- 80 Okunma
- 1 Yorum
- 0 Beğeni
Büyük Dedem
Köyüm Kangal Divriği 40/40 km orta yerde bulunur.
250/ 300 yıllık tarihi bilinmektedir. Öncesi de olmalı elbet
Selçuklu kayıtlarına göre Oğuzların AVŞAR kabilesinden olup
halen AVŞARCIK olan (değişmeyen) adı da oradan gelmektedir
1827 Osmanlı nüfus kayıtlarından soyumuzun seceresine göre
Halil Mustafa (yaşlılar) Mustafadan Veli Paşa Cindi çocuklar
olarak kayıtları bulunmaktadır
Ağızdan ağızsa nakedilen (söylene gelen) bilgilere göre ilk bilinen dedemiz
Mustafa ve kardeşleri Tunceli’nin Hozat yöresinde (Hozat/ Ovacık arasında
halen mevcut Karakuz köyünden bir kabile; bilinmeyen nedenle göç edip
Erzincan Kemah Divriği Karasar/ Höbek arası Tüllüce dağı eteğinde
halen akmakta çevresinde yaylaklar olan düzlük alana yerleşmişler.
Mal davar edinirler. Ama karına kışına dayanamazlar ikiye ayrılıp
Bir kısmı daha gelip gittikleri KULUNCAK köyüne Bir kısmı da Karaağç
Deresini takiben daha engin ırmak kenarı BİZEVİ (Göçen taş) köyüne yerleşirler
Çoğalırlar ayrılırlar ;gördükleri bildikleri bizim köyün olduğu bir kısmı orada kalır
bir kısmı yayla olarak gördükleri bildikleri dağlar eteği çay kenarını uygun bulup
yerleşirler. Yerleştikleri köyüm olan burada bir ağıl sürü koyunu çobanı olan...
Çobanla iyi anlaşıp uyum sağlamış olacaklar ki ağılın bitişiğinde halen haraba ve
enkazları mevcut olan yarısı toprağa gömülü evler inşa ederler Böylece bizim köyün
temeli atılmış yerleşik hayatları başlar.
Yukarıda belirtilen Karasar/ Höbek arası Tüllüce-’deki bölünmede Kuluncak köyüne yerleşenler
halen ŞİRİNLER olarak bilinen kabiledir; Bizevi’de kalanlar ASLOŞLAR ; bizimkiler de PAŞO AĞA’nın
kabilesi olarak bilinir . Bizevide kalanlar yani Aloşlarla bi,zimkiler yani paşo ağa kabi,lesi arasında kız alış verişi sair akrabalık ilişkileri halen devam etmektedir Onlar bizimkilerin yeleştikleri yer ve koyun ağırlıklı malcılık yapmakta olduklarından GOMON (ağılcı ) derler.
Bizi,m köyün resmi adı olan AVŞARCİK Selçuklunun AVŞAR boyundan gelmektedir dedik. Yaygın olan yöresel adı ilk yerleşim yeri (göç yerleri) Hozat/Ovacık Karakuz (karakuzu?) dan gelmektedir.
Tüm bu bilgiler her ne kadar yazılı olmayan anlatıla gelen bilgiler ise de bunlar çok eski olmayan yaşam kesitleridi,r. Belirtilenler mevcudiyetleriyle sosyal gerçeklerdir. Öyle ki halen 80/90 yaşında olanlarımız vardır. Sorulsun hepsi az farklarla birbirleri doğrular ve de tamamlar.
ÖRNEYİN ben 80 Yaşımdayım. Bu yazdıklarımı kendim uydurmuyorum .Ben 5/6 yaşlarındayken anlatılanlar her çocuk gibi aklımda kalanlardır. Bir birlerine anlatanlar da 70/75 yaşlarında olduklarından 75+75= 150 senelik bilgilerdir. Anlattıklarım da o ysa da az önceki olaylardır. Bu nedenlerle doğruluk payları olasıllıkları o/o 70- 80 olduğu kanaatindeyim.
Meraklısı için işte bir araştırma konusu için yazılı yol gösterici kaynak
Büyük Dedem PAŞO AĞA’ya gelince: ağa dediysek öyle köyleri marabaları olanlardan değil; köy yerinde halı vakti iyi olana ağa denir. Kaldı ki; yukarıda anlatılan serüvenden sonra gelip yerleştikleri bizim köy (Avşarcık / Karakuz) ve Kuluncak dahil 18 köyün OSMAN BEY’in mülkü imiş. Ağıl çoban koyun sürüsü de haliyle omun..
Resmi Selçuklu kayıtlarına göre Oğuzların Avşar boyundan bir kabilenin gelip yerleştikleri AVŞARCIK isminin oradan geldiği belirtilmekte ise de hangi tarihte geldikleri ve gelenlerin kimler olduğu belirtilmemekte; ancak köyün kuzey batısında halen adı HARABE olan bir yerleşim yeri bilinmektedir Orada bir müddet yaşamış olduklrı düşünülür i,se de; o semtte kilise kalıntıları olduğu; taşlarının Paşo Ağanın sonradan yaptırdığı bina kullanıldığı
keza 100 /120 sene öncesine kadar bir ailenin (yaşlı karı koca yaşadıklrı bilinmektedir. keza mezarlık kalıntıları yapı taşları su arklarıyla ermeni ya da rumların harabe denen bu semtte yaşamış oldukları kanaati yaygındır
Onlardan sonra bizimkilerin dönemi başladığı olgu anlaşılmakta.
1827 Osmanlı nüfus kaydına göre de isim Avşarcık ancak yaşamakta olanların Halil ve Mustafa oldukları kayden bellidir.
Belirttiğimiz söylene gelen bilgilere göre bizimkilerin buraya yerleşmelerinin bu tarihten (1827) önce olduğu
bunun kanıtları ise o tarihlerde askere gidip dönmeyenlerin Yemene Halep’e gidip gelenlerin hikayelerinin anlatılması ve ilk yıllar dağ yamaçlarında düzlüklerinde tarla edindikleri sınırlarıyla sahipleriyle bilinmektedir ki en güvenilir kanıtlardır.
Yine resmi kayıtlara göre bizim köy, Kuluncak köyü 1942 ye kadar Kangala bağlı olduklarıdır.
Anlatılan yöresel bilgilere göre de ilk gelenlerin Halil ve Mustafa’dan öncekiler olduğu; Halil ve Mustafa’nın
burada doğdukları her iki kaynak bir birini doğrulamakta ve tamamlamaktadır .
Büyük dedem Paşa ve amcası Halil’in oğlu Cindi daha sonra doğacaklardır
Yukarıda belirtildiği gibi köyün şimdiki sakinleri olan dedelerimizin 1827 den önce gelmiş oldukları belirttiğimiz yazılı sözlü fiziki ve sosyal gelişmelerden bellidir dedik.
Köyümüzün (Avşarcık ) hayvancılığa özellikle koyunculuğa çok uygun olduğundan kısa bir zamanda (50/100)arası sürü sahibi oldukları. Büyük dedem olan Paşa yöresel tabirle ( Paşo) çok ilerlemiş. Koyun sürüsü çobanları yayla çadırlarıyla fakir fukara yoksullara yardımlarda bulunmakla artık köyde ve çevre köylerde hatırı sayılır sözü dinlenir haliyle Ağa yani Paşo Ağa olmuş. Malcılıkla uğraşır alır satar varlığına varlık katar olmuş. Katırlarıyla kervan katarıyla Malatya’dan Halep’ten yiyecek -hurmaya varıncaya kadar- .giyeceklerden
puşu ; kutnu kumaş gelir, öyle ki ilçe esnafına satar ya da siparişleri alınırmış.Tüm bunları yöneten yerine getiren ekibi oluşmuş tabbii. İşte böylece sözü üstüne söz olmaz PAŞO AĞA olmuş.
’Bunca varlık sahibi olmuş da ne mi olmuş?
Yani köye çevresine bir iyiliği hizmeti olmuş mu? Olmuşsa ne mi olmuş? HAKLISINIZ!
Fakir fukarayı doyururmuş ama karın tokluğuna çalıştırmıştır’ demekte olduğunuzu duyar gibiyim.
.Bunda da haklısınız; olmamıştır diyemem .Ama bunun yanında köyde boş avara duranları çağırtır sorar
’Ne yapalım ağa ! deyip el ovuşturanlara mecidiyeler (Harçlık) verir çalışmaya gitmeye ya da bir şeyler almaya satmaya teşvik edermiş.
Eşkıyalardan ÇÜKÜZLELİ CEMALE koltuk çıkar onunla köyü diğer eşkıyalardan korurmuş.
Yukarıda belirtildiği gibi bizim köy dahil 18 köy Divriğİ’li OSMAN BEY’n mülküymuş. KULUNCAK köyünün tarihi daha eski olup bizim köyün yeri de Kuluncaklıların olduğu; bizimkiler, başta Paşo Ağa Kuluncaklılardan satın almış hatır için almış almış da almışlar. Halen tarlalarımız çayırlarımız Kuluncaklı sahiplerinin adlarıyla anılmaktadır . Memedo Goghasan Zılfo Çörmülü keçeli Kurdo vb.
Bu gelişmenin güçlenmenin sonucu olarak daha büyük hizmetleri olmuş ki tamamen araştırılması gereken konulardır.
ÖRNEK 18 köyün Osman Beyin mülkü çalışanların birer maraba oldukları tahıldan başka tere yağı peynir tenekeler helkeler dolusu götürüldüğü, daha dünkü iş gibidir. Hatta bir anı anlatılır. köyde kimseyi beğenmeyen İÇÇO’yu kahya seçerler derler ki ’ kimseyi beğenmiyorsun güvenmiyorsun eleştirip duruyorsun, haydı
bu sene de Osman Beyin yağını sen götür bakalım’ Kahya kendini gösterecek ya eşeğine biner şehre iner öylene doğru Beyin konağına gider kabul görür huzura varır , yerlere kadar eğilip kıyam eder ; Bey gayet sert ’Ne var ola kahya !’ deyince, bizimki kıyamla ’BEYİM YAĞI ERİTEREK Mİ GETİRELİM ERİTMEDEN Mİ!’
Beyin işine gelir, ’ Erimiş kahya erimiş! ’ bir teneke erimiş yağ iki teneke erimedik yağ kadardır
Gelir köyde söyler kıyamet kopar İşte onlara takılır ’ Tabii canım İçço kahya bilmez mi ’
Bu eğlenceli dardı mesel olmuş anlatımla bağlantısı olduğundan ; başka anıyı da anlatalım .
Efendim ağanın kızlarından Sarı kız Vazıldan (Ulu çimen köyünde tanınmış aile Yonus gilde kocadadır. Aile Osman Beye yüklüce borçlanmıştır. senet yazılır Osman Bey senedi Paşo Ağanın kızı oldunu bildiyi Sarı kızın
imzalamasını iste kadın buna kızar ne giderim ne de imzxa veririm der Bu durumu duyan ve öğrenen ağa çok kızar alacağını gönderir borcu kapatır.
Zaten kızmakta olduğu Osman Bey ile arası iyiden iyiye açılır. Aynı hoşnutsuzluk içinde olan diyer köylerin ileri gelenleriyle görüşür konuşur ve İSTANBUL’A gitmeye karar verirler. Yelliceden Höbekten htırı sayılanlardan bire alır. Atlarla Samsuna oradan deniz yoluyla Payıtahta varırlar. Orada Susuzveren köyünden odacı başını görürler durumu anlatıp yardımını isterler. O da ilgili makamlar aracılığıyla söz konusu 18 köyün Fermanını alarak dönerler Böylece 18 köy marabalıktan kurtulur, herkes kullandığı yerin sahibi olur. Kurtulan köylerden yer teklifleri olur özellikle Höbekliler yaylak yeri Tüllüceği teklif ederler Ağa hiç birini kabul etmez.
İkinci büyük hizmeti köyüne olan hizmetidir.
Biraz da buna değinelim.
ağanın Sarı kı
Paşo Ağayla Osman Beyin çatışmasının anlatılması sırası gelmiştir sanırım. Beklemekte olduğunuz da bu olsa gerek
PAŞO AĞAYLA OSMAN BEYİN DALAŞMAINAGELELİM DE PAŞO AĞANIN ÇEVREYE OLAN UNUTULMAZ HİZMET
YORUMLAR
Okurlarıma teşekkür ediyor asıl konuya Büyük Dedem PAŞO ağayı mutlaka okuyunuz derim Sevgi ve esenlikler dileği ile