- 69 Okunma
- 0 Yorum
- 3 Beğeni
Takviminizi Değiştirmeyi Unutmayın
Her yılbaşında olduğu gibi bu yılbaşında da birbirinden ilginç eğlencelerin tertip edileceğine dair reklamlar her yeri doldurmaya başladı.
Falan sanatçı filan yerde sahne alacak. Falan şaklaban filan yerde şaklayacak. Falan otelde yılbaşına özel parti düzenlenecek. Falan kanalda bilmem hangi şarkıcılar vızıldayacak vs…
Bu eğlencelere karınca kararınca belediyeler de katkıda bulunacaklar. Mesela İstanbul Büyükşehir Belediyesi havai fişek gösterisi yapacak, Boğaz köprüsü rengarenk ışık gösterisine sahne olacak vs…
Evleri de unutmamak gerek. Daha ter-ü taze çam fidanları evlerdeki namütenahi yerlerini alarak süslenmeye başlandı bile.
Hindi üreticileri bayram edecek; zira yılbaşı sofralarının vazgezilmezi olarak hindiler alınacak, kesilecek, doldurulacak vs…
Tekel bayilerini es geçmek ayıp olur. Her ne kadar on sekiz yaşından küçük olanlara satışı yasak olsa da gençler, genç adayları ve kendilerini genç hissedenler sabahlara kadar kafaları çekecek…
Maytap, fişek vb. patlayıcılar alınıp gece yarısına doğru caddelerde, sokaklarda, meydanlarda patlatılacak…
Hatırı sayılır kişiler yılbaşı demeçleri verecekler. Muhtemelen yeni yıldan sağlık, sıhhat, huzur, barış getirmesi falan istenecek…
Bir de “umut fakirin ekmeği” denir ya, zengin olma hayalleri kuranlar loto, piyango çekilişlerinin sonuçlarını sabırsızlıkla bekleyecekler…
Noel Baba kılığında dolaşıp firma reklamlarını yapanlar alış-veriş merkezlerinde boy gösterecekler…
Kısacası İslamiyetle uzaktan, yakından hiçbir alakası olmayan neidüğü belirsiz bir kutlama sırf “başka milletler” kutluyor diye müslümanlarca da icra edilecek.
Ülkemizde demokrasi var! Dileyen dilediği gibi hareket etme özgürlüğüne sahip. İlle de kutlamak isteyene diyecek lafımız yok. Günahı, vebali herkesin kendi boynuna.
Burada dikkatlerinizi başka bir noktaya çekmek istiyorum. Ramazan-ı Şerif ve Kurban Bayramlarında Afrika kıtasındaki ülkelere, Arakan’a, Suriye’ye, Haiti’ye, Endonezya’ya ismini dahi duymadığımız dünyanın bilmem neresinde bulunan fakirlere, muhtaçlara yardım ulaştırmak amacıyla müslümanların zekatlarına, fitrelerine, kurbanlarına talip olan “yardım kuruluşları!” yılbaşı kutlamaları için yapılacak olan israf dolu bu harcamalara neden ses çıkarmazlar? Bu israflardan vazgeçilip adı geçen o ülkelere ve muhtaçlara yardım edilmesi için neden uğraşmazlar?
Ramazan-ı Şerif ayı boyunca, Kurban Bayramı gününe kadar onlarca reklam verenler, gazete sayfalarını kiralayanlar “yılbaşı” gelince neden köşelerinde sus-pus otururlar? Afirka’da fakirlik bitti de bizim mi haberimiz yok? Yoksa fakirlik sadece Ramazan ayında ve Kurban bayramında mı oluyor?
Ayrıca “Kurban kesilerek kutlanan bir dini anlayamıyorum” diyenler ya da kurban kesimini “Vahşilik! Barbarlık!” olarak niteleyenler, yılbaşlarında kesilen çam fidanlarına, hindilere karşı nasıl oluyorda sessizliklerini koruyabiliyorlar? İnsan sağlığına her cihetten zararlı olan içki tüketimine bir “dur!” diyebilme zahmetinde bulunamıyorlar?
Sabahın seherinde okunan ezandan rahatsız olanlar, yılbaşı gecesinden sabahına kadar yapılan gürültülere nasıl tahammül edebiliyorlar?
İnsanı aşağıların aşağısına sürükleyecek olan her türlü melanetten sakınmalarını müslümanlara tavsiye ediyorum.
Bu yazı vasıtasıyla bir kez daha hatırlatmak yerinde olur.
31 Aralık bizim için sadece takvimlerimizi değiştirmekten ibaret olsun!
İlle de bir kutlama yapılacaksa helal dairesinde kalmak şartıyla bayramlarımız, kandillerimiz, Cuma’larımız bize yeter!
yusuf akkaya
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.