• Ticarette ahlakınız Peygamber’in ahlakına ne kadar benziyor?
• Toplumdaki mazlumu ne kadar gözetiyorsunuz?
• Adalet anlayışınız Allah Resul’ününkiyle uyumlu mu?
Eğer bu sorulara cevaplarınız yetersizse, şekilcilikle kimseyi kandıramazsınız. Ve şunu da unutmayın; âlemlerin Rabbini siz kandıramazsınız!
Sözde Hocalar ve Gerçek Amaçları
Bugün “Hoca” sıfatıyla meydanlarda boy gösterenlerin kaç tanesi Allah’ın diniyle hakiki manada ilgileniyor? Çoğu, bir dönemin misyonerleri gibi hareket ediyor. Amaç ne? Bizi uyuşturmak, uyutmak, gerçekten uzak tutmak.
Bu insanlar;
• Gerçek meselelerden uzak tutar, çünkü düşünmenizi istemezler.
• Halkın fakirliğini, adaletsizliğini sorgulamayıp sakalın uzunluğuyla ilgilenmenizi isterler.
• Allah’ın adaletinden bahsetmez; kendi saltanatlarını devam ettirecek masallarla sizi oyalarlar.
Uyanma Zamanı
Arkadaşlar, artık uyanmanın zamanı geldi. Dini, şov malzemesi yapan bu adamlara şu soruları sorun:
Neden fakirlikle savaşmıyorsunuz?
Neden ahlaksızlığı önlemek yerine şekilciliği savunuyorsunuz?
Neden adalet talebinde bulunmuyorsunuz?
Neden Allah Resulü’nün hayatından sadece misvakı alıyorsunuz da onun adaletini, şefkatini ve mazlumun yanında durma özelliğini unutuyorsunuz?
Gerçek Dini İnşa Edelim
Allah’ın dini; sakal, sarık, cübbe, misvak dini değildir. Allah’ın dini; adalet, sevgi, dayanışma, hak, ahlak dinidir. İşte bu dini yaşatmak bizim boynumuzun borcudur.
Kardeşim, eğer gerçekten Allah’a teslim olmak istiyorsan, Resulullah’ın şu yollarını takip et:
Zekât ver! Malına bir bölümünü mazlumlara ayır.
Mazlumu koru! Komşusu açken tok yatan bizden değildir diyen Resul’ü unutma.
Adaletli ol! Kendi zararına dahi olsa doğru şehitlik et.
Yetimin hakkını savun! Yetimin malına el uzatmayın diyen ayetleri oku.
Ahlakını geliştir! Kızıl bir körük gibi şırlanan nefsine kapılma.
İşte, bu şekilde uyanabilir, toplumu uyandırabilir ve Allah’ın razı olduğu dinimizi yaşatabiliriz. Dün birilerinin şekilciliğini sorgulamaktan korktuk, bugün bunu yapmalıyız. İşte, asıl mesele budur: Dosdoğru olmak, Allah’ın emriyle hayatımızı tanzim etmek ve Resûlullah’ın gerçek sünnetini hayatımıza rehber edinmek. Bir Müslüman olarak, imanımızı gösterişten ve şekilden öte bir derinlikte yaşamalıyız. Bu, bizim için bir yük değil, aksine bir kurtuluş yoludur. Her anımızda dürüstlüğü, adaleti, hakkaniyeti ve güzel ahlakı rehber edinerek gerçek anlamda bir kul olma şerefine nail olabiliriz.
Evet, sakal sünnettir, misvak sünnettir; bu bir yaşama ait geleneklerden oluşan sünnetler, ahlaki değerlerimizin, toplumsal ilişkilerimizin ve Allah’a karşı sorumluluklarımızın bir gölgesi olmalıdır. Peygamberimizin sünneti, sadece şekille değil, aynı zamanda ruhla ve hikmetle yaşanmalıdır. Eğer bu hikmeti kaybedersek, ibadetlerimiz birer ritüelden öteye geçmez.
Müslüman’ın hayatında doğruluk en büyük ziynettir. Kimseyi aldatmayan, kimseye haksızlık etmeyen, hakikati savunan ve zulme karşı duran bir duruş; işte gerçek sünnet budur. Zekatta cömertlik, ticarette dürüstlük, adalette eşitlik, ailede şefkat ve toplumsal ilişkilerde saygı ve merhamet… Bütün bunlar, Peygamberimizin gerçek sünnetinin yansımalarıdır. Bugün İslam dünyasının yaşadığı problemler, bu değerlerden uzaklaşıldığı için katlanmaktadır.
Şimdi hep birlikte ellerimizi açalım ve Rabbimize dua edelim:
"Allah’ım, bizi dosdoğru yola ilet. Bize, Peygamberimizin gerçek sünnetini anlamayı ve yaşamayı nasip eyle. Kalplerimizi doğruluk ve samimiyetle donat. Bizi şekil Müslümanı olmaktan koru. İbadetlerimizi ruhuyla ve hikmetiyle yaşayan kullarından eyle. Bizi adaletsizlikten, zulümden ve sahtekarlıktan uzak tut. Dünyada ve ahirette aziz bir duruşla huzuruna gelmeyi nasip eyle. Zalimlerden değil, mazlumların yanında olanlardan eyle. Rabbimiz, sen dualarımızı kabul eyle ve bizi razı olduğun kullar arasına kat. Amin."
Bu dua, sadece bir yakarış değil, aynı zamanda bir taahhüttür. İslam’ı yaşamak, her şeyden önce sorumluluk almaktır. Öyleyse, hayatımızı sorgulayarak, hatalarımızı düzelterek ve doğruluğa sarılarak gerçek bir mümin olma yolunda adım atalım. Unutmayalım, Allah doğruların yanındadır, zulmedenlerin değil.
Erol Kekeç/08.01.2025/Namazgah/İST
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.